Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/967 E. 2018/578 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/967 Esas
KARAR NO : 2018/578

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekili; müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallara karşılık olarak faturalar düzenlediğini, ancak davalının bakiye cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları(davalı tarafça akdi ilişki açıkça kabul edilmediğinden 10/11/2016 tarihli duruşmada icra dairesinin yetkisine itirazın bilirkişi incelemesinden sonra değerlendirilmesine karar verilmiş) ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 13/01/2015 tarihinde, cari hesaba dayalı olarak 4.952,11 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davalının yasal sürede borca ve yetkiye itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içinde yer alan mali müşavir tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ihtarata rağmen davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının 2013-2014 yıllarını defterlerini sunduğu, ancak envanter defterlerini sunmamış olması nedeniyle defterlerin birbirini teyit edip etmediğinin tespit edilemediği, davacı defterlerine göre davacının 2014 yılı sonu itibariyle 4.952,11 TL alacaklı olduğu, davacı tarafça sunulan 3 adet fatura ve sevk irsaliyelerinin birbiriyle örtüştüğü belirtilmiştir.
Davanın, 3 adet faturaya değil cari hesaba dayalı olması nedeniyle davacı vekiline taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı tarihi bildirmesi, ayrıca şimdilik dosyada mevcut cari hesap kaydında görülen 19 adet fatura ile faturalara ait sevk irsaliyelerini sunması, sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarında ismi geçen şahısların davalı şirket çalışanı olup olmadığı hususunda beyanda bulunması için kesin süre verilmiş, belgeler sunulduğunda ticari ilişkinin başladığı tarihi de kapsayan tüm davacı defterlerinin ve dayanak belgelerin incelenmesine ve gerekli görülürse sevk irsaliyelerinin isticvap davetiyesi ile davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalının 2012-2014 yılları çalışanlarının tespiti için ……ya yazı yazılmıştır. Davacı vekilince sadece fatura suretlerinin sunulması üzerine yeniden süre verilmiş ve davacı vekili 13/11/2017 tarihli dilekçede ticari ilişkinin 2008 yılında başladığını bildirmiş, ayrıca 19 adet faturaya ilişkin olduğunu bildirdiği sevk irsaliyeleri sunmuş ise de irsaliyelerin tamamının sunulmadığı ve bir kısmının okunaksız olduğu görülmüştür.
15/03/2018 tarihli duruşmada davacı vekili ek bilirkişi incelemesi istemediklerini, raporun iddialarını doğruladığını, davalının mal almadığı yönünde savunması olmadığını beyan etmesi üzerine mahkememizin 16/03/2018 tarihli ara kararı ile ek rapor alınması yönündeki ara karardan dönülmesine, taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığının tespiti ve buna bağlı olarak icra dairesinin yetkisine itirazın değerlendirilmesi için 1 adet fatura ile sevk irsaliyesinin davalıya istivcap davetiyesi ile tebliğine karar verilmiştir. İsticvap davetiyesi tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelen olmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı davaya cevap vermediğinden davayı inkar ettiğinin kabulü gerekir. Öncelikle davalının icra dairesinin yetkisine itirazının değerlendirilmesi gerekirse, davalı taraf isticvap davetiyesine rağmen duruşmaya katılmadığından, isticvap davetiyesine konu sevk irsaliyesinde belirtilen malı teslim aldığının, dolayısıyla taraflar arasında akdi ilişki olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda HMK 10 ve TBK 89.maddeleri uyarınca alacaklının ikametgahı icra dairesi de yetkili olacağından yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı, cari hesabı oluşturan tüm faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmelidir.Bilirkişi raporunda sadece 3 adet fatura ve buna bağlı sevk irsaliyeleri incelenmiş ise icra takibi sadece bu üç faturaya dayalı olmadığından rapordaki tespit yeterli görülmemiştir. Davalı ihtaratlı davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerini sunmamıştır. Davacı ise ticari ilişki yani cari hesap ilişkisi 2008 yılında başlamış olmasına rağmen sadece 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defterlerini sunmuştur(envanter defterlerini ise hiç sunmamıştır). Dolayısıyla tarafların cari hesap kayıtlarının karşılaştırılması mümkün olmamıştır. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak buna dayanmasına bağlıdır (Emsal: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 tarihli 2014/11-1159 E., 2016/967 K. sayılı kararı) Davacı ise davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmamıştır. Dolayısıyla davacının usulüne uygun olmayan ticari defter kayıtlarının tek başına hükme esas alınması mümkün değildir.
Bunun yanında davacı tarafa ticari ilişkinin başladığı tarihten bu yana tüm defterlerin incelenmesi ve dayanak belgelerin(fatura, sevk irsaliyesi ve ödeme belgeleri) sunulması gerektiği ve buna göre ek rapor düzenlenmesi gerektiği bildirildiği halde davacı tarafça ek rapor alınmasının istenilmediği, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilmesinin istenildiği belirtildiğinden ek rapor alınması ve tüm sevk irsaliyelerinin incelenmesi yönündeki ara karardan dönülmüştür.
Davacı tarafça 15/03/2018 tarihli duruşmada yemin deliline dayanıldığı hatırlatılmış ise de davacı tarafça dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline dayanılmadığından yemin teklif hakkı da hatırlatılmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle sübuta ermeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 35,90 TL karar harcının başlangıçta yatırılan 59,81 TL’den mahsubu ile 23,91 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.