Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1027 E. 2018/91 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/1027 Esas
KARAR NO : 2018/91

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ……….’nın, eşit pay oranıyla (%50) sahip oldukları isimli şirketlerini 2014 yılının sonlarında devretmeye karar verdiklerini, davalıların da bu şirketlere/hisselere alıcı olduklarını, bunun üzerine taraflar arasında 31/12/2014 tarihli şirket hisse devri mutabakatı başlıklı yazılı sözleşme imzalandığını ve şirket hisselerinin davalılara devredildiğini, hisselerin devri için belirlenen toplam 210.000,00 TL bedelin 130.000,00 TL’lik kısmının (40 Bin TL nakit/peşin, 90 Bin TL’sinin çekle olmak üzere) davalılar tarafından müvekkillere ödendiğini, ancak bakiye 90.000,00 TL’lik kısım için hisse bedeli adı altında bir ödeme yapılmadığını, davalıların sahibi olduğu devre konu şirket tarafından müvekkillerinin sahibi olduğu şirkete 27.348.00 TL değerinde OSGB hizmeti verildiğini ve 90.000,00 TL’lik hisse bedeli borcunun 62.652.00 TL’ye düştüğünü, müvekkilleri ile davalılar arasında söz konusu bedelin ödenmesi için çeşitli zamanlarda görüşmeler yapıldığını ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine söz konusu bedelin müvekkillerine ödenmesi için, davalılara Kadıköy 27. Noterliği’nin …… tarih ve ………yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davalıların bu ihtarnameye, maddi gerçeklere, hukuka, hakkaniyete, vicdana aykırı bir cevap verdiklerini ve gerçek dışı beyanlarla ödeme yapmayacaklarını bildirdiklerini, ihtarname sonucunda da bakiye bedelin tahsil edilemeyeceğini beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere taraflar arasında yapılan 31/12/2014 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken 210.000,00 TL bedelin, davacılar tarafından nakit ve çekle ödenen bedeller ve ……hizmetine ait bedelinde mahsubundan sonra kalan ve davalılar tarafından ödenmeyen kısmı olan 62.652,00 TL’nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’sinin davalılardan alınarak müvekkillerine ödenmesine, mezkur alacaklarına sözleşme doğrultusunda ödenmesi gereken tarihten bu yana ticari faiz işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacılar vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin yetkili olduğunu, davalılar tarafından çekle ödenen bedelin 80.000,00 TL olmasına rağmen dava dilekçesinde bu bedeli sehven 90.000,00 TL olarak belirttiklerini, davalıların 31/12/2014 tarihli sözleşmenin varlığını ve imzalarını kabul ettiklerini, davalıların hisse bedeli için ödedikleri bedelin devir bedeli olarak iddia ettikleri 100.000,00 TL’yi geçtiğini, adi yazılı sözleşmede belirtilen çeklerin davacılara teslim edildiğini, davalıların …. tarihli noter sözleşmesinin yapılması sırasında hisse devrine ilişkin tüm bedeli ödediğini iddia etmelerine rağmen noter sözleşmesinin imzalanmasından yaklaşık 15 gün sonra 19/01/2015 tarihinde sözleşmede belirtilen 3 adet çeki müvekkiline teslim ettiğini, davalıların fazladan ödedikleri 20.000,00 TL’ye ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıklarını, davalılar tarafından hisse devir bedeli olduğu iddia edilen 100.000,00 TL’nin söz konusu hisselerin nominal değeri olduğunu, sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ………….. plakalı aracın davalılara devredildiğini, taraflar arasındaki gerçek iradeye bakılması gerektiği, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhinde ikame oluna davanın yetkisiz Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edildiğini, müvekkillerinin resmi ikametgahlarının dikkate alındığında yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu sebeple öncelikle