Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1571 E. 2020/445 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1571 Esas
KARAR NO : 2020/445
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2015
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin alış veriş yaptığı firma olan ve aynı zamanda —-olan alıcı ———nolu hesabına yanlışlıkla —- Şubesindeki —– nolu hesabından ——- kullanarak ——- gönderildiğini, müvekkilin bu firmaya borcunun bulunmadığı, müvekkilin yanlışlığı bir saat sonra fark ederek———— Şubesine dilekçe ile bildirdiğini ve paranın iadesinin istendiğini, para iade edilmeyince —- bildirimde bulunulduğunu, ——— beyin paranın alçı firma hesabına geçmeden bloke edildiğini bildirdiğini, ancak bankanın hukuk bürosunun paranın gönderildiği firmanın kayyıma devredildiğinden paranın iade edilemeyeceğini bildirdiğini, araştırma sonucunda,—— sayılı dosyası ile açtığı iflasın ertelenmesi davasının — tarihinde reddedildiği ve —– tarihli tensip kararıyla verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına, kayyımın görevine son verilmesine karar verildiğini ve kararın — tarihinde kesinleştiğini, aynı şirketin———— sayılı dosyasıyla açtığı iflasın ertelenmesi davası da —– tarihinde reddedildiğini, red ile birlikte kayyım olarak atanan ——– görevlerini de sona erdiğini, yanlışlıkla internetten efi olarak gönderilen —-alıcı şirket hesabına geçirilmemesinin ve ihtarnamenin tebliğini müteakip üç gün içinde müvekkilin —-şubesindeki ——-nolu hesabına iade edilmesini içeren ——-yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı ——- gönderildiğini, ihtarnamenin —- tarihinde tebliğ edilmesine rağmen paranın iade edilmediğini ileri sürerek müvekkil tarafından yanlışlıkla ——– gönderilen akebinde derhal geriye istenen ancak diğer davalı banka tarafından bloke edilerek tutulan ——- sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca gönderildiği günden başlayan avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine, paranın dava sonuçlanıp karar kesinleşinceye kadar davalı —–tarafından diğer davalı — hesabına geçirilmemesi kendi bankalarında tutulması yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
SAVUNMA:Davalı vekili yasal süresinden sonra sunduğu beyan (cevap) dilekçesinde özetle; Davalılardan ———– Şubesinin müşteri olduğunu, banka tarafından davalıya kredi kullandırıldığını, kredi ödemlerinin zamanında gerçekleştirilmemesi nedeni ile kredi hesaplarının ——- tarihinde kat edildiğini, davalı şirket hakkında icra takibine geçildiğini, müvekkilin davalı ile akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan takas ve hapis hakkına istinaden firmanın tüm Hesaplan üzerine blokekonulduğunu, davalı şirket hesaplan üzerinde başkaca haciz şerhleri de mevcut olduğunu, davalı — hesaplan müvekkil banka alacağı nedeni ile blokeli iken davacı tarafından — tarihinde —- tutannda ödeme gönderildiğini, ödemenin sehven —– hesabına gönderildiği iddiası ile söz konusu meblağın kendisine geri ödenmesinin talep edildiğini, dava konusu paranın sehven gönderildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, ticari ilişkiden kaynaklanan gerçek bir ödeme olduğunu,—– müvekkille olan borçlarının mahsup edilmesinin engellenmesi amacının olduğunu ileri sürerek davacının hukuki mesnetten yoksun ve haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştirler.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı şirket tarafından davalı şirketin, diğer davalı bankadaki hesabına sehven —-yapıldığı iddiasıyla gönderilen paranın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme uruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davalı şirketlerin —– celb edilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından her iki tarafın dava konusu talebi kapsayacak şekilde tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere mahkememizce resen tayin edilen mali müşavir —— dosyaya sunduğu raporda özetle;Davacı tarafça ibraz edilmekle incelenen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süreleri içerisinde yaptırılmış olduğu—– yıllarına ait defteri kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğinin, bu durumda davacı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını taşımayacağı bildirilmiş olup davacı ticari defter kayıtlarına göre,davacının — nezdindeki hesabından — tarihinde davalı —– Nezdindeki hesabına ————- ile gönderilmiş olduğu,gönderilen havale konusunda davacı ile davalı banka arasında bir mutabakatsizlik bulunmadığı, davacının dava tarihi olan ————alacaklı durumda bulunduğu ve davalılar tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği bildirilmiştir.
Davalı ——- vekilince bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir beyan dilekçesinde, davacı tarafından sunulan tüm defterlerinin usulüne uygun olarak sunulmadığından ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını taşımayacağı,üzerinde haciz kararı bulunan banka hesabına yanlışlıkla havale işlemi gerçekleştirilmesi halinde sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceğinden para ve faizinin istenemeyeceğinin —- kararlarında da içtihat olunduğu ve dava konusu ödemenin davalı şirket ile davacı şirket arasında uzun zamandır süre gelen ticari ilişkiden kaynaklanan gerçek bir ödeme olduğu bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporlarına karşı beyanlarının da değerlendirmek suretiyle davalı şirketin davalı banka hesabında bloke olması sebebiyle davalı şirkete gönderilen —– davalının hesabına aktarılıp aktarılmadığı, böyle bir durumda bankanın doğrudan davalı şirketin hesabına para girmeden kendi alacağına mahsup etme durumunun olup olmadığı, blokeli hesapta davalı şirketin tasarruf yetkisi olup olmadığı, bankacılık işlemlerinde böyle bir durumun olup olamayacağı hususunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup alınan ek raporda bilirkişi verilen görev kapsamının uzmanlık alanı dışında olduğunu bildirmiştir.
Dosyamızda mevcut bilirkişi raporuna ve bu rapora karşı yapılan beyanların da değerlendireceği şekilde davalı şirketin davalı banka hesabında bloke olması sebebiyle davalı şirkete gönderilen —– davalının hesabına aktarılıp aktarılmadığı, böyle bir durumda bankanın doğrudan davalı şirketin hesabına para girmeden kendi alacağına mahsup etme durumunun olup olmadığı, bloke hesapta davalı şirketin tasarruf yetkisinin olup olmadığı, bankacılık işlemlerinde böyle bir durumun olup olmayacağı hususlarında rapor alınmak üzere mahkememizce resen seçilecek bankacılık alanında uzman bilirkişiye dosya tevdii edilerek alınan raporda özetle;dava dosyasında mevcut mali müşavir bilirkişi raporuışığında,,mahkememizce davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil sayılmayacağına karar verilmesi halinde;davacının davalı alıcıdan alacaklı olduğunu ispatlayamayacağı kabul edileceğinden;borcun ifası mahiyetinde kabul edilen bu gönderinin alıcının hesabına alacak kaydedildiği,alıcının tasarrufuna geçtiği,davalı bankanın kredi alacağının bulunması halinde genel kredi sözleşme hükümlerine göre takas-mahsup hakkını kullanabileceği ve ilgili tutarı davacıya iade etme yükümlülüğünün davalılarının ikisi yönünden de söz konusu olamayacağı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre;Dava, davacı şirket tarafından davalı şirketin diğer davalı bankadaki hesabına sehven —yapıldığı iddiasıyla gönderilen paranın davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davacı şirketin gönderdiği —– davalılar tarafından iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememize sunulan mali müşavir bilirkişisince davacı tarafın defterlerinin incelenmesi sonucunda hazırlanan raporda, davacı tarafça ibraz edilmekle incelenen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süreleri içerisinde yaptırılmış olduğu fakat —– yıllarına ait defteri kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğinin ve bilirkişinin davacı tarafça ibraz edilen defterlerinin incelemesi sonucunda, davacının dava tarihi olan —- tarihi itibariyle davalı ——- alacaklı durumda bulunduğu tespiti edilmişse de 6100 Sayılı HMK madde 222/2 gereğince ticari defterlerin,ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulmuş olması gerektiği için davacı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını taşımayacağı anlaşıldığından davacının ticari defterlerine göre davalı şirketten alacaklı olduğu yani borcu bulunmadığı hususunun davacı tarafça ispat edilemediği mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde sunulan ——- ilişkin belgenin incelenmesinde, ilgili belgenin açıklama kısmında davacı şirketin isminin kısmi olarak yazılı olduğu görülmüştür.— gönderimi, farklı bankalar arasında yapılan,arada —– yer aldığı bir havale işlemidir. —- uygulamalarında havale işlemi bir ödeme aracı olarak kabul edilmektedir.————Zira açıklama içermeyen banka gönderisi borcun ifası mahiyetinde değerlendirilmektedir.Davalı şirket ——— tarafından dava dilekçesine cevap verilmemiş olması dava dilekçesinde ileri sürelen vakıaların tamamının davalı şirketçe inkar edilmiş sayılacağından yani davacı şirketin borcu bulunmadığı halde sehven davalı şirkete ———yapıldığı vakıası davalı şirketçe inkar edildiği mahkememizce kabul edilmiş olup davacı taraf ticari defterleriyle de davalı şirkete borcu bulunmadığını ispat edememesi karşısında davalı şirkete yapılan ödemenin borcun ifası mahiyetinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.Bankacı bilirkişice sunulan raporda —- gönderiminin farklı bankalar arasında yapılan arada — yer aldığı bir havale işlemi olduğunu,—- gönderilerinde alıcı adı ve —- yapıldığında alıcı hesabının bulunduğu banka tarafından alıcıya bilgi verilmesine gerek kalmadığını,gönderinin bir kaç saat içerisinde alıcının hesabına sistem tarafından alacak kaydedildiğini,somut olaydaki—– gönderisinin de alıcı davalının tasarruf alanına geçtiğinin kabul edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Alınan rapor mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek hükme esas alınmış olup davacı tarafından yapılan ——- sonucunda gönderilen paranın, davalı şirketin diğer davalı banka nezdindeki hesabına alacak kaydedildiği ve bu suretle davalı şirketin tasarrufuna girdikten sonra davalı bankanın sözleşmesel hakkına dayalı olarak kendi alacağını davalı şirketin hesabından tahsil etmesi durumunda davalı bankanın davacı aleyhine sebepsiz zenginleşmesi bulunmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.——–
Davacı şirket tarafından —– yoluyla davalı şirketin hesabına gönderilen paranın borcun ifası mahiyetinde olması ve gönderilen paranın davalı şirketin diğer davalı banka nezdindeki hesabına alacak kaydedilmesi ve bu suretle davalı şirketin tasarrufuna girdikten sonra davalı bankanın sözleşmesel hakkına dayalı olarak kendi alacağını davalı şirketin hesabından tahsil etmesi durumunda davalı banka yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil etmemesi sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 628,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı ——– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ———- vekilinin ve diğer davalı asilin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2020