Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1300 E. 2020/13 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1300
KARAR NO: 2020/13
DAVA : Ticari Şirket (Fesih ve Tasfiyeye İlişkin)
KARŞI DAVA: Yöneticinin Yönetim Yetkisinin Kaldırılması
DAVA TARİHİ: 15/05/2015
KARŞI DAVA TARİHİ: 15/07/2015
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih ve Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı – karşı davalı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan … ile birlikte diğer davalı şirketi kurduklarını, şirketin kuruluşunda her ikisinin de müşterek imza ile temsile yetkilendirildiğini, ancak davalının şirketin kuruluşundan itibaren hileli hareketleri ile yüksek oranda pay sahibi olduğu bir diğer şirket olan ————isimli şirkete yetkisiz bir şekilde borçlandırmaya başladığını, ———İcra Müdürlüğünden gelen ödeme emri ile durumdan haberdar olduğunu, bu takibe göre ortağı olduğu şirketin davalı —– ortağı olduğu diğer şirkete——- TL borçlandırıldığını, sahte fatura düzenlendiğini, bu işlemler nedeniyle davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalının şirket yönetimindeki usulsüz işlemleri nedeniyle şirketin devamının ve kar elde etme amacının gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belirterek davalı ———– haklı nedenle fesih ve tasfiyesine mahkeme aksi kanaatte ise TTK.nun 636/3 fıkrası uyarınca payının gerçek değerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı – karşı davacı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket ile aynı adreste ve aynı alanda faaliyet gösteren ———– sahibi olduğunu, bu şirketin ticari faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini, davacının maddi durumu iyi olmadığından kendisi ile anlaşarak davalı şirketi kurduklarını, davalı şirkete fatura edilerek teslimatı yapılan bitkilerin satışının yapılarak ticari kazanç sağlanması hususunda tarafların anlaştığını, davalı şirketin alım gücünün bulunmaması nedeniyle kendisinin sahibi olduğu———— yapılan anlaşma uyarınca davalı şirkete teslimatı yapılan tüm bitkileri faturalandırdığını, davalı şirket adresine teslimatı yapılıp satışa hazır hale getirildiğini ve bir kısım bitkilerin satışının da yapıldığını, tüm bu hususların davacının bilgisi dahilinde olduğunu, dolayısıyla hileli işlemlerle dolandırıldığı iddiasının yerinde olmadığını, davacının kendisi ve diğer çalışanların şirkete gidip çalışmasını engellediğini, bu nedenle davacı hakkında şikayetçi olduğunu ancak davacının gelen polislere kendisi hakkında şirketten uzaklaştırmaya ilişkin savcılık kararı olduğunu iddia ettiğini ancak bu yönde bir karar bulunmadığını, sonrasında davacının sahibi olduğu şirket çalışanı———-isimli şahıs tarafından yine davacının talimatı ile darp edildiğini, bu konuda soruşturmanın devam ettiğini, davacının davalı şirket aleyhine işlemlere devam ettiğini, talimat verdiği kişiler vasıtasıyla tehdit ve hakarete uğradığını, davacının müşterek şirkete ait olan bitkilerin bedelini ödemeden kendi şirketi adına satışını yaparak karı tek başına elde etmeye ve kendisini saf dışı bırakarak davalı şirketi zarara uğratmaya çalıştığını, icra dosyasında yediemin olarak teslim edilen hacizli malları kaçırmak için girişimlerde bulunduğunu, bir kısmınında kaçırıldığını, bu şekilde de davacının müşterek şirketi zarara uğrattığını, asıl hileli işlem yapan ve şirketi zarara uğratarak haksız kazanç elde etmeye çalışanın davacının kendisi olduğunu, şirketin feshi için gerekli hukuki şartların oluşmadığını, bu talebin reddi ile davacının payının gerçek değeri ödenmek suretiyle şirketten çıkarılmasına karar verilmesini savunmuş, karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalının müşterek şirketi zarara uğrattığını, şirket aleyhine hileli işlemler yaptığını belirterek davacı karşı davalının müşterek şirket üzerindeki temsil yetkisinin kaldırılarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile; haklı sebeble limited şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı takdirde oraklıktan çıkma davasıdır. Karşı dava da ise karşı davalı şirket ortağı ve yetkilisi … davacı karşı davalının temsil yetkisinin kaldırılmasını talep etmitir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ———günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp taraf tanıkları dinlenmiş, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Fesih ve tasfiyesi talep edilen davalı şirketin sicil kayıtları getirtilmiş, davalı şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir. Davalı şirketin ——— tarihinde tecsil edildiği, davacı ve davalı şahısların kurucu ortak oldukları, şirket ana sözleşmesi ile her iki ortağında ilk —— yıl için müşterek imza ile şirketi temsile yetkili kılındıkları, ana sözleşme tescilinden sonra hiç bir tescil ve ilan işleminin yapılmadığı görülmüştür.
