Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1546 E. 2018/424 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1546 Esas
KARAR NO : 2018/424

DAVA : Alacak (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2015
KARAR TARİHİ : 17/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; müvekkilinin mülkiyeti kendisine ait olan … plaka sayılı yolcu otobüsünü 18/11/2012 tarihli ….Poliçesi ile davalı şirkete sigorta ettirdiğini, 12/07/2013 tarihinde otobüsün park halinde olduğu sırada çıkan yangın nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini, yangına ilişkin olarak başlatılan ceza soruşturmasında failin tespit edilemediğini, müvekkilinin müracaatı sonucu davalının aracın değerini 168.000,00 TL ve hurda değerini 38.000,00 TL olarak belirlediğini, bu bedel üzerinden hurda aracı müvekkiline verdiğini, nakit olarak ödemesi gereken 130.000,00 TL’yi ise araç üzerinde rehin hakkı sahibi olan dava dışı …… Finansman A.Ş.’ye ödediğini, ancak 2 yıla yakın gecikmeli olarak ödediğini, bu gecikme yüzünden müvekkilinin mağdur olduğunu ve zarara uğradığını, gecikme nedeniyle müvekkilinin ödenen bu tutara işleyecek faizden mahrum kaldığını, ayrıca ….. Finansman A.Ş.’ye olan 90.000,00 TL borcunun 160.000,00 TL’ye çıktığını, yani müvekkilinin 70.000,00 TL faiz ödemek zorunda kaldığını, yine kasko bedeli zamanında ödenmediği için müvekkilinin yanan aracının yerine yeni bir araç alamadığını ve yaklaşık 2 yıllık sürede elde edeceği yaklaşık 100.000,00 TL kazancından olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 130.000,00 TL’ye işletilecek ticari faizin şimdilik 10.000,00 TL’sinin, fazladan ödenen 70.000,00 TL faizin şimdilik 1.000,00 TL’sinin ve kazanç kaybının şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf yasal sürede davaya cevap vermemiş, 18/02/2018 tarihinde dosyaya vekaletname sunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, kasko sigorta poliçesi uyarınca ödenmesi gereken hasar bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu Genişletilmiş Kasko Paket Poliçesi incelendiğinde, ……Finansman A.Ş.’nin rehin hakkı sahibi olduğu …. plaka sayılı otobüsün davacı tarafından davalı şirkete 18/11/2012-2013 tarihleri arasında sigortalattırıldığı görülmüştür.
Ceza soruşturma dosyası incelendiğinde, 12/07/2013 tarihinde dava konusu otobüste yangın meydana geldiği, failin tespit edilmediği ve soruşturmanın daimi aramaya alındığı görülmüştür.
……… A.Ş.’ye müzekkere yazılarak ……. plaka sayılı araçla ilgili davacı hakkında icra takibi başlatılıp başlatılmadığı ve gecikmeden dolayı faiz yürütülüp yürütülmediği sorulmuş, cevabi yazıda davacı hakkında 21/10/2014 tarihinde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibin açıldığı tarihe kadar olan işlemiş faizin 83.253,14 TL olarak hesaplandığı, takipten sonra da asıl alacağa yıllık %37,08 temerrüd faizi yürütüldüğü, sigorta şirketi tarafından daini mürtehin sıfatıyla müvekkiline 27/04/2015 tarihinde 131.475,00 TL ödendiği belirtilmiştir.
……… Finansman A.Ş. tarafından davacı ve diğer borçlulara hitaben düzenlenen 09/11/2012 tarihli ihtarnamede, 3 ayrı …… Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilerinin geri ödemelerinin zamanında yapılmadığı belirtilerek toplam 279.174,06 TL alacağın ödenmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı şirketten hasar dosyası celp edilerek incelenmiş, hasar ihbarına ilişkin bir belge görülmemiş, ancak ekspertiz raporunda talep tarihinin 12/07/2013 olarak belirtildiği görülmüştür.
Aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davalıya hasarın 12/07/2013 tarihinde ihbar edildiği kabul edildiğinde TTK 1427/2 maddesi uyarınca davalının 26/08/2013 tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olduğu, dolayısıyla davacının….. tarihleri arası dönem için faiz talep edebileceği, buna göre 25.101,68 TL faiz talep edebileceği, yine 6098 sayılı TBK’nun 122.maddesi uyarınca alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olması halinde borçlu kendisinin kusuru olmadığını ispat etmedikçe bu zararı da gidermekle yükümlü olduğu, buna göre davacının rehin hakkı sahibine fazladan ödediği faiz tutarını isteyebileceği, ancak sigortalı mal davacıya bırakılmış olduğundan sovtaj değerinin de dikkate alınması gerektiği, aracın ödeme tarihi itibariyle rayiç bedelinin davalının sorumluluğunun sınırı olacağı, rehinli takipte talep edilen faiz oranına göre hesaplanan faiz tutarı ile avans faizi oranı üzerinden hesaplana faiz tutarı arasındaki fark olan 49.424,06 TL’nin davacı tarafça talep edilebileceği, kazanç kaybı talebinin ise müspet zarar niteliğinde olduğu ancak davacının poliçenin ifasından vazgeçmemiş olması nedeniyle bu zararı talep edemeyeceği belirtilmiştir.
Makine mühendisi tarafından düzenlenen raporda ise, aracın ödeme tarihi itibariyle rayiç değeri tespit edilmiştir.
