Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1532 E. 2018/362 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1532 Esas
KARAR NO : 2018/362

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 24/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/05/2011 tarihinde müvekkillerin çocuğu …………. yol ayrımında, motosiklet ile hareket halinde iken davalı ……………… yönetimindeki, diğer davalı ………………… adına kayıtlı …………. plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, kolluk güçlerinin yaptığı incelemelerde sürücü …………… alkollü olduğunu ve şerit ihlali yapması neticesinde kazaya sebep verdiğini, kaza neticesinde ……… vefat etmiş olması nedeniyle müvekkillerinin çocuklarının desteğinden mahrum kaldıklarını, davalı sigorta şirketi baba………… 9.219 TL anne ….. 11.610TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, sigorta şirketince yapılan ödeme müvekkillerin gerçek zararlarının altında olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili ……… için 1.000,00 TL, müvekkili …….. için 1.000,00TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin yalnızca sigorta poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, müvekkili …… için 50.000,00 TL, müvekkili …………. için 50.000,00TL manevi tazminatın davalılar ……….. ve……… müştereken ve müteselsilen tahsilini, maddi tazminata davalı sigorta şirketi açısından kazanın kendilerine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra başlamak üzere ve diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren başlamak üzere yasal faiz işletilmesini, manevi tazminat talepleri yönünden kaza tarihinden başlamak üzere faiz işletilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı………….. cevap dilekçesinde özetle; ikametgahının Ç…………….. adresinde olduğunu ve bu nedenle davanın yetkisizlik nedeniyle yetkili …………. Mahkemesine gönderilmesini, açılan davanın yersiz olduğunu, hukuksal dayanaktan da yoksun olup reddinin gerektiğini, aracın ruhsat sahibinin kendisi olduğunu fakat aracın üzerinde hükmünün bulunmadığını, bu nedenle sorumlu olmasının söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde sunulan sürücünün alkollü olduğu, şerit ihlali yapması vetam kusurlu bulunduğunun gerçekle ilgisinin bulunmadığını, bilirkişi incelemesinde maktülün de kusurlu olduğunun anlaşılacağını, dosyanın yetkili Tekirdağ Mahkemesine gönderilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……………. cevap dilekçesinde özetle; . ………plaka numaralı aracın müvekkili şirket nezdinde …… Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sigortası ile teminat altına alındığını, davacı tarafın 15/05/2011 tarihli kaza sonucunda bahsi geçen sakatlığa ilişkin tazminat talebinde bulunduklarını, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu davanın usulden ve esastan reddini talep ettiklerini, davanın ödeme ve ibra zamanaşımı sebebi ile reddinin gerektiğini, davacı taraflara 15/05/2011 tarihinde ……….11.610,00 TL ve……….. adına 9.219,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, işbu dava ibraname alındıktan itibaren 2 yıl geçtikten sonra açıldığını, bu sebeple anılan süre, hak düşürücü süre olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, ibraname üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olduğundan davanın zamanaşımı sebebi ile reddini talep ettiklerini, davacı tarafın tazminat ödemesi yapılmış olması sebebi ile davanın reddinin gerektiğini, müteveffanın kaza esnasında kask kullanmadığının tespit edildiğini, müterafik kusuru bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı………….. vasisi ………. dava dilekçesinin tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davalı …. ………. Tekirdağ mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuştur. Her ne kadar davalı ……. ikametgahı….. bulunmuş olsa da sigorta şirketine karşı açılan davalarda sigorta şirketinin ikametinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olduğundan ve davalı sigorta şirketinin ikametinin mahkememiz yetki sınırları içerisinde bulunduğundan ayrıca taraflar açısından sigorta şirketinin bulunduğu yer mahkemesi ortak yetkili mahkeme kabul edilebileceğinden davalının yetki itirazı reddedilmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek yargılamanın ön inceleme aşaması bitirilmiş, tahkikata geçilmiştir.
