Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/877 E. 2019/282 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/522 Esas
KARAR NO: 2019/109
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/04/2015
KARAR TARİHİ: 29/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ———– nezdinde ———– nolu hesabının mevcut olduğunu, davalı banka tarafından müvekkillere — tarihinde –.Noterliğinden ———– yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, müvekkili şirketin davalı bankadan kredi almadığını, borcun kabul edilmediğini, … olarak da müşterek ve müteselsil kefillikten doğan bir sorumluluğunun ve borcun kabul edilmediğini, ———-Noterliği’nden keşide edilen cevabı ihtarname ile davalı bankaya bildirildiğini, itiraz edildiğini, davalı bankadan gelen ihtarname üzerinde müvekkillerinin durumdan haberdar olduğunu, davalı bankadan ———Şubesine müracat ederek durumu araştırdıklarını, bilgi ve onayları olmaksızın müvekkili davacı şirket kaşesinin üzerine sahte imzalar atılarak talimatla EFT ve havaleler yapıldığı öğrenildiğini, müvekkili şirket ve şirkmet yetkilisi müvekkili …’la hiçbir ilgisinin olmadığını, davacı şirket çalışanı veya yetkilisi de olmayan———–adlı şahıs olduğunu, şirketin kaşesini ve imzasını sahte olarak kullanarak kredi kullandığı ve çek karnesi aldığı öğrenildiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ———– soruşturma nolu dosyası ile şikayette bulunulduğunu, davalı banka tarafından hiçbir araştırma, inceleme, gerekli kontrol yapılmaksızın sahte talimatlarla sahte imzalarla kredi kullandırıldığını, ——- yapıldığını, çek karnesi ilgisiz ve yetkisiz kişiye teslim edildiğini, İstanbul Anadolu 7.İcra Müdürlüğünün ————- esas sayılı dosyası ile ——- TL’lik senede ilişkin aleyhlerinde icra takibi yapıldığını, müvekkillerinin davalı bankaya İstanbul Anadolu 7.İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyasından dolayı ve/veya kredi sözleşmesinden, çek yaprağı karşılıklarından borcu olmadıklarının tespitini, davalı bankaya icra tehdidi altında yasal haklar saklı tutularak ödenen icra dosyası borcu ——— TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan istirdadı ile ödeme yapan müvekkiline ödenmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyadan yapılan Kambiyo senetlerine mahsus icra takibi neticesinde icra tehdidi altında ödeme yapan borçlunun borçlu olmadığının tespiti ve ödemiş olduğu paranın iadesi (istirdat) davası olduğunu, İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü’nün———— Esas sayılı icra takibine mesnet olan bir kambiyo senedi olduğunu, kambiyo senedinin davacı … tarafından davacı şirket emrine düzenlenen ve davacı şirket tarafından ciro edilerek müvekkili banka’ya devredilen —- düzenleme, ———– vade tarihli bir bono olduğunu, bu bonunun ödeme tarihinde ödeme yapılmadığını, ———- tarihinde yasal takibe geçildiğini, davacı dava dilekçesinde … ve davacı şirket adına atılan imzaların 3. bir şahıs tarafından atıldığını iddia etmekte ve müvekkil bankanın imzaların gerçek olmadığından sorumlu olduğunu iddia ettiğini, TTK ilgili hükümleri gereğince bir bonoyu elinde bulunduran hamil yalnızca ciro silsilesinin düzgün olup olmadığı ile ilgili sorumlu olduğunu, bir bononun yetkili hamili olabilmenin ispatı ciro ve teslim ile devredilen senet üzerinde muntazam sıralı ciroların bulunması gerektiğini, senet hamilinin yani takip alacaklısının, ciro imzasının lehdara ait olup olmadığını araştırma zorunluluğu olmadığını,————–TTK 686 ve 790. maddelerde senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil öngörüleceği” belirtildiğini, müvekkili bankanın hak sahipliği yalnızca müteselsil ve birbirine bağlı ciroların var olmasıyla mümkün olduğunu, basiretli bir tacirin rastgele imza atarak bir bonoya imza atması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bir düzenleyeni bir lehdarı ve ciro yoluyla devredilmiş olması sebebiyle ciranta ve hamil bulunmadığını, alelade bir imza ile bir kişiyi borç altına sokacak bir evrak olmadığını, söz konusu bononun sonradan doldurularak kıymetli evrak haline getirildiği iddia edilmiş olsa dahi bunun kabul edilebilecek bir yanının olmadığını, bir bonunun boş olarak düzenlenmesi ve sonradan üzerinin doldurulmasında yasal olarak bir engel olmadığını, ancak üzerinin sözleşmeye aykırı doldurulmasına yasal olarak engel olduğunu, hukuk düzeninin bunu korumadığını, senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğu iddiası hem yazılı delliler ispat edilmedikçe dikkate alınmadığını, bu iddia senedi düzenleyen ve lehdar arasında var olan bir def’i’dir bu sebeple ciro yoluyla senedi devraldığını, yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, kambiyo senetleri düzenleyen ve lehdar arasındaki ilişkide sebebe bağlıdır ancak 3.şahıslar tarafından ciro yoluyla devralınması halinde sebepten soyut hal aldığını, bunun neticesinde düzenleyen aradaki asıl ilişkiyi 3.şahıslara ileri süremediğini, görülen davada bu tarz itiraz ve def’ilerin müvekkili bankaya ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile menfi tespit talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; davalı alacaklı tarafından bankanın davacı borçlular aleyhine —— tanzim — vade tarihli — TL bedelli bonoya dayalı—–TL asıl alacak,—- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.318,19 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davalı borçluların takibe itiraz ettikleri ancak icra müdürlüğü tarafından itirazın icra hakimliğine yapılması gerektiğinden takibin durdurulması talebinin reddedildiği, görülmüştür.
