Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1013 E. 2022/95 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1013 Esas
KARAR NO : 2022/95

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2016
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin——-uğraştığını, diğer davacı———– sahibi ve — olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket yetkili bayi ilişkisi iile 2012 yılından beri çalışmakta olduklarını, müvekkil şirketin ortaklık yapısında değişiklik olması nedeni ile davalı ile 2015 yılının ilk aylarında davalı yan tarafından maktu düzenlenmiş sözleşme ile yeniden— sözleşmesi imzalanmış olduğunu, davalı şirketin—- ticaret yapılmış, davalı ile ticaret 4 yılı aşkın süre ile devam etmiş olduğunu, davalı şirket,—- müvekkilin işyerine 2015 yılında asarken —— ödememiş olduğunu, müvekkil davalının —- vergisini — olarak ödemiş olduğunu, tabela müvekkil tarafından sökülmüş, bunun üzerine müvekkilin hiçbir borcu bulunmamasına tağmen davalı, sözleşme yaparken almış olduğu teminat senedini — kısmını işleme koymuş olduğunu, Davalıya, müvekkiller tarafından — bedelinde ve senedin üzerinde — bulunmakta olduğunu, davalı, teminat senedi yazan kısmı kesmek suüreti iİle yasal işlem yapmış İhtiyati Haciz Kararı alarak — dosyası ile şirkette haciz işlemi uygulanmış olduğunu, davalı yan alacağının, sözleşmede belirtilen cezai şart, —- gecikme faizinden—olduğunu iddia ederek takip yapmış olduklarını, Müvekkilin davalıya hiçbir borcu bulunmamakta olduğunu, Müvekkil almış olduğu ———- ödemekte veya nakit ödeme ile almakta olduğunu, Senet üzerinde teminat ibaresi kesilmiş olduğunu,——— çabasına girmiş olduklarını,—– sözleşmesini bir nüsha yaparak müvekkilin iradesini kısıtlamış olduklarını, Taraflar arasında —-hak ve sorumluluklar- —- altında ve —cezai şart- başlığı altında —-cezai şart davalı tarafından —- Cezai şart hukuken geçerli olmadığını,—- kısmı geç ödeme bedeli olduğunu, Cari hesaplar, ticari defterle incelendiğinde müvekkilin hiçbir geç ödemesinin olmadığı —– görüleceğini, Davalının bedelini istediği —için müvekkil 47,655.67 TL —– ödemediği için görüşerek sökülen müvekkilin bedelsiz senedini icraya koyarak davalı kötü niyetini açıkça ortaya koymuş olduğunu” beyan ederek — Sayılı Dosyasına — alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmesine ilgili icra dosyasına müzekkere yazılmasına, — Sayılı Dosyasına dosya borcunun tamamı yatırıldığında dosyada mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına, davanın kabulü ile icra dosyasından borçlu olmadığının tespitine, %20 den az olmamak kaydı ile icra tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu belirlenmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “Davacı(—— şirket arasındaki ticari ilişki,——– dayanmakta olduğunu, Davacı uzun süredir müvekkil firmanın müşterisi konumunda olduğunu, Taraflar arasında—— söz konusu olmakla birlikte, ürünler davalıya belirli vadelerle satılıp, davacı tarafından talep edilen yere teslim edilmekte olduğunu, müvekkil ile davacı şirket arasında,—– imzalanmış, sözleşmeye aykırı davranılması ve müvekkilin zarara uğratılması nedeniyle davacı firma ve yetkilisi — senet verilmiş olduğunu, Bahse konu senet, vadesi geldiği halde ödenmeyince— tarihli İhtiyati Haciz Kararı alınmış olduğunu, karar ile kalan miktar üzerinden — dosyası ile esastan takibe geçilmiş ve ilgili İhtiyati haciz kararı infaz edilmiş olduğunu, sözleşmenin tek taraflı feshi hakkı müvekkile tanınmış, bu fesih halinde de sözleşmede bulunan cezai şartın ödeneceği hususunda tartışma olmadığını, Davacılar 22.02.2014 tarihli sözleşmeye aykırı davrandıklarını—– —, vergilerinin taraflarınca ödenmemesi