Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1803 E. 2023/65 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1803 Esas
KARAR NO: 2023/65
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/11/2015
KARŞI DAVA TARİHİ : 30/11/2015
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı – karşı dava davalısı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacı dava dilekçesinde özetle taraflar arasında —— akdedildiği sözleşme gereğince davacının, davalının konut inşaatının ———-dış cephe elemanlarının imalat ve montajının yapılması işini tamamlayarak edimlerini yerine getirmiş olduğunu, davaya konu borcurı 82.110,30TL. tutarındaki,—-sıra nolu ve ———irsaliye nolu faturanın bakiyesi olan ve 18.03.2015 tarihinde davacıya ödenmesi gereken 52.237TL.lik bakiye borç olduğunu, davalı aleyhine———sayılı dosyasıyla faizi ile birlikte 54.896,76TL.’nin tahsili amacıyla takip yapıldığını, borçlunun borca itiraz ederek takibi kötüniyetli olarak durdurduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA ;
Davalı – karşı dava davacısı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalının davacıyla arasındaki sözleşmeye dayanarak borçlarının bir kısmını, kısmi hakedişi müteakip ödediğini, bakiye için mailden önce faturaya İtiraz edilmiş ve ifanın istenmiş olduğunu, ancak anlaşma uyarınca yapılması istenen imalat tamamlanmadığını, yapılmış bölümün de anlaşma şartlarına uymadığı için davacının uyarıldığını, davacının işi savsaklayarak defolu bölümleri düzeltmeye yanaşmadığını, davalının sarkmış ve düşme tehlikesi gösterilen ——— dış cephe ———inşaatı kontrol eden mühendislerin uyarıları üzerine çürük, kırık, taşıma kabiliyeti olmayan elemanlarır tespit edilerek tutanak ve eksper raporu düzenlenmiş olduğunu,——– ikazları ve davacı ile görüşmelerin netice vermemesi üzerine davacıya ihtarname gönderildiğini ve davacının yüklendiği işi tamamlamasının ihtar edildiğini, bunun üzerine davacı yetkilisinin yapılan defoları ortadan kaldıracak şekilde işi haşkasına yaptırabileceklerine dair rıza ve muvafakat göstermiş olduğunu, hatalı imalatların davacının bilgi ve arzusu dahilinde dava dışı ——– tamamlattırıldığını ve işin bedeli olan 54.999,.80TL.’nin 06.09.2015 tarihli fatura ile ödendiğini, mahsup ve takas yapıldığında davacıya borçlu değil, 3.000TL. alacaklı olduğunu belirtmiş ve itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA;
Davalı- karşı dava davacısı karşı dava dilekçesi ile özetle; davacı-karşı davalıya ifası için verilen işi, zamanında ve sözleşmeye uygun olarak yapmadığı için kendisine gönderilen ifaya davet ihtarına rağmen edimini yerine getirmediğinden kendisinin rızası dahilinde işin ——— tamamlattırılmış ve işin bedeli olan——– tarihli fatura ile ödenmiş olduğundan mahsup ve takas yapıldığında davacıya borçlu değil, 3.000TL. alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini, fazla ödedikleri miktarın ve haksız icra takip tazminatının davacı-karşı davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve faturaya bağlanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ; karşı dava ise davacı ve karşı davalıya verilen işin gereği gibi ve zamanında yapılmaması nedeniyle dava dışı firmaya yaptırılan ve faturaya bağlanan alacağın tahsiline ilişkin olup, uyuşmazlığın davacının takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı, davacının edimini gereği gibi ve zamanında yerinde getirip getirmediği, davacının bundan dolayı alacaklı olup olmadığının tespiti davasıdır .
