Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/597 E. 2018/65 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/597 Esas
KARAR NO : 2018/65

DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; ……. tarihinde davalı şirkete ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki aracın asli kusurlu olarak müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, davalı şirketin kaza öncesinde 8.805,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili; dava öncesinde davacıya yapılan ödeme ile müvekkilinin ibra edildiğini, sorumluluğunun kalmadığını, maluliyet oranının, kusur durumunun ve gerçek zararın tespitinin gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle sürekli sakatlık tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Kazaya neden olduğu ileri sürülen hususi aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
Ceza soruşturma dosyası incelendiğinde, alınan raporda dava dışı sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun, davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiği ,sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği, kararın kesin nitelikte olduğu görülmüştür.
……….Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen ……. tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda, davacının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının olay tarihindeki yaşına göre %22, bugünkü yaşına göre %23,2 olduğu belirtilmiştir. Taraflar rapora itiraz etmemişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile getirtilen hasar dosyası kapsamı birarada değerlendirilerek davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti bakımından bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Raporda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, davacının çalışma gücü zararının 78.322,59 TL olduğu, dava öncesi yapılan ödemenin sürekli sakatlık zararına mı yoksa geçici iş göremezlik zararına mı ilişkin olduğunun belirsiz olması nedeniyle yarısının sürekli sakatlığa, yarısının geçici iş göremezliğe ilişkin olduğu kabul edilerek sürekli sakatlık için ödenen tutarın güncellenmiş değerinin tenzil edildiği, buna göre 72.641,76 TL talep edilebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile, 2.000,00 TL taleplerini 70.641,76 TL artırdıklarını belirterek 72.641,76 TL sürekli sakatlık tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili yasal süreden sonra sunduğu itiraz dilekçesinde, dava öncesi ödemenin tamamının sürekli sakatlığa ilişkin olduğunu, ayrıca müvekkili tarafından yapılan ödemelerde yasal faizin dikkate alınmasının yeterli olmadığını, 2016 yılı asgari ücretinin %30 arttığını, bu nedenle ödemelere %30 oranında güncelleme yapılması gerektiğini, davacının ehliyetsiz olması nedeniyle BK 53 maddesi uyarınca tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ıslah edilen kısım yönünden faizin başlangıç tarihinin ıslah tarihi olması gerektiğini, hesaplamada 2017 yılı asgari ücreti esas alındığından geriye dönük faiz işletilmesinin doğru olmadığını belirterek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını veya itirazları dikkate alınarak hüküm kurulmasını istemiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak davacının dava öncesi başvuru dilekçesi talep edilmiş, 19/12/2014 havale tarihli dilekçe sureti gönderilmiştir. Ayrıca dava öncesi ödemenin hangi tür zarara ilişkin olduğu hususu sorulmuş ve ilgili belgeler istenmiş, gönderilen ibranamede ödemenin sürekli sakatlığa ilişkin olduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine bilirkişi heyetinden dava öncesi yapılan ödemenin tamamının sürekli sakatlığa ilişkin olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması istenmiş(davalı itirazı yasal süreden sonra olsa da mahkememizce resen dikkate alınması gereken bir husus olduğundan), ek raporda talep edilebilecek tazminatın 67.185,53 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; 22/09/2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı ve sakat kaldığı, davalı şirkete sigortalı dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı, dava öncesinde davacının sürekli sakatlığına ilişkin olarak 8.804,00 TL ödeme yapıldığı, ödenen tutarın güncellenmiş değeri tenzil edildiğinde davacının sürekli maluliyeti nedeniyle zararının 67.185,53 TL olduğunun ek rapor ile tespit edildiği, ek rapor ve yapılan hesaplamanın mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek hükme esas alındığı, bunun yanında dava öncesinde düzenlenen ibranamenin tarihi 22/09/2011 ise de ödeme tarihi 28/01/2015 olduğundan(ayrıca ibranamede kalıcı sakatlık oranı %5 olarak esas alınmış olduğundan) iş bu davanın 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı sonucuna varıldığı, yine her ne kadar ek raporda ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmamış ise de ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yeterli olmadığının açık olması nedeniyle bu eksikliğin esasa etkisinin olmadığı, davalı tarafça davacının ehliyetinin bulunmadığından bahisle tazminattan indirim yapılması gerektiği ileri sürülmüş ve kaza tespit tutanağında her iki sürücünün de ehliyetinin bulunmadığı belirtilmiş ise de gerek ceza davasında alınan raporda gerekse mahkememizce alınan raporda kusur oranları belirlenirken bu hususunun da dikkate alınmış olduğu, sürücü olan davacı yönünden bu hususun kusur oranını etkilemediğinin kabul edildiği, tazminattan indirim nedeni olarak da görülmediği, bunun yanında davalı tarafın hesaplama yöntemine ilişkin diğer itirazlarının da haklı görülmediği, ancak davacı tarafın olay tarihinden itibaren avans faizi talebinde haklı olmadığı, zira davacının dava öncesi başvuru tarihinin 19/12/2014 olması nedeniyle davalının 01/01/2015 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü(dava önceesi ödeme yapılmış olduğundan gerekli belgelerle başvuru yapıldığının kabul edildiği), yine kazaya neden olan aracın hususi nitelikte olması nedeniyle yasal faiz talep edilebileceği anlaşılmakla davanın artırılan hali ile kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın artırılan hali ile KISMEN KABULÜNE, 67.185,53 TL tazminatın 01/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 4.589,44 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 242,00 TL’nin mahsubu ile 4.319,74 TL eksik harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan toplam 269,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 32,40 TL ilk masraf, 317,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.550,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.433,67 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 116,43 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.740,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.