huzurdaki davanın yetkisizlik sebebiyle reddine karar verilmesini ve dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, …. Sağlık Hizmetleri …….i ile ………. Ltd. Şirketlerinin devrinin 05/01/2015 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinin…….. yevmiye numaralı Limited ……i ile davacı … ve … tarafından müvekkilleri … ve …’ye 100.000,00 TL (YÜZBİNTÜRKLİRASI) bedel karşılığında devredildiğini, tüm hisse devir bedelinin devredenlerin de ikrarı üzerine devir tarihinde ödendiğini, bu nedenle müvekkillerinin …….. hisse devrinden kaynaklı davacılara ödenmemiş herhangi bir borcu olmadığını, limited şirket hisse devri noter sözleşmesindeki kayıtların aksinin iddia edilmesi halinde müddeinin bu olguyu aynı kuvvet ve mahiyette yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, bahsi geçen adi yazılı sözleşmenin ön protokol olarak imzalandığını, davacıların birinci yakınlarına ait grup şirketlerinin ……. müvekkiline devredilen şirketlerden hizmet almayacaklarını beyan ettikten sonra müvekkillerinin 31/12/2014 tarihli ön protokolün geçersiz olduğunu, davralınan firmaları bu firmalardan …… hizmeti alan grup şirketlerinin yoğunluğu sebebiyle tercih edildiğini, bu haliyle devralmaktan vazgeçildiğini ya da devir bedelinin 100.000,00 TL’de karar kılınması gerektiğini dikte ettikten sonra davacıların noterden yapılacak sözleşmede kararlaştırılan devir bedelini kabul ettiklerini beyan ederek öncelikle huzurdaki dava yönünden mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verilerek dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, tüm talepler açısından haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına ve reddedilen dava ile ilgili taraflarına ücreti vekâlet takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arası imzalanan ve geçerli olduğu iddia edilen 31/12/2014 tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden bakiye alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davalılar vekili cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunarak yetkili mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce her ne kadar davalılar vekili davalılarının mernis adreslerinin mahkememiz yetkisi dışında olduğu iddia etmiş olsa da dava dilekçesinde davalıların adreslerinin Üsküdar olarak belirtildiği,…sisteminden davalıların mernis adreslerine bakıldığı ve davalı …’ın adresinin Küçükçekmece davalı …’nün mernis adresinin Kadıköy olduğu anlaşıldığından davalılardan …’nün adresinde dava açıldığından mahkememiz ortak yetkili mahkeme olarak değerlendirilerek davalılar vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dava dışı hisse devri gerçekleşen ……… sicil kayıtları getirtilerek dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde, her iki şirketin de ortaklarının … ve … olduğu görülmüştür.
……… plakalı aracın tescil kaydında; Üsküdar 9. Noterliği’nin …….. tescil tarihiyle ……… adına kayıtlı iken Üsküdar 9. Noterliği’nden …… tescil tarihiyle ……. adına devir işlemi yapıldığı ve aktif kaydının halen aynı şirket üzerinde devam ettiği belirtilmiştir.
Davalılar vekili 30/10/2017 havale tarihli esas hakkındaki beyan dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanları aynen belirttikleri, devre konu şirketlerin devirden önceki mali durumunu gösterir resmi kurumlar huzurunda bildirilmiş kar ve zarara ilişkin beyannamelerden şirketlerin açıkça devirden önce zarar ettiklerini gösterdiğini, ayrıca şirketlerin müşteri portföyünün daralmış olması nedeniyle de ön protokoldeki devir şartlarından vazgeçildiğini gösterdiğini ve güncel durumun değerlendirilmesiyle noter huzurunda akdedilen devir sözleşmesinin şartlarında anlaşılarak devralındığını beyan etmiştir.