Davacı vekili 15/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile işleyecek ticari faiz ve fazladan ödenen faize ilişkin olan toplam 11.000,00 TL taleplerini 74.525,74 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalı şirkete yeniden müzekkere yazılarak dava öncesinde davacının veya daini mürtehinin ödeme yapılması talebiyle başvurularına ilişkin, ayrıca daini mürtehine yapılan ödemeye ilişkin tüm belgelerin gönderilmesi talep edilmiş, gönderilen belgeler incelendiğinde daini mürtehin …….’nin 07/01/2015 tarihinde hasar bedelinin kendilerine ödenmesi talepli dilekçe sunduğu, 31/03/2015 tarihli….. kaşe ve imzasını taşıyan ‘Tam Hasar İşlemleri Mutabakatname ve Taahhütnamesi’ başlıklı belgede aracın piyasa değerinden sovtaj değeri düşüldüğünde kalan 131.475,00 TL’nin taraflarına ödenmesi ve şirketten bu bedel dışında hiçbir talebinin olmayacağının kabul edildiği, 27/04/2015 tarihinde de …… hesabına 131.475,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davacı hakkında başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takip dosyasının bir sureti celp edilerek incelenmiştir.
……… Finansman A.Ş.’ye yeniden müzekkere yazılarak araç üzerinde rehin hakkının devam edip etmediği ve davalı tarafından ödeme yapılırken faiz hakkının saklı tutulup tutulmadığı sorulmuş ve ilgili belgelerin gönderilmesi talep edilmiştir. Cevabi yazıda araçla ilgili olarak davalının 131.475,00 TL ödeme yaptığı, …….. ve Rehin Sözleşmesinde konu alacağın tahsil edildiği, yapılan ödeme sonucu 26/08/2015 tarihinde araç üzerindeki rehin şerhinin kaldırıldığı, kredinin kapatıldığı, rehin hakkının sona erdiği belirtilmiş, davalı tarafından yapılan ödeme sırasında faiz hakkının saklı tutulup tutulmadığı belirtilmemiştir.
Davacı vekili de aracın müvekkili tarafından 3 şahsa satıldığına dair 11/09/2015 tarihli satış sözleşmesi sunmuştur.
Davacı taraf, davalının kasko sigorta sözleşmesi uyarınca ödemesi gereken araç hasar bedelini dava dışı daini mürtehine geç ödemesi nedeniyle ödenen tutara işleyecek faizden mahrum kaldığını, daini mürtehine fazladan faiz ödemek zorunda kaldığını ve hasara uğrayan aracın yerine yeni bir araç alamaması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise davaya cevap vermemiştir. Davacıya ait olup dava dışı …… Finansman A.Ş.’ye rehinli olan aracın 12/07/2013 tarihinde çıkan yangın sonucu hasarlandığı, aynı tarihte hasarın davalı şirkete ihbar edildiği, hurda aracın davacıya teslim edildiği, aracın piyasa değerinden sovtaj değeri düşüldükten sonra kalan kısmın ise 131.475,00 TL olarak 27/04/2015 tarihinde dava dışı daini mürtehine ödendiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının bu geç ödeme nedeniyle davalıdan olan taleplerinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle dava açıldıktan sonra araç üzerindeki rehin şerhinin kaldırılmış olması nedeniyle daini mürtehinin bu davanın açılmasına muvafakati aranmamıştır.
6098 sayılı TBK’nun 131/1-2.maddesinde ‘Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.
İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.’ düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olaya döndüğümüzde dava dışı daini mürtehinin imzalamış olduğu 31/03/2015 tarihli taahhütname ile asıl borç olan 131.475,00 TL dışında bir talebi olmadığını kabul ettiği, işlemiş faiz hakkını saklı tutmadığı, durum ve koşullardan da saklı tutulduğunun anlaşılmadığı, bu durumda davacının geç ödeme nedeniyle mahrum kaldığı işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, bu yönüyle rapordaki hukuki değerlendirmeye ve hesaplamaya itibar edilmemiştir.
Davacı taraf, geç ödeme nedeniyle daini mürtehine fazladan ödediği faizi de talep etmiş ise de(ödeme bilgisi dosyada yer almamakla birlikte ödediği kabul edildiğinde),daini mürtehin tarafından davacı hakkında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmasının nedeninin davalının geç ödemesi değil, davacının daini mürtehin ile imzalamış olduğu ……. Sözleşmelerine aykırı davranması olduğu, yani davacı ile daini mürtehin ve davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkilerinin farklı olduğu, kaldı ki dava konusu yangın olayı öncesinde davacıya borcun ödenmesi yönünde ihtar gönderilmiş olduğu, ayrıca davacı takip konusu borcu zamanında ödemiş olsa idi rehin hakkının kalkacağı ve davalıdan hasar bedeli ve işlemiş faizin ödenmesini talep edebilecek olduğu, ancak davacının bu hakkını kullanmadığı anlaşılmakla bu talebi de yerinde görülmemiş ve rapordaki huuki değerlendirmeye ve hesaplamaya bu yönüyle de itibar edilmemiştir.
Yine davacı tarafın geç ödeme nedeniyle yanan aracın yerine yeni bir araç alınmamasına bağlı kazanç kaybı talebinin de yukarıda açıklanan nedenlerle haklı görülmediği, dolayısıyla davacının tüm taleplerinin yerinde görülmediği, somut olayda davacının zarar iddiasını ancak ödemeyi alırken faiz hakkını saklı tutmamış olan daini mürtehine yöneltebileceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 204,93 ve ıslah harcı olarak yatırılan 1.086,00 TL harçtan mahsubu ile 1.255,03 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …. tarifesi uyarınca 8.657,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .