Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/103 E. 2020/744 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/103 Esas
KARAR NO : 2020/744

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2016
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, borçlu davalıdan alacağını tahsil için davalı aleyhine İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğü —-sayılı dosyasından —-üzerinden icra takibi başlattığını, borçlunun itiraz dilekçesiyle, yetkiye ve davacı müvekkiline borcu bulunmadığı iddiasıyla borca itiraz ettiğini, başlatılan icra takibi durduğunu, taraflar arasındaki 16.11.2012 tarihinde sözleşmedeki “uyuşmazlıkların çözümü” başlıklı 9.maddesinde “İşbu sözleşmenin tatbikatında doğacak ihtilaflarda —- yakası mahkeme ve icra daireleri yetkilidir” denildiğini, — Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığını, davalının yetki itirazının reddine karar verilmesini talep ettiklerini borçlunun itiraz dilekçesinde müvekkilinin sözleşme yükümlülükleri yerine getirmediği iddia ettiğini, ancak akdedilen 16.11.2012 tarihli sözleşme gereği; müvekkili davacının ——- yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve——— başlandığını, söylenen sistemler hususunda müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği iddiasının asılsız olduğunu, sistemin davalıya teslim edilmeden ——— geçici kabul sonrası devreye alındığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan alacağın tamamının tahsil edildiği iddia etse de; sözleşmenin “——-” başlıklı 3. maddesine göre; davalının sözleşme bedeli olan, —- yükümlülüğü altına girdiğini, sistemlerin ——— biçimde faaliyete sokulmasına rağmen davalının bedel ödeme ifasına yerine getirmeyerek; müvekkilinin 117.723,11 Euro alacağı bulunduğunu, söz konusu ürünlerin —– davalı şirket tarafından kullanıldığını, bu ürünlerden kaynaklı davalının müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunmadığını, haksız ve gerçek olan ayıp iddiasının icra takibine sunulan itiraz kapsamında ileri sürülmesinin davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 23. Maddesinin e bendinde; “c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise —- içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra —- içinde incelemek veya– ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde — yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. Maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmüne göre; davalının iddiası tamamen asılsız ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, bu sebeplerle; davalıya Beyoğlu— Noterliği —— ihtarname gönderildiğini, buna rağmen bakiye alacakları ödenmediğinden davalı şirket aleyhine icra takibine geçilmesi mecburiyetinde kalındığını, önce; davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasında takibe geçildiğini, takip talebinde yapılan maddi yanlışlık sebebiyle tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla daha sonra, İstanbul Anadolu —.– Müdürlüğü nün——. sayılı dosyada icra takibi başlatıldığım, önceki takipten vazgeçildiğini, ancak davalının ——-. takibe haksız, hukuka aykırı olarak ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, Açıklanan nedenlerden dolayı; borçlu şirket tarafından yapılan haksız ve hukuka aykırı yetkiye ve borca itirazın iptaline ve itiraz neticesinde duran takibin devamına karar verilmesi talebiyle iş bu davayı açma zarureti doğduğunu beyanla; Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; taraflar arasında akdedilen 16,11.2012 tarihli sözleşmeler gereği doğacak tüm ihtilaflarda —– ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığından açılan takibe davalıca yapılan yetki itirazının, HMK 17.madde karşısında hukuka ve yasaya aykırı olması sebebiyle reddini İmzalanan sözleşmeler gereği, davalının borçlu olduğu ve ödemesi gereken —-şirketten talep edildiği İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün ——. sayılı icra takibine davalının haksız şekilde yaptığı İtirazının İptali ile takibin devamını, borçlu davalının icra takibine kötü niyetle itirazı ile müvekkilinin alacağını geciktirmek maksadıyla itiraz ettiğinden İİK madde 67/2 madde gereğince davalının %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —-tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmekle birlikte; borçlunun davaya cevap dilekçesindeki beyanlarının mesnetsiz ve hukuk dışı beyanlar olduğunu, ———— onaylandığını, davalının —- —- Sulh Hukuk Mahkemesi———dosyasında tespit talep ettiğini, itirazlarım dosyaya sunduklarını, davalının müvekkilinin taahhüdünde ve sözleşme kapsamında olmayan hususlarda tespit talep ettiğini, müvekkilinin davalıdan 117.723,11 Eııro alacağının olduğunu, davalının onayı ile taşınmazda çalışmalar yapıldığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:—–