Davacılar vekili davalılar vekilinin bu beyanlarına karşı; müvekkillerinin hissedarlarıyla olan akrabalık bağı dışında herhangi bir alakasının olmadığı 3. Kişilere ait şirketlerle ilgili davalılara taahhütte bulunmalarının mümkün olmadığını, ne adi yazılı ne de noterde yapılan sözleşmede buna ilişkin bir ibare bulunmadığını, asıl sözleşme imzalanırken davalıların şirketin mali durumunu bilmemesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında asıl sözleşme ile noterde yapılan sözleşme arasında 5 gün olduğu, 5 gün içinde şirketin davalıların bahsettiği kadar değer kaybetmesinin mümkün olmadığını, bu iddiayı destekleyen somut bir delil bulunmadığını, tüm sürecin 31/12/2014 tarihli …….i uyarınca yürütüldüğünü beyan etmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde özetle; 31/12/2014 tarihli sözleşmesi ile hisselerin devri için belirlenen 210.000,00 TL bedelin 130.000,00 TL bedelin ödenerek bakiye 90.000,00 TL alacaklarının ödenmediğini, davalıların sahibi olduğu şirket atrafından müvekkillerinin sahibi olduğu şirkete 27.348,00 TL değerinde …….hizmeti verildiğini bu hizmet bedelinin müvekkillerinin alacağından mahsup edilerek 90.000,00 TL hisse bedeli borcunun 62.652,00 TL’ye çekildiğini, ancak davalıların sahibi olduğu şirket tarafından 27.348,00 TL için müvekkillerinin sahibi olduğu şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, bu nedenle 20.000,00 TL bedelli davayı ıslah etmek ve müddeabihi 90.000,00 TL’ye çıkardıklarını beyan ederek ıslah ettikleri 70.000,00 TL üzerinden ıslah harcını yatırmışlardır. Islah dilekçesi davalılar vekiline tebliğ edilmiş, davalılar vekili ıslaha karşı beyanda bulunmamıştır.
Davacılar vekili son celse beyanında, ıslah dilekçeleri doğrultusunda davanın kabulünü talep etmiş, davalılar vekili ise, noterde yapılan sözleşmenin resmi senetle ve daha sonraki bir tarihte yapılması nedeniyle geçerli olduğunu, ıslahı kabul etmediklerini, davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın limited şirket hisse devir bedeli ve hisse devir sözleşmesinde öngörülen bakiye bedelin tazminine ilişkin olduğu, dava dışı iki şirketin davacılar tarafından davalılara devredildiğine ilişkin herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın şirketlerin devrine yönelik adi yazılı sözleşmenin mi yoksa noterde yapılan sözleşmenin mi geçerli olduğu dolayısıyla şirket devrinden dolayı bakiye bedel alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, taraflar arasında önce 31/12/2014 tarihli ……………. başlıklı 31/12/2014 tarihli adi yazılı sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmenin tarafların kabulünde olduğu, iş bu adi yazılı sözleşmeye göre, dava dışı devredilen ……………Şti isimli şirketlerin davacılar tarafından 210.000,00 TL bedel karşılığında davalılara devredileceği, şirketlerin devriyle birlikte davacıların diğer şirketi olan ………..adına kayıtlı ……… plakalı aracın da devralan davalıların şahsına veya devir konusu şirketlerden birine yapılacağı, devir bedelinin 40.000,00 TL’sinin iş bu sözleşmenin imzalanması aşamasında ödeneği, sözleşmenin imzalanmasının mezkur bedelin alındığı anlamına geldiği, ayrıca makbuz aranmayacağı, bakiye devir bedelinin ise 15/02/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 15/03/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 15/04/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 15/05/2015 tarihinde 30.000,00 TL (bu ödemenin çekle yapılacağı), 15/06/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 15/07/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 15/08/2015 tarihinde 15.000,00 TL, 15/09/2015 tarihinde 30.000,00 TL (bu ödemenin çekle yapılacağı), 15/10/2015 tarihinde 20.000,00 TL (bu ödemenin çekle yapılacağı) olmak üzere toplam 190.