nedeniyle takıldığı yerden indirdiklerini kendileri de dava dilekçelerinde beyan etmiş, ilgili —– indirerek—- sözleşmesine aykırı hareket edildiğini, 2. Madde de Davacılar, Müvekkitin taktırdığı —- Ödemelerinden sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, 3. Madde de… “Sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle sözleşmenin feshi halinde, ———- tarafından verilen, —- feshedildiği tarihteki piyasa rayiç bedelinin bir defada— ödemeyi kabul ve taahhüt eder. * Şeklinde olduğunu Bu maddeye ilişkin de davacıların sözleşmeye aykırılık nedeniyle ——- kabul ve taahhüt etmeleri de, aykırı düşüncelerini çürütmüş olduğunu, ödeme ve teminatlar başlığı altında 1. Madde de…. Her ne şekilde olursa olsun muaccel borçların zamanında ödenmemesi halinde, hiçbir hüküm almaya ve ihbara gerek görmeksizin, kanuni takibe gitmekte veya Yetkili satıcının teminatına başvurmakta serbest olduğu gibi, bunlarla birlikte anlaşmayı tek taraflı fesih hakkına sahip olduğunu, hukuki sorumluluk başlığı altında 4. Madde de … ———- aldığı ve alacağı ürünler ve hizmetlerden dolayı borçlandığı ve borçlanacağı meblağın 200.000 TL sine kadar olan kısmı için—- müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını kabul ile bir ihtar, ederler denmekte olduğunu, ceza-i şart başlığı altında “sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olanların sözleşmeye aykırı davranmaları — ödeyeceklerini—- beyan ve taahhüt etmiş olduklarını, Tebligat başlığı altında—– sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı verdiğinden, —– hiçbir ihbara gerek kalmaksızın bakiye bütün borcun muaccel —- maddi desteğin, sözleşme feshi tarihindeki piyasa rayiç bedeli üzerinden talep edileceğini ve sözleşmenin feshi ile cezai şartın da koşulsuz, şartsız kabul edildiğini beyan ve taahhüt ” eder. Şeklinde olduğunu, davacılar —-aykırı hareket ederek ödemelerini zamanında yapmadıkları gibi, müvekkil tarafından kendilerine verilen maddi destek neticesinde ilgili şartlara uymamış ve kanunsuz şekilde müvekkile ait —- olduklarını, Müvekkil ile davacılar arasında yapılan görüşmeler neticesinde müvekkilin, davacıya sağladığı maddi destek, uğradığı zarar ve gecikme bedelleriyle birlikte toplam 150.000 TL lik senet müvekkile verilmiş olduğunu, Vadesi geldiği halde ilgili senedi ödemeyen —olduğunu” beyan ederek Davacılar tarafından açılan Menfi Tespit davasının reddine, Davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu belirlenmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava,——– dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
——- getirtilmiş, yapılan incelemesinde; mahkememiz dosyası davalısı tarafından, davacıların aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz —- ihtiyati haciz gideri,–işlemiş faiz olmak——- anlaşılmıştır.
Takip dayanağı senet incelendiğinde
Davaya konu senet incelendiğinde;—- bedelli, keşidecisinin …— — yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar —-olup delil olarak —– dayanıldığından davacı tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir eşliğinde inceleme yapılmak üzere yazılan talimat ile gönderilen ——– raporda özetle; Davacı yanın — defterlerinin, — yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı—- defterlerinin lehine delil olma niteliğini taşıdığı, dosya kapsamında yer alan——üzerinde yapılan incelemede; davalı (— ve işlemiş faiz olmak— alacak için—- tarihinde takip işleminin başlatıldığı, Takip işlemi sonucunda dosya borcunun davacı—– olarak ödendiği hususunun dosya kapsamında tespit edildiği, davacı ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketin ———– göre; —- — tutarında alacağının mevcut olduğu belirtilmiştir.