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında belirttikleri üzere müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığını; davacı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmeye göre müvekkilinin ödeme borcunu yerine getirdiğini, davacı ile ayrı ayrı sözleşmeler imzalandığını, bu sözleşmelerden dolayı davacının alacaklı olduğu iddiası ile ihtarname çektiğini, bu ihtarnameler ile davacının icra takiplerinin birbiri ile uyumlu ve tutarlı olmadığını, davacı tarafın ve müvekkilinin kayıtları incelendiğinde sözleşmede belirtilen tutarların ödendiğinin görüleceğini, sözleşmeye — tarafça müvekkiline eksiksiz kusursuz ve ayıplardan bir şekilde sözleşmedeki taahhütlere uygun olarak teslim edilmediğini, bu eksik ve gizli ayıpların ancak uzun süreli bir kullanımdan sonra ortaya çıkan ve fark edilebilecek olan kusur ve gizli ayıpları olduğunu, konu ile ilgili davacı şirket yetkilileri ile defalarca sözlü olarak konuşulduğunu, davacıya dava açacaklarının bildirilmesi ile bu icra takiplerini davacının açtığını, bu ayıp, eksik ve kusurlardan dolayı—- Mahkemeleri nezdinde tespit davaları açıldığını, ilerleyen aşamalarda bu dosyaların sayın mahkeme’ye sunulacağını, davacı — yapıldığını beyan ettiğini, —– tesliminden sonra davacının vermesi gereken— imzalayıp müvekkiline sunmadığını, davacının müvekkilinin ——- taahhüdü karşılığında anlaşılan bedellerin kendilerine ödendiğini, davacının sözleşme dışında fazladan fatura tanzim ettiğini, bu faturaya dayalı olarak alacak iddiasında bulunduğunu, davacının tesisin kurulumunu yaparken fahiş ve kabul edilemez hatalar yaparak tesisi kendisine teslim edilen taşınmazın dışına taşırdığını, bu tecavüzlerden dolayı yıkım masraflarının fazlalığından dolayı müvekkilinin söz konusu taşınmazları almak zorunda kaldığını, bu zararların tazmini anlamında dava çalışmalarının devam ettiğini, davacının müvekkili şirketlere ihtar çekip alacak iddiasında bulunmuş, faturaya dayalı olarak hem müvekkil ——— aleyhine İstanbul Anadolu — İcra müdürlüğünün —sayı dosyada takip başlattığını, bu takibe itiraz ettiklerini, iptali yönünde herhangi bir dava açılmadan İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü — sayılı dosyası ile mükerrer icra takibi başlatıldığını, itirazımız üzerine bu davanın açıldığını, davacının müvekkili şirketlere gönderdiği ihtarnameler ile yaptığı icra takipleri incelendiğinde; gerek taraflarının gerekse takip miktarlarının birbiri ile çelişkili olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davacının hukuki dayanaktan yoksun mesnetsiz davanın reddini, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Davacının mahkememizde açtığı itirazın iptali davasında taraflar arasında 16/11/2012 tarihli sözleşme düzenlendiğini, sözleşme gereği üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, —- tarihinde — ve satışına başlandığını,— konusunda davalının sözleşme gereği üzerine düşen edimleri yerine getirmediği iddiasının asılsız olduğunu, sistemin davalıya tesliminden ———– iddialarının asılsız olduğunu, geçici kabul sonrası sistemin devreye alındığını, davalının hem sözleşmenin yerine getirilmediğini iddia edip, hem de ödeme yapıldığı iddiasının birbiri ile çeliştiğini, — davalı tarafından kullanıldığını ve ürünlerden ötürü davalı yanın herhangi bir ayıp bildiriminde bulunmadığını, takibe itirazın da bu hususun ileri sürülmesinin kötü niyetli olduğunu, sistemin — davalı tarafça bir kısım ödemelerin yapıldığını, ürünlerin ayıplı olduğuna dair herhangi bir bildirim ya da iddia ileri sürülmediğini, davalının ödeme yapmaması üzerine gönderilen ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını belirtilerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği, davalının