Davalı…………..vekili ibranamenin üzerinden 2 yıl geçmiş olması ve ibra nedeniyle hak düşürücü süre itirazında bulunmuştur.
Davacıların davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulundukları, sigorta şirketi tarafından davacılara 07/07/2011 tarihinde ödeme yapıldığı, davalı tarafından sunulan “tazminat makbuzu ve ibraname” başlıklı ibranamede davacıların isim ve imzalarının bulunduğu ibranamede basılı olarak… ………………. A.Ş’den hiçbir alacaklarının kalmadığı, zimmetini tamamen sigortalı araç sahibini ödenen tazminat kadar kayıtsız şartsız gayri kabili rücu olarak ibra ettiklerini beyan, kabul, taahhüt ettiklerini belirtildiği ancak hem davacı ……….l hem de davacı……. kendi isimlerinin bulunduğu ibranamelere “fazlaya ilişkin tüm dava ve takip ve seri haklarımız saklı tutularak iş bu ibraname imzalanmıştır.” şeklinde ihtirazı kayıt koydukları ve isimlerinin yazılı olduğu yere değil de bu ihtirazi kayıtların bulunduğu kısma imzalarını attıkları, dolayısıyla bu belgeyi imzalarken davalı sigorta şirketine tamamen ibra etme amacı taşımadıkları aksine bu yönde ihtirazi kayıt koyduklarından ibranamenin geçersiz olduğu kanaatine varılarak hak düşürücü sürenin de geçersiz ibranameye yönelik olarak işletilemeyeceği anlaşıldığından hak düşürücü sürenin geçmediği kanaatine varılmıştır.
Tekirdağ …………….. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/83 E. Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; Davalı sanık .. ………….. 187 promil aşırı alkollü olarak emniyetli şekilde araç kullanamayacağını bilerek ve kaza yapabileceğini ön görerek araç kullanarak kazaya sebebiyet verdiğinden bilinçli taksirle hareket ettiği, sanık…………. ise sürücü olmadığı olay esnasında direksiyona müdahale ederek trafik kuralını ihlal etmek suretiyle kusurlu olduğu ancak bilinçli taksirle hareket etmesinin söz konusu olmadığı, sanık…….. anlatılan sebeple 1 kişinin ölümü ve 1 kişinin yaralanmasına sebep olmaktan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasıyla cezalandırıldığı, sanık ……….n ise kazaya tali kusurlu olarak sebep verdiğinden 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ancak cezasının ertelendiği söz konusu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Tarafların ekonomik sosyal durum araştırması, araç tescil kayıtları, hasar dosyası, ……. kayıtları dosyamız arasındadır.
Kusur durumunun belirlenmesi için trafik bilirkişisinden rapor alınmıştır. Trafik bilirkişisi raporunda özetle; davalı sürücü …. kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında, davacıların oğlu müteveffa ………….. uygun donanımlı araçla seyahat etmemek ve koruyucu kask takmamaktan dolayı % 25 oranında müterafik kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; bilirkişinin müteveffanın kask takmaması nedeniyle müterafik kusuru olduğunu belirtmesi ve bu kusuru oransal olarak ifade etmesinin hatalı olduğunu, kask takmamanın kazanın oluşumundaki kusuru etki eden bir durum olmayıp doğrudan zararla ilişkili olduğunu, işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlarının destekten yoksun kalan hak sahiplerine yansıtılamayacağını, müterafik kusur indiriminin hakimin takdir yetkisinde olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce itiraz üzerine trafik bilirkişisinden ek rapor alınmıştır.
Trafik bilirkişisi ek raporunda; kök raporu tekrar etmiştir.