Davacı karşı davalı ortak açtığı davada davalının hileli hareketler ile ortağı oldukları şirketi yüksek oranda pay sahibi olduğu diğer bir şirket olan ——— borçlandırıldığını, ————–İcra Müdürlüğünden gelen ödeme emri ile durumdan haberdar olduğunu, sahte fatura düzenlenerek borçlandırma yapıldığını, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, davalının şirket yönetimindeki usulsüz eylemleri nedeniyle şirketin devamı ve kar elde etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle fesih ve tasfiye talepli dava açtığını, bu talebinin kabul görmemesi halinde ise TTK 636/3 maddesi uyarınca payının gerçek değeri ödenerek şirketten çıkarılmasını talep etmiş, fesih tasfiye talepli davasını şirket ve diğer ortak aleyhine açmıştır.
Davalı karşı davacı ortak ———ise davacı/karşı davalının davalı şirket ile aynı adreste aynı işkolunda faaliyet gösteren ———isimli bir şirketinin olduğunu, bu şirketin ticari faaliyetleri sonlanma noktasına geldiğinden ve mali durumu iyi olmadığından aralarında anlaşıp davalı şirketi kurduklarını, davalı şirketin alım gücü olmadığından kendisinin sahibi olduğu ———- davalı şirkete teslim edilen tüm bitkileri faturalandırdığını, tüm bu işlemlerin davacı/karşı davalı ortağın bilgisi dahilinde yapıldığını, davacı-karşı davalının ise kendisinin şirkete girip çalışmasını engellediğini, bu yüzden hakkında şikayetçi olduğunu, davacının kendisine ait şirkette çalışan ——— davacının talimatıyla kendisini darp ettiğini, bu konuda soruşturmanın halen sürdüğünü, davacının şirket aleyhine işlem yaptığını, şirkete ait bitkilerin bedelini ödemeden kendi şirketi adına satışını yapıp karı tek başına almaya, ortak oldukları şirketi zarara uğratmaya çalıştığını, icra dosyasında yedimin olarak kendisine teslim edilen hacizli malları kaçırdığını, bu yolla da şirkete zarar verdiğini, şirketin feshi için koşullarının mevcut olmadığını, tüm bu nedenlerle davacı/karşı davalının şirketi temsil yetkisinin kaldırılarak kendisine tek imza yetkisinin verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca bildirilen ceza mahkemesi dosyaları ile savcılık soruşturma dosyaları getirtilmiş, ———- C.Savcılığının ——– sayılı soruşturma dosyasında davacının davalı … ve diğerleri hakkında şirketi usulsüz borçlandırdıkları iddiasıyla şikayet ettiği dosyanın takipsizlik kararı ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. ——–Asliye Ceza Mahkemesinin ———– esas sayılı dosyada davacının davalı … hakkında tehdit suçundan şikayetçi olduğu yargılamanın beraat kararıyla sonuçlandığı, bir başka dosyada —— tarihinde ——— yaşanan olay nedeniyle müşteki sıfatıyla …’ın şikayetçi olduğu, …’nin çalışanlarıyla birlikte kendisini kovduğunu, güvenliğin zorla dışarı çıkardığını, çalışmasına engel olunduğunu, polis merkezinde …’nin yanındaki şahsın kendisini ölümle tehdit ettiğini, vurduğunu ileri sürdüğü ——–Asliye Ceza Mahkemesi —— esasda dava açıldığı bu dosyada …’ın katılan ve sanık sıfatıyla yer aldığı, … ve … arasında yaşanan tartışmaya …’nin çalışanları olan ———–dahil oldukları, bunun neticesinde …’ın ————-karşı, ————karşı basit yaralama suçu işlediklerinin kabulü ile karar verildiği anlaşılmıştır.
