Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/2021 E. 2018/275 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2015/2021 Esas
KARAR NO : 2018/275

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

İstanbul ………Asliye Hukuk Mahkemesine 2014/255 Esas 2014/285 Karar sayılı görevsizlik ve İstanbul ……… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/719 Esas 2015/172 karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize gelen İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacının ……….’nin %50’şer pay ile ortakları olduğunu, ……..n …… Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan 167.738 TL’lik borcu müvekkilinin alacaklı olduğu İstanbul …..İcra Müdürlüğünün 2012/523 Esas sayılı dosyasına haciz uygulanmak suretiyle tümüyle davacıdan tahsil ettiğini, …………Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan 167.738 TL borcun sadece sermaye payı olan %50’sinden yani 83.869 TL’sinden sorumlu olması gerekmesine rağmen borcun tamamını ödediğini, müvekkil hem kendi payını hem de davalı …’in ödemesi gereken %50’lik payı yani 83.869 TL’yi de davalı adına ödediğini, bu nedenlerle fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile icra inkar tazminatına, HMK 389. maddeleri gereğince davalının gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasına ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Usulünce yapılan tebliğe rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
……..Müdürlüğünden ………..’nin kaydı getirtilmiş yapılan incelemesinde ortakların ve yetkililerin … ve … olduğu, her iki şahsın eşit hisseye sahip olduğu ve müştereken yetkili oldukları şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesine göre sicil kaydının 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
……….yazı cevabı,……………… Müdürlüğü tarafların delil listeleri dosyamız arasındadır.
İstanbul ………… İcra Müdürlüğünün 2012/523 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; dava dışı …… kurumlarına olan borçlarından dolayı şirket müdürlerinden … adına kıymetli gayrimenkullerin satışından garameten 167.750,00 TL alacaklı oldukları ve davacı borçlu …’in bu miktarda icra dosyasına ödeme yaptığı görülmüştür.
İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün 2014/1180 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; davacı tarafından davalı aleyhine……… % 50 ortağı olan borçlunun ……….ya olan borcunun ödenmesi dolayısıyla rücu alacağı açıklaması ile 83.869,00 TL asıl alacak ve 1.137,40 TL işlemiş faizden oluşur toplam 85.006,40 TL alacağın genel haciz yoluyla tahsili için icra takibi yapıldığı, davalının borcu olmadığından bahisle itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce şirket defterleri üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin ara karar kurulduğu, inceleme günü davalı tarafın incelemeye katılmadığı defterleri sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 26/02/2018 tarihli beyan dilekçesinde; davacının % 50 ortak olduğu ……… ……’ya olan 167.738,00 TL borcun yarısından sorumlu olması gerekirken tamamını ödediğinden davalı adına ödediği 83.869,00 TL’nin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, borçtan haberdar olan davalının müvekkilinin ödemesi ile borçtan kurtulduğu tarihten itibaren faiziyle birlikte ödeme yükümlüsü olduğunu beyan etmiştir.
Dava, limited şirketin vergi borcunu ödeyen ortağın payına düşen kısmı aşan miktarın diğer ortaktan payı oranında tahsili istemine ilişkindir.
Tüzel kişi mükelleflerin kamu alacaklarından kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden, kanuni temsilcileri sorumlu tutulmuştur. Ancak vergi borcunun temsilciden istenebilmesi için öncelikle temsil edilen tüzel kişiden talep edilmesi ve bu tüzel kişinin ödeme kabiliyetinin olmadığını gösteren “…. düzenlenmiş olması gereklidir (6183 SK.m.75). Kanuni temsilcilerin kim olduğu konusu ise tüzel kişinin türüne göre değişmektedir. Anonim şirketler ve kooperatiflerde kanuni temsilciler yönetim kurulu başkan ve üyeleri iken limited şirketlerde şirketin müdürü, kolektif şirketlerde ise ortakların her birisidir.
