Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1572 E. 2020/114 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1572 Esas
KARAR NO: 2020/114
DAVA : Ticari Şirket
DAVA TARİHİ: 22/07/2015
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile — davalı ——– sermaye ile— no.lu davalı şirket olan …’nin ortağı sıfatına haiz olduklarını, tarafların davalı şirketi kar amacı ile ve ticaret hayatında başarılı bir noktaya getirmek amacı ile, —- tarihinde kurduklarını, ne var ki ortaklar arasında baş gösteren uyuşmazlıklar ve yaşanan tartışmaların ardından davalı tarafın müvekkilini şirket yönetiminden ve şirket işlerinden uzaklaştırarak tüm idari ve mali işleri kendi tekelinde topladığını, ticaret hayatını devam ettirdiğini, bu süreçte müvekkilinin geçim sıkıntısı çektiğini, şirket için babası adına çektiği krediyi dahi ödemekte zorlandığını, bu hususlar yaşanırken şirketin işleyişinden, idari ve mali gelişmelerinden, en önemlisi kar yapıp yapmadığından bihaber bırakıldığını, limited şirketlerde kar payı alacağının ortaklar kurulunun kar dağıtma kararıyla muacceliyet kazandığını, bu nedenle, müvekkilinin gerek bizzat gerekse aracılar vasıtasıyla şirketin diğer ortağına bu yönde kararı alması için sürekli başvuruda bulunduğunu, ancak işbu dava tarihine kadar anılan kararın hiçbir haklı gerekçe olmaksızın alınmadığını, öte yandan, TTK uyarınca şirket ortaklarının bilançoda ortaya çıkan kazancı dilediği gibi tasarruf yetkisine sahip bulunmadıklarını, ortaklar kurulunun bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde sarfınazar edemediklerini, bu sebeplerden ötürü, müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin ———yıllarına ait bilançolarının incelenmesi ve kar payının tespiti ile müvekkilin payına düşen tutarın tahsilini talep etmenin zorunluluk teşkil ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilin ortağı bulunduğu davalı şirketin ———– yıllarına ait bilançolarının konusunda uzman bir bilirkişi tarafından incelenmesi ve karın tespiti ile müvekkilinin payına düşen karın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, — tarihli ıslah dilekçesinde ise dava değerini —-TL arttırarak — TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; — yılında davacıya —- TL tutarında kar payı ödemesinin ayni olarak yapıldığını, dava konusu talebin kesinlikle dürüstlükle bağdaşmadığını, hukuka aykırı olmakla reddi gerektiğini,—- yılında müvekkili şirket tarafından davacıya ——— tutarında kar payı ödemesinin ayni olarak yapıldığını, —-kain taşınmazın — hissesinin davacı adına tescil edildiğini, taşınmazın satın alınması amacıyla toplam — TL’nin, müvekkil şirket müdürü – tarafından ——– Şubesinden—- yılında tahsil edildiğini, sonrasında söz konusu taşınmazın davacı ve müvekkili … adına tapuya tescil edildiğini, bu sebeple, davacının iddiası aksine, müvekkili tarafından yapılması gerekirken davacıya dağıtımı yapılmamış kar payı bulunmadığını, davacının iddiasının iyi niyet kurallarına ve hukuka açıkça aykırı olup reddi gerektiğini,—–hesap dönemlerinde müvekkilinin dağıtımına konu herhangi bir kar payı tahakkuk etmediğini bu sebeple, davacının taraf sıfatı bulunmadığını, müvekkili şirketin —- tarihinde ticaret siciline tescil edilerek kurulduğunu, —- tarihinde