——- Asliye Ceza Mahkemesi ——– esas sayılı dosyada ise katılan durumundaki kişinin —————– sanık durumunda oldukları, ——– beraatine karar verildiği, … hakkında ise “——-Tüm dosya kapsamı itibarıyla sanıkların savunmaları, katılan beyanı, haciz zabıt tutanakları, —— tarihli görgü tespit tutanağı, —– tarihli el koyma tutanağı, —— tarihli tutanak, —-İcra Müdürlüğünün ———Talimat ve —– Talimat sayılı dosyaları, teşhis tutanağı birlikte değerlendirildiğinde; Katılanın ———- ortağı olduğu , yine katılan … ile sanık …’nin ———— kurduklarını, —— ———— olan alacakları dolayısıyla katılanın yetkilisi olduğu ———— hakkında icra takibinde bulunulduğu, —— tarihinde haciz zabtında belirtilen bir kısım malların haczedildiği ve sanık …’ye yediemin olarak teslim edildiği , daha sonra bu malların muhafaza altına alınması için ——- günü İcra Müdürlüğünce haciz mahalline gidildiğinde sanık …’ye yediemin olarak teslim edilen malların bir kısmının yerinde olmadığı görüldüğünün tespit edildiği, sanık …’nin diğer sanık ——- ile birlikte kendisine yediemin olarak teslim edilen malların bir kısmını ——— mahallesine götürdüğü, bu mallara ——Sulh Ceza Mahkemesince el konulup daha sonra katılan …’a teslim edildiği, hacizli malların bir kısmının yerinde olmadığının icra dairesince tespit edilmesinden ——- gün önce haciz mahallinden malların kaçırılmakta olduğunun ihbar edilmesi üzerine kollukça yapılan tespitte hacizli malların bir kısmının halen kamyonlara yüklenmekte olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, tanık ——————-ifadesi ile sanık …’yi malların yanında gördüğünü bayan olarak teşhis etmesi dikkate alındığında, sanıklar … ile ———-suç üzerinde müşterek hakimiyet tesis ettikleri ve müşterek fail olarak ayrı ayrı sorumlu oldukları sonucuna varılmış, sanıklar … ve ——-üzerlerine yüklenen suçu işledikleri mahkememizce sabit kabul edilmiş, sanıklar ——— sabit görülen eylemlerinden dolayı ayrı ayrı cezalandırılmaları yoluna gidilmiştir.”gerekçesiyle ——— suçunu işlediği sabit olduğundan; sanığın kasta dayanan kusurunun ağırlığına, suçun işleniş biçimine ve oluşan zararın ağırlığına göre eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 289/1. maddesi uyarınca takdiren ve teşdiden 1 YIL HAPİS ve 100 GÜN KARŞILIĞI ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA, karar verildiği, kararın istinaf denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
TTK 636 maddesinde limited şirketin sona erme nedenleri sayılmış olup, maddenin 3. Fıkrası, haklı sebeplerin varlığında her ortağın mahkemeden şirketin feshini talep edebileceğini düzenlemiştir. Maddede ayrıca mahkemenin istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacının ortaklıktan çıkarılmasına veya duruma uygun düzen kabul edilebilir bir diğer çözüme de hükmedebileceği belirtilmiştir. Asıl davadaki talep bu madde hükmüne dayanmaktadır. Fesih tasfiye istemli bu davanın feshi talep edilen şirkete karşı açılması gerekli ve yeterli olup ayrıca ortağın taraf olması gerekmediğinden asıl davada davalı …’a husumet yöneltilemeyeceğinin kabulü ile bu davalı hakkındaki dava husumet yokluğundan reddedilmiştir. Karşı davada ise şirketin diğer ortak ve müşterek imza yetkilisi … tarafından davacı karşı davalının şirketi temsil yetkisinin kaldırılması talep edilmiştir. Bu talep TTK 630/2 maddesine dayanmakta olup her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilecektir. Aynı maddede yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak gösterilmiştir. Yasadaki bu düzenlemelerin tarafların iddia ve savunmaları ile birlikte değerlendirilip, davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtlarında inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan bilirkişi raporlarında ortakların kuruluş sermayesinin 3/4’nü yatırmadıkları, şirketin öz sermayesini tamamen yitirdiği, rayiç değerlere göre şirketin borca batık durumda olduğu, faaliyetine devam edip kar elde etme imkanını kalmadığı, davalı şirket ile davalılardan …’ın ortağı olduğu———- arasında ticari ilişki mevcut olup davalı şirketin faturalardan kaynaklı olarak bu şirkete ——-yılından başlamak üzere ——-tarihi itibariyle ——–TL borçlu göründüğü, söz konusu faturaların sahte olduğuna ilişkin herhangi bir tutanak yahut tespit bulunmadığı, ibraz edilmediği belirlenmiştir.
TTK 636 maddesinde limited şirketin haklı nedenle feshi şartları düzenlenmiş olup, haklı sebeplerin varlığında her ortağın şirketin feshini talep edebileceği kabul edilmiştir. Dosya kapsamında toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporuyla şirket ortakları yönünden ortaklığın devamının imkansız hale geldiği, ortaklar arasında çok sayıda ceza dosyası ve savcılık soruşturmasının bulunduğu, ortakların birbirlerine olan güven duygularını tamamen yitirdikleri, şirketin faal olmadığı, kuruluş amacını gerçekleştirme imkanının da bulunmadığı, esasen ortakların kuruluş sermayesini dahi ön görülen süre dolmuş olmasına rağmen yatırmadıkları şirketin hali hazırda öz sermayesini yitirmiş, borca batık durumda bulunduğu, bu haliyle şirketin devamına karar verilmesinde bir fayda kalmadığı, bir an için davacının TTK 636/3 maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilebileceği düşünülse dahi davacıya çıkma payının ödenmesi imkanının da bulunmadığı anlaşıldığından haklı sebeplerin varlığının kabulü ile tarafların ortağı olduğu davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi uygun görülmüştür.
Karşı davada ise davalı karşı davacı ,davacı karşı davalının müşterek temsil yetkisinin kaldırılmasını taleple dava açmış olup, karşı davalının yönetim yetkisini kullanırken özen ve bağlılık yükümlülüğe aykırı davrandığı, şirketin borcundan ötürü uygulanan haciz neticesi kendisine yedi emin sıfatıyla teslim edilen malların bir kısmını haciz mahallinden götürmek suretiyle muhafaza görevini kötüye kullandığı, bu hususun kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla sabit olup eyleminin yöneticisi olduğu şirkete zarar verici nitelikte olduğu kabul edilerek karşı davanın kabulü ile karşı davalının ———-yönetim yetkisinin kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davanın davalı şirket yönünden kabulüne, ———-nosunda kayıtlı ————- fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak resen ——– atanmasına,
Tasfiye memuru için tasfiye süreci devam ettiği müddetçe aylık ——TL ücret taktirine, ücretin davalı şirket bünyesinden karşılanmasına, mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memuruna görevin tevdine,
Karar kesinleşinceye kadar kayyımın görevini sürdürmesine,
Tasfiye masraflarının davalı şirket tarafından karşılanmasına, avans olarak ——– TL’nin mahkeme veznesine depo edilmesine,
Kararın——— bildirilmesine, ilan edilmesine,
Davalı ortak yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2- Karşı davanın kabulüne, karşı davalı ———– temsil yetkisinin kaldırılmasına,
3-Asıl davada karar harcı 54,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Asıl davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Asıl davada davacı tarafından yapılan 32,40 TL ilk masraf, 222,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 2.000,00 TL.kayyım ücreti olmak üzere toplam 5.254,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Asıl davada ———tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8- Karşı davada karar harcı 54,40 TL ‘den karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 13,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 41.30 TL harcın karşı davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Karşı davada karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 13,10 TL harcın karşı davalıdan tahsili ile karşı davacı tarafa ödenmesine,
10-Karşı davada karşı davacı tarafından yapılan 189,90 TL. tebligat ve müzekkere gideri, 3.400,00 TL bilirkişi ücreti 6.000,00 TL.kayyım ücreti olmak üzere toplam 9.589,90 TL yargılama giderinin karşı davalı taraftan tahsili ile karşı davacı tarafa ödenmesine,
11-Karşı davada karşı davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
12-Dava ve karşı davada taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı-karşı davalı vekili ile davalılar – karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/01/2020