Davalı Tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları— alınan raporunda değerlendirileceği şekilde mahkememizce resen seçilen mali müşavire dosyanın tevdi ile mali müşavir—- tarafından hazırlanan 28/11/2018 tarihli raporda özetle; Davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davalı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı defterlerinde davacının —— alacağının olduğu, davalının takip konusu yaptığı 150.000,00 TL’ lik senet ile ilgili davalı ticari defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmamasına rağmen iş bu davanın konusu olan icra takibine konu etmesi ile ilgili (Davacının teminat senedinin takibe konu edilemeyeceği ve benzeri beyanları ile ilgili) hukuki değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalının sözleşmenin haksız feshi dolayısıyla tanzim ettiği (davacının sözleşmeye aykırı olarak — faturanın cezai şart başlıklı madde içeriğine göre —- üzerinden tanzim edildiği, söz konusu faturanın ancak Sayın Mahkeme tarafından davacının sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü halinde davalı alacağı olarak sayılabileceği, bu faturanın içeriğinin davacının sözleşmeye aykırı davrandığının Sayın Mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde davacı borcu olarak kabul edileceği, davalının mal teslimine ilişkin —– açıklamalı fatura içeriği malzemelerin teslimine ilişkin belge sunulmadığı gibi söz konusu malzemelerin değerinin de neye göre belirlendiği hususlarında herhangi bir ispat edici —- fatura içeriği ile ilgili ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu, davalı tarafça davacı adına tanzim edilen —-bedeli açıklamalı fatura ile ilgili önceki dönemlerde buna benzer fatura tanzim edilmediği nazara alındığında—-alacağın davalı hesaplarından mahsup edilmesi gerektiği, davacının sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle fesih edildiği ve cezai şart uygulanması kanaati oluşması durumunda; davalının — alacağının olabileceği, Mahkemenin aksi kanaatte (Davalının sözleşmeyi haksız feshettiği ve/veya cezai şart talep edemeyeceği) olması durumunda 06.09.2016 takip tarihi itibari ile davacı asıl borcunun 199,02 TL’ si olacağı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor alınması için dosyanın bilirkişi —- raporda özetle; Davalı tarafça davacı adına davacı ——- alınmayan,“———————- incelendiğinde ———– açıklamalı faturaları haricinde daha öncesinde tanzim edilmiş faturanın bulunmadığı, Bu itibarla nihai takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davalının davacı adına tanzim ettiği geç ödemelere ilişkin vade farkı faturalarının kabulünün yapılamayacağı, davalının davacı ——— irsaliyesi ile davalı şirkete davalı teslim edilmiş olduğu dikkate alındığında davalının kök raporda hesaplanan alacağına —— gerektiği, taraflar arasında ki sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshedilip edilmediği hususunda ki takdir ve hukuki değerlendirmenin kök raporda da ifade edildiği üzere Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalının feshinin haklı olması durumunda davalı asıl alacağının —- davalının sözleşme feshinin haksız fesih olması durumunda davalının —— diğer hususlar ile ilgili kök raporda —– değişikliğe yer olmadığı belirtilmiştir.
