Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1886 E. 2018/500 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2015/1886
KARAR NO : 2018/500

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 30/11/2015
KARAR TARİHİ : 06/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin 1988 yılında…… küçük bir işletme olarak kurulduğunu, plastik malzeme-çamaşır makinası ve elektrikli süpürge yedek parçaları üreten bir şirket olduğunu, şirketin borçlarının aktiflerinden fazla olduğunu, şirketin sunulan iyileştirme projeleri çerçevesinde aktif ve pasif dengesizliğinin olumlu yönde düzelip borçların ödenebilir duruma geleceğini belirterek müvekkili şirketin borca batık olduğunun tespiti ile İİK madde 179 ve ilgili mevzuat gereği iflaslarının şimdilik 1 yıl süre ile ertelenmesine, İİK madde 179/a gereğince müvekkil şirketin mal varlığının korunması için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına, İİK madde 179/b gereği iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte müvekkili şirket aleyhine 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere ihtiyati ve kesin hacizler ile bütün icra ve iflas takiplerinin durdurulması ve şirket aleyhine herhangi bir icra takibi yapılmaması hususunda tedbir kararı verilmesini, davacı şirketin haciz ve muhafa altına alınan mallarının olması halinde tedbiren bu mallar üzerinde muhafazanın kaldırılarak müvekkiline teslimine karar verilmesini, hapis hakkı uygulanmamasını, davacıya karşı takas mahsup taleplerinde bulunulmaması yönünde tedbir kararı verilmesini, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak takiplerde muhafaza tedbirlerinin alınmaması ve satış yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmesini, İİK 89.maddesi gereğince davacı şirket aleyhine haciz ihbarnamesinin üçüncü şahıslara tebliğe çıkarılmaması şayet haciz ihbarnamesi tebliğe çıkarılmış ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklara haciz konulmuş ise bu haczin kaldırılarak haczedilen menkul malın müvekkile iadesi yönünde tedbir kararı verilmesini, davacıya ait araçların muhafaza ve yakalanmasının önlenerek yakalanan araçların olması halinde bu araçların müvekile iadesi hususlarında tedbir kararı verilmesini, davacı tarafından ve davacı şirket lehine verilen tüm borç ödeme taahhütlerinin askıya alınmasını ve bu taahhütlerin uygulanmaması yönünde tedbir kararı verilmesini, finansal kiralama sözleşmelerinin feshinin önlenmesi ve bu kapsamdaki makine ve teçhizatların iflas erteleme süresince davacı şirketin zilyetliğinde kalması ve finansal kiralama sözleşmelerine konu bu menkuller hakkında alacaklılarca tedbir uygulanamayacağı yönünde tedbir kararı verilmesini, davacı şirketin KDV iadesi veya sair nedenle vergi daireleri ile bankalara intikal eden hak, mevduat ve alacakları üzerine ihtiyati haciz ve kesin haciz konulmamasını, takas ve mahsup işlemleri ile hukuken veya fiilen el konulmasının engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini, davacı şirketin temsil ve ilzam yetkilerini aynen devam ettirebilmek için davacı şirkete kayyım atanmasını, İİK madde 179-a/3 gereğince kayyımın görev ve yetkilerinin ayrıntılı olarak belirlenmesini, yönetim ve karar işlemlerinin kayyım denetimine tabi olmasını talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, İİK. 179 maddesince açılmış iflasın ertelenmesine talebine ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir.
TTK.nun 376-377 ve İİK.nun 179 ve devamı maddeleri uyarınca şirketlerin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak idare ve temsil ile yetkili kimseler ya da alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak, iflasın ertelenmesini isteyebilir, mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde davacı vekili müvekkili şirketin borca batık halde olduğunu bildirmiş, sunduğu iyileştirme projesi uyarınca iflasının ertelenmesini talep etmiştir. İflasın ertelenmesi yönünde başvuru yapılması konusunda yönetim kurulu kararlarını ve iflasın ertelenmesi davasını açma yetkisini içeren vekaletnamesini dosyaya sunmuştur.
Davacı şirketin getirtilen sicil dosyasında şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu, İİK.nun 154.maddesi uyarınca davanın yetkili mahkemede açıldığı görülmüştür.
İflas erteleme talebi İİK.nun 179/a-2 maddesi uyarınca aynı Kanunun 166.maddesinde öngörülen usuller ile ilan edilmiş, davacı vekili iflas avansını ve iflas tebliğ giderlerini mahkeme veznesine depo etmiştir.
Yapılan ilanlar neticesinde davaya müdahale talebi ile başvuranların müdahale talepleri kabul edilerek davaya katılımları sağlanmıştır.