Mahkememizce davacıların zararları bulunup bulunmadığı, varsa zarar miktarlarının hesaplanması açısından aktüer bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; Poliçe başlangıç tarihinin torba yasanın yürürlük tarihinden önce olması nedeniyle davacıların tazminat talep edecekleri, PMF yaşam tablosuna göre hesaplama yapıldığı, müteveffanın gelirinin yasal asgari ücrete göre değerlendirilme yapıldığı, anne baba tarafından yapılması gerekli bakım ve yetiştirme giderine anne baba eşit şekilde üstleneceğinden hesaplanan maddi tazminat miktarında yetiştirme giderlerinin tenzil edildiği, müteveffanın % 25 kusur oranının tenzil edildiği, davacılara sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin rapor tarihine kadar güncellenmiş faiz tutarıyla birlikte tazminattan tenzil edildiği, davacıların ödeme tarihindeki verilere göre ayrıca maddi zararlarının hesaplandığı davacı……. yapılan ödeme ile maddi zararının % 44’ünün, davacı ………… yapılan ödeme ile maddi zararının % 35’inin karşılandığı, ödeme tarihindeki verilere göre ödeme ile maddi zarar arasında açık nispetsizlik bulunduğu, sonuç olarak davacı anne ……. zararının 41.830,32 TL, davacı baba …. zararının 45.625,06 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı ………… A.Ş. Vekili aktüer raporuna itiraz dilekçesinde; davacılara yapılan ödeme karşılığında müvekkili şirketi ibra edilmesi nedeniyle hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan etmiştir.
Davacılar vekili 23.01.2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile; raporda belirtilen oranlar doğrultusunda her iki davacı açısından da taleplerinin artırmış olduklarını beyan etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın, 15/05/2011 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı, davalı ….’ya ait ve davalı ……… sevk ve idaresindeki ………….. plakalı aracın seyir halinde iken sağa keskin virajlı yol noktasına aşırı hızlı girmesiyle araç direksiyon kontrolünü kaybederek karşı yönden gelen araç trafiğini kullandığı şeride girmesiyle aracının sol ön yan kısmı ile davacıların oğlu müteveffa …… trafik tescilsiz plakasız ön far lambaları yanmayan motosikletine çarpması ile sürücünün motosiklet üzerinden savrulma ve düşmesiyle …….. vefat ettiği, ceza dosyasında alınan adli tıp kurumu raporunda davalı …………. asli derecede, Davalı ………….. tali derecede ve müteveffa ……… tali derecede kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkememizce alınan kusur raporunda ceza dosyasında alınan raporla paralel olduğu ve müteveffa………. % 25 oranında müterafik kusurunun olduğu belirtilmiştir. Davalı sürücü ………………. alkollü olduğu ve yüksek derecede alkollü olmasına rağmen araç kullanarak ve aşırı hız nedeniyle keskin virajlı yol noktasından ilerlerken araç direksiyon hakimiyetine kaybetmesi nedeniyle bilirkişininde tespit ettiği şekilde kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Muris ………………. müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Yargıtay …………….. Hukuk Dairesi’nin 2015/4384 Esas 2017/11514 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle davacı sürücünün kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.
Somut olayda her ne kadar davalı sürücü ……….karşı şeride geçerek müteveffanın şeridine tecavüz etse de müteveffanın fren yaparak olaydan kaçma olasılığı çok küçük bir ihtimal olsa da davacıların murisi motorsiklet sürücüsü olup murisin kask takmadığı, motosikletin farının yanmadığı, murisin sürücü belgesiz olduğu ve tescili olmayan plakasız motosiklet kullandığı ceza dosyasında motosiklette yolcu olarak bulunan murisin arkadaşının murisin 1 şişe bira içtiğini beyan ettiği ve murisin kafa kaide kırığı nedeniyle olay yerinde vefat ettiği dikkate alınarak davacıların murisi …………….. takdiren % 25 oranında müterafik kusuru olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce anne baba olan davacıların zararının hesaplandığı, her ne kadar davacılar vekili davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerine doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına ilişkin itirazda bulunmuş olsa da dava karşı tarafın araç sürücüsü, maliki, sigorta şirketine yöneltilmiş olduğundan ve davalılar yalnızca kendi kusurlarından ve sigorta şirketi araç sürcüsünün ve/veya sigortalının kusuru oranında sorumlu olacağından davalıların davalı sürücü …………… % 75 kusur oranına tekabül eden zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, taraflarca imzalanan ibraname geçersiz olduğundan davacıların tazminata hak kazanıp kazanmadıkları yönünden zararların hesaplanması açısından bilirkişi raporu alındığı, yine raporda davacılara ödeme yapıldığı tarih itibariyle yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı hususunun tartışıldığı ve yapılan ödeme o zaman ki verilere göre de yeterli olmadığından ve ödeme ile gerçek zarar arasında açık nispetsizlik bulunduğundan sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğu, ancak ödemenin güncelleştirilmiş yasal faizi ile birlikte tazminattan mahsup edildiği, Mahkememizce de denetlenebilir ve hükme esas alınabilir bilirkişi raporu doğrultusunda davacı anne ………….. zararının 41.830,32 TL, davacı …………. zararının 46.625,06 TL olduğu anlaşılarak söz konusu bedellere davalı …………….. A.