Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1994 E. 2021/978 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1994 Esas
KARAR NO : 2021/978

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili—– ile davalı arasında,—- faaliyetinin koşullarını belirlemek üzere, —- sözleşmesi akdedildiğini, bayilik sözleşmesinin akdedildiği tarihten, müvekkili tarafından haklı sebeplerle sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar geçen yaklaşık 4 yıllık süre içerisinde bayi, ürün bedellerinden doğan borçlarını ödemediğini, taahhüt ettiği miktarlarda ürün alımları gerçekleştiremediğini ve eksik ürün alımları neticesinde tahakkuk eden cezai şart bedeli borcunu da ödemediğini, ayrıca akdettiği taahhütnameler gereğince muaccel hale gelen ve iade etmesi gereken gayri maddi hak bedeli borcunu da müvekkiline iade etmediğini, yine davalı tarafından ürün bedeli borçlarına istinaden keşide edilen—- karşılıksız çıktığını, bunun üzerine davalı tarafından borçlarının teminatı olarak müvekkili şirkete verilen 150.000,00 TL lik 2 adet (toplamda 300.000,00 TL’lik) banka teminat mektubunun paraya çevrildiğini, paraya çevrilen mektupların toplam tutarı, davalının —- davalıya ödenen ve iade etmesi gereken gayri maddi hak bedeli borcuna mahsup edildiğini, ürün bedellerini ödemek üzere verdiği çeklerin karşılıksız çıkan ve uyarılara rağmen bu çeklerin bedellerini ödemeyen davalıya müvekkili tarafından gönderilen 12.11.2014 tarihli ihtarname ile ürün borçlarını, vade farkını ve cezai şartı ödemesi gerektiğini, ödemediği taktirde teminat mektuplarının paraya çevrilerek borçlarına mahsup edileceği ve sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamelere rağmen davalının, yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve muaccel olan borçlarını ödememesi neticesinde, yine müvekkili tarafından gönderilen —- ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, ürün bedeli, cezai şart vs. borçlarını ödemeyen ve bu nedenle bayilik sözleşmesi feshedilen davalının ödenen 550.000,00 TL’lik gayri maddi hak bedelinden—– borcunu, imzaladığı taahhütnameye göre anılan meblağın ödendiği tarihten—- üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte ödemesi gerektiğini, davalının, bayilik sözleşmesinin süresinin başladığı 08.08.2011 tarihinden, sözleşmenin müvekkili tarafından haklı sebeple tek taraflı olarak feshedildiği —- tarihine kadar geçen —-aylık sürede imzaladığı ürün alım taahhütnamesine göre alması gereken ürün miktarının —olduğunu, ancak davalı bayinin anılan sürede — gerçekleştirdiğini, eksik satın alınan — ürün karşılığında davalının ödemesi gereken cezai şart tutarının — olduğunu, davalı bayinin, —- müvekkili tarafından iadesi talep edilmesi halinde verileceğini garanti ve taahhüt etmiş ise de, müvekkili tarafından gönderilen ve 10 gün içerisinde teslim etmesi, teslim etmemesi halinde de —malzemelerinin bedelinin ödenmesi talebini içerir ihtarnameye rağmen davalının —-malzemelerini iade etmediğini, delillerin toplanması ve gereken incelemenin yapılmasıyla müvekkilinin alacaklı olduğunun kanıtlanacağından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının cezai şart borcundan şimdilik 10.000,00 (USD) nin fiilen ödeneceği günkü — kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının (KDV ile birlikte) ve gayri maddi hak bedelinin kalan kısmından şimdilik 25.000,00 TL KDV’nin davalıya gayri maddi hak bedeli ödemesinin yapıtlığı tarihten itibaren işleyen avans faizinin 20 puan üzerindeki ana para faizi ile birlikte ve — malzeme bedeli borcu olan — ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22.04.2011 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bundan sonra yaklaşık 4, yıl boyunca bayilik ilişkisinin devam ettiğini, davacının — yevmiye numaralı ihtarname de ürün bedellerinden doğan 121.533,00 TL tutarındaki alacağın aylık %5 vade farkı olan 35.548,00 TL ile birlikte 70.044,00 TL cezai şartın 7 gün içerisinde ödenmesini aksi takdirde taraflar arasında ki bayilik sözleşmesinin fesih edileceğini bildirdiğini, bu ihtarnamenin ellerine 19.11.2014 tarihinde ulaştığını, yasa gereği