Mahkememizin 01/12/2015 tarihli kararı ile davacının ihtiyati tedbir ve kayyım atanması talepleri yerinde görülerek davacı şirkete kayyım atanmıştır. Kayyım heyeti şirketin gidişatı hakkında raporlarını ibraz etmiştir. Kayyım heyetince sunulan son raporlarda şirketin yabancı borçlarını azaltmakla birlikte ödemelerini aksattığı, şirket ortağının yapması gereken sermaye ödemesini yapmadığı, 2017 yılı için projede öngörülen hedeflerin uzağında kaldığı, 2018 yılı Ocak- Şubat aylarındaki ticari faaliyetlerini zararla kapattığı ve projedeki hedeflerden uzaklaştığı, kayyım olarak kendilerince yapılan tüm uyarılara rağmen yasal yükümlülüklerden doğan borçların ödenmediği, 2017 mali yılı ve 2018 yılı Ocak-Şubat aylarında devam eden dönem zararları nedeniyle bozulan mali yapının düzeltilmesi borca batıklıktan çıkılabilmesi, oluşan zarar ve iyileştirme projesinde 2017 yılı için öngörülen kar toplamı kadar iyileştirme projesi hedeflerini telafi edici miktarda sermaye artışı yapmaya ihtiyacı olduğu ifade edilmiştir.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için 1.koşul borca batık olma halidir. Yani şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olması gerekmektedir. TTK.nun 376.maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin, işletmenin devamının esası da gözetilerek gerçek piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından kaydi değer ve satış değerleri bazında hazırlanmış bilanço dosyaya sunulmuştur. Borçlu şirket vekili tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rayiç değerler ve yapılan araştırma inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre borca batıklık bilançosunun hazırlanması gerekir. İflas ertelemenin amacı borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Bu da tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip aktiflerin pasifinden fazla olmasını ifade eder, gerek borca batıklık gerekse iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı noktasında teknik ve uzman bilirkişi heyetinden mahkememizce rapor alınmıştır. Raporda şirketin 31/10/2015 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre ………borca batık durumda olduğu, şirketin sermayesinin tamamı ödenmiş olmakla birlikte iyileştirme projesinde yer alan sermaye artışına ilişkin taahhüdünü henüz yerine getirmediği, 2012-2013-2014 yıllarıyla 31/10/2015 tarihli ciro ve karlılığı dikkate alındığında projede hedeflenen cironun gerçekleşebileceği ancak karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, sunulan iyileştirme projesinin davacı şirketin durumuna ve piyasa koşullarına göre somut, samimi ve gerçekçi tedbirler içermediği, bu haliyle gerçekleştirilir bir iyileştirme projesi olarak değerlendirilemeyeceği açıklanmıştır.
Davacı vekili sunduğu 11/04/2016 tarihli dilekçesiyle, müvekkili şirketin 06/04/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında sermaye artışı kararı aldığını ve…………….gayri nakdi ……….nakdi olmak üzere sermayenin arttırılmasına karar verildiğini beyanla rapora itirazlarını dile getirmiştir. Bilirkişi heyetinden alınan 20/10/2016 tarihli 1.ek raporda davacının itirazları incelenmiş, şirketin 28/02/2016 tarihi itibariyle kaydi değerleri üzerinden borca batık durumda görünmediğini, bu nedenle şirket mal varlığının rayiç değerleri uyarınca teknik bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra değerlendirme yapılabileceğini bilirkişi heyeti raporunda açıklamıştır. Bunun dışında davacı yanın yaptığı sermaye arttırımı da irdelenerek arttırılan ………….sermayenin ………si dışında kalan kısmının şirket ortaklarının alacağından karşılandığını, nakit sermaye artışının ise bu durumda iyileştirme projesinde belirlenen hedefin çok gerisinde kaldığını belirttikleri görülmüştür. Raporda davacı işletmenin 2016 yılı için öngördüğü satış rakamlarının da 2016 yılı 2.ayındaki satış rakamları dikkate alındığında makul ve gerçekleştirilebilir olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 09/05/2017 tarihli ek raporda ise şirketin ………. tarihi itibariyle rayiç değerleri üzerinden 2.336,32 TL.borca batık durumda olduğu, 16/12/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve 30/01/2017 tarihinde tescil edilen sermaye arttırım kararı ile …….olan sermayenin 1.000.000,00 TL.arttırılmasına karar verildiğini, bu arttırımın nakdi olarak şirketin banka hesabına yatırılması ve kayyım tarafından kontrolünün uygun olduğunu, projenin ciddi ve inandırıcı olma koşulunu sağlamadığını açıkladıkları anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin alınan ………. rapora itirazı üzerine itirazların karşılanması ve kayyım heyetinin sunduğu ….rapordaki hususların değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden tekrar ek rapor alınmasına karar verilmiş, incelemenin 19/06/2017 tarihinde şirket merkezinde yapılması öngörülmüştür. Alınan 21/09/2017 tarihli raporda da bu kez şirketin 31/03/2017 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden 480.413,01 TL.borca batık durumda olduğu, 03/02/2017 tarihli sicil gazetesinde ilan edilen sermaye arttırımının 1/4’lük kısmının yatırılmasından sonra bakiye tutarın yatırılmadığı, projenin ciddi ve inandırıcı olma koşulunu sağlamadığı belirtilmiştir. Davacı vekili bu rapora itiraz ederek bilirkişi heyetinin ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapmadan rapor düzenlediğini, 08/11/2017 günlü duruşmada beyan etmiş, davacı vekilinin bu beyanı üzerine …. tarihinde ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş, aynı günlü tutanak uyarınca inceleme …. tarihinde yapılarak davacı vekilinin sunduğu revize iyileştirme projesi de değerlendirilmek suretiyle …….. tarihli raporun hazırlandığı anlaşılmıştır. Raporda, şirketin, mal varlığının rayiç değerleri üzerinden 30/09/2017 tarihi itibariyle 2.674.204,09 TL.borca batık durumda olduğu belirtilmiş 1.000.000,00 TL.olarak arttırılan sermayenin bakiye 375.000,00 TL.lık kısmının ortak ……. tarafından henüz yatırılmadığı, diğer ortakların sermaye koyma borcunun olmadığı tespit edilerek davacının sunduğu revize iyileştirme projesindeki hedeflerin davacı şirketin durumuna ve piyasa koşullarına uygun somut, samimi ve gerçekçi tedbirler içermediğini, bu haliyle gerçekleştirilebilir bir proje olarak değerlendirilemeyeceğini belirttikleri görülmüştür.
Davacı vekilince bu rapora da itiraz edilerek, bilirkişi heyetinin yapılan son inceleme sırasında kendilerinin mahkemeye şikayet edildiğini ifade ederek gerginlik çıkardıklarını, hasmane tutum sergilediklerini beyanla yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını istediklerini bildirmiştir.
Davacı taraf mahkememizde dava açarken müvekkili şirketin borca batık durumda olduğunu, sunulan iyileştirme projesi uyarınca bu durumdan kurtulacağını beyan ederek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş ise de yargılama sürecinde alınan tüm raporlarda davacı şirketin borca batık durumda olduğu tespit edilmekle birlikte gerek sunulan iyileştirme projesi, gerekse revize iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı nitelikte olmadığı, projedeki hedeflerin davacı şirketin durumuna ve piyasa koşullarına uygun somut, samimi ve gerçekçi tedbirler içermediği, bu haliyle gerçekleştirilebilir bir proje olarak değerlendirilemeyeceği belirlenmiştir. Davacı şirketin 03/02/2017 tarihli sicil gazetesinde yayınlanan 1.000.000 TL.bedelli sermaye arttırım kararı uyarınca arttırılan sermayenin 1/4’lük kısmının yatırılmış olduğu, şirket ortaklarından ….. yatırması gereken 375.000,00 TL.sermaye ödemesinin yapılmadığı, her ne kadar bu tutarın ödenmesi için öngörülen süre doğmamış ise de şirketin kayyım ve bilirkişi raporlarında vurgulanan nakit ihtiyacı karşısında sermaye arttırım kararının gereğinin bir an önce yerine getirilmemesinin doğru olmadığı, şirketin 2017 yılı için iyileştirme projesinde öngörülen hedefleri gerçekleştiremediği, 2017 mali yılını zararla kapattığı, acil nakit ihtiyacının olduğu, davacı şirkete yoğunlukla ………. firmalarıyla çalıştığı ancak oluşan piyasa koşulları nedeniyle talep azaldığından üretimin zaman zaman durma noktasına geldiği, davacı vekilinin bilirkişilere yönelik beyanlarının somut delillere dayanmadığı, düzenlenen tüm raporların benzer mahiyette olduğu anlaşılmış, davacı vekilince her ne kadar 09/05/2018 günlü duruşmada sermaye arttırım kararı alınmasına karar verildiği yönünde yönetim kurulunca alınan karar ibraz edilmiş ve buna ilişkin 14/05/2018 tarihli genel kurulda alınan sermaye arttırım kararı dosyaya sunulmuş ise de halen bir önceki sermaye arttırımı gereği ortağın ödemesini yapmaması karşısında alınan sermaye arttırım kararının bir etkisinin olmayacağı kabul edilmiş, bu hali ile davacı yönünden iflas ertelemenin şartlarının mevcut olmadığı belirlenmiş olduğundan davacı şirketin iflasın ertelenmesi yönündeki talebinin reddine ve davacının iflasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı yanın iflas erteleme talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
2- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ……….sicil nosunda kayıtlı davacı ……..’nin 06/06/2018 günü saat 15:09 itibariyle İFLASINA,
Mahkememizce verilen 01/12/2015 tarihli tüm ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına,
İflas kararının derhal İstanbul……… İflas Müdürlüğüne bildirilmesine,
3-Karar harcı 35,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Müdahil taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere Davacı vekili ………. ile Müdahiller …………………………………………………….’nun yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.