İcra takip—– celbinden —– bilirkişiye ilgili takip dosyası incelenmek sureti ile ek raporun hazırlanmak üzere bilirkişi yanında hesap uzmanı da görevlendirilerek dosyanın bilirkişiye heyetine tevdi ile hazırlanan—- Davacı şirketin davalıya takip tarihi itibariyle, sadece, —— tarihindeki —- tutarında borcu bulunduğu;—- sözleşmeni feshedildiği tarihteki piyasa rayiç bedelinin tespiti hususunun uzmanlıklarına girmediğinden, davalının davacı şirketten —- kazanmış ——- hesaplanmasının mümkün olamadığı; bu nedenle davalının, takibe konu etmiş olduğu 150.000 TL bedeli teminat senedinden, takip tarihi itibariyle, sadece söz konusu tabela bedeli tutarının tahsilini talep etme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına—— dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Davacı ile davalı —– olarak akdedilmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, taraflar arasında — davranılması ve davalının zarara uğratılması nedeniyle davacı şirket ve yetkilisi olan diğer davacı tarafından davalıya “—- senedin” verildiğini, bu senedin vadesinde ödenmemesi üzerine de takibe konulduğunu ileri sürmüş olmakla, senet üzerinde yazılı — kaydının da geçerli olmadığı kabul edilmiş olup takibin dayanağı olan senette yazılı bedel kadar davacıya borç verilmediği de kabul edilmiştir. Söz konusu senet (bono) ise, davacı şirketin yetkilisi olan davacı …—– tarihinde, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını ve davalı/——- zarara uğrattığını gösteren herhangi bir delil dosyada bulunmamaktadır. Davalı tarafından zarara uğratıldığına ilişkin davacı şirkete keşide edilmiş bir ihtar da dosyada bulunmamaktadır. Öte yandan, taraflar arasında akdedilmiş olan —- davacı şirketin — alarak, riskini karşılayacak seviyede ve belirleyeceği türde teminatı davacı şirketten talep edebilecektir. Davacı şirkette, davalının istediği bu teminatı 30 gün içinde verecektir. Bu hükme göre, teminat, sözleşmenin akdedilip akdi ilişkinin kurulmasından sonra, davalı şirketin —- üzerine davacı şirket tarafından verilecektir. Davalı, davacı şirket adına, — — Ödeme Bedeli” açıklamalı faturayı düzenlemiştir. Davalı bu faturaları takibe konu bononun vadesi ile aynı tarihte düzenlemiştir. Bu faturaların —. Davalı 150.000 TL bedelli bono bedelinin tahsilini talep ettiği icra takibinde, bono bedelinin, sadece 122.671,22 TL tutarlık alacağı kadarlık kısmının (yani söz konusu faturalardan kaynaklanan 122.472,20 TL’lik alacağına çok yakın bir kısmının) tahsilini talep etmiştir.Cevap dilekçesinde taraflar arasında—- davalının aykırı davranması ve davalının zarara uğratılması nedeniyle düzenlendiği beyanı karşısında takibe konu senedin borç para karşılığında— düzenlenmediğinin anlaşıldığı ve davalı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura bedelleri kadar takip başlatılması nazara alındığında takibe konulan senedin sözleşmenin “—–hükümde belirtilen teminat olarak davalı tarafa verildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Taraflar arasında akdedilmiş olan — madde hükmüne göre; davalı tarafından davacı şirketin işyerine takılmış —- vergisinin davacı şirket tarafından ödenmesi gerekmektedir. Bu hüküm karşısında,— vergisinin davalı tarafından ödenmesine yönelik davacı şirket talebinin davalı tarafından kabul edilmemiş olması davacı şirkete tabelayı — vermemiş olup — hükmüne göre; söz konusu —takıldığı yerden indirilmesi durumunda davalı, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkına sahip olup dolayısıyla davalı, davacı şirketin —yerinden sökmüş (indirmiş) olması nedeniyle, bu hükme istinaden sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğundan davalının sözleşmeyi, davacı şirketin sözleşmeye aykırı davranışı (borç ihlali) nedeniyle haklı olarak feshettiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı tarafından davacı şirket adına sözleşme iptal bedeli açıklamalı fatura düzenlenmiştir. Sözleşmenin ———- takıldığı yerden indirilmesi durumunda davalı, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkına sahip olur. Sözleşmenin bu nedenle feshi halinde, işbu sözleşmede bulunan cezai şart maddesindeki şartlar uygulanır. Sözleşmenin cezai şart başlıklı maddesi hükmüne göre; davacı şirketin sözleşmeye aykırı davranışta bulunması ve sözleşmenin feshi halinde, davalı, zararların karşılanması için, davacıdan — tutarında cezai şartın ödenmesini talebe hak kazanır.
