Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/37 E. 2020/215 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2015/37 Esas
KARAR NO : 2020/215

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/04/2015
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ve davalı …’un davalı şirket ortakları olduklarını, şirkette %50 hisse sahibi …’un aynı zamanda tek imza ile temsile yetkili şirket yetkilisi olduğunu,—– birlikte çalıştığını, bundan sonrasında davalının kendisi ve şirkette sigortalı yaptığı çocuklarıyla birlikte davalı şirketi tek başına idare etmeyi sürdürdüğünü, ———-kurup davalı şirket kaynaklarını kullanmaya başladığını, şirketin nevinin değiştirilmesine yanaşmadığını, 2009 yılında ortaklar kurulunun işleri durdurma kararı aldığını ve yine çocukları tarafından —–davalı şirketin müşteri potansiyeli ve işlerinin bu şirkete kaydırıldığını, böylece davalı şirketin adına —- nedeniyle kira geliri haricinde başkaca geliri olmayan ana kurulma gayesini yerine getirecek hiç bir ticari iş ve üretimi olmayan bir şirket haline getirildiğini, davalının ailedeki sıfatını kötüye kullanıp hesap vermekten kaçındığını, şirketin 2009 yılında aldığı 1 sayılı kararla zaten fesih olmuş durumda olduğunu, davalı …’a fesih bildiriminin gönderildiğini belirterek TTK 243 maddesinin yollamasıyla uygulanacak TBK 639/1,5,6,7 maddeleri uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ——– yöneltilemeyeceğini, davanın süresinden önce açıldığını, feshin ancak 31/12/2015 tarihi itibariyle talep edilebileceğini, müvekkili …’un şirketi hakkaniyet kuralları içinde yönettiğini, iddiaların doğru olmadığını, oğullarının sahibi olduğu şirketler lehine davalı şirketteki yetki ve imkanları kullanmadığını, bu şirketlerin faaliyet konuları ile kollektif şirketin faaliyet konusunun farklı olduğunu, kollektif şirketin kiracısı durumunda olduklarını, davacıların sahibi olduğu———–şirketin kiracısı olduğunu, diğer iki şirketten daha düşük kira ödediklerini, tahsil edilen kira bedellerinin şirketin gelirini oluşturduğunu, 04/07/2009 tarihli kararın tescil ve ilanı yapılmadığı gibi şirketin bu tarihten sonra da normal faaliyetlerine devam ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile —— istemine ilişkindir.
Davacılar vekili mahkememize sunduğu 09/03/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davacılar vekilinin vekaletnamesinde yapılan incelemede davadan feragate yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar vekili de sunduğu dilekçe ile feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davanın bu nedenle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. maddesi uyarınca alınması gereken 36,26 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,56 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oy birliği ile karar verildi.