Ş yönünden ödeme tarihi olan 07/07/2011 tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan …………… tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat, 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. (Yargıtay …………… Hukuk Dairesinin 05/06/2017 tarih 2015/5253 Esas, 2017/6367 tarihli kararı)
Meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların çocuğu olan ……………ölmesi nedeniyle davacıların manevi olarak zarara uğradıkları anlaşılarak, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müteveffanın % 25 oranındaki müterafik kusuru, davalı …………….. kusur durumu, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, zararın boyutu göz önünde bulundurularak, davacı anne ………… için 16.000,00 TL, davacı baba ………. için 16.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir. Davacılar vekili maddi tazminat yönünden yasal faiz, manevi tazminat yönünden ise yalnızca faiz işletilmesine karar verilmesini talep ettiği, aracın hususi olması nedeniyle ayrıca olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle maddi ve manevi tazminata yasal faiz işletmek gerekmiştir. Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı anne ……………… için 41.830,32 TL,
Davacı baba …………….. için 45.625,06 TL, maddi tazminatın davalı ………… yönünden, 07/07/2011 tarihinden itibaren davalılar……. yönünden kaza tarihi olan 15/05/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( davalı sigorta şirketi açısından teminat limitleri dahilinde sınırlı olmak kaydıyla)
2-Davacı anne …………. için 16.000,00 TL, davacı baba …………… için 16.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/05/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar………………… müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
3-a)Maddi tazminat için alınması gereken karar harcı 5.837,45 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 312,48 TL (davacı peşin harç olarak 348,38 TL yatırmış olsa da manevi tazminat için ayrı peşin harç yatırmadığından manevi tazminat için yatırması gereken 35,90 TL yatırdığı bedelden mahsup edilmek suretiyle) ve tamamlama harcı olarak yatırılan 291,88 TL toplamı 604,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.233,09 TL harcın tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
b)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 312,48 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 291,88 TL toplamı 604,36 TL’nin tüm davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
c)Manevi tazminat için alınması gereken karar harcı 2.185,92 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.152,02 TL harcın davalılar ……………….. müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
d)Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL (her ne kadar davacı taraf dava açarken ayrıca manevi tazminat nispi harç yatırmamış olsa da hükmün 3-a bendinde mahsup edilerek alınan bedel) davalılar ……………….. müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 500,00 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 600,00 TL kusur bilirkişisi, 550,00 TL aktüer bilirkişisi olmak üzere toplam 1.650,00 TL yargılama giderinin maddi tazminata denk düşen kısmı 1.207,99 TL’sinin tüm davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine, manevi tazminata denk düşen 442,00 TL’nin manevi tazminatın kabul red oranları gözetilerek 141,44 TL’sinin davalılar……… müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat açısından davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ………. deki esaslara göre belirlenen 9.746,43 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
6-a)Manevi tazminat yönünden davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ………. deki esaslara göre belirlenen 3.840,00 TL vekalet ücretinin davalılar……………….. müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
b)Davalılar …………………….’nun vekili olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .