Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1211 E. 2019/560 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1211 Esas
KARAR NO : 2019/560
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/05/2015
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firma ile karşı taraf banka——– tarihinde,——– TL limitli Grup Genel Kredi Sözleşmesi imzaladıklarını ve bu tarihten itibaren de müvekkil firma davalı bankanın Altunizade şubesinden, 144 proje kredi no ile —– tarihinde 52 ay vadeli ———-TL, 145 proje kredi no ile ——– tarihinde 36 ay vadeli 300.000 TL, 146 proje kredi no ile 15.12.2011 tarihinde 24 ay vadeli 250.000 TL tutarlarında olmak üzere toplam 3 adet kredi kullandığını, müvekkili firmanın 31.05.2013 tarihinde taraf bankaya başvurarak kredilerinin tamamını erken kapamak istediğini beyan ettiği ve erken kapatma indirimden yararlanmak istediğini belirttiğini, bu talebe Altunizade şube müdürlüğünce verilen mail cevabında, erken kapamanın ancak tüm risk miktarının yatırım hesabına bloke edilmesi halinde onay alınabileceğinin belirtildiğini, aynı cevapta erken kapamada hiçbir indirim yapılamayacağını, paranın hesapta bloke olarak tutulacağının söylendiğini, davalı bankanın ——–şubesi tarafından kapama tutarı ———– TL olarak bildirilmiş ve 26.06.2013 tarihinde 1.550.000 TL karşılığında daha evvel kredinin maddi teminatı olarak————-parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde ——– tarih ve ———- yevmiye sayılı ipotek belgesi ile davalı banka lehine alınan 5.000.000 TL bedelli ipoteğin fek edilebileceğini ve davacı müvekkil şirkette davalı bankanın işbu kararı üzerine banka nezdindeki kredilerin kapatılmasını teminen bankadaki hesabına 26.06.2012 tarihinde EFT yolu ile 1.550.000 TL tutarında nakit bedeli hesabına yatırıldığını, 1.550.000 TL nakit tahsilat karşılığı ipoteğin fek edildiğini, bedeli bloke hesabına alındıktan sonra kredilerin itfa planındaki vadelerde taksitleri tahsil etmeye devam ettiğini, yani kredinin nakit karşılığı krediye dönüştürüldüğünü, erken kapama indirimi uygulanmadığını, krediyi kapatma cihetine de gidilmediği paranın nemasız olarak bankada cari hesapta bloke edilmeye devam edildiğini, günümüzde aylık vadeli mevduat faizinin %10 olduğu bir ekonomik ortamda basiretli bir tacirin parasının faizsiz şekilde değerlendirilmesinin düşünülemeyeceğini, belirtilen sebepler doğrultusunda tüm kredi tutarının banka tarafından tahsil edilmesi sebebi ile kredi hesabının kapatılmasını ve kredi hesabını kapatılmaması sebebi ile oluşan zararın tazmini için ihtilaf işi bu davanın ikamesi ile huzura taşındığını, dolayısıyla fazlaya ilişkin her türlü dava, talep, ıslah ve sair haklarının saklı kalmak kaydıyla kredi hesabının kapatılmasını, 26.06.2013 tarihinden sonra davalı bankaya fuzulen ödenen kar payları ve gider vergilerinden oluşan şimdilik toplam 188.731,51 TL zararın işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsilini ve ücret, vekalet ve yargılama giderlerinin davalı yana tahmil edilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ve davacı tarafından işbu dava açılmadan önce İstanbul Anadolu 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———– D.İş sayılı dosyasından alman bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davacı, müvekkil bankadan —— kredi tarihli ——– TL, ———- kredi tarihli——- TL ve ———–kredi tarihli —————- TL bedelli 3 adet ticari kredi kullandığını, davacı tarafın tacir olduğunu ve bu sorumluluk dahilinde hareket etmesi gerektiğini, davacı ile imzalanan Kredi Sözleşmesinin 5.maddesinde davacıya kullandırılan kredinin niteliği hakkında açık bir düzenlemenin bulunduğunu, müvekkili bankanın bir katılım bankası olduğunu, katılım bankalarının konvansiyonel bankalardan farklı olarak faizsiz bankacılık ilkelerine göre hareket ettiğini, mevzuatta yazılı özel düzenlemelere göre hareket ettiğini, BDDK tarafından