ise taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre ödeme borcunun yerine getirildiğini, davacının eksiksiz ve kusursuz olarak taahhütlerini yerine getirmediğini, ——- bir çok — kullanımdan sonra ortaya çıkan fark edilebilecek kusur ve gizli ayıplar olduğunu, defalarca görüşülmesine rağmen bu eksik ve ayıpların giderilmediğini, — kesin kabulünün yapılmadığını, –imzalayıp vermediğini, davacının sözleşme dışında fazladan fatura düzenleyip tek taraflı olarak kendilerinin yazılı muvafakatini almadan yaptığı iş ve işlemler için faturaya dayalı alacak iddiasında bulunduğunu, davacının daha önce ihtarname gönderip faturaya —- İstanbul Anadolu –.İcra Müdürlüğü– sayılı dosya ile başlattığı takibe itiraz edilmesine rağmen bu dosya için dava açmadan mükerrer takip başlattığını, ihtarnameler ve takip tutarlarının birbiri ile çeliştiğini, davacının dahi alacak miktarını net olarak belirleyemediğini belirterek davanın reddini savunduğu, tazminat talep ettiği, davacının ise ilk önce başlatılan İstanbul Anadolu –.İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasındaki takip talebinde maddi hata yapıldığını, bu nedenle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davaya konu takibin başlatıldığını ve önceki takipten vazgeçildiğini, aksi yöndeki davalı iddialarını kabul etmediklerini ileri sürdüğü, uyuşmazlık noktalarının bunlardan ibaret olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü –Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; takip alacaklısı/davacı taraf borcun “— tarihli cari hesap ekstresi ve Beyoğlu —. Noterliği ———- ihtarnameden (İstanbul Anadolu — İcra Dairesi— Sayılı dosya sebebiyle tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla) kaynaklandığını ileri sürerek takip borçlusu/ davalı aleyhine 18.12.2015 tarihinde 117.723,11 € asıl alacağı için takip başlattığı, takip borçlusu vekilinin süresi içerisinde “Alacaklının başlatmış olduğu icra takibine konu ödeme emrine, borca, faize takibe, konuyu düzenleyen kanun hükümlerine açıkça aykırı olduğu için itiraz ediyor ve ödeme emrine konu borcu, işleyecek olan faizi kabul etmiyoruz. Alacaklı tarafça başlatılan icra takibine — ikametgahı —– yetkisine itiraz ediyoruz. Alacaklı firma sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi sözleşmeden kaynaklanan alacağının tamamını da tahsil etmiştir. Bununla birlikte, sözleşme gereğince, teslim edilmesi gereken ürün/ürünler de ayıplardan ari bir şekilde teslim edilmemiştir. İcra takibine konu alacak verecek ilişkisi yargılamayı gerektirmekte olup, alacak likit değildir.” şeklinde itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Davalı tarafın İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasında daha önce takip başlatıldığını belirterek derdest takip olduğunu ileri sürdüğü, söz konusu icra dosyasının incelenmesinden; davacının davalı —sözleşme uyarınca —–tarihinde takip başlattığı, daha sonra davaya konu icra takibi ile yalnızca davalıya takip yöneltmek suretiyle—– hesaba dayandığı ——-sayılı dosya ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla —– tarihinde takip talebinde bulunduğu, davacı alacaklı vekili tarafından —- takipten vazgeçilmiş olduğu, dolayısıyla mahkememiz dava konusu takipte hem tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığı hem de takip başlatıldıktan sonra İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasına konu takipten — tarihinde vazgeçildiğinden derdest itirazına konu herhangi bir takip kalmadığı anlaşıldığından davalı tarafın bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
Davalı vekili icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden söz konusu itiraz dava şartı olarak değerlendirilmiştir. Davalının takibe itirazında akdi ilişkiyi inkar etmediği, takip konusu alacağın 16.11.2012 tarihli sözleşmeye dayandırıldığı, davalının sözleşmeden kaynaklı borcu ödediği, davacının ürünleri ayıplı olarak teslim ettiğini ileri sürdüğü, tarafların kabulündeki sözleşmenin 9. maddesi ile –İcra Dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla HMK 17. Maddesi uyarınca davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—- Hukuk Mahkemesi’ne yazı yazılarak — sayılı dosyası getirilerek dosyamız arasına alınmıştır.
—- arasında sözleşme kapsamında yapılan işe– dosyası getirtilmiştir.
Talimat mahkemesince keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
— taşınmazın — tarafından hazırlanan —— bulunmaktadır. Konum itibariyle yapılan — taşınmazın içerisinde olup, herhangi bir sınır ihlali bulunmamaktadır.
Gölbaşı — Asliye Hukuk Mahkemesi’nde —– alınan — defterlerinde yapılan inceleme neticesinde; tarafların aralarında ——— davacının— yapmayı taahhüt ettiği davalının ise bu bedeli ödemeyi kabul ettiği anlaşmayı imza altına aldıkları, davacının 16.11.2012 tarihli sözleşme gereğince taahhüt ettiği anahtar teslimi işin karşılığında 1.736.221,53 TL’Iik iş yaptığı, yapılan bu iş karşılığında 1.401.229,00 TL tahsil ettiği, ödenen tutar tarafların aralarında imza altına aldığı anlaşma gereğince döviz üzerinden olduğu için yapılan ödemeler döviz kuruna çevrilip sözleşmedeki toplam döviz miktarından düşüldüğü zaman davacının— sözleşme gereğince taahhüt ettiği anahtar teslimi işin karşılığında ilişkili—- tahsil ettiği anlaşılmakta olup ödenen tutar tarafların aralarında imza altına aldığı anlaşma gereğince döviz üzerinden olduğu için yapılan ödemeler döviz kuruna çevrilip sözleşmedeki toplam döviz miktarından düşüldüğü zaman davacının ——- olduğu, davacının iki ayrı firmadan olan alacakları ayrı ayrı toplandığı zaman; davalı —— belirtilmiştir.
Gölbaşı—-Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Elektrik-Elektronik Mühendisi —- tarafından hazırlanan 05.05.2017 Tarihli Bilirkişi Raporunda; “..—olmasına rağmen ——– duruma düşmüştür. —- — göz önüne alırsak ki bu %15 kabul edilebilir orandır. —- — şekilde ———-arttırılması gerekir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Bu raporlar yetersiz olduğundan mahkememizce ——-seçilecek (daha önce görevlendirilen bilirkişiler dışında) 3 elektrik elektronik mühendisi bilirkişi ile inceleme yapılarak ve uyuşmazlık konusunun yalnızca davacı ve davalı arasında düzenlenen sözleşme kapsamındaki iş yönünden olup, dava dışı —- inceleme konusu olmadığı hususu bildirilmek suretiyle davacı ile davalı arasında düzenlenen eser sözleşmesi uyarınca davacı tarafın yaptığı imalatın sözleşme hükümlerine uygun olarak imal edilip edilmediği, davalının ayıp iddiaları ve bu iddialar kapsamında dayandığı deliller (değişik iş delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporları) incelenerek — eksik ve ayıplı olup olmadığı, —– ayıbın açık yada gizli ayıp olup olmadığı yani ayıpların sonradan ortaya çıkan ayıplar mı yoksa teslimden itibaren var olan ayıplar mı olduğu, iş sahibi olan davalının eseri kabulden imtina hakkını kullanmasını mümkün kılan ölçüde yani davalının kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olup olmadığı, eğer ayıp iş sahibinin red hakkını kullanamayacağı ölçüde az ise iş bedelinden ayıp miktarında indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, gerekmesi durumunda bu tutarın hesaplanarak sözleşme bedelinden düşülebilecek tutarın belirlenmesi, bunun hesabı yapılırken sözleşmedeki rakamların dikkate alınması, yine ileri sürülen ayıpların kullanım hatasından kaynaklı olup olmadığının saptanması, davacının sözleşme dışı yaptığı işler olup olmadığının belirlenerek bu işlerin yapıldığı yıla göre rayiç değerinin belirlenmesi, davacının sözleşme kapsamında eksik bıraktığı iş olup olmadığı var ise sözleşme şartlarına göre ederinin hesaplanarak hesaplanması amacıyla —- Hukuk Mahkemesine tekrar talimat yazılmıştır.