ihtarnamenin tebliğini müteakip 7 günlük ödeme sürelerinin bulunduğu halde bu süre beklenilmeksizin temerrüt şartı gerçekleşmeden —teminat mektuplarının paraya çevrildiğini, ticari ilişkiden kaynaklanan borç miktarının bu tarihi itibariyle —– olduğunu ve teminat mektuplarının hukuka aykırı biçimde paraya çevrilmesi nedeni ile davalı şirketlerinin 178.467,00 TL alacaklı olduğunun açık olduğunu, hukuk ve iyi niyet kurallarına aykırı bu davranış sebebiyle firmalarının itibar kaybettiğini ve zarara uğradığını, davacının bayilik sözleşmesi sebebiyle ürün sattığını ve gelir elde ettiğini, sözleşmenin devamı müddetince eksik ürün alımı sebebiyle taraflarına bayilik sözleşmesinin fesih edilene kadar hiçbir ihtarname keşide edilmediğini, davacı tarafın eksik ürün alınmasına rağmen bayilik sözleşmesini devam ettirdiğini ve— yapmayı sürdürdüğünü, bu durumda sözleşmenin buna ilişkin hükümlerinin —-değiştiğini ve fiilen ortadan kalktığını ve geçerliliğinin kalmadığının açık olduğunu, davacının sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar bu konuda hiçbir ihtarda ve talepte bulunmadığını, davacının sözleşmeyi feshettikten sonra bu konuda talepte bulunduğunu, sözleşmenin feshinde davacının haksız olduğu, esasında sözleşmenin sona ermesine 6 aylık süre bulunduğu nazara alındığında davalı firmalarının sözleşmenin haksız bir biçimde sonlandırılmasaydı taahhüdüne yerine getireceğini, bu durumun bizatihi davacı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedilerek engellendiğini, davacının mutabık kalınan peşin— davacının hesabına nakit para gönderilmesine defalarca ürün ikmali yapılması talep olunmasına rağmen ürün ikmali yapılmayarak– kalmasına, —– satışı yapmamasına ve zarara uğramasına neden olduğunu, diğer taraftan davacının sözleşmeyi fesih etmesine rağmen halen — üzerinde tesis edilen intifa hakkını kaldırmadığını ve bu konudaki taleplerini karşılıksız bırakarak zarara uğramalarına neden olduğunu, davacı tarafça talep olunan faiz oranının fahiş olduğunu, 6101 sayılı Borçlar Kanunu, 3095 Sayılı yasaya ve Yargıtay yerleşik uygulamalarına aykırı olduğunu, arz ve izah olunan nedenler ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca gayri maddi hak bedelinin, cezai şart alacağının ve ariyetlerin bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartı ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlık noktaları saptanıp tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınarak sonucu gidilmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olduğundan ve ticari defterlere dayanıldığından tarafların ticari defterleri incelenmiş, taraflar arasından imzalanan sözleşme ve eki taahhütnameler uyarınca davacının davalıdan cezai şart, gayri maddi hak bedeli ve ariyet bedeli talep edilip edilemeyeceği hususunda ayrı ayrı değerlendirme yapılmak üzere raporlar alınmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 22/04/2011 tarihli sözleşme ve eki niteliğindeki aynı tarihli taahhütnameler incelendiğinde, 1.madde ile — az olmamak kaydıyla toplam — almayı taahhüt ederiz. Bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde ve beher sözleşme yılının sonunda eksik alınan beyaz ürünün —-kuru üzerinden hesaplanacak—–.karşılığın– cezai şart olarak ödeyeceğiz” hükmünün taraflarca kabul edildiği, gayri maddi hak bedeli içinde taahhütname imzalandığı gayri maddi haklar için davacının davalıya 550.000,00 TL + KDV ödeme yaptığı, davalının taahhütnameye aykırı davranması, bayilik sözleşmesinin feshedilmesi veya hangi nedenle olursa olsun— tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin tamamlanmaması halinde — dahil hiç bir indirim yapılmadan ödenen bedelin iade edileceğinin taahhüt edildiği, bir diğer taahhütnamenin ariyet malzeme taahhütnamesi olup ekinde davacının davalıya —-olarak teslim ettiği malzemelerin listesinin yer aldığı, davalıya teslimin yapıldığı taahhütname ile davalının söz konusu ariyet malzemelerini davacının yazılı talebinde belirlediği yere hasarsız ve eksiksiz teslim etmeyi taahhüt ettiği, davalının ariyet aldığı malzemeler için de 34.184,0050 TL tutarlı fatura düzenlediği görülmüştür.