çıkarılan Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğin katılım bankalarınca finansman sağlama yöntemleri başlıklı 19. maddesinde de ticari işletmelerin kullanacağı kredinin nasıl olacağının belirtildiğini, müvekkil bankanın nakit blokaj karşılığında ipoteği fek etmesinin zımni olarak kabul anlamı taşımadığını, bu talebin kabul edilebilmesi için banka tarafından kabul yazısının olması gerektiğini, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 96. maddesine göre ticari kredilerde erken ödeme ve yapılandırma yapılmadığını ve iskonto uygulamak zorunda olmadıklarını, davacının kullandığı kredinin taksit miktarı toplamının davacının borcunu gösterdiğini ve borcun sadece anapara ile sınırlı olmayıp vergi ve kar payı tutarlarını da kapsadığını, aksi takdirde bankanın zarar etmesinin söz konusu olduğunu, davacının açmış olduğu usul ve yasaya aykırı, haksız ve kötü niyetli davanın esas yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Değişik iş dosyası dosyamız arasındadır.
Mahkememizce davacının davalıdan talep edebileceği bir bedel olup olmadığı hususunda bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler————- tarafından düzenlenen 02/03/2016 tarihli raporda özetle; değerlendirme yapılabilmesi için davalı banka ile diğer katılım bankalarının uygulamasına göre bu tür Genel Kredi Sözleşmesi işlemlerini kendi grupları bakımından uygulanan erken kapama komisyon oranlarının getirtilmesi ve getirilen bu oranların ortalaması alınmak suretiyle davacı bankacı adına komisyon oranının ne miktarda olduğu ve uygun olup olmadığının belirlenebileceği belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından davacıdan erken kapama komisyonunun tahsil edilmediğini, erken ifada bulunması nedeniyle indirim talep etmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenmiş bulunan 02.05.2016 tarihli ek raporda özetle; kök raporda bir değişiklik yapılmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce rapor doğrultusunda ilgili katılım bankalarına yazı yazıldığı ve cevapların dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişi kök ve ek raporu taraf beyan ve itirazları değerlendirilmek ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere başka bir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişi İrfan Kibar tarafından hazırlanan raporda özetle; davalı Bankanın, davacı firma ile imzalamış oldukları Grup Genel Kredi Sözleşmesi ve Kurumsal Finansman Desteği Talep Formu dikkate alındığında, mevcut riski vadeden önce tasfiye etmemesi ve dolayısıyla, indirim talebinin değerlendirilmemesi, tarafların imzalamış oldukları belgeler ışığında yerinde olduğu, mevcut riskin teminatını teşkil eden tutarın, riskin tasfiye tarihine kadar nemasız, bir şekilde (ilgili bedelin nemalandınlmasının, banka açısından teminat zayıflığına sebebiyet vermemesine rağmen) tutulmasının ise davacı aleyhine nema kaybına neden olduğu bu sebeple, ilgili kaybın telafisini teminen “Kanuni Faiz” oranından hesaplanmak suretiyle, davacı firmanın hesabının nemalandırlmasının uygun olacağı, bu kapsamda kanuni faiz (%9) üzerinden yapılan hesaplamaya göre toplam nema kaybının 179.925,05 TL olduğu (Ek. 4, Faiz Hesaplama Tablosu) belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirket ile davalı banka arasında imzalanan 3 adet kredi sözleşmesi bakiyesinin davacı tarafça toplam kredi borç tutarının tamamının ödenmesine rağmen davalı banka tarafından ödenen tutarın tamamının bloke altına alındığı ve kredi taksitleri geldikçe banka tarafından hesaptan faizleri ile birlikte alınarak kredi taksitine yatırıldığı, davalı bankanın erken kapama bildirimi uygulamadığı, kredi hesabının kapatılmaması nedeniyle oluşan zararın tazmininin talep edilmesine ilişkin olduğu, davacının, davalı bankadan ———– kredi kullanım tarihli————– kredi kullanım tarihli 300.000 TL ve ———— kredi kullanım tarihli 250.000 TL bedelli 3 adet ticari kredi kullandığı, davacının tacir olduğu, davacının davalı Banka nezdindeki kredilerinin tamamını erken kapatmak için talepte bulunduğu ve erken kapatma indiriminden yararlanmak istediği, bu talebe, ilgili bankanın Altunizade Şube Müdürlüğünce verilen ” mail” cevabında, ” erken kapamanın ancak tüm risk miktarının yatırım hesabına bloke edilmesi halinde onay alabileceğinin belirtildiği, aynı cevapta, erken kapamada hiçbir indirim yapılmayacağı, paranın hesapta bloke olarak tutulacağının ” ifade edildiği, 26,06.2013 tarihinde davacının mevduat hesabına EFT delaletiyle, ————- TL’ nın alacak kaydedildiği, aynı gün ————- ilgili tutarın ————- no.lu teminat hesabına virman yapıldığı ve ilgili kredilerin teminatını oluşturduğu anlaşılan gayrimenkullerle ilgili ipotek fek yazılarının tanzim edilerek, elden teslim edildiği, teminat hesabına alınan ilgili tutarın, tüm kredi risklerinin vade sonlarına kadar tasfiyesi süresince bu hesapta tutulduğu ve tahsilat işlemlerinin iş bu hesap delaletiyle yapıldığı, yani, davacı firmanın 26.06.2013 tarihinde davalı banka hesabına yatırdığı 1.550.000,00 TL’nın tüm kredilerin tasfiyesine kadar, bloke hesapta vadesiz bir şekilde (kar payı işletilmeksizin) bekletildiği, dolayısıyla, davacı firmanın bu süre içinde nema (faiz veya kar payı) kaybı yaşadığı, diğer taraftan, davalı Bankanın ise aynı süre içerisinde şubesine – bankasına- vadesiz (maliyetsiz) kaynak yaratarak, maddi kazanım elde edilmesine neden olabileceği, davacı firmanın yatırmış olduğu tutarın, (1.550.000.-TL.) teminat hesabına alındığı 26.06.2013 tarihinden – bakiyesinin sıfırlandığı tarihe kadar 26.01.2017 (Bloke hesabında son işlem tarihi) yasal faiz işletilmesi gerektiği, bilirkişi İrfan Kibar tarafından bu şekilde yapılan faiz hesabının mahkememizce uygun görüldüğü, her ne kadar davalı vekili davacının erken ifada bulunması nedeniyle indirim talep etmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu beyan etmiş olsa da davacının talebinin erken ödeme indirimi olmadığı ancak davacının tüm kredi borcunun tek seferde erken yatırdığı, ancak buna rağmen davalı bankanın kredi borcunu tamamen kapamayıp yatırılan bedeli hesapta bloke ederek her bir kredi taksit günü geldiğinde taksitin ödenmesi nedeniyle hesapta bloke edilen bedeller yönünden nema sağladığı hususunun açık olduğu, İrfan Kibar tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı, sonuç olarak davacının 179.925,05 TL zararı bulunduğu anlaşılmakla bu bedelin dava tarihi olan 07/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği, davacının bir diğer talebininde kredi hesabının kapatılmasına yönelik olduğu, söz konusu işlemin banka tarafından kredi borcu kapandığında yapılabileceği ve bu talep yönünden davacının hukuki yararı olmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir. ————
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-179.925,05 TL’nin dava tarihi olan 07/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kredi hesabının kapatılması talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine,
3-Karar harcı 12.290,68 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.223,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.067,61 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru, 3.223,07 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 3.250,77 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 177,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.050,00 TL bilirkişi (3 farklı bilirkişi raporu) ücreti olmak üzere toplam 2.227,30 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 2.123,38 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 114,00 TL’lik yargılama giderinin kabul ret oranları gözetilerek 5,32 TL’sinin davacı tarafından alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve 16.745,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2019