Talimat mahkemesi aracılığıyla —– Raporunda özetle: Keşif esnasında alınan veriler ile dava dosyası ve ekleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, santralin geçici kabul heyetinde davacı ve davalı ile —–noksan ve kusurların ihale bedeline nazaran % tutarı kısmına “Eksik ve özür görülmemiştir.” notu düştükleri dava dosyasındaki —– tutanağından anlaşıldığından, keşif sırasında ise santralde eksik veya ayıplı imalata rastlanmadığından, davacı ile davalı arasında düzenlenen eser sözleşmesi uyarınca davacı tarafın yaptığı—–hükümlerine uygun olarak imal edildiği, davalının ayıp iddiaları ve bu iddialar kapsamında dayandığı deliller incelendiğinde —– birlikte anahtar teslim yapılması …” ifadesi geçtiğinden, davacının sözleşme dışı yaptığı işler olmadığı, keşif süresindeki —– tarihli geçici kabul tutanağında herhangi bir eksilik belirtilmediğinden, davacının sözleşme kapsamında eksik bıraktığı iş olmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafın —– yapılarak davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği bir cari hesap alacağı olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti yönünde serbest muhasebeci —-düzenlenen kök raporda; davacı şirketin ibraz ettiği 2012-2013-2014-2015-2016 yıllarına ait defterlerinin usule uygun olduğu, davacı ile davalının ticari ilişkilerine 04.12.2012 tarihinde davalının davacıya yaptığı 20.000,00 TL ödeme ile başladığı, başkaca herhangi bir ticari ilişki olmadığı—— maddesine göre; davacının 20.000,00 TL borçlu olarak 2013 yılına devir ettiği, 30.10.2013 tarihinde davacının banka hesabına 125.000,00 TL davalı tarafından ödeme yapıldığı, 120 hesaptaki —— davalıdan —–olmak üzere toplamda 300.000,00 TL daha çekle tahsilat yapıldığı, —–vade tarihli çekin —– açık hesap —– hesabına — aktarıldığı, 18.04.2014 tarihinde ise davalıdan alınan 2 adet ve 200.000,00 TL çeklerin iade edilmesi sonrasında davacının —– yoluyla aktarılan —- faturalar kestiği, kesilen faturalar sonrasında davacının bu defa —– 12.403,00 TL olmak iizere aleyhine kur farkı tahakkuk ettirmesi sonrasında;——- alacaklı olarak başladığı, davacının lehine ——–kaydı düşülmesi ile,— kalan ———— hesaba virman yoluyla aktarıldığı—- aleyhine kur farkı tahakkuk ettirildiği, yapılan kur farkları sonrasında davacının—– şirket tarafından dava dosyasına —– ticari defterlerinde——— hesabında takip edildiği, davalı tarafından inceleme sırasında tarafına herhangi bir —- —- olduğu, davalı tarafın 2016 yılı defterlerinde davacıya yapılan bir ödeme kaydı görülemediği belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan mali bilirkişi raporu ile talimat mahkemesince alınan mali rapor arasındaki bir kısım çelişkilerin giderilmesi amacıyla talimat mahkemesinde rapor düzenleyen—- incelenmesi amacıyla ek rapor alınmıştır.