Davalı yanca sözleşmenin yürürlükte olduğu süre içinde davacının hiçbir ihtirazi kayıt öne sürmeksizin ürün teminine devam ettiği, cezai şart isteyemeyeceği ileri sürülmüş, davacı taraf ise cevaba cevap dilekçesinde taahhüdün yıl bazında değil 5 yıllık toplam olarak yapıldığını, 5 yıl dolmadan cezai şart istenemeyeceğini bildirmiştir. Taahhütname hükmüne göre taraflar arasındaki ilişkinin başlangıcı—— taraf 5 yıllık süre dolmadan 06/02/2015 tarihinde davalı tarafa ihtarname göndererek cezai şart, gayri maddi hak bedelinin ve ariyet bedeli alacağının ödenmesi talebinde bulunmuş, akabinde 06/05/2015 tarihinde mahkememizdeki bu davayı açarak alacağının tahsilini istemiştir. Dayanak taahhüt hükümleri değerlendirildiğinde sözleşmenin uygulanmaya başlayacağı ——– az olmamak üzere toplam 7.265 ton beyan ürün ve —— alınacağının taahhüt edildiği, bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde de— sözleşme yılının sonunda eksik alınan ürün için cezai şart ödenmesinin taahhüt edilmesi karşısında taahhüdün yıllık olarak anlaşılması gerektiği mahkememizce kabul edilmiş, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri ve taahhütler uyarınca davalının asgari alım taahhüdünü ihlal edip etmediği, bu nedenle davacının cezai şart talep edip edemeyeceği mümkünse takip tarihi itibariyle isteyebileceği tutarın tespiti, taahhüt hükümlerinin yıllık olarak kabulü halinde davacının sözleşmenin başlangıcı olan — ayından itibaren her bir dönem yönünden takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden cezai şart konusunda herhangi bir çekince bildirip bildirmediği, taahhüde aykırı davranılan yılı takip eden yeni yıldaki ilk faturada yada irsaliyede bir açıklama olup olmadığı, bu şekilde koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır.
— bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen cezai şart hükümleri T.B.K.nun 179/11. ( B.K. madde 158/11 ) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu ( cezai şart ) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir. T.B.K.nun 179/11 maddesine göre: “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. T.B.K. “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde T.B.K.nun 179/11. madde değil, 179/1. madde hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin 2. fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. T.B.K.nun 179/11. madde hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler.— halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
Örneğin: —- sözleşmesinde veya eki taahhütnamede bayiinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi firmanın, T.B.K.nun 179/11. madde uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşuluyla ilgili ihtirazi kayıt bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir ihtirazi kayıt konulduktan veya ihtar çekildikten sonra —- mal vermeye devam etse bile önceki yıla dair ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Tekrarlamak gerekirse, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince ( ihtirazi kayıt ) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği ise kuşkusuzdur.— benzer mahiyette — Kurulunun—– karar sayılı kararı vb. İçtihatlar)
Taraflar arasında —-sözleşmesi ve taahhüt hükümleri doğrultusunda davacının davalı tarafça ürün alım taahhüdüne uyulmaması durumunda cezai şart talep etmesi mümkün olmakla birlikte taraflar arasındaki taahhütname hükümlerinin yıllık asgari ürün alımı olarak düzenlenmesi karşısında davacının taahhütnamede kararlaştırılan cezai şartı talep edebilmesi için cezai şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken yada ikinci dönemin başında ürün verirken ihtirazi kayıt koyarak bu hakkını saklı tutması gerekmesine —–tarihlerinde taahhütten kaynaklı eksik mal alış karşılığı cezai şarta yönelik ihtarnameler düzenlenmiş ise de, her yeni dönem tarih başlangıcında ve davalı bayinin ilk ürün alımı öncesi, asgari mal alım taahhütnamesinden kaynaklı olarak eksik aldığı—- cezai şart talebini içeren herhangi bir ihtarnamenin davalıya gönderilmediği, eksik alınan ürün karşılığı olarak cezai şarta yönelik düzenlenmesi gerekli olan ihtarnameler,— sözleşmesi süresi içerisinde ve zamanında yerine getirilmediği, davacı tarafından, davalı bayinin ürün alımı sonrasında, taahhüde aykırı davranılmış olan dönemi takip eden yeni dönemdeki ilk fatura ve/veya irsaliyeye yazacağı, bir önceki dönemden kaynaklanan cezai şarta yönelik bir açıklama ile bu koşulu yerine getirebilme imkanı varken, bunu da yerine getirmediği, davacının, anılan dönemde davalının eksik mal alımları nedeniyle yapılması gereken zamanda cezai şarta dair bir talepte bulunmamakla ve sözleşme ilişkisini devam ettirmekle, davalı şirkete —– sağlamaya ve ilgili—- markasıyla birlikte varlığını sürdürerek de sözleşmelerden yarar sağlamaya devam etmekle, cezai şart talep edilmeyeceği ve cezai şartı düzenleyen asgari mal alim taahhütnamesi hükümlerinin uygulanmayacağı inancı oluşturduğundan cezai şart isteminde bulunamayacağı gözetilerek davacının cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı— edilecek intifa hakkı ve bayilik sözleşmesi nedeniyle doğacak diğer gayri maddi hak bedeli için davalıya —- satışı, Marka ve logoların—— kullanılması bedeli) ödemek üzere taahhüt vermiş ve KDV dahil 649.000,00 TL ödeme yapmıştır. Davalı Taahhütname ile ” bayilik sözleşmesinin feshedilmesi ya da hangi nedenle olursa olsun lisans alım tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin tamamlanmaması halinde hiçbir indirim yapılmadan ödenen tutarın davacıya iade edileceğini” taahhüt etmiştir.
— tesis edildiğine dair ilgili resmi senette “— —haiz olduğu yetkiye istinaden işbu taşınmazdaki ipotekler ve hacizlerden doğmuş veya doğacak bütün hukuki vecibeleri ile 55.000,00- (ellibeşbin) TL bedelli işbu taşınmaz malın tamamı, 5 yıl süre ile geçerli olmak üzere— intifa hakkı tesis ettiğini ve intifa hakkı tescili istediğini, intifa hakkı, taşınmazla birlikte üzerinde bulunan —- ve —- —–halen mevcut olan ve intifa hakkı süresi sonuna kadar yapılacak bütün —–,—- kapsamaktadır.”
Tesis edilen intifa hakkının bedeli; “Taşınmazdaki —, dış —- taşınmazda — bayisi olarak faaliyet gösteren —– düzenleyeceği —-faturalar karşılığında bu şirkete ödenecektir.” şeklinde düzenlenmiştir. — senedi üzerinde yazılı olan açıklama esas alınmak kaydıyla; intifa bedeli = gayrimaddi haklar bedeli açıklamalı faturalar karşılığı ödeme olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla intifa bedeli =—- bu doğrultuda, davacının kullanılmayan süreye ilişkin talepte bulunabileceği, taraflar arasında 5 yıl süreli İntifanın tesis edilmiş olduğu tarihten, intifanın terkin edildiği tarihe kadar kullanılan süre çıkarıldıktan sonra, kullanılmayan sürenin tespit edilebileceği, ancak dosya kapsamında intifanın terkin edildiğine dair intifa terkin belgesi bulunmadığı gibi davalının sunduğu belge ile intifanın terkin edilmediğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının gayri maddi haklar bedeli talep edemeyeceği gözetilerek davacının gayri maddi haklar bedeli talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflarca akdedilmiş,—- ekinde teslim edilen —- malzemelerinin listesi dosyaya sunulmuş olup, Taahhütnamenin 2. Maddesinde “—— istenildiği zaman derhal — teslim etmeyi, malzemenin sökümü ile —belirlediği yere taşınması ile ilgili giderlerin tarafımıza ait olduğunu, bunlar için gerekli tüm vergi, resim ve diğer bütün masrafların tarafımızdan ödeneceğini kabul ve beyan ederiz.” şeklinde düzenlendiği, davacı tarafından keşide edilen, 06.02.2015 tarihli fesih ihtarnamesinin sonuç bölümünde; “.—olarak verilen malzemelerin —— — adresine teslim edilmesi veya —- malzeme bedeli olan —- ödenmesi gereğini,.. ” ihtar edildiği, davalının tüm ——-malzemelerin söküm ve nakliye masrafları kendisine ait olarak davacının göstermiş olduğu adrese teslim yükümlülüğü bulunduğu halde bu yükümlülüğün yerine getirilmediği, davalının —— iade ile yükümlü olduğu, —-olarak verilen— malzemelerinin iade edilmeyişinden kaynaklı olarak, davacının —- bedelini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Dosyada davalıya teslim edilen —— listelendiği, —- malzemelerin dosyaya sunulu faturadan anlaşıldığı üzere 34.184,00 TL bedel karşılığında alındığı, sözleşmenin süresinde ya da her ne sebeple olursa olsun süresinden önce bitimi halinde taahhütname ile davalının söz konusu —- davacıya hasarsız ve eksiksiz teslim etmeyi taahhüt ettiği,—– bedelinin davacının defterlerine ve dosyaya sunulu faturaya göre 34.184,00 TL olduğunun tespit edildiği, bayilik sözleşmesinin feshinden sonra davacıdan alınan —- teslim edilmediği, davalı tarafından da —- davacıya iade edildiğinin iddia edilmediği, bu durum karşısında imzalanan —- malzeme taahhütnamesi uyarınca sözleşmenin sona ermesinden ötürü davacının—- malzemelerinin iadesini, iadenin mümkün olmaması halinde bedelini talep hakkının doğduğu anlaşılmıştır. Davacının talebi mahkememizce yerinde görülerek 34.184,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-34.184,00 TL ariyet bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- 2.335,11 TL Karar harcının davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Dava açılırken alınması gerekli 27,70 TL başvuru harcının davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 232,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 7,300,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 7.532,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 2.987,49 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 650,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 392,18 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- deki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- deki esaslara göre belirlenen 7.560,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.