Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1029 E. 2018/85 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1029 Esas
KARAR NO : 2018/85

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında yazılı olmayan cari hesap sözleşmesi mevcut olduğunu, optik işi yapan davalı ile müvekkilinin süregelen ticari ilişkisi kapsamında davalı, 08.09.2014 tarihli 1.815,00 TL’lik ve 11.06.2015 tarihli 2.829,60 TL’lik fatura içeriklerini davalıya teslim ettiğini, bu fatura bedellerinin 3.215,00 TL’lik bölümü ödenmediğini, faturalar ve içerikleri ….. aracılığı ile davalıya teslim edildiğini, davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle İzmir 2.İcra Dairesinin ……….esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı borçlunun yetki ve borca itirazda bulunduğunu, dosya yetkili icra müdürlüğü olan İstanbul Anadolu Müdürlüğü’ne gönderildiğini, İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyasından davalı borçluya çıkarılan ödeme emrine yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı itirazın iptali davası açarak tanımadığı ve almadığı bir borçtan dolayı haksız olarak para talep ettiğini, borcun kendisine ait olmadığını, davacının faturalara ilişkin süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, davaya onu ürünü almadığını, bu nedenle iddia edilen borca, faturalara kanuni haklarının saklı kalmak üzere itiraz ettiğini beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 27/04/2016 tarihinde İzmir ……. İcra Dairesinde 2 adet faturaya dayalı olarak 3.215,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, ödeme emrinin davalıya 05/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 09/08/2016 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu ve borca, yetkiye itiraz ettiği, davalının yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar ön inceleme duruşma tutanağında davalının icra dairesine yetki itirazı değerlendirilmesi sehven unutulmuş olsa da , davalı borçlunun icra dairesinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, yalnızca yetkiye itiraz ettiği, yetkili icra dairesini bildirmediği, HMK’nın 19/2 maddesi uyarınca yetkili icra dairesini de bildirmek zorunda olduğu aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağının belirtilmesi nedeniyle davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının usule uygun yapılmamış olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, bildirilen deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı taraf ticari defter ve kayıtlara dayandırdığından tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, belirlenen inceleme gün ve saatinde davalıya muhtıra tebliğ edilmiş olmasına rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından yalnızca davacıya ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mali müşavir tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerine göre dava konusu faturaların defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının 3.213,78 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili, davanın kabulünü istemiştir.
Mahkememizce dava dilekçesinin ekinde …..ön izleme başlıklı çıktının ……’ye gönderilmek suretiyle söz konusu gönderinin teslim belgeleri istenilmiş, …… kargo gönderilerine ait teslim belgelerini bulamadıklarını belirtmiştir. Davacı tarafın defterlerinde davalının yaptığı bir takım ödemeler bulunduğunda davacı vekiline davalının kendilerine yaptığı ödemeleri gösterir kayıtlara ilişkin belgeleri sunması için süre verilmiş, davacı vekilinin sunduğu 07.09.2014 tarihli 275,00 TL bedelli, 07.11.2014 tarihli, 1.000,00 TL bedelli ve 09.06.2015 tarihli, 105,00 TL bedelli ödemelere ilişkin tahsilat makbuzlarının sunulduğu, tahsilat makbuzlarının incelenmesinde bu ödemelerin neye istinaden yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından, davanın fatura alacağından kaynaklandığı, bu faturaların daniel mink optik gözlük bedeline ilişkin olduğu, her ne kadar davacı tarafından faturaların ve içeriklerinin davalıya …. aracılığıyla teslim edilmiş olduğu iddia edilse de………yazı cevabında söz konusu gönderi takibine ilişkin arşivde yapılan tüm araştırmalara rağmen kayıtlara ulaşamadıklarını bildirildiği, davacı tarafından sunulan kargo ön izleme tutanağının bilgisayar çıktısı olup, davacı tarafından davalıya gönderildiği anlaşılmış olsa da kargo içeriğinin söz konusu tutanakta belirtilmediği, dolayısıyla dava konusu fatura ve fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, davacının başka bir delilde sunmadığı, dolasıyla faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispat yükü kendisine ait olan davacının iddialarını ispat edemediği, salt davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına dayanılarak faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan yargılama ve dosyadaki delillere göre; davacının davaya konu takibe dayanak faturalara konu malı davalıya teslim ettiğini ispat yükümlülüğünü yerine getirememesi nedeniyle (iş bu dava dosyası 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğünden sonra açıldığından delilleri arasında yemin deliline açıkça dayanmadığından mahkememizce yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususu resen sorulmamıştır) dolayısıyla davanın sübuta ermediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 38,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,94 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.