SMMM —– tarafından düzenlenen — tarihli sözleşme gereğince taahhüt ettiği anahtar teslimi işin karşılığında 1.736.221,53 TL lik iş yaptığı, yapılan bu iş karşılığında 1.401.229,00 TL tahsil ettiği, yapılan ödemeler döviz kuruna çevrilip sözleşmedeki toplam döviz miktarından düşüldüğü zaman davacının 52.849,91 Euro alacağı olduğu, davalı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinde davacı şirkete yapılan herhangi bir ödeme olmadığı, belirtilmiştir.
—–tarafından düzenlenen 16/10/2019 tarihli ek raporda özetle; davacının defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, davacının tüm faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmasından ve bu fatura bedellerinden davalının sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde; davalının davacıya —- —- borcu olduğu, davalı vekilinin 09.05.2018 tarihli duruşmada müvekkilinin yaptığı ödemelerin ——-aktarıldığı savunması karşısında yapılan incelemede;———- tarafından bu ödemenin —- tarafından yapıldığının bildirilmesi—- ödemenin davalı —— yapıldığı kabul edilirse belirlenen bedellerden 50.000,00 Euronun düşülmesi gerektiği belirtilmiştir.
—– tarafından —– raporda özetle; Davacı taraf her iki şirket hesabını —— tek bir hesapta karma şekilde tuttuğu, davacı şirketin davalı ve —– olduğunun kök raporda tespit edildiği, davacı tarafından kesilen faturalardan ve kayıtlarında yer alan kayıtlardan davalı ——— bulunur” kuralı gereği davacının davalı ve dava dışı şirketten 117.723,11 Euro alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 16.11.2012 tarihli sözleşme bulunduğu, bu sözleşmeye göre davacının satıcı, davalının alıcı olup, sözleşmenin konusunun davacının, davalı ———– — birlikte anahtar teslimi yapılması husunda olduğu, sözleşme kapsamında yapılacak —- olarak belirlendiği, sözleşmenin 2. ve 4/2 maddelerine göre kurulacak sistemin 499,80 kWp güç kapasitesine sahip olması gerektiği, davalı şirketin talebi doğrultusunda Değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporunda; —- olduğu, dolayısıyla — altında olduğu, daha —-.”——-ekipmanları ile birlikte montajının ve tesliminin yapıldığı tutanak altına alındığı, talimat mahkemesince 3 kişilik teknik heyetten oluşan bilirkişi heyet raporunda;— ve beklenen seviyede üretim yaptığı hususlarının belirlendiği, davacı, — — eksik ve özür görülemediğinin belirtildiği, talimat mahkemesince yapılan keşif sonucunda düzenlenen teknik heyet raporunda; eksik ve ayıplı işe rastlanılmadığı ——belirlendiği, her ne kadar davalı — bulunmuş olsa da davalı şirketin davadan önce ayıba ilişkin birebir ihtar ve uyarısının bulunmadığı, davalının tek ihtarının 20/05/2016 tarihli ihtarı olup bu ihtarın da dava tarihinden sonra olduğu, —-giderilmesinin ihtar edildiği, bu kapsamda davacı tarafından tutulan tutanakta; arızanın kullanım kaynaklı olduğunun belirtildiği, davalının bundan başka eksik iş ve ayıba ilişkin ihtarının bulunmadığı, bu hususta davacıya sözlü olarak başvuruda bulunulduğu ve davacı tarafından işin tamamlanmadığı belirtilmişse de bu hususta davalı tarafça herhangi bir delil sunulmadığı, dolayısıyla eksik iş ve ayıp savunmasının davalı tarafça ispatlanamadığı, 3 kişilik teknik heyetten alınan rapora davacı tarafın bir itirazının olmadığı, davalı tarafın ise itirazlarının soyut olduğu anlaşılmakla mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle —-davacının sözleşme konusu işi eksiksiz ve ayıpsız şekilde yaparak davalıya teslim ettiği, davacının yaptığı işten kaynaklı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti amacıyla taraf defterlerinin incelendiği,
Davacı tarafından yapılan iş kapsamında—- sözleşme kapsamında yapılan işler için düzenlendiği,
