Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1637 E. 2020/414 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1637 Esas
KARAR NO : 2020/414
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/08/2015
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ——— tarafından davalı şirketle imzaladığı iş sözleşmesinden kaynaklı bir takım tazminat ve ücret alacaklarının tahsili amacıyla davacı idare ile davalı şirket hakkında—————dosyaya kayden alacak davası açıldığını ve mahkemece davanın kısmen kabul edildiğini, söz konusu davada davacı konumunda olan kişinin davalı şirket elamanı olduğunu, davacı idarede işçi, memur veya sözleşmeli personel olarak çalışmadığını ve idare ile arasında bir sözleşme de bulunmadığını, davalı şirketin ise davacı idareden ihale yoluyla iş aldığını ve anılan kişinin de bu işlerde yüklenici firma tarafından istihdam edildiğini, yüklenici davalı firma ile müvekkil idare arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca yüklenici firmanın bahse konu işte çalıştırdığı işçilerin her türlü ücret ve tazminatlarından sorumlu olup, davac idarenin sözleşme kapsamında bir sorumluluğu bulunmadığını, hal böyle iken iş davasının görüldüğü Mahkemece davacı idarenin asıl işveren olarak kabul edildiğini ve davaya konu edilen ücret ve tazminatların müvekkil idare ve davalı şirketten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, müteakiben kararın ———- sayılı dosyasına konu edilerek idare ve davalı şirket aleyhine müştereken ilamlı icra takibi başlatıldığını, akabinde haciz tazyiki altında borcun idare tarafından icra dosyasına ödenmesinin sağlandığını ve müvekkil idare adına —— ———– tekabül eden borcun icra dosyasına yatırıldığını, işbu dava ile rucuen tahsili istenen bedelin salt sorumlusunun davalı şirket olduğunu, zira davacı idarenin ihale makamı, davalı şirketin ise asıl işveren konumunda olduğunu, idarenin davaya konu işçi de dâhil olmak üzere ihale konusu işte çalışan kişilerin tüm kanuni haklarını işi üstlenen ve o işte elaman çalıştıran şirketlere tamamen ödediğini, müvekkil idarenin daha önce ödediği bedeli bu sefer mahkeme kararı gereği haciz tazyiki altında mükerreren ödemek durumunda kaldığını, davacının idareden tahsil edilen alacağın davalı ile akdedilen ihale sözleşmesi gereğince rucuen tahsil edilmek istendiğini, ancak davalı şirketin idare uhdesinde banka teminat mektubu ya da kesin hesap hakedişi bulunmadığından bunun mümkün olamadığın iddia ederek, mahkeme kararı gereğince haciz tazyiki altında müvekkil idareden tahsil edilen —— ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten rucüen tahsiline, yargılama giderleri ile Vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı Şirketin HMK.116 Md. Hükmünde sayılan İlk İtirazda bulunmadığı ve Duruşmalara katılmadığı tespit edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın, asıl işveren – alt işveren ilişkisi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarına ilişkin bedelin davalı yüklenicinin bu bedelden sorumlu olduğu iddiasıyla rücuen tazmini talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek yargılamanın ön inceleme aşaması bitirilmiş, HMK.nun 142.maddesi kapsamında hak düşürücü süre ve zaman aşımı itiraz ve def’i yönünden inceleme yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu dosyamız arasındadır. Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazla davanın tamamen kabulünü talep etmiştir.
———-ilamı, davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri, ——— sayılı icra takip dosyası dosyamız arasındadır.
———— sayılı kararında; dava dışı ——– isimli işçinin alacaklarından davalı ile birlikte davacı kurumun da sorumlu tutulduğu, davalılar arasında organik bağ bulunduğunun iş mahkemesi kararında sabit olduğu, —- adına———- sayılı dosyasından icra takibine geçildiği ve davacının mahkeme ilamından doğan alacağından ———- cebri icra yoluyla tahsil edildiği, davalı ile davacı arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca işçilik alacaklarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürdüğü,———- sayılı dosyası incelendiğinde; —- davacı, davamız davacısı —– davamız davalısı——– davalı oldukları, kararda davacının —— kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verildiği, karar ve ilam harcının, yargılama giderinin ve ——- vekalet ücretinin davacıya ödenmesine karar verildiği, kararın ———– sayılı ilamıyla onandığı ve kesinleştiği görülmüştür.
——— sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden,———-sayılı kararına dayanılarak takibe geçildiği, faiziyle birlikte takip çıkış tutarının —- olduğu, alacaklının talebiyle davacı ———- olan alacağına 89/1. Haciz İhbarnamesi gönderildiği, dava dışı ——- tarafından ———- tarihinde icra dosyasına ödendiği görülmüştür.
Mahkememizce istenilen hususlarda rapor vermek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, Sözleşme Hesap Uzmanı bilirkişi————ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi ———— tarafından tanzim ve ibraz edilen raporlarda özetle ve sonuç olarak; davalıya rücu edilecek tutarların hesaplanmasında dava dışı işçi ——– çalışmasının bulunması sebebiyle dava dışı işçinin bu tarihlerde çalışmasına isabet eden işçilik alacaklarını tahsil ettiği ———– sayılı dosyasında, davacı ——- ödediği tutarın tamamını davalıdan rücu hakkı olduğu, davacı ile dava dışı alt işverenler arasında düzenlenen sözleşme/ teknik şartnamelere, BK 167. Maddesi ve yargısal içtihatlara göre, kıdem tazminatı gibi işçilik alacaklarından alt işverenlerle birlikte davalı ——— davacıya karşı sorumlu olduğu belirtilmiş, mali müşavir bilirkişi kapak hesabı hazırlanırken hesaplamanın hatalı yapıldığını, ödenmesi gereken tutarın ——- olduğunu, davacının ise dava dışı işçiye ——-ödediğini, ———- fazla ödeme yapıldığını tespit etmiştir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmesi uyarınca davalı kendi işçileriyle davacıya ait birtakım işleri yerine getirecektir. İşçinin davalının işçisi olduğu hususunda bir uyuşmazlık yoktur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve yeni tarihli yargısal içtihatlar, —- İş Mahkemesi kararı ve ———- İcra Müdürlüğü dosyasına yapılan ödeme, hizmet alımı tip sözleşmeleri, ihale teknik şartnameleri ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; dava dışı ——— davalı şirkette işçi olarak çalıştığı ve işten çıkarıldığı, kanuni haklarının tam olarak ödenmemiş olduğu, akabinde iş mahkemesine dava açarak davayı kazandığı, dava dışı işçi ——– alacağının davacı idare tarafından ödenmiş olduğu, davacı idarenin alt işveren-taşeron firma konumundaki davalı şirkete ihale verdiği, taraflar arasında imzalanan hizmet alımları sözleşmesi ve genel şartname uyarınca işçilerle ilgili hukuki sorumluluğun davalı yüklenicide olduğu, sözleşme ücretinin içinde işçiye ait her türlü işçilik alacaklarının bulunduğunun aksi iddia edilmediğinden her türlü işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğu, İş mevzuatı gereği her türlü işçi alacağı ve haklarından üst işveren olarak dava açan işçiye karşı yüklenici ile birlikte sorumlu olması nedeniyle dava konusu bedeli ödemiş olan idarenin bu bedelin tamamını davalıdan sözleşme hükümlerine göre talep hakkına sahip olduğu, dolayısıyla dava dışı işçi lehine hükmedilen tazminatların davacı ——— yüklenmesinin mümkün olmadığı, davacının davalı şirkete rücu hakkının doğmuş olduğu anlaşıldığından, hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bilirkişi raporlarının hükme esas alındığı, davalı şirketin işçiye ödenmesi gereken tutardan sorumlu olduğu, yanlış hesaplama neticesinde yapılan fazladan ödemeden sorumlu olmadığı, davacı —– fazla yapılan ödemeye ilişkin dava dışı işçiye talepte bulunma hakkının olduğu, davalı —— rücu olmak üzere toplam ——- tazminatın —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. ———-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—–tazminatın ödeme tarihi olan——- tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı 970,68 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 252,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 718,65 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvuru, 252,03 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 283,43 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 154,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.100 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.254,80 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.208,18 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2020