Mahkememiz 11/04/2017 tarihli duruşma ara kararı ile; taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından her iki tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde ilişkin tüm yasal ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ve dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup; mali müşavir bilirkişisi tarafından sunulan 18/09/2017 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıdan 52.327,85TL. Alacaklı olduğu, takas mahsup talebi sonucunda davacı-karşı davalının ———-alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz 15/11/2018 tarihli duruşmada; Dosya kapsamında bir inşaat mühendisi ve sözleşme hesap uzmanından taraf iddia ve savunmaları, tanık beyanları, mahkememizce alınan bilirkişi raporu değerlendirilmek suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile özetle;
Asıl dava bakımından ; davacının edimini gereği gibi ve zamanında ifa edip etmediği hususunda; teknik incelemede davacı karşı davalı tarafından eserin ayıplı meydana getirildiği, ayrıca davalının işi süresinde tamamlamamış olduğu ve bunun davalı ve dava dışı şirket tarafından davacıya ———– tarihinde gönderilmiş ihtarnameden anlaşıldığı, ancak dosya kapsamında anılan ihtarnamenin davacıya tebliğ edilip edilmediği anlaşılamadığından takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Davacının takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı hususunda;———– tarihinde davalı tarafından davacıya ——- gönderilen ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulduğu iddia edilmekte ise de dosya kapsamında anılan ihtarnamenin davacıya tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamadığı; ayıp ihbarı muhataba varması gereken bir beyan olduğundan bu ihtarnamenin ayıp ihbarı olarak değerlendirilemeyeceğini, davacı dosyaya sunduğu 07/2015 tarihinde davalıya gönderdiği e-mail ile davalının temerrüde düşürüldüğünü idida etmekte ıse de TTK m. 18(3) hükmünde belirlenmiş usullerde yapılmayan ———- temerrüt ihtarı niteliği taşımadığını, Dosya kapsamında faturanını da davalıya tebliğ edilip edilmediğinin ve davalının davacı tarafından düzenlenen faturaya itiraz edip etmediğinin anlaşılamadığını, sadece taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ıncelendıgınde davalı çalışanı ——– tarafından davacı çalışanı —— gönderilen ———- borç bakımından——— ıfadesine rastlandığı ve beyanı delil olarak kabul edilirse davacının 52.327,85 TL lik alacak hakkına sahip olduğunun kabul edilebileceğini;
Karşı dava bakımından ;
Dosya kapsamı irdelendiğinde davacı şirket yetkilişinin davalı tarafından işin başkasına yaptırılması yönünde bir rızasına rastlanmadığı; sözleşmesinin ——– Maddesi uyarınca davacının ayıplı ifa halinde bunun onarımının davacı yüklenici tarafından yapılacağı anlaşılmakla birlikte davalının dayandığı sözleşmenin———-Maddesi gereğince ise her ne kadar kusurlu sayılan kısmın metrajı çıkartılarak bedelinin tamamının davacı yüklenicinin hesabından keseceği düzenlenmişse de bu hükümden açık bir şekilde üçüncü kişiye işin yaptıracağına izin verildiği ——-kanaatine ulaşılamadığı, davalının TBK m 113/1 hükmünce ” hakim izni” olmaksızın üçüncü kişiye ayıplı eserlerin düzeltilmesini ifa ettiremeyeceği, dolayısıyla davalının dava dışı ——- kurduğu sözleşme gereği ona ödediği bedeli davacıya yansıtamayacağını, ancak mahkeme aksi kanaatte olursa; davalı tarafından dava dışı şirkete davacının ayıplı imalatlarının giderilmesi dolayısıyla dava dışı ——–yapıya ödendiği iddia edilen 54.999,80 TL lik eser bedelinin——–karşı davalıdan TBK m 113/1 hükmünce hakim izni olmadan da nama ifa kapsamında talep edilebileceğini, davalı karşı davacının bu durumda davacı karşı davalıdan takas mahsup bedeli olan ——- alacaklı olduğunun kabul edilebileceğini beyan ve mütalaa etmiştir.
Mahkememiz 18 /06/2020 tarihli duruşmasında; —— cevabi yazısının değerlendirilmesi suretiyle dosyanın bilirkişi ——–tevdii ile kök raporun ilgili evrak doğrultsunuda değerlendirmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; 07/09/2020 tarihli ek rapor ile özetle; Asıl dava bakımından ;Davacının edimini gereği gibi ve zamanında ifa edip etmediği hususunda teknik incelemede davacı-karşı davalı tarafından eserin “ayıplı” meydana getirildiği; ayrıca davalının işi süresinde tamamlamamış olduğu ve bunun davalı ve dava dışı şirket tarafından davacıya —-tarihinde gönderilmiş ihtarnameden anlaşıldığı, —- gelen cevabi yazıya göre 28.01.2015 tarihinde davalı tarafından davacıya—— gönderilen ihtarnamenin, davacı-karşı davalı şirkette daimi çalışan ——–tarihinde tebliğ edildiği, Davacının takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı hususunda; —-gelen cevabi yazıda —- tarihinde davalı tarafından davacıya —- gönderilen ihtarnamenin, davacı-karşı davalı şirkette daimi çalışan —— tarihinde tebliğ edildiği belirtildiğinden ve ayıp ihbarı muhataba varması gereken bir beyan olduğundan, bu halde davacı-karşı davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği kanaatine Sayın Mahkemece varılacak olursa bu ihtarnamenin, TTK m. 18 hükmünce geçerli “ayıp ihbarı” olarak değerlendirilebileceği, Davacı dosyaya sunduğu —–tarihinde davalıya gönderdiği e-mail ile davalının temerrüde düşürüldüğünü iddia etmekte ise de TTK m. 18(3) hükmünde belirlenmiş usullerde yapılmayan bu e-mailin üt ihtarı niteliğini taşımadığı, Dosya kapsamından faturanın da davalıya tebliğ edilip edilmediğinin ve davalının davacı tarafından düzenlenen faturaya itiraz edip etmediğinin anlaşılamadığı, sadece taraflar arasındaki e-mail yazışmaları incelendiğinde davalı çalışanı —tarafından davacı çalışanı ——- borç bakımından “mutabıkız” ifadesine rastlandığı ve eğer Sayın Mahkemece bu beyanın delil niteliği kabul edilir. vacının 52. TL.lik alacak hakkına şahip olduğunun kabul edilebileceğini,