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinin kararlaştırıldığı, her ne kadar davalılar vekili davacıların birinci yakınlarına ait grup şirketlerinin ……. müvekkiline devredilen şirketlerden hizmet almayacaklarını beyan ettikten sonra müvekkillerinin 31/12/2014 tarihli ön protokolün geçersiz olduğunu, devralınan firmaların hem şirketin devirden önce zarar etmesi hem de bu firmalardan OSGB hizmeti alan grup şirketlerinin, devredilen şirketlerden OSGB hizmeti almaktan vazgeçmeleri nedeniyle şirketleri devralmaktan vazgeçileceğini ya da devir bedelinin 100.000,00 TL’de karar kılınması gerektiğini dikte ettikten sonra davacıların noterden yapılacak sözleşmede kararlaştırılan devir bedelini kabul etmeleri üzerine noterdeki sözleşmenin yapıldığı ve devir bedeli olarak 100.000,00 TL’nin kararlaştırıldığını ve bu bedelin de ödendiği şeklinde savunma yapmış olsa da 40.000,00 TL bedelin adi yazılı sözleşmenin imzalanması ile ödenmiş sayıldığı, bu hususun her iki tarafın da kabulünde olduğu, teslim eden olarak davalı … teslim alan olarak ………. imzası bulunan 19/01/2015 tarihli belgede ……..keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli, 15/09/2015 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli, 15/10/2015 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çeklerin davalılar tarafından davacılara verildiğinin anlaşıldığı, davalıların 05/01/2015 tarihli noter sözleşmesinin yapılması sırasında hisse devrine ilişkin tüm bedeli ödediğini iddia etmelerine rağmen noter sözleşmesinin imzalanmasından yaklaşık 15 gün sonra 19/01/2015 tarihinde sözleşmede belirtilen 3 adet çeki davacılara teslim ettiği, çek bedel ve tarihlerinin adi yazılı sözleşmedeki ödeneceği belirtilen çek bedel ve tarihleriyle uyumlu olduğu yine bu çek bedellerinin ödendiği konusunda davalı tarafın herhangi bir itirazının olmadığı, yani davalıların çek ve nakit olarak toplam 120.000,00 TL ödedikleri, oysa noterde yapılan pay devri sözleşmelerinde toplam pay devir bedellerinin 100.000,00 TL olduğu, davalıların fazladan ödedikleri 20.000,00 TL’ye ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıkları, yine …… plakalı aracın ……. adına kayıtlı iken Üsküdar 9. Noterliği’nden …… tescil tarihiyle ……… adına devir işlemi yapıldığı, noterde yapılan sözleşmede araç devrine ilişkin herhangi bir ibare yer almadığı, açıklanan tüm bu nedenlerle noterde yapılan sözleşme daha sonraki bir tarihe ait olup adi yazılı sözleşmeden üstün olsa da tarafların iradelerine bakıldığında adi yazılı sözleşme hükümlerinin uygulandığı, aksi takdirde davalıların fazladan yaptıkları ödemeye bir açıklama getirmedikleri yine adi yazılı sözleşme uygulanmamış olsa ve noterdeki sözleşme geçerli olsa davacıların noterdeki sözleşmeden sonra 05/02/2015 tarihinde adi yazılı sözleşmeye göre aracı devretmelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalıların şirketin zarar ettiği yönündeki beyanına ise adi yazılı sözleşme tarihi ile resmi yazılı sözleşme tarihi arasında 5 gün gibi kısa bir sürenin olması nedeniyle itibar edilmediği, dolayısıyla tüm bu açıklanan nedenlerle taraflar arasında adi yazılı sözleşme hükümlerinin geçerli olduğunun anlaşıldığı, davalıların 210.000,00 TL hisse devir bedelinden 120.000,00 TL’sini ödediği ve bakiye 90.000,00 TL’sini ödemedikleri anlaşıldığından davanın ıslah edilen hali ile kabulü gerekmiştir. Davacıların davadan önce davalılara ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin davalılara 02/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davalılara bakiye bedeli ödemeleri için 7 gün süre verildiği, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün eklenmek suretiyle davalıların talep edilen 20.000,00 TL için 10/06/2016 tarihinden itibaren temerrüde düştükleri bu nedenle 20.000,00 TL’nin 10/06/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir. Islah dilekçesinde faiz talep edilmediğinden ıslah edilen kısma faiz işletilmemiştir. Davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ……. Esas……… karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2009/10519 Esas 2011/9221 karar sayılı, ilamları, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2007/2088 Esas 2008/9191 karar sayılı ilamları)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-20.000,00 TL’nin 10/06/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bakiye 70.000,00 TL’nin toplam 90.000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 6.147,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.196,00 TL’nin toplam 1.225,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.922,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.196,00 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T deki esaslara göre belirlenen 9.950,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 90,20 TL tebligat ve müzekkere gideri olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,ödenmesine,
Dair davacılar vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.