ilan edilen ana sözleşmesinin 13. Maddesinde karın dağıtımı esasları belirlendiğini, anılan madde uyarınca, şirketin safi karının, yapılmış her çeşit masrafların çıkarılmasından sonra kalan miktar olduğu, safi kardan her sene öncelikle %5 İhtiyati —- ayrılacağını, kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılmasının şirket sermayesinin en az %5 ini temsil eden hissedarların kararına bağlı olduğunu açıkça kabul edildiğini, şirket ana sözleşmesinin ihtiyati yedek akçeye ilişkin düzenleme içeren 14. maddesinde ise, Şirket sermayesinin %20’sine çıkıncaya kadar ihtiyat akçesinin ayrılmaya devam edileceği; bu miktarın azalması halinde yeniden ihtiyat akçesinin ayrılmasına devam olunacağı, Kanuni ve ihtiyari ihtiyat akçesi ile kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre ayrılması gereken miktar safi kardan ayrılmadıkça hissedarlara kar dağıtılmayacağının açıkça kabul edildiğini, anılan ana sözleşme hükümlerinin gerek davalı müvekkili ——— diğer ortak olan davacıyı bağlayıcı olduğunu, ana sözleşme gereği, hissedarlara kar payı dağıtımına ilişkin müvekkili şirketin genel kurulunca TTK md. 616 kapsamında alınmış bir karar bulunmadığını, bu kapsamda yetkinin münhasıran müvekkili şirketin genel kuruluna ait olduğunu, kar dağıtımına yönelik genel kurul tarafından alınmış bir karar olmadığını, dolayısıyla, huzurdaki dava bakımından, davacının taraf sıfatını haiz bulunmadığının açık ve net olduğunu da ileri sürerek taraf sıfatı bulunmayan davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, —————– yıllarına ait kar paylarının dağıtılmamış olduğunun tespiti ile bu yıllara ilişkin kar payının tahsili talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davalı şirketin sicil dosyasının onaylı örneği,—- yılına ilişkin hesap dökümleri celbedilmiştir.
Tarafların tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere mali müşavir bilirkişi görevlendirilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;Davalı şirketin—- yıllarında toplam dönem karının —- TL olduğu,belirtilen yıllara ait kar payının dağıtılmadığı,bu tutardan ——-ihtiyati akçe düşülmesi ile —-TL dağıtılabilir brüt kara ulaşıldığı,buna göre davacı — sermaye payına göre,—TLbrüt kar payı hesaplandığuı,davalılar vekili tarafından —- tarihli delil listesi sunulan dilekçesi ekinde davalı şirketin — Şubesi hesabından — tarihinde —–çekildiğinin görüldüğü,üzerine davalı … tarafından —-TL konularak —TLelde edildiğinin beyan edildiği,Aynı günde;— tarihinde 3/8 hisse payı ile davacı … ve 3/8hisse payı ile davalı … adına ——— taşınmaz üzerine gayrimenkul alındığı,davalı vekili tarafından — alınan taşınmazın alımı ile davacıya ——- olarak ödeme yaoıldığının beyan edildiği,açıklanan nedenlerle mahkemenin takdirinde olmak üzere davalı şirketin davacıya kar payı dağıtılmasına karar verilmesi halinde; davacının kar payı alacağının —–olduğunun hesaplandığı — içerisinde —vergi tahakkuk edeceği,bu sebeple davacının — kar payı alacağı olduğu bildirilmiştir.
Davalılar vekili —- tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir ve cevap dilekçesinin ıslahı ile davalı şirketin davacıdan olan —- sermaye alacağı iddiasının terditli olarak takas defiin ileri sürüldüğü dilekçesini dosyaya sunmuştur.
Yargıtay kararları doğrultusunda davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektörün genel girişimi, davalı şirketin ekonomik faaliyet ve amaçları, ayrıca şirket işlemlerinin devamlı gelişmesini veya mümkün olmasını istikrarlı kar payı dağıtılmasını temin bakımından ——– yıllarında davalı şirketin kar payı dağıtmasının gerekip gerekmediği, gerekiyor ise ne oranda dağıtması gerektiği ,taktiri mahkememize ait olmak üzere, raporda tarafların itirazlarının değerlendirilmek süretiyle davacının ——– arttırılan sermaye borcunu yerine getirip getirmediği, bu bedelin ödendi ise ne şekilde ödendiği, davalı tarafın takas def’inin haklı bulunduğu taktirde bu hususunda ayrıca değerlendirilerek kar payı alacağı olduğu taktirde geriye herhangi bir alacak kalıp kalmadığı hususlarının ayrı ayrı ihtimaller dahilinde değerlendirilmesi için iki kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda ”… Davalı şirketçe raporlanan kaydi değerlerden hareketle yapılan finansal analiz çerçevesinde,şirketin finansal yapısının ,makul bir düzeyde kar dağıtımı yapılmasına genel itibariyle elverişli durumda göründüğü,davalı şirketin ekonomik durumu ve finansal yapısı itibariyle dağıtılacak makul miktarın hangi düzeyde olabileceği ile ilgili olarak ise öncelikle dava konusu yıllarda kar oayı dağıtımı yapılıp yapılmadığı hususunda finansal yönden yapılması gerekli görünen tespit ve analizlerin önemli bulunduğu,davalı şirketçe dava konusu yıllarda raporlanan dönem net karlarından ortaklara dağıtılabilir kar potansiyelinin toplam ——– olarak hesaplandığı,bu karın bir bölümünün ya da tamamının dağıtılmaması konusunda genel kurulca alınacak kararların,her yıl itibariyle şirket faaliyet dinamikleri,sektör ve genel ekonomik gelişmelerile yatırım stratejileriya da işletme politikalarına görebelirlenmesinin gerekli bulunduğu,bununla birlikte davalı şirket genel kurulunca her yıl toplantı yapılmak suretiyle,dağıtılabilir karın kısmen ya da tamamen dağıtılmaması ya da dağıtılması yönünde alınmış herhangi bir karara rastlanmadığı,davalı şirket ticari defter kayıtları ve tarafların beyanları çerçevesinde ise — yıllarında raporlanmış durumdaki dönem net karı toplamlarından —— düşülmek suretiyle raporlanan bir kar dağıtıma kaydına rastlanmamakla birlikte,davalı şirketçe banka kredisi kullanılmak suretiyle ortaklarının her birine %50 olan sermaye payları oranında ve — niteliğinde olmak üzere toplamda ——-TLtutarında kar payı ödemesinde bulunulduğu sonucuna ulaşıldığı,davalı şirketin —– tarihi itibariyle raporlanan varlık ve kaynak yapısı ile şirket ortaklarına dağıtımı yapıldığı anlaşılan brüt kar payı birlikte dikkate alındığında ve raporumuz içerisinde sunulan tespit ve analizlerimiz bir bütün olarak değerlendirildiğinde,davalı şirketçe avans olarak yapılmış görünse dahi,en azından makul sınırlar düzeyinde kar dağıtımı yapılmış olduğu sonucuna ulaşıldığı,davalı şirketçe,dava konusu dönemlere ilişkin olarak daha fazla kar dağıtımının, şirketin finansal yapısının sürdürüleb,ilinir risk düzeyinden daha da geriye düşmesine neden olabileceği,dolayısıyla da dava tarihi itibariyle ayrıca kar dağıtımı yapmasının gerekmediğidavalı şirket kayıtlarında tamamı kapanmış durumda görünen sermaye taahhütleri ile davacı vekilinin beyanı veri iken,davacı tarafça sermaye borcu bulunduğu ya da bıulunmadığı seçeneklerinin her ikisinde de dava konusu kar payı talebi ile ilgili olarak davacı tarafça talep edilebilir bir alacak kaldığından söz edilemeyeceği ”bildirilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesi ile —— dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müşterek ve müteslsilen tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamına göre;Dava, ——— yıllarına ait kar paylarının dağıtılmamış olduğunun tespiti ile bu yıllara ilişkin kar payının tahsili talebine ilişkindir.
Limited şirketlerde kar payı, TTK’nın ortakların hak ve borçları başlıklı 3.bölümü içerisinde malvarlığı hakları arasında düzenlenmektedir. Kar payı talep hakkının doğması için şirketin bilançoya göre kar elde etmiş olması ve Genel kurulun kar dağıtım kararı vermesi gerekir.Limited şirkette oluşan yıllık kar üzerinde tasarruf etmeye yetkili organ genel kuruldur.TTK. M.616/1-e bendinde bu yetki genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayılmıştır.
Dava, limited şirketten kar payı tahsili istemine ilişkin olup kar payı dağıtımında yetkili organ genel kurul olduğundan diğer ortak durumunda olan davalı …’ye kişisel yönden husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket, ——— no ile kayıtlı olup ana sözleşmesi —- tarihinde tescil edilerek kurulmuştur. Ortakları davacı … ve davalı … olup … ayrıca münferiden yetkilidir. Kar dağıtımı ana sözleşmesinde 13.ve 14. Maddelerinde düzenlenmiştir.13.madde karın dağıtımı düzenlenmiş olup 14.maddesinde ihtiyat Akçesi düzenlenmiştir. Bilirkişi raporuyla da gerek davalı şirketin ticari defter kayıtlarında gerekse sicil kayıtlarında tespit edildiği üzere dava tarihine kadar geçen süreçte şirket ortaklarına kar dağıtımı yapılmamıştır. Davalı şirket genel kurulunca her yıl toplantı yapılmak suretiyle, dağıtılabilir karın kısmen ya da tamamen dağıtılması ya da dağıtılmaması yönünde alınmış bir karar yoktur. Davalı tarafça davacıya ——- kar payı ödemesinin ayni olarak yapıldığı beyan edilmiş olup davalı tarafça da itirazda bulunulmamıştır. Kar payı ödemesi olduğu belirtilen tutara ilişkin kayıt —- tarihli olup her ne kadar ayni kar payı dağıtıldığı davalıca söylense de bilirkişinin incelemesinde yevmiye defterinin 19.sayfasında — yevmiye maddesinde, önemli bölümü Denizbank nezdindeki fon satışından sağlandığı tespit edilen tutar, nakden davacı ve davalı ortağın her birine ———– olarak aktarılmış durumda olduğu, aynı yevmiye kaydında ayrıca ,Kredili mevduat hesabı olarak kullanılan tutar ise — durumda olduğu görülmüştür.Davalı şirketçe yaklaşık —— tutarındaki kredi kullanımının ise ———– tarihlerinde kredi tutarlarından olduğu tespit edilmiştir.Bu çerçevede — yıllarında raporlanmış durumdaki dönem net kar toplamlarından ——- düşülmek suretiyle raporlanan bir kar dağıtımı kaydı bulunmayıp davalı şirketçe banka kredisi kullanılmak suretiyle ortaklara avans niteliğinde kar payı ödemesinde bulunulmuştur.Davalı şirketin ———– raporlanan dönem net karlarına göre ,ortaklara dağıtılabilir brüt kar payı —-TL tespit edilmiş olup davalı şirket ortaklarına —-yılının Şubat ayında banka kredisi kullanılmak suretiyle dağıtılan ve avans niteliğinde görülen net kar payı tutarı ———TL hesaplanmış olup dağıtımı yapılan brüt kar payı tutarı Gelir Vergisi Kanunu uyarınca %15 oranında stopajı gerektirdiğinden dağıtımı yapılan kar payı tutarı brüt —–olacaktır.Bu durumda ”Ortaklar Alacaklar”hesabından her iki ortağın borçlandığı ——— düşülmesi ile birlikte Gelir Vergisi stopajının hesaplanmasıyla bulunacak — kar dağıtımı olarak dikkate alınması gerekmekte, böylelikle dört yıllık dönem net karının dağıtılmamış durumdaki bölümüde ———- sınırlı kalmaktadır.Bu durum aynı zamanda davalı şirket öz kaynaklarının ————- gerilediği ve toplam kaynaklar içindeki payınında — lık düzeye düştüğü bilirkişice tespit edilmiştir.Böylece şirketin — sonu itibariyle kar dağıtımına elverişli bir yapıya sahip iken diğer yandan da kaynak yapısının önceki yıllara göre finansal yönden daha riskli duruma gelmiş olup gerek sektörel ve genel ekonomik bazdaki gelişmeler gerekse davalı şirketin faaliyet dinamiklerine göre belirlenecek yatırım stratejileri ve işletme politikaları da önemlidir. Bu hususlara ilişkin olarak şirket genel kurulunda karar alınmamıştır. Bununla birlikte gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülen bilirkişi raporu da hükme esas alınarak ,davalı şirketin ———— tarihi itibariyle raporlanmış olan varlık ve kaynak yapısı ile şirket ortaklarına dağıtımı yapıldığı anlaşılan brüt kar payı birlikte dikkate alındığında davalı şirketçe avans olarak yapılmış olsa da mahkememizce makul sınırlar düzeyinde kar dağıtımı yapılmış durumda bulunulduğu sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı …yönünden davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40 TL’nin başlangıçta yatırılan 85,39 TL peşin harç, ıslah harcı olarak yatırılan 635,40 TL olmak üzere toplam 720,79 TL’den mahsubu ile 666,39 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.042,57 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020