Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1461 E. 2018/78 K. 26.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1461 Esas
KARAR NO : 2018/78

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
KARAR TARİHİ : 26/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …….Ticaret Sicil Memurluğunun ……… sicil numarasında kayıtlı olan …..Ltd.Şti’de % 1 hisse oranında ortak olduğunu, şirketin diğer ortağı % 99 hisse sahibi olan müvekkili … olduğunu, müvekkili …’ın İktisat Fakültesi mezunu olduğunu, uluslararası ekonomi alanında master yaptığını, 2003 yılında iki ortaklı …………. Ltd.Şti’ni kurduğunu, davalı ise doktor olduğunu, müvekkili ile 21.08.2005 tarihinde evlendikten sonra %1 hisseli ortak olarak davalıya şirkette pay verdiğini ve ortak sıfatını kazanmasını sağladığını, bu tamamen şirketin tescili ile ilgili bir prosedür gereği yapıldığını, bunun haricinde davalının şirketle ve şirketin iştigal konusu olan mobilyacılık faaliyeti ile uzaktan ve yakından hiçbir ilgisi olmadığını, şirkete ne emeği ile ne de maddi olarak hiçbir katkıda bulunmadığını, taraflar evlilik içerisinde yaşanan geçimsizlikler nedeniyle karşılıklı olarak boşanma davalarını ikame ettiklerini, müvekkili şirketin ………… A.Ş’nin önemli bir bayi olduğunu, 2014 yılı sonlarına doğru davalı vekili bizzat ……… A.Ş İstanbul ………. Merkezindeki merkez ofisine gittiğini, ……….a ait hesapları istediğini ve önüne gelen tüm kişilere davacı … ve …’ın boşanmalarından bahsettiğini, şirket adına olumsuz bir tablo çizdiğini, para kaçırıyorlar şeklinde bir intiba bıraktığını, müvekkili şirketin hesaplarını, karlılık durumunu v.s gösterir evrakın kendisine verilmesini istediğini, bir anda tüm …… Genel Merkezinde büyük bir bayileri olan ……….ve sahibi …’ın özel hayatı ve bir çok konu konuşulur hale geldiğini, ………. …’nin …’a konuyu anlamak için birçok soru yönelttiğini, alenen yapılan ve şirketin mal varlığına, itibarına ve geleceğine ciddi biçimde zarar veren bu davranışlar karşısında davalının hisse sahibi olmasının son derece sakıncalı olduğunu, dolaylı olarak şirketin sahibi ve yetkilisi olan müvekkilini zorda bırakma amacı taşıyan davalı ortağın davranışları nedeniyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK mad. 640/3 gereğince dava sadece şirket tarafından açılabileceği için … açısından sıfat yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine, İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi’nin ……… E. Sayılı dosyanın sonucunun beklenilmesini, davalıya ve resmi kurumlara şirket şirket geliri ve değeri hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak şirketin itibar kaybına uğramasına sebep olanın …’ın olduğunu, davalının sadece kendisine yasalar tarafından tanınmış tespit davası açma hakkını kullandığını, …’ın davalı ortaktan şirket bilgi, belge, defter ve gelirlerini saklaması nedeniyle ortaklıkta sorun yaşanmasına asıl davacı şirket yetkilisi ve diğer davacı …’nın sebep olması nedeniyle TTK madde 640 gereğince davalı nezdinde ortaklıktan çıkarılma için haklı sebep oluşmadığını, davanın tüm davacılar açısından esastan reddini, mahkemenin davanın reddi konusunda aksi kanaatte olması halinde; şirketin gelir, malvarlığı, envanter ve değerinin tespitini, TTK mad. 641/1 gereğince esas sermaye payının gerçek değeri tespitini, bu sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca şirket ortağının haklı sebeple şirket ortaklığından çıkartılması istemine ilişkindir.
Davacı şirketin ticaret sicil kaydı dosyamız arasına alınmıştır.
İstanbul Anadolu 12.Aile Mahkemesinin ……… esas sayılı dosyasının uyap çıktısı dosyamız arasına alınmış yapılan incelemesinde; tarafları davacı – karşı davalı olarak boşanma davası açtıkları, tarafların boşanmalarına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraf tanıkları dinlenilmiş ve davalının ortaklıktan çıkarılması ihtimaline binaen davacı tarafın şirketin mal varlığını karar tarihine en yakın rayiç değerlerinin hesaplanması için şirket defterleri üzerinde de inceleme yapmak üzere mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; şirketin pasiflerini aktiflerinden fazla olduğu, şirket hisselerinin herhangi bir değerinin olmadığı, aksine şirketin faaliyetine devam etmesi için şirketin sermayesinin tamamlanması gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora yönelik itiraz dilekçesinde; davalının sembolik % 1 hisse sahibi olduğu, tarafların arasında boşanma davası bulunduğu, haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılması için şirket sermayesinin tamamlanmasına gerek bulunmadığı, davalının ortaklıktan çıkarılması gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde; şirket bilançosuna göre şirketin 2015 ve 2016 dönemlerinde dönem net karı yarattığını, şirketin öz varlığının borca batık duruma getiren ana hususun alınan sipariş avansları olduğunu, şirket ortağı …’ın bir önceki yıla göre 500.000,00 TL’ye yakın bir parayı şirketten çektiğini, şirketin borca batıklık durumunun operasyonel değil, bilanço makyajı olduğunu, davalı şirketten gelir tablosu ve detay mizanının istenerek ek rapor alınmasını beyan etmiştir.
Taraf vekilleri esas hakkında beyanda bulunmuşlardır.
Taraf vekilleri 26/01/2018 tarihli son celsede davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin herhangi bir genel kurul kararı olmadığını imzalı olarak beyan etmişlerdir.
Davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına yönelik herhangi bir genel kurul kararı alınmadığı her iki tarafında kabulünde olduğundan bu hususta bilirkişi incelemesine ve başka bir araştırmaya gerek görülmemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın, 6102 sayılı TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca şirket ortağının haklı sebeple şirket ortaklığından çıkartılması istemine ilişkin olduğu, davacılarda …’ın davacı şirkette % 99 hisse sahibi, davalı …’ın ise % 1 oranında hisseye sahip olduğu, taraflar arasında boşanma davası sonuçlanmış olup, tarafların boşandıkları, TTK 640/3 maddesi uyarınca limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine haklı sebeple çıkarma davası açmasının mümkün olmadığı, böyle bir davanın ancak şirket tarafından açılması gerektiği (Emsal: Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/2664 E., 2017/607 K. sayılı 06/02/2017 tarihli kararı, 2015/8194 E., 2016/3123 K. sayılı 21/03/2016 tarihli kararı) dolayısıyla davacı …’ın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davacı şirket adına açılan davaya gelince, şirketin bu davayı açabilmesi için TTK 616/1-h maddesi uyarınca bu yönde alınmış bir genel kurul kararı bulunması gerektiği(Emsal:Yargıtay 11 HD 20/09/2017 tarihli 2016/1530 E. 2017/4591 K. sayılı kararı), bu hususun bu davaya özgü dava şartı olduğu, ancak davacı şirketin almış olduğu bir genel kurul kararının bulunmadığı anlaşılmakla davacı şirket adına açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, davacı … adına açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın … yönünden aktif husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Davanın ………………Limited Şirketi yönünden REDDİNE,
3-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile eksik 8,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı ve davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.