Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1181 E. 2018/89 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1181 Esas
KARAR NO : 2018/89

DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.10.2012 tarihinde müvekkili şirket ile davalı şirket arasında “………i” imzalandığını, sözleşmeye göre davalı bünyesinde sigortalı çalışan 3 güvenlik görevlisi işçinin, müvekkiline ait hastanede bulunacak ve hastanenin güvenlik ihtiyacını karşılayacağını, davalıdan alınan iş bu güvenlik hizmeti karşılığında, müvekkili tarafından her ay düzenli davalıya ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, iş bu sözleşmenin kendiliğinden yenilenmesi devam ederken; davalı güvenlik şirketi yetkilisinin 03.02.2015 tarihinde davacı müvekkiline gönderdiği bir mail ile “…nin mali açıdan acze düştüğü, akdedilmiş olan …. süresinden önce belirlenen bildirim sürelerine uyulmaksızın feshedildiği, verilen güvenlik hizmetinin saat 23:59 itibariyle sona erdirileceğinin …” bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4.maddesinde : “Personelin, maaşları, SGK primleri, vergileri de dahil olmak üzere iş ve sosyal güvenlik mevzuatının işverenlere yüklediği tüm yasal yükümlülükleri ile,vergi ve sigorta giderleri, ulaşımları (yol giderleri) giyim ve diğer masrafları, hafta tatili izinleri, ödül, ceza ve maaş artışları, özel güvenlik personelinin hizmet alanı içinde Kanun’da yazılı görevlerini yerine getirirken 3.kişilere karşı verebilecekleri zararları tazmin amacıyla yaptıracağı ………poliçesi primleri, her türlü güvenlik araç, gereç ve teçhizatlarının temini,bakımı yenilenmesi Yüklenici tarafından; yemek giderleri ise hizmet alan tarafından karşılanacaktır” denilerek, müvekkili hastanenin tüm sorumluluğun alınan güvenlik hizmetinin karşılığı ile sınırlandırıldığını sözleşme ile;davacı hastanenin, davalı güvenlik şirketinin, sigortalısı olarak çalışan ve müvekkili hastanede hizmet sağlayan kişilerin maddi veya sigortalısı olarak çalışan ve müvekkili hastanede hizmet sağlayan kişilerin maddi veya sosyal haklarından dolayı hiçbir sorumluluk taşımayacağı konusunda uzlaşıldığını, işçilerin tüm haklarının ise davalı tarafından eksiksiz yerine getirileceğinin davalı tarafça taahhüt edildiğini, aradaki sözleşme gereğince, davalıdan alınan güvenlik hizmetinin bedelinin her ay eksiksiz olarak ve fatura karşılığında ödendiğini, davalı güvenlik şirketi tarafından gönderilen fesih maili sonrasında yapılan araştırma sonucunda; davalının sigortalısı olarak çalışan müvekkili hastanede davalı adına hizmet veren ….., ……, ……nin 2014 Aralık, 2015/Ocak dönemi maaşları ve yine 2014/ Aralık-2015 Ocak-Şubat dönemi ……primlerinin ödenmediğini, Sözleşmenin 11.4.maddesinde işçilerin özlük haklarıyla ilgili tüm sorumluluklar davalıya yüklense de müvekkilinin 4857 sayılı İş Kanunun 2.maddesi gereği sorumluluğu bulunduğunu,sözleşme kapsamında personelin ödenmeyen maaşların ve SGK primleri müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin davalının kusuru sebebiyle, ilgili personele ve ….’na toplamda 20.480,79 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin 20.480,79 TL alacağını, davalının davacı nezdinde doğmuş fatura alacaklarına Türk Borçlar Kanunu maddesi 139 vd.hükümlerine göre takas uygulandığını, uygulanan ve noter marifetiyle davalıya bildirilen takas neticesinde;davalının müvekkili adına kestiği 31.01.2015 tarihli 889083 sıra nolu 8.553,66 TL bedelli,28.02.2015 tarihli, 889101sıra nolu, 8.154,27 TL bedelli faturalar nedeniyle oluşan davalı alacaklarının davacının alacağından mahsup edildiğini, uygulanan takas sonrasında müvekkilinin davalı şirketten 3.772,86 TL bakiye alacağı kaldığını, davacının sözleşme gereği davalı tarafından ödenmesi gereken personel maaşlarını, SGK primlerini yasanın getirdiği müteselsil borçluluk ilkesi gereği ödemek zorunda kaldığını, davalının davacı nezdindeki alacaklarına takas uygulansa da yine davacı müvekkilinin zararı doğduğunu,müvekkilinin davalının kusuru sebebiyle ödenmek durumunda kaldığı toplam 20.480,79 TL davalı şirketin müvekkil nezdinde doğan dava konusu olaya istinaden takas yapılan 16.707,93 TL davacı müvekkilinin zararının 3.772,86 TL olduğunu, takas işleminin müvekkilinin zararını karşılamaya yetmediğini, davacının zararının karşılanması için Bakırköy 15.Noterliği 19.03.2015 tarih ve…… yevmiye nolu ihtarname ile davalıya bildirildiğini, davalı şirketin davacıya hiçbir ödeme yapmadığını, davanın kabulü ile 3.772,86 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi usulüne uygun olarak davalı şirkete tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, Özel Güvenlik Sözleşmesinden kaynaklanan ve cari hesap alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirketin sicil kaydı getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dışı işçiler…….. maaş ve primlerinin kim tarafından ödendiğinin sorulması için SGK ya ve Vergi Dairesine müzekkere yazılmış ancak cevaplarda bu hususun kendilerinde olmadığı belirtilmiştir.
Taraflar tacir olup davacı tarafından ticari defterlere dayanıldığından defterler üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacının 2014-2015 yılı defterlerini sunduğu, defterlerinin usule uygun olduğu, davalının her ay sonunda ……. açıklaması ile davacıya faturalar kestiği, davacının ise fatura bedelleri kadar banka ödemeleri yaptığı, 2014 yılı kapanış maddesinde davacının 7.838,60 TL borçlu olduğu ve 2015 yılına devredildiği, 2015 yılında davacının davalıya yaptığı banka ödemeleri, davalı adına personeline yapılan ödemeleri ve SGK ödemeleri sonrasında davacının davalıdan 12.520,63 TL alacaklı olduğu, davacının davalı adına davalının çalışan personellerine ….. dönemleri maaş ödemeleri, 02/2015 kıdem tazminatları, 12/2014, 01-02/2015 dönemleri SGK ödemeleri olmak üzere toplamda 29.228,56 TL ödeme yapıldığı, bu süreçte davalı tarafından …… tarihinde 8.553,66 TL ve 28/02/2015 tarihinde 8.154,27 TL olmak üzere toplam 16.707,93 TL fatura kesildiği, toplam bu bedelin davacının ödediği 29