Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/174 E. 2018/238 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/174 Esas
KARAR NO : 2018/238

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili; 31/08/2014 tarihinde davalı şirkete ZMMS ile sigortalı araç sürücüsü dava dışı ….n sevk ve idaresindeki aracın asli kusurlu olarak dava dışı bir şahsa ait araca çarpması sonucu, ……… aracında yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf hatır taşıması olduğunu kabul etmemiş, davacı vekilinden HMK 31.maddesi uyarınca davacının sigortalı araç sürücüsü……. ile akrabalığı olup olmadığı hususunda beyanda bulunması talep edilmiş, davacı vekili 08/12/2017 tarihli dilekçesinde akrabalık bulunmadığını bildirmiş, 15/03/2018 tarihli duruşmada ise uzak bir akrabalıkları olduğunu, olay tarihinde de tanışıklıkları nedeniyle sürücünün gittiği yere müvekkilini de götürdüğünü, ancak nereye gittiklerini bilmediğini beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili;müvekkilinin sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sorumlu olduğunu, sakatlık oranının ve zararın tespitinin gerektiğini, davacının emniyet kemeri kullanmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, ayrıca hatır taşıması nedeniyle de indirim yapılması gerektiğini, olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle sürekli sakatlık tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş,tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Kaza tespit tutanağı incelendiğinde, davalı şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunduğu, diğer sürücünün kusurlu bulunmadığı görülmüştür.
Kazaya neden olduğu ileri sürülen hususi aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
Ceza soruşturma dosyası incelendiğinde, yaralanmaya ilişkin olarak şikayet yokluğu nedeniyle takipsizlik kararı verildiği görülmüş, ayrıca sigortalı araç sürücüsünün ve eşinin kolluk beyanlarında, sürücünün akrabası olan davacı ile …… gitmekte olduklarını belirttikleri, davacının beyanının alınamamış olduğu görülmüştür.
Hasar dosyası celp edilerek incelenmiştir, ayrıca davalı şirketin 13/09/2017 havale tarihli cevabi yazısında davacının dava öncesinde başvuruda bulunmadığı belirtilmiştir.
ATK ihtisas kurulu tarafından düzenlenen raporda, davacının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %19 olduğu belirlenmiştir. Taraflar rapora itiraz etmemişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile getirtilen hasar dosyası kapsamı birarada değerlendirilerek davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti bakımından rapor alınmış, raporda özetle, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, diğer sürücünün %25 oranında kusurlu oldukları, kalıcı sakatlığa ilişkin zararının toplam 20.303,79 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili,%100 kusur oranına göre değil, %75 kusur oranına göre hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca mükerrer ödeme riskinin ortadan kaldırılması için %25 kusurlu olduğu tespit edilen aracın sigortacısından ödeme yapıp yapmadığının sorulması gerektiğini, hesaplamada %3 CSO 1980 tablosunun kullanılması gerektiğini, aksi halde TRH %1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimleri yapılması gerektiğini, ıslah edilen kısma ilişkin faize ıslah tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı vekilinin talebi üzerine diğer aracın sigorta şirketinden, dava konusu olay nedeniyle davacıya ödeme yapılıp yapılması sorulmuş, bu konuda kayda rastlanılmadığı yönünde cevap verilmiştir.
Davacı vekili 17/07/2017 tarihli talep artırım dilekçesi ile, taleplerini artırdıklarını belirterek toplam 20.303,79 TL tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; 31/08/2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde davalıya sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve sakat kaldığı, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, diğer sürücünün %25 oranında kusurlu oldukları(her ne kadar kaza tespit tutanağında diğer sürücüye kusur atfedilmemiş ise de tarafların bu yönde itirazlarının olmadığı), davacının sürekli maluliyeti nedeniyle zararının 20.303,79 TL olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça %75 kusur oranı dikkate alınarak hesaplama yapılması talep edilmiş ise de dava dilekçesinde özellikle davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat talebinde bulunulduğu yönünde ifadeye rastlanılmadığı, dolayısıyla müteselsil sorumluluk ilkesi gereği davalının iş bu davada %100 kusur oranı üzerinden hesaplanan tutarı ödemekle yükümlü olduğu(Emsal:Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 04/04/2017 tarihli 2016/9059 E., 2017/3659 K. sayılı kararı), ayrıca davalı tarafın hesaplamada kullanılan tabloya yönelik itirazının haklı görülmediği, yine davalı tarafça davacının emniyet kemeri olmadığından bahisle müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmiş ise de emniyet kemeri kullanmadığı yönünde bilgiye rastlanılmadığından bu itirazın haklı görülmediği, ancak hatır taşıması definin haklı görüldüğü, zira davacı ile sigortalı araç sürücüsünün uzaktan akraba oldukları, davacı tarafça olay tarihinde araçla nereye gidilmekte olduğunun açıklanmadığı,sürücü ve eşinin kolluk beyanlarında başka bir şehre gidilmekte olduğunun belirtildiği, ancak davacının bir ücret veya menfaat karşılığında taşındığı yönünde bir iddia bulunulmadığına göre söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle tazminat tutarında %20 oranında indirim yapıldığı, yine dava öncesinde davalı şirkete başvuruda bulunulmadığı ve sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu anlaşılmakla dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği, davacı vekilinin 17/07/2017 tarihli dilekçesinin talep artırım dilekçesi niteliğinde olması nedeniyle artırılan tutara da dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla davanın artırılan hali ile kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın artırılan hali ile KISMEN KABULÜNE, 16.243,03 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı 1.109,56 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 62,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.019,31 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan toplam 90,25 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 32,40 TL ilk masraf, 244,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 512,90 TL Adli Tıp gideri olmak üzere toplam 1.989,90 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.591,92 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.