Karşı dava bakımından ; Dosya kapsamı irdelendiğinde davacı şirket yetkilisinin davalı tarafından işin başkasına yaptırılması yönünde bir rızasına rastlanmadığı, sözleşmenin ——– maddesi uyarınca davacının ayıplı ifa halinde bunun onarımınının davacı yüklenici tarafından yapılacağı anlaşılmakla birlikte davalının dayandığı sözleşmenin ——– Maddesi gereğince ise her ne kadar kusurlu sayılan kısmın metraj çıkartılarak bedelinin tamanının davacı yüklenicinin hesabından keseceği düzenlenmişse de bu hükümden açık bir şekilde üçüncü kişiye işin yaptırılacağına izin verildiği —– kanaatine ulaşılamadığı, davalının TBK m 113/1 hükmünce hakim izni olmaksızın üçüncü kişiye ayıplı eserli düzeltilmesini ifa ettiremeyeceği dolayısıyla davalının dava dışı ——— kurduğu sözleşme gereği ona ödediği bedeli davacıya yansıtamayacağı, Ancak mahkeme aksi kanaatte olursa, davalı tarafından dava dışı şirkete davacının ayıplı imalatlarının giderilmesi dolayısıyla dava dışı——— ödendiği iddia edilen 54.999,80TL.lik eser bedelinin, davacı – karşı davalıdan TBK m. 113/1 hükmünce hakim izni olmadan da nama ifa kapsamında talep edebileceği, davalı – karşı davacının bu durumda davacı- karşı davalıdan takas mahsup bedeli olan 54.999,80TL.-52.327,85TL.-2.671,85TL. alacaklı olduğunun kabul edilebileceğini, beyan ve mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yapılan teknik incelemede davacı-karşı davalı tarafından eserin ayıplı olarak meydana getirildiği ve davalının işi süresinde tamamlamamış olduğu ve bu hususların——— kapsamında davacıya ayıp ihbarında bulunulduğu, taraflar arasındaki mail çıktılarından anlaşıldığı üzere 52.327,85- TL üzerinde ” mutabıkız” şeklinde ifadenin bulunduğu bu halde davacının ilgili mail ( 01.02.2016 tarihli mail ) dikkate alındığında belirtilen miktar kadar alacaklı olduğu , dolayısıyla asıl davanın kabulüne karar vermek gerektiği, karşı dava yönünden ise davacı şirket yetkilisinin işin başkasına yaptırılması hususunda herhangi bir rızasına rastlanılmadığı, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin —– Maddesi uyarınca davacının ayıplı ifa halinde bunun onarımının davacı yüklenici tarafından yapılacağının anlaşıldığı, yine aynı sözleşmenin —-Maddesinde her ne kadar kusurlu sayılan kısmın metrajı çıkartılarak bedelinin tamamının davacı yüklenicinin hesabından keseceği düzenlenmişse de ilgili hükümden ” açık bir şekilde 3. Kişiye işin yaptırılacağına izin verildiği ——— kanaatine ulaşmanın mümkün olmadığı, davalının TBK m.113/1 hükmü gereğince hakim izni olmaksızın 3. Kişiye ayıplı eserin düzeltilmesini ifa ettiremeyeceği, dolayısıyla davalının dava dışı ——– kurduğu sözleşme gereği ona ödediği bedeli ayrıca yansıtamayacağı dikkate alındığında karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş , dosyada alınan tüm bilirkişi kök ve ek raporlarının da aynı doğrultuda olduğu da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- Davanın asıl dava yönünden ;
ASIL DAVANIN KABULÜ İLE ;
Davalının ——–dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakta hüküm altına alınan 52.237,00 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B- karşı dava yönünden ;
1-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Asıl dava yönünden ; alınması gereken 3.749,99 TL harçtan davacı – karşı davalı tarafça peşin olarak yatırılan 937,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.812,50 TL harcın davalı – karşı davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
2-Asıl dava açılırken davacı karşı davalı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvurma ve 937,50 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭965,2‬0 TL harcın davalı karşı davacı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Asıl davada davacı karşı davalı tarafça yapılan toplam 1.471,90 TL yargılama giderinin davalı karşı davacı taraftan tahsili ile davacı karşı davalıya ödenmesine,
4-Karşı dava yönünden; alınması gereken 179,90 TL’nin asıl dava davalısı karşı dava davacısı tarafından peşin ve ıslah olarak yatırılan toplam 948,97 TL harçtan mahsubu ile bakiye 769,07 TL harcın karar kesinleştiğinde davalı karşı davacı tarafa iadesine,
5-Karşı davada; davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı tarafın yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile ——– Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2023