Davacı tarafından düzenlenen bu 4 adet faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla davacı tarafın alacağının bu bedel üzerinden değerlendirilmesi gerektiği ve faturalar toplamından davalı tarafından yapılan ödemelerin düşülmesiyle birlikte davacı tarafın bakiye alacağının tespit edileceği, mali—- davacının defterleri incelenerek hazırlanan raporda— 374.076,95 TL alacaklı olduğu, davalı şirket tarafından dava dosyasına 2012-2013-2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin ibraz edilmediği, ibraz edilen 2016 yılına ait ticari defterlerinde; davacı———- davalı tarafından inceleme sırasında tarafına— borçlu olduğu, yine davalının —– borçlu olduğu ve davalının kendi defterlerine göre; davalı tarafından —- celsesinde davalı vekilinin; “davacı kayıtlarında—-yapılan ödemelerin (banka ———— düşülmediği, dava dışı——– tarafından yapılan ödemelerin de kendi hesabından düşülmediği ile anahtar teslimi sözleşmede 1.200.000,00 Euro borcun dışında faturalar keserek 117.723,11 Euro tutara ulaşmasıdır. Karşı tarafın defterlerine bir itirazımız yoktur. İtirazımız anahtar teslimi işte sözleşmeden daha fazla fatura kesilmesi, kendi hesaplarından yapılan ödemelerin ilgili kişilerin hesaplarına yatırılmamasıdır. Müvekkilimin yaptığı ödemeler karşı tarafın defterlerinde mevcuttur. Ancak müvekkilimin yaptığı ödemeler —— aktarılmıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu, davalı vekilinin bu beyanından esasen defter kayıtlarına bir itirazının olmadığı, ancak davalı adına yapılan ödemelerin davalının borcundan düşülmediğini —- ödemelerinin de bu firmanın borcundan mahsup edilmediğini ileri sürdüğü, davalı vekilinin bu beyanı doğrultusunda yeniden incelenen taraf defterlerinde—– tutarın — belirlendiği, dolayısıyla bu tutarın ayrıca mahsubunun gerekmeyeceği, davalının kendi —- borcunun bulunduğu hususunun kayıtlı olduğu, davalı tarafın davacı kayıtlarına bir itirazının olmadığı, tek itirazlarının —- tarafından yapılan ödemelerin ayrıştırılmasına ilişkin olduğu, bu durumun da az yukarıda açıklandığı şekilde 50.000,00 Euro luk ödemenin zaten davalının borcundan mahsup edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla —– denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep ettiği kadar alacağının olduğu anlaşılarak takibe yönelik itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf ——alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasarım 4/a maddeleri gereğince faiz yürütülmesini talep etmiştir. Taraflar arasında faize yönelik yapılmış bir anlaşma bulunmadığından ve takipte yıllık % 6 oranında faiz talep edildiğinden yıllık % 6’yı geçmemek kaydıyla 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca faiz işletilmesine karar verilmiştir. Dava konusu alacak fatura alacağı olup likit olduğundan hüküm altına alınan bedel üzerinden takdiren % 20 oranında inkar tazminatına hükmedildiği, davacı tarafın takip başlatmakta haksız olmaması nedeniyle davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. İcra inkar tazminatı takip tarihindeki, yargılama gideri ve vekalet ücreti dava —— üzerinden inkar tazminatı belirlenmiştir.) (yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; dava tarihi 27/01/2016 olduğu, bu tarihteki —- satış kuru= 3,2708 TL, 117.723,11 x 3,2708 TL = 385.048,75 TL)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 117.723,11 Euro asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 6’yı geçmemek kaydıyla 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 117.723,11 Euro’nun takip tarihindeki TL karşlığı olan 374.065,18 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 26.302,68 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.740,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.562,03 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 4.740,65 TL peşin/nispi harç olmak üzere toplam 4.740,65 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 166,26 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL mahkememizin bilirkişi masrafı olmak üzere ve 8.304,60 TL talimat masrafı olmak üzere toplam 9.970,86 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 35.403,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.