Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/141 E. 2020/465 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/141
KARAR NO: 2020/465
DAVA : İtirazın İptali iken Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 03/04/2015
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali iken Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketten sair amaçlarla kullanılmak üzere teknolojik ürünler sipariş ettiğini ve müvekkilinin de siparişi kabul ederek davalı firmaya ürünleri gönderdiğini, davalının ürünleri teslim aldığını ve makul süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, faturaların düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalı tarafça fatura ve ürünlere yasal süre içinde itiraz etmeyerek ürün ve faturaları kabul ettiğini, ürünlerin bedellerinin davalı tarafça ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında ——– sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının müvekkili lehine verilmiş ——— bedelli teminat mektubuna ihtiyati tedbir konulması talebiyle birden fazla dosyada dava açtığını, davalı taleplerinin bu davalarda reddedildiğini, davalının müvekkiline olan borçlarını ödememesi nedeniyle teminat mektubunun nakde çevrildiğini, davalıdan olan bakiye alacak için iş bu davanın açıldığını belirterek davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Türk mahkemelerinde dava açabilmesi için MÖHUK’in ilgili maddesi uyarınca teminat yatırması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığını ve özel hukuktan doğduğunu, MÖHUK kuralları gereğince Türk Mahkemesinin yetkisinin bulunmadığını, Türk Mahkemelerinin yetkili olması halinde davaya uygulanacak hukukun Alman hukuku olduğunu, faturalara itiraz edilmemiş olmasının malların teslim edildiği veya hizmetin ifa edildiği anlamına gelmeyeceğini, davacının edimini yerine getirmediğini, dava konusu ürünlerin tam ve eksiksiz olarak müvekkiline teslim edildiğine dair evrakların davacı tarafça sunulmadığını, icra inkar tazminatının Türk hukukunda düzenlenmiş tazminat türü olduğunu, Alman hukukunun uygulandığı davalarda icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ——- tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığı tespit edilerek uyuşmazlık noktaları tespit edilmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek yargılamaya devam olunmuş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Yargılama devam ederken davalı hakkında——– sayılı dosyada ——- tarihi itibariyle iflas kararı verildiği, henüz 2.alacaklılar toplantısının yapılmadığı anlaşılmış, mahkememizde itirazın iptali olarak açılan dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
İİK.nun 194.maddesi hükmü acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından ——-gün sonrasında yargılamaya devam olunabileceğini düzenlemekte olup bu nedenle davalı müflis şirketin ——-alacaklılar toplantısından — gün sonrasının beklenmesine karar verilmiştir. Bu süreçte———- tarihli cevabi yazıda müflis şirket hakkındaki iflas kararının kesinleştiği, –alacaklılar toplantısının —-tarihinde yapıldığı, davacının ———kayıt sıra numarasıyla yaptığı ————-tutarındaki alacak kayıt talebinin tamamının kabul edilerek ——–sıraya alındığı bildirilmiştir.
Davacı vekili sunduğu ——- tarihli dilekçeyle dava konusu alacağın iflas dosyasında düzenlenen sıra cetveli ile iflas masasına kaydedildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını bildirmiştir.
Davalı vekili de sunduğu —— tarihli dilekçesinde dava konusu alacağın iflas masasına kaydedilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, iflas idaresi tarafından kendilerine vekaletname verildiğini ancak bu hukuki hizmetin karşılığı ödemenin yapılmadığını, avukatlık hizmeti alacağının kanuni vekalet ücretlerinden karşılanması yönünde anlaşma yapıldığını belirterek kendilerine vekalet ücreti ödenmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında ticari satıma dayalı olarak ticari ilişki olduğu, davacının, davalıya mal satıp teslim ettiğini, ancak bedelinin ödenmediğini ileri sürerek tahsili yönünde icra takibi başlattığı, davalı tarafın ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu, mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı ancak yargılama sırasında davalının iflas ettiği bu nedenle davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü, —–alacaklılar toplantısından ——gün sonrasına kadar yargılamanın durdurulduğu, bu süreçte davacının davalı şirket iflas masasına davaya konu alacağın kaydı için başvuruda bulunduğu, alacak kayıt talebinin tamamen kabul edildiği, mahkememizde açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmış, bu nedenle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı taraf vekalet ücreti takdir edilmesini talep etmiştir. HMK 331 maddesinde davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderine hükmedeceğini düzenlemiş olup, davalı müflis iflas idaresi tarafından davacının alacağının varlığı kabul edilmiştir. Bu durumda davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiş, davalı tarafın vekalet ücreti talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 54,40 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.043,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.989,05 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 32,40 TL ilk masraf, 183,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, olmak üzere toplam 215.40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2020