Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1533 E. 2022/634 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/1533 Esas
KARAR NO:2022/634

DAVA :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/07/2015
KARAR TARİHİ:20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin; —-adresinde kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre bina inşa etmiş olduğunu, Dairelerin; —- tarihli sözleşme ile davalı şirkete vermiş olup, tüm işlerin— gün içerisinde biteceği, —- malzeme ve işçilikle işin yapılacağı, bu işlerin toplam —- yapılacağı hususlarının sözleşmede belirtilmiş olduğunu; davacı şirketin; —-adet çek vermiş, diğer davacı—-vermiş olduğunu, çeklerden — ödendiğini, — ödenmiş olduğunu, bakiye kaları miktarın ise davalının işi tamamlamaması ve fazladan—- ödenmiş olması nedeniyle ödenmemiş olduğunu, Davalının işleri tamamlamadan, iş teslimi yapmadan, yapıları ödemelere ilişkin fatura kesmeden, — adet çeki —-sayılı icra dosyası ile icraya konu etmiş ve haciz işlemini başlatmış olduğunu, bahse konu eksikliklerin değeri ve borçlu olmadıkları miktarın yapılacak yargılama ve —– incelemesiyle net olarak ortaya çıkacağını belirterek; davalının eksik ve ayıplı iş yapmış olması, iş teslimi yapmamış olmasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, borçlu olmadıkları tespit edilen miktar yönünden —az olmamak üzere İlehlerine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Borcu kabul eden davacıların menfi tespit talebinde bulunma haklarının kalmamış olduğunu, —montajının yapılmış olduğunu, sözleşmede: “—-” şeklinde belirtildiğini, davacı yanın bu fiyat farkını vermemesi sebebiyle—-olarak monte edilmiş olduğunu,—adet —çift kanat özellikli; bu kapıların da camlı biçimde montajının istenmesi halinde, kapı başına —- fiyata ilave edileceğinin de sözleşmede belirtilmiş olduğunu, Sözleşme konusu tezgahın sözleşmede; “—–” olarak belirtilmiş olup, dava dilekçesindeki gibi —- olmadığını, yapılmış olan ilave işlerin: —– (Davacı şirketin projede sığınak olarak gözüken daireyi konuta çevirmesi nedeniyle, sözleşme —daire için yapılmış ancak — talep edilmiş), — (davacı —- tarihinde borcu kabul ettiklerini beyan etmiş olmalarına rağmen, borcu ödeyemedikleri için sorumluluktan kurtulma ümidiyle, kötü niyetle huzurdaki davayı açmış olduklarını belirterek, Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, —- az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, dava masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ve bir kısım işlerin eksik kalması ve yapılan bazı işlerin ayıplı olması nedeniyle verilen bir kısım çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, uyuşmazlığın davacının icra dosyasındaki borcu kabulunun davanın esasını etkileyip etkilemeyeceği, ayıplı ve eksik iş olup olmadığı varsa neler olduğu ve miktarı işin tamamlanıp tamanlanmadığı, teslim edilip edilmediği, ayıplı iş varsa niteliği ( açık veya gizli ayıp olup olmadığı) usulunce ihtar edilip edilmediği ve davacının verilen çeklerden dolayı ne miktar borçlu olmadığının tespiti davasıdır.Dilekçeler aşaması tamamlanmış, ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmıştır.
—– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı aleyhine yapılan — tarihli takip ile; — asıl alacak, —alacağın asıl alacağa takip tarihinden işleyecek avans faizi, tahsili talepli olduğu anlaşılmıştır.Mahkememiz ara kararı gereği dosyanın — tevdine karar verilmiş—tarihli — raporunda özetle;
