Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1245 E. 2020/600 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/583 Esas
KARAR NO : 2020/550
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 11/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, inşaat, taahhüt ve yapı imar alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkili şahsın ise mezkur şirketin münferit imza yetkilisi ve hali hazırda tek ortağı olduğunu, dava konusu senetin ‘bedelsiz’ bir senet olduğunu, dava dışı—– şahsın —– borcunun davalı yana ödenmesi karşılığında, kendisine bir daire verileceği ve şirket lehine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanacağı teklifini sunarak müvekkili ile iletişime geçtiğini, takip eden süreçte ——-tarihinde ——- gösterdiği yere giden müvekkilinin, ———- ortak sözü ile; kendisine Ek-1 de bahsi geçen arsa üzerinde yapılacak bir binadan bir daire verileceğini, zaten daha önce bu dairenin davalı yana satıldığını, ancak davalı yanın bu satın alımdan vazgeçtiğini, müvekkilinin ———– ödemesi karşılığında bu dairenin müvekkiline verileceğinin teklif edildiğini, daha önce ——- taşınmazın sahibi olduğunu bilen müvekkilinin taraflar ile anlaşarak davaya konu senedi alacağı daire karşılığında düzenlediğini, davalıya verdiğini, davalının da bu senede karşılık—— tarihli sözleşmeyi imzalayarak —— ibra ettiğini, ——- bu ibraya karşı müvekkiline karşı edimini yerine getiremediğini, zira taşınmazın —— tarihinde başkasına satıldığını, bu süreçte müvekkiline devirden önceki tapu kayıtlarının gösterildiğini, müvekkilinin davalının ve 3. Şahsın hileli davranışları sonucu bu senedi imzalayarak davalıya verdiğini, ancak —- tarihli sözleşmede belirtilen ——– kayıtlı taşınmaz üzerinde veya davalı ve davadışı —— tarafından kendisine herhangi bir menfaat sağlanmadığından senedin bedelsiz kaldığını, davalı tarafından müvekilleri aleyhine ———- sayılı dosyasında dava konusu —— keşide tarihli ——vade tarihli —–bedelli senede dayanılarak takip başlatıldığını, bu senede karşılık müvekkillerinin davalıya —— tarihinde ——- tarihinde —– tarihinde müvekkiline ait —– plakalı aracın satışından dolayı —– ödeme yaptığını, ilgili ödemelerin tamamının, iş yerinde yapılacak bir haciz korkusu ve sair cebri icra tehdidi sebebiyle yapıldığını,———- sayılı dosyasında, yapılan ödemelerin düşülerek yapılacak dosya hesabı sonucu hesaplanan bedel kadar teminatın dosyaya yatırılması karşılığında dosyada süren icra takibinin hüküm kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasını, dava sonunda haklı çıkmaları durumunda teminatın taraflarına iadesini, icra tehdidi altında ödenen—— bedelin taraflarına iadesi —– bakiye bedel yönünden borçlu olmadıklarının kabulünü, istirdat ve menfi tespit taleplerinin kabul görmemesi halinde davalı bu ilişkide sebepsiz zenginleştiğinden sebepsiz zenginleştiği bedel kadarının müvekkillerine iadesini, %20 kötü niyet tazminatı ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkillerine ödenmesini, terditli taleplerinin yargılama içerisinde değerlendirilmesini yargılama harç ve giderleri ile dava vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yersiz, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, dava dosyasında anlatıldığı gibi müvekkillinin karşı tarafa bir teklifi olmadığını, davacı tarafın müvekkiline ulaşarak——– parselde halihazırdaki projede ——– tarafından tamamlanan projeyi devraldığını, müvekkili ve diğer tüm hak sahiplerinin alacağı dairelerin veya bedellerinin kendisi tarafından ödeneceğini bildirdiğini, davacı tarafın, aynı projede dairesini teslim etmek için —— nakit ödeme yapılmasını veya daire hakkına karşılık nakit para vermeyi tüm hak sahiplerine sunduğunu, müvekkili hariç diğer 5 hak sahiplerinin bedel ödeyerek daireleri almayı kabul ettiğini, müvekkilinin ise maddi durumu müsait olmadığı ve anılan projenin zamanında teslim edilmemiş olmasından dolayı borçlu olması nedeni ile para karşılığı haklarını devir etmeyi kabul ettiğini, ——- tarihli protokol ve ibraname başlıklı belgeyi kabul ettiklerini, davacının—— daire karşılığı bu projeye girmediğini projenin tamamını devraldığını, davacının projeyi tamamladığını, tüm hak sahiplerinden fark aldıktan sonra dairelerini teslim ettiğini, bono düzenlenme tarihinden — yıl sonra bu davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu, davacının o dönem maddi nedenlerle sıkıntı yaşadığını ifade ederek müvekkilinden süre istediğini ve —– vadeli ve —– bedelli bonoyu imza ederek müvekkiline verdiğini, bononun müvekkili tarafından tahsil edilmek üzere ———– şubesine verildiğini, ödeme günü ödeme yapılmadığından müvekkilince ——— sayılı dosyası ile kambiyo yolu ile icra takibi yapıldığını, davacı tarafın kendi hür iradesi ile borco ödemek için süre istediğini, bunun üzerine icra dairesine gelerek—–tarihinde tüm borcu ——– tek seferde ödeme sözü verdiğini ve taahhüt ettiğini, taraflarınca hiç bir icrai işlem yapılmadığını, ödeme günü ödeme yapılmayınca işlem yapıldığını, davacı tarafın kısmı ödemeler yaptığını, ancak daha sonra ödeme yapmadığını ve haksız şekilde dava açtığını, ——– dosya ile dava açmış olduğunu, bu davasının red edildiğini, davacının sürekli inşaat sektöründe olup ayrıca mali müşavirlik yapması nedeniyle imzaladığı bononun sonuçlarını bilebilecek düzeyde olduğunu, basiretli tüccar gibi davranmak zorunda olduğunu, dava dışı —— davacı arasında imzalanan sözleşmeden haberleri bulunmadığını, bu sözleşme incelendiğinde müvekkilinin adının dahi geçmediğini, ayrıca ibraname başlıklı belge incelendiğinde bu bononun, hangi taşınmaza yönelik düzenlendiğinin belli olduğunu, projenin gerçekleşmemiş olmasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, hileli davranışlarla bono imzalatıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, öncelikle davanın yarar yokluğundan reddini , aksi durumda esastan reddini haksız yere dava açıldığı ve müvekkilin alacağının sürüncemede kalma niyeti olduğundan karaşı tarafın %40 kötü niyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin haksız olan karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, icra takibi nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebine, istirdat ve menfi tespit talebinin uygun görülmemesi halinde sebepsiz zenginleşme nedeniyle sebepsiz zenginleştiği iddia edilen kısmın iadesi talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiştir.
Davacılar vekili ön inceleme duruşmasında; her ne kadar dava dilekçesinin sonuç kısmında yalnızca istirdata konu ——- iadesi talep edilmişse de dava dilekçesinin içeriğinde aynı zamanda icra dosyasında bakiye borç bedeli hakkında menfi tespit talebi olduğunu belirttikleri, taleplerinin icra takibinin tamamı nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti, ödenen bedelin istirdatı talebine ilişkin olduğunu belirttiği, bu beyan da dikkate alınarak uyuşmazlık konusunun belirlendiği ve tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dava konusu bononun; keşidecisi ——– lehtarı—– keşide tarihli, —— vade tarihli —– bedelli, nakden ibareli olup,—– bonoda kefil olarak isim ve imzasının bulunduğu,
——sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı —– tarafından davacılar ——aleyhine kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile —— keşide tarihli —– vade tarihli —–bedelli senede dayalı olarak —– asıl alacak, —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —— üzerinden takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacı alacaklının İcra Müdürlüğüne hitaben yazdığı———tarihli talep yazısında; dosya borcunun tamamının haricen tahsil edildiğini ve tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini belirttiği görüldü.
—— sayılı dosyası celp edilmiş, yapılan incelemesinde; davacının —– davalısının —– olup, davanın icra müdürlüğünün borçlunun haciz talebinin ödeme taahhüdü yerine gelmemesi durumunda kabul edilmesi gerekirken doğrudan kabul edilerek haciz edildiğinden icra müdürlüğünün haciz kararının kaldırılması talebine ilişkin olduğu, mahkemece borcun taahhüt edildiği tarihte ödenmemesi üzerine haciz konulduğundan şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki “ibranamedir” başlıklı —- tarihli protokolde; —–adlı şahıstan alacağı olan —- ödemek amacıyla ——yetkilisi —- tarafından keşide edilen ——düzenleme tarihli —- bedelli —– tarihli bononun, —– tarafından —- verildiği, bu bononun vadesinde tahsil edilmesi durumunda —– hiçbir hak ve alacak talep etmeyeceğini, bu ödemenin yapılması durumunda —— gayrı kabili rücu edeceğinin belirtildiği, bu belgenin altında ibra eden olarak —– ve bonoyu keşide eden olarak —- isim ve imzalarının olduğu, aynı belgenin altına el yazısı ile; “bu ibranamede konu olan ————kayıtlı taşınmaz ile ilgilidir. Diğer dosyalardaki hak ve alacakları kapsamamaktadır. Bu belgenin orjinal örneğinin sadece bu yukarıdaki adresteki taşınmazdaki alacakla ilgili olarak verilmiştir. Taraflar bu durumu bu şekilde kabul ederler. İpoteğe bağlı—– borçlarını kapsamaz, ortadan kaldırmaz. —– şeklinde olduğu, bu elle yazılı son kısmın altında da ——– kaşesi üzerinde —–şeklinde —– isim ve imzasının bulunduğu,
—— arasında—– başlıklı belgede;———- deresi mevkiinde bulunan —– arsa sahipleri ————–arasında sözleşme içerisinde şartları belirtilen düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, —– mevcut arsanın %50’sine, ——– %50’sine sahip olduğu, iş bu sözleşmenin —— anlaşılarak yapıldığı, ——sonradan dahil olduğu, arsa üzerine yapılacak ——— daireden müteşekkil bir inşaat yapıp—- ayrı kişiye sattıklarını, müteahhit ——- kalan arsa üzerinde —- adet inşaat yapacağını bunun paylaşımının yapıldığı, bu paylaşımda —- bulunan — bağımsız bölüm —– aittir şeklinde belirttiği, bu cümlenin hemen yanında parantez içerisinde —–projesindeki —– ödeme,——- ödeme, yapı denetime yapılan —–ödeme ve —–ödeme ve —–ödemelere karşılık —— geçtiğinin belirtildiği,
Davacı— nolu celsede; “ben dava dışı ——nolu taşınmazı için kat karşığı inşaat sözleşmesi yaptım, arsanın % 50 maliki’de —- ben toplamda—- daire yapacaktım, —– olacaktı, ben —– verdim, yani benim —-olmuş olacaktı, —– daire kalıyordu, bu aşamalarda davalı —– sürekli arsaya gelerek size burayı yaptırmayacağım şeklinde tehditte bulunuyordu, —– arasında içeriğini tam bilemediğim alacak verecek meselesi vardı, ben bu konuda sürekli tehdit aldığım için bu olayı görüşmek üzere —— ofisinde görüşmeye gittik, —– borcunu bir şekilde ödeyecekti, ben de dairesinin yarısının teminat vermesi karşılığında ona kefil olacaktım, biz bu şekilde anlaşarak görüşmeye gitmek üzere anlaştık, ancak bu görüşmeye —- gelmedi, orada tanımadığım 7-8 kişi vardı, bana sürekli —– borcunu ödemezsen orada bina yaptırmayacaklarını söylediler, üzerimde baskı vardı, ben bu baskının da etkisiyle —–senedi imzaladım, ayrıca bir yazı yazdık bu borcun —- ait olduğunu belirttim, daha sonra —— birlikte benim ofisime geldi, —– gelmişti, Avukat kendi el yazısıyla bu ibranameye konu bedelin başka bir yere ait olduğunu belirtti, yine aynı şekilde tehditte bulundular, bende bu beyanın altını imzalamak zorunda kaldım, bizim —– herhangi bir ticari ilişkimiz yoktur, ben tamamen bu senedi —- oyununa gelerek imzaladım, —– daha sonra bu ev yapacağı —-parsel nolu taşınmazı başka bir şahsa satmıştır, dolayısıyla ben bina da yapamadım.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Her ne kadar davalı vekili tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını beyan etmişse de dava konusu bononun hile ile imzalandığı iddiası olduğundan davalının bu itirazına itibar edilmeyerek davacı tanığı —- mahkememizce dinlendiği,
Davacı tanığı — “ben hem arsa sahibiyim, hem de müteahhitlik yaparım, tarafıma göstermiş olduğunuz —– tarihli sözleşme başlıklı ——için yapılan sözleşmedeki imza bana aittir, bu parsel büyük bir parseldir, bizim orda zaten hali hazırda binamız vardı, —- boşlukluk olduğu için biz ———-kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptık, ancak bu taşınmaz hacizli olduğu için ben taşınmazı ilerleyen aşamada ben kendi payımı —–adlı şahsa devrettim, dolayısıyla—– burada bina yapamadı, ancak duyduğum kadarıyla daha sonra —– adlı şahısla —- payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış, ancak taşınmaz benim borcum nedeniyle hacizli olduğundan halen bina yapılamadı, ayrıca ben müteahhitlik yaptığımdan —- arsa sahibi olduğu projenin müteahhitliğini ben yapıyordum, binayı tamamlamak üzereyken zor duruma düştüm, bu nedenle projeyi —– müteahhit olarak devrettim,—— alacağı vardı, benim bu borcuma karşılık davacı, —— senet verdi, senet ödendi, —— projesinde bizden daire satın alan bir şahıstır.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafın talebinin icra takibi nedeniyle ödenen bedelin istirdatı bakiye borç bedeli hakkında menfi tespit talebine, bu talepler kabul edilmediği takdirde terditli olarak davalının sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla sebepsiz zenginleşilen bedelin iadesi talebine ilişkin olduğu, her ne kadar davalı vekili tarafından, dava konusu bononun davacının devir aldığı ——-parseldeki taşınmazdaki projede davalıya düşen bağımsız bölüme karşılık davacı tarafından davalıya verildiği ileri sürülmüş olsa da taraflar arasındaki —– tarihli —-başlıklı protokolde; bu bononun açıkça dava dışı —- davalı —- olan borcu nedeniyle davacı şirket yetkilisi davacı —- tarafından verildiğinin yazılı olduğu, davacı tanığı —– da kendisinin davalı —-olan borcuna karşılık davacının davalı —- bedelli senet düzenleyerek verdiğini kabul ettiği, yine —- tarihli aynı protokolde el yazısı ile yazan kısımda; bu ibranamenin —– parseldeki taşınmazla ilgili olup, diğer dosyalardaki hak ve alacaklar ile dava dışı —– ipoteğe bağlı borçlarını kapsamadığının belirtildiği, yani buradan da söz konusu bononun dava dışı —– davalıya olan borcuna karşılık verildiğinin anlaşıldığı,
davacı —- söz konusu bonoyu şirket yetkilisi olarak şirket adına ve şahsını da kefil olarak göstermek suretiyle düzenlediği, taraflar arasındaki —– tarihli protokolde; —– parseldeki taşınmazdan bahsedildiği, davacı asil, tanık —— davacı arasındaki — tarihli sözleşmeden; ——- taşınmazdan başka davacı şirketin ——- parselde müteaahit olarak arsa sahipleri dava dışı———- taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, davacının bu arsaya yapacağı—- dairenin paylaşımının yapıldığı, tanık——beyanından söz konusu % 50 hissesi kendisine ait olan bu taşınmaz hacizli olduğundan başkasına satılmak zorunda kaldığı ve davacının bu taşınmaza bina yapamadığının anlaşıldığı, zaten bu hususun davacının da kabulünde olduğu, her ne kadar davacılar vekili ———– söz konusu taşınmazın eski tapu kaydı gösterilmek suretiyle davacının kandırıldığını ileri sürmüş olsa da davacının fiilen müteahhitlik yaptığı, inşaat yapacağı ve arsa payı karşılığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yaptığı bir taşınmazın güncel tapu kaydına bakabileceği, taşınmazın güncel durumunu gerekli özeni göstermeden araştırmamasının sonucuna katlanması gerektiği, bu hususta davacı——- kendisini kandırdığı iddiasına itibar edilmediği,
yine davalının ve dava dışı —– hileli davranışı ile senedin düzenlendiği iddiasının her iki sözleşme incelendiğinde dinlenemeyeceği, —– olan borcuna karşılık davacıların —– verdiği senet ve ——–davacı arasındaki başka alacak verecek karşılığı —– tarihli sözleşme uyarınca —- payına düşecek 1. normal katta bulunan —–davacıya geçeceğinin belirlendiği, yani davacılar tarafından düzenlenen bu senedin karşılığının belirlendiği, ancak ————- bulunan taşınmazın satılması nedeniyle projenin gerçekleştirilmemesi ve sonuç olarak davacının binayı yapamaması nedeniyle dava dışı——— alacağını alamamış olmasının başka bir dava konusu olduğu,
yine her ne kadar davacı asil duruşmadaki beyanında dava konusu senedin tehdit sonucu düzenlendiğini ileri sürmüş olsa da dava dilekçesinde böyle bir iddia olmadığı, dava dilekçesinde söz konusu senedin hile ile alındığının ileri sürüldüğü, daha sonra senedin tehdit sonucu alındığının ileri sürülmesi iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu, kaldı ki ne taraf beyanlarından ne de dinlenen tanık beyanından senedin tehditle düzenlendiğine ilişkin herhangi bir kanaate varılmadığı,
sonuç olarak davacıların dava dışı —— davalıya bu senedi düzenleyerek verdikleri, davacıların bu senet karşılığı ve bir kısım başka alacakları karşılığı dava dışı ——— tarihli sözleşme kapsamında——— düşen daireyi alacakları, ancak projenin gerçekleştirilememesi nedeniyle davacıların ——— dava konusu senet karşılığı alacağını alamadığı, dava konusu senedin davalı tarafından takibe konulduğu, takip konusu borcun davacılar tarafından ödendiği, davacıların söz konusu davayı açmakta hukuki yararının olduğu, ancak dava dilekçesindeki iddialar kapsamında dava konusu senedin davalıya davalının hilesi sonucu verildiğinin ispat edilemediği, aksine senedin —– yapılan anlaşma sonucu —– davalıya olan borcuna karşılık verildiğinin anlaşıldığı, yani senedin davacı —– tarafından düzenlenerek kendi rızası doğrultusunda davalıya verildiği, dolayısıyla davacının menfi tespit ve istirdat davası açmakta haklı olmadığı, davasını ispatlayamadığı anlaşıldığı, terditli olarak davalının sebepsiz zenginleştiği iddiasının ise; taraflar arasındaki protokol kapsamında ve davacının dava dışı —— borcuna karşılık bu senet davalıya verildiğinden, davacının davalının sebepsiz zenginleştiği iddiasının da dinlenemeyeceği, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerektiği,
Her ne kadar davacı borçlular kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da davalı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği,
Dava alacaklı lehine sonuçlanmış olsa da Mahkememizce teminat karşılığı icra dosyasına ödenen paranın alacaklı davalıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacılar tarafından teminat miktarı yatırılmadığından ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı, tedbir kararı uygulanmadığından alacaklı davalının herhangi bir zararı olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş (İİK’nın 72/4. Maddesi) ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.698,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.643,85 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T ‘deki esaslara göre belirlenen 18.960,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2020