Alacaklısı——–, borçlusu …, tanzim tarihi— vade tarihi —- olan – (on iki bin) TL bedelli senetin ön yüzünde davalı borçlu …’un imzasının bulunduğu, senedin lehtar davacı şirket tarafından davalı bankaya cirolandığı görülmüştür.
Davacı …’a ait imza örneklerinin bulunduğu belge asılları toplanarak dava konusu senet, Genel Kredi Sözleşmesinde, Çek Defteri Başvurusu, Çek Defteri Teslimi için yazılmış dilekçede ve eft talimatında davacı ————- atfen atılmış imzaların, davacı …’a ait olup olmadığı hususunda grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu senette, Genel Kredi Sözleşmesinde, Çek Defteri Başvurusunda, Çek Defteri Teslimi İçin Yazılmış Dilekçede ve EFT Talimatında ———–atfen atılmış imzalar ile davacı …’a ait karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan tam unsurları bakımından çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından, inceleme konusu belgelerdeki imzalarının, davacı …’un eli ürünü olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekili rapora karşı beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin yalnızca bankanın——— şubesine giderek hesap açtırdığını, hesap açılırken klasik uygulama olarka kredi sözleşmesi ve belgelerin imzalatıldığını, davalı banka ile başka bir ilişkisinin bulunmadığını, davalı bankanın çek karnesini hiç kullanmadığı gibi müvekkilli şirket çalışanı ve yetkilisi olmayan———— adlı kişisinin şirket kaşesi ve imzasını kullanarak daha önceden imzalanmış kredi sözleşmesi nedeniyle hesaba kredi suretiyle virman yaptığı, şirket hesabından ——- tarihli talimat ile çekilen ———- TL ‘nin hesapta bulunması halinde cari hesap borcu oluşmayacağından davacı bankanın alacağının oluşmayacağını, beyan etmiştir.
Davalı banka vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; söz konusu belgelerdeki imzaların davacı …’a ait olması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın, davacıların davalılar aleyhine başlatılan takip nedeniyle ve/veya kredi sözleşmesinden, çek yaprağı karşılıklarından borçlu olmadıkları tespitine ve davalı bankaya icra tehtiti altında ödenen icra dosya borcu olan ——– TL’nin istirdat talebine ilişkin olduğu, icra dosyası incelendiğinde davalı bankanın davacılar aleyhine ——- vade tarihli——- TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı, söz konusu takipte kredi sözleşmelerinden veya çek alacağından bahsedilmediği takibin yalnızca bonoya dayalı olduğu, davacıların da bu takip de ödedikleri miktar üzerinden harç yatırıp borçlu olmadıklarını talep ettikleri, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda bonodaki imza ile davacıya ait imza örneklerinin karşılaştırıldığı ve senetteki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacıların söz konusu bonodan dolayı sorumluluklarının bulunduğu, her ne kadar davacılar vekili davacı …’un bankadan kredi çekmediğini, bankada kredi hesabını olmadığını, bankaya eft ve havale için talimat vermediğini, bonoda keşide etmediğini, söz konusu işlemleri müvekkilinin yanında çalışan ————- adlı şahsın müvekkilinin imzasını taklit ederek bahsedilen evrakları imzaladığını ileri sürse de hem takibin yalnızca senede dayalı olarak başlatılması hem de takibe konu senet, davalı bankaya çek defteri başvurusunda, çek defteri teslimi için yazılmış dilekçede, genel kredi sözleşmesinde, eft talimatında davacı şirket ve davacı …’a atfen atılmış imzalar ile davacı şirket yetkilisi davacı …’un imzalarını içeren karşılaştırma belgelerindeki imzaların çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptanması sonucu söz konusu belgelerdeki imzaların davacı …’un eli ürünü olduğundan ayrıca senedin bononun sebepten mücerret olup davacı tarafça teminat senedi olarak verildiği ispatlanamadığından davacıların ileri sürdükleri savunmalara itibar edilmediği ve davalı tarafın beyanı aksi ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 220,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 176,10 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kasaya alınan evrak asıllarının karar kesinleştiğinde ilgili mahkeme/savcılıklara iadesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2019