Davaya konu edilen işlerin yapıldığı taşınmaz; —kapı sayılı adresindeki binada; —-adet daire nitelikli bağımsız bölümler bulunduğunu, keşif günü kapısı açılan ve bağımsız bölüm maliklerince herhangi bir yenilik yapılmayan—-adet dairenin gezildiğini, Taraflar arasındaki sözleşme, sözleşmede ayrı ayrı belirtilen fiyatlar ve işin teknik özellikleri, mahallinde yapılan inceleme sonucu yapılan ve yapılmayan işlerin incelenmesi sonucu, davalı yüklenicinin sözleşmede belirtilen işleri yapmak suretiyle edimini yerine getirdiği, ayrıca davacıya ait—- diğer kısımlarda yapılan işler davacı şirket yöneticisi asılın kabulünde olduğu, davalı şirket tarafından sözleşme kapsamında yapılan işlerde — kanat sabitleme sustaları yuva eksiklikleri haricinde sözleşme şartlarında yapılmış bulunduğunu, —- seçilecek bir renk için yenileceğinden yapılan — itibarıyla serbest malzeme işçilik – fiyatlarına uygun bulunarak, davalı yüklenicinin sözleşmedeki indirimleri de göz önüne alınarak davalı yüklenicinin toplam alacak tutarının incelemesinde; Davalı yüklenici teklif fiyatında —oranında indirim yapmış bulunduğunu bu indirim oranının da — olup, bu indirim oranının yüklenici tarafından sözleşme kapsamı içinde ve fazladan yapılan işler tutarı —- olarak hesap edildiğini; Diğer yandan davacı şirket yetkilisi asılın kabulünde bulunan sözleşme harici yapılan işlerde; —evine yapılan — dolap bedelinin — olup, bu indirim oranı miktarı ile yüklenici tarafından sözleşme haricinde yapılan işler tutarının :— olarak hesap edildiğini, Bu duruma göre davalı toplam alacağının;-Sözleşme kapsamında ve fazladan yapılan işler: — Sözleşme haricinde yapılan işler: 7.305,00TL
—–dairede—-
Genel Toplam: —-olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak; davalı yüklenici, davacı işyerinde sözleşme hükümlerinde ve fazladan işler ile haricen yaptığı işler toplam tutarı —- olduğunu , davacı şirket talebinin yerinde bulunmadığını beyan ve mütalaa etmiştir.Mahkememiz —- tarihli celsede tarafların itiraz dilekçeleri değerlendirilmek üzere ek rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmakla, dosyanın yeniden — tevdine karar verilmiş olup;—- tarafından verilen —- tarihli ek raporunda özetle;—tarihli — raporunda belirttiği görüşlerini yinelediği anlaşılmıştır.Mahkememizin —- tarihli duruşmasında —- ile heyet oluşturularak rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmış olup, bilirkişiler— tarihli — raporunda özetle; taraflar arasında imzalanmış olan — tarihli sözleşme ve tarafların kabulünde olan ek işler bedeli olarak, davacı tarafından davalıya toplam —adet çek verilmiş olduğu; bu çeklerin, — kısmının ödenmemiş olması sebebiyle, davalı tarafından—-sayılı dosyası ile icra takibi başlatılması üzerine, davacı tarafından huzurdaki Menfi Tespit davasının ikame edilmiş olduğunu; dosyada işin bitirilerek teslim edildiğine, teslim alındığına dair bir belgeye de rastlanılmadığı, işin tamamlanmadan, eksik bırakılmış olması sebebiyle, “Ayıplı İş” tespiti yapılamayacağı, davalı tarafından eksik bırakılmış işlerin, davacı tarafından 3. Bir firmaya tamamlattırılmış olduğu, sözleşme ve ek işler bedelinden, eksik işler ve nefaset farkı düşüldükten sonra, davalının tamamladığı işlerin bedelinin:— olarak ödenmesi gerektiği şeklinde beyan ve mütalaa da bulunmuşlardır.Mahkememizin —- tarihli ara kararında, davalı vekilinin itirazlarının yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle ve dava önceki— raporunda yapılan tespitler göz önüne alınmak suretiyle ek rapor alınması için — heyetine tevdine karar verilmiş olup, —tarihli ek raporlarında özetle; Taraflar arasında imzalanmış olan — tarihli sözleşme ve tarafların kabulünde olan ek işler bedeli olarak, davacı tarafından davalıya toplam— adet çek verilmiş olduğu, Bu çeklerin, —kısmının ödenmemiş olması sebebiyle, davalı tarafından — sayılı dosyası ile icra takibi başlatılması üzerine, davacı tarafından huzurdaki Menfi Tespit davasının ikame edilmiş olduğu, Dosyada işin bitirilerek teslim edildiğine, teslim alındığına dair bir belgeye de rastlanılmadığı, işin tamamlanmadan, eksik bırakılmış olması sebebiyle, “Ayıplı İş” tespiti yapılamayacağı, Davalı tarafından eksik bırakılmış işlerin, davacı tarafından— Bir firmaya tamamlattırılmış olduğu, Sözleşme ve ek işler bedelinden, eksik işler ve nefaset farkı düşüldükten sonra, davalının tamamladığı işlerin bedelinin: —- olarak ödenmesi gerektiği hususlarında beyan ve mütalaa da bulunulmuştur.