Limited şirketlerde kanuni temsilciler şirket müdürleri ise de getirilen bir düzenleme ile kanuni temsilciye ilaveten ortaklar da kamu borcundan sorumlu tutulmuştur. Buna göre limited şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen kamu alacakları ortaklardan, ortaklık payı oranında istenebilecektir (6183 SK. M.35).
Tüm bu hallerde temsilcilerin, sadece ortak oldukları veya görevde bulundukları dönemde tahakkuk eden kamu alacaklarından sorumlu olacakları, diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde ortaklıktan, anonim şirketlerde ve kooperatiflerde ise yöneticilikten usulünce ayrıldıkları tarihten sonraki kamu alacağından sorumlu olmayacakları tabiidir.
Temsilcinin bu şekilde ödediği vergi için asıl mükellefe rücu etme hakkı bulunmaktadır (213 sayılı VUK. M.10). Dolayısıyla yukarıda belirtilen tüzel kişi temsilcileri, ödedikleri kamu alacağının “tamamını” öncelikle asıl mükelleften rücuen talep edebilirler.
Bu aşamada kanuni temsilcinin, limited şirketlerde kamu borcunu ödeyen ortağın, ödediği kamu alacağını, asıl mükellef olan temsil edilenden değil de diğer sorumlulardan, limited şirketlerde diğer ortaklardan talep etmelerinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise rücu oranının ne olacağı konusu incelenmelidir. Kanuni temsilcilerin asıl mükellef dışındaki diğer sorumlulardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Zira asıl yükümlüsünden tahsili mümkün olduğu halde bu alacağı kamu idaresine ödeyen kanuni temsilcilerin, asıl yükümlü dışındaki diğer sorumlulardan rücuen talepte bulunmaları mümkün değildir.
Ödenen kamu alacağının asıl yükümlüden tahsil imkanı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, diğer yükümlülerden rücu oranının ne olacağı konusunda ise bir ayrıma gidilmelidir. Buna göre limited ve kolektif şirketlerde temsilcilerin kamu alacaklarından sorumluluğu ortaklık sıfatına bağlı olduğundan, bu kişilerden ancak ortaklık payları oranında rücuen talepte bulunulabileceği kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde kamu alacağından her ortak kendi payı oranında sorumlu olup bu payı haricindeki ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 tarihli 2015/7447 Esas 2016/1818 Karar sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamından, davacının ve davalının dava dışı ……….. % 50’şer ortağı ve her ikisinin de şirketin müştereken yetkilisi oldukları, dava dışı şirketin … ……..’ya olan 167.738,00 TL borcunun tamamını davacının ödediği, davacının dava dışı şirketin % 50 oranında ortağı olması sebebiyle bu bedelin yarısından sorumlu olduğu, kalan bedelinden ise davalının sorumlu olduğu, vergi borçlarının ödendiği tarihte şirketin terkin edilmesi nedeniyle ödeme gücünün bulunmadığı, bu nedenle davacının ödediği bedelin yarısı olan 83.869,00 TL’sinden davalının sorumlu olması gerektiği, davacının ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar ödediği bedele yasal faiz işletilmesi gerektiği ve taleple bağlı kalınarak 1.131,00 TL işlemiş faiz alacağının olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar kısa kararda yalnızca sehven İstanbul ……… İcra Müdürlüğü yazılmışsa da İcra müdürlüğünün İstanbul Anadolu ……İcra Müdürlüğü olması gerektiği, bu hususun maddi hata olduğu, sehven yazıldığı ve gerekçeli kararda Mahkememizce resen düzeltildiği, sonuç olarak davalının İstanbul Anadolu ……İcra Müdürlüğü’nün 2014/1180 Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin 83.869,00 TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 1.131,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 ve azalan oranlarda yasal faizi uygulanmasına, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 83.869,00 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu ……….. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1180 Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin 83.869,00 TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 1.131,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 ve azalan oranlarda yasal faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 83.869,00 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.806,35 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 1.026,60 TL harcın mahsubu ile 4.779,75 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.026,60 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 124,40 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 153,60 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ………. deki esaslara göre belirlenen 9.550,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansı varsa karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.