Sözleşmenin — düzenlenmiş ve sözleşmenin başka hükümlerinde de atıfta bulunulmuş olan cezai şartın, sadece davacı şirkete, sözleşmeye aykırı davranışta (borç ihlalinde) bulunması halinde cezai şart ödeme yükümlülüğü yükleyen, tek taraflı bir cezai şart niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir cezai şart içeren hükmün sözleşmedeki edimler— menfaatlerine aykırı” olduğu açıktır. Davalının ise, sözleşme akdedilmeden önce veya akdedildiği sırada, davacı şirketi işbu tek taraflı cezai şartın varlığı ve kapsamı hakkında bilgilendirdiği ve de davacı şirketin bu hükmü anlayıp kabul ettiği ispatlanamadığından cezai şartın, TBK.md.21/f.1 hükmü uyarınca geçersiz olduğu, bu nedenle de davalının bu hükümde düzenlenmiş olan cezai şartın ödenmesini davacıdan talebe hak kazanmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı, düzenlemiş olduğu faturalarda yazılı olan vadelerde davacının fatura bedellerini ödememesi nedeniyle davacıdan “vade farkı” alacaklarına hak kazandığını iddia etmektedir. Sözleşmenin ödeme ve — madde hükmüne göre; davacı şirket, ödemelerin gecikmesi halinde, günün şartlarına göre belirlenen ve fatura altına yazılan oranlarda vade farkını, davalıya ödeyecektir. Fatura borçlusunun vade farkını ödemekle yükümlü olması için, sözleşmede vade farkını düzenleyen hüküm olması ya da taraflar arasında bu yönde bir teamül olması gerekmektedir. Dava konusu sözleşmede ise, vade farkını düzenleyen hüküm mevcut olup ancak fatura borçlusu davacı şirketin, hangi fatura bedelini, faturada belirtilen hangi vadede ödemediği, ödemediği için de faturada belirtilen hangi oran üzerinden temerrüt faizi ödeme yükümlülüğü altına girdiği, sonrasında fatura bedelini fiilen hangi tarihte ödediği, dolayısıyla da faturada yazılı olan vade tarihi ile fiili ödeme tarihi arasındaki süreç (temerrüt süreci) için davacının davalıya ne miktarda vade farkı (temerrüt faizi) ödemekle yükümlü hale geldiği hususunda açıklama yapmadığı gibi, vade farkı alacağına hak kazanmasına yol açan somut faturaları— vadesinde ödenmemiş olan faturaları) da sunmadığından davalının toplam 29.679,36 TL tutarlı vade farkı alacağını talepte haklı olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Sözleşmenin—- yer alan hükme göre; davacı şirketin sözleşmeye (borca) aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin davalı tarafından haklı olarak feshedilmesi halinde, davacı şirket, kendisine verilmiş olan— feshedildiği tarihteki piyasa rayiç bedelini bir defada nakden ve — davalıya ödemekle yükümlü olacağı düzenlenmiştir. Dava konusu olayda da, davacı şirketin sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşme davalı tarafından haklı olarak feshedilmiş olduğundan, davacı şirketin, kendisine verilmiş olan— sözleşmenin feshedildiği tarihteki piyasa rayiç hadelini bir defada nakden ve — davalıya ödemekle yükümlü olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup, —— kadar karşı tarafın alacağını kabul etmemekle—— açıklamalı fatura bedeli olan —-raicinde olduğu hususu kabulümüzde” beyanı karşısında takip konusu senette davacıların imzası bulunduğundan davacıların davalıya —- kadar borcu olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup takibe konulan asıl alacaktan— davacının borçlu olduğu—- asıl alacak kadar ve takip konusunun teminat senedi olarak mahkememizce kabul edilmesi sebebiyle takipte istenen— ihtiyati haciz vekalet ücreti, ihtiyati haciz gideri ve işlemiş faiz kabul edilmeyerek bu miktar kadar davacının davalıya borçlu olmadığı mahkememizce kabul edilmiş olup davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacıların—- yönünden — haciz vekalet ücreti,81,60TL ihtiyati haciz gideri,670,49TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 109.585,28TL üzerinden davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
Takibin 14.606,04 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 7.485,77TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.175,62TL harcın mahsubu ile bakiye 5.310,15 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 29,20TL başvuru,2.175,62 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 2.204,82 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 268,00TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.350,00TL bilirkişi masrafı ve 475,00TL talimat bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.093,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.841,84 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davanın reddedilen —— önünde bulundurularak takdiren üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde — belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.