Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1261 E. 2018/597 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1261 Esas
KARAR NO : 2018/597

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ……. isimli proje kapsamında yapılan inşaatlarda anılan proje bünyesindeki iş yerleri ve şantiyelerdeki faaliyet yerlerinde kurulu olan ve dava dilekçesinde liste halinde gösterilen muhtelif sayılı tesisatlar için akdedilen “……. Sözleşmesi” ile davalı şirketin ……… ünvanlı abonesi olduğunu; Bu sözleşmeye istinaden 2013 yılının 4. ayından, 2015 yılının 1. ayına kadar enerji satın aldığını, bu sözleşme kapsamında, davalının davacıdan, elektrik satış bedeli haricinde, ayrıca “Kayıp Kaçak bedeli, ……, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir takım bedeller tahsil ettiğini; oysa ki, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davalının Kayıp Kaçak bedeli,………., sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli tahsil etme hakkının bulunmadığını; davalının davacıdan, 2013 yılının 4. ayından, 2015 yılının 1. ayına kadar tüketim dönemlerinde Kayıp Kaçak bedeli, ….., sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli’ni haksız olarak tahsil ettiğini; iddia etmekte ve sözleşme kapsamı dışında 2013 yılının 4. ayından, 2015 yılının 1. ayına kadar fazladan 22.852,20 TL tahsil edilen Kayıp Kaçak bedeli ile ….. adı altında bu bedelin %2’si üzerinden tahsil edilen 457,00 TL’nin ve sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli gibi isimler altında tahsil edilen bedeller için 100,00 TL ile birlikte toplam 23.409,20 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar sözleşmede kararlaştırılmamış olsa da kayıp kaçak bedeli, ……, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli’ni ilgili mevzuat hükümlerinin verdiği hakka dayanarak haklı olarak tahsil ettiğini, iddia etmekte, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve davanın husumet yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan kayıp-kaçak elektrik bedelleri, dağıtım, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli gibi bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davalı davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüştür. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı anda belirsiz alacak davası açılabilmesi mümkün olduğundan davalnın HMK 114/1-h maddesi kapsamındaki itirazı reddedilerek esas hakkındaki yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı şirket husumet itirazında bulunmuş, davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir. Yargıtay ……Hukuk Dairesinin yerleşik kararları uyarınca davanın davacı ile abonelik sözleşmesini yapan satış firmasına(pazarlayıcı firmaya) veya tedarikçi firmaya yöneltilmesi mümkün olduğundan husumet itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay ……Hukuk Dairesinin 08/10/2015 tarih 2014/18311 esas-2015/15438 karar sayılı kararı)
Mahkememizce davacının talepleri konusunda inceleme yapmak üzere elektrik mühendisi bilirkişisinden rapor alınmıştır. Davacı vekilinin rapora itirazı üzerine raporda her bir talebin ayrı ayrı tespit yapılmadığından her bir talep ve fatura yönünden ayrı ayrı inceleme yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Davacı ek rapora da itiraz etmiştir.
Yargılama sırasında ……… tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. Getirilen değişikliklerin bir kısmının Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla İstanbul ……. ATM.2015/1121 esas sayılı dosyasında Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiştir.Anayasa’nın 152.maddesi Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3.fıkrasında Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Genel Sekreterliği tarafından İstanbul ……. ATM.’ye hitaben düzenlenmiş 30/06/2016 tarihli yazı ile 2015/1121 esas sayılı başvuru, karar ve eklerinin 27/06/2016 tarihinde alınıp 2016/134 esasa kaydının yapıldığı bildirilmiştir. Bu tarihten itibaren 5 aylık süre dolmuş, Anayasa Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği tespit edilerek yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak, sayaç okuma vb. bedellerle ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay …..Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Yasaya eklenen Geçici 20.maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.”hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili istenmiştir. Bunun yanında 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanun’da değişiklik yapılmadan önce Mahkememizce haksız tahsilatların tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi incelemesi sırasında yasa değişikliği olması nedeniyle bilirkişilerce tahsil edilen tutarların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığı yönünde inceleme yapılmış ve uygun olduğu tespit edilmiştir.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gerekse Yargıtay …….Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir. Bu nedenle davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haklı olan davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 35,90 TL harçtan dava açılırken yatırılan 399,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 363,88 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti gideri olarak 1.200,00 TL ile 206,80 TL tebligat gideri ve posta masrafı ile 27,70 TL başvuru harcı gideri toplamı 1.434,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …….. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..