Mahkememiz — tarihli duruşmada tarafların —yıllarına ilişkin defterleri incelenmek üzere; — heyetine— ve nitelikli hesaplar —- eklenmek suretiyle rapor aldırılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmış olup, —-tarihli — raporunda özetle; Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı Şirketin Ticari Defterlerindeki Kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı tarafından — tarihinde borcun ikrarına yönelik icra dairesine beyan verildiği bu beyanın haciz tehdidi altında verilmediği, ihtiyati haczin uygulanmasından sonra verilmesi sebebiyle geçerli kabul edilmesi halinde, menfi tespit davasına konu alacağın varlığına yönelik irade sebebiyle borcun bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, belirtilen borcun kabulüne ilişkin beyanın genel olarak satışa ve ek haciz faaliyetlerine yönelik icra tehdidi altında alındığı kabul edildiğinde, menfi tespit talebinde bulunulabileceği, taraflar arasındaki temel ilişkiye yönelik değerlendirme yapılabileceği, dava konusu çeklerin taraflar arasında kalması sebebiyle temel ilişkiden kaynaklanan savunmaların ileri sürülmesinin mümkün olduğu, bentte varılan sonuç kabul edildiği takdirde, davalı tarafından üstlenilen ve yerine getirilen gerek sözleşme ile kararlaştırılan gerek ek işlerden dolayı alacağın —- olduğu, davacıya verilen çek miktarı nazara alındığında, —- miktarlı fazla çek verilmiş olduğu, Davalının— ve ferilerini dikkate alarak yaptığı takibin gerçekte—- üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiği, buna göre takip talebinin; —- için reddinin uygun olacağını; İcra ve inkar tazminatına yönelik değerlendirmenin Sayın Mahkemenin yetkisinde olacağı şeklindeki görüşleri beyan ve mütalaa edilmiştir.Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında verilen bir kısım çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine yöneliktir.Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı davaya menfi tespit davası denir. —-
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.Genel ispat kuralları uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir.(6100 sayılı HMK m.6) Ancak menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığını savunduğundan kural olarak ispat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerindendir. —-Ancak bazı durumlarda ispat yükü yer değiştirir ve davacıya yani borçlu olmadığını iddia eden tarafa geçer.Menfi tespit davasını açan borçlu, davalı alacaklının, alacağın doğduğunu bildirerek başka bir nedenle bu alacağı doğuran hukuki işlemin geçersiz olduğunu veya alacağın son bulduğunu ileri sürdüğünde artık bu iddiayı ispat yükü davacıya düşer.Somut olayda; dava icra takibi başlatıldıktan sonra — tarihinde İcra İflas Kanunu m.72 kapsamında açılmış olup, söz konusu takipte — tarihinde ihtiyati haciz gerçekleştirildiği ve bundan sonra— tarihinde davacı kendisi ve yetkilisi olduğu —Adına takibe konu borcu kabul ettiklerini, alacaklı tarafından yatırılan teminatın ve —- bloke edilen paranın alacaklıya gönderilmesine muvafakat ettiklerini ve takibin kesinleştirilmesini istediklerini yazılı olarak beyan etmiştir.
Bu beyan takibe konu borcun varlığına dair vakıayı kabul niteliğinde olup hukuki olarak ikrar anlamını taşımaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “ikrar” başlıklı 188. Maddesinde
” (1) Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.
(2) Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez. (…)” şeklinde belirtilmiştir.
İkrar, görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir.Bir vakıayı ikrar eden kimse artık ikrar ettiği vakıa ile bağlı olup ikrarından dönemez. Bu durumun tek istisnası söz konusu ikrarın maddi bir hatadan doğduğunun ispat edilmesidir. Ancak somut olayda ikrara ilişkin maddi bir hata bulunduğuna dair bir husus ileri sürülmemiştir.Davacının takip dosyasındaki bu yazılı beyanının incelenmesinde; beyanın herhangi bir kayıt veya şart içermemesi nedeniyle kayıtsız ve şartsız olarak yapıldığı, çekişmeli olan maddi vakıanın tamamına dair ve takip dosyasında yapıldığı anlaşılmıştır.Bu konuya ilişkin olarak —-Karar sayılı ilamında “. Şu halde davacıların bu ikrarı çerçevesinde birleşen dava bakımından takip konusu olan bononun —- kısmı dışında borçu olmadıklarının tespiti gerekirken yukarıda yazı olduğu şekilde — bononun tamamı bakımından boçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. .” şeklinde mevcut ikrarın borcun varlığını kabul anlamına geldiği belirtilmiştir.Menfi tespit davaları icra takibine bağlı davalar olduğundan, söz konusu borcu kabul beyanı, icra takibi sırasında verilmekle borcun varlığı vakıasına ilişkin ikrar olarak nitelendirilebilecek ve bu beyan esas alınarak mahkeme önünde ileri sürdükleri borcun olmadığına dair iddiaları yönünden artık uyuşmazlığı sonlandıracaktır. Ayrıca söz konusu borcu kabul beyanının icra tehdidi altında verildiğine dair dosyaya sunulmuş bir delil bulunmadığı gibi takibin başlatıldığı tarih ve ihtiyati haciz tarihi de birlikte değerlendirildiğinde arada geçen süre bakımından bu savunmanın gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır.Tüm bu açıklamalar ışığında söz konusu davaya konu borç ile ilgili olarak; davacı borçlu, bu borcu kabul ettiğini beyan ettiği ve davalı alacaklıya karşı borçlu olunmadığının tespiti hususunda hukuki bir yararı olmadığı anlaşıldığından, isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan —mahsubu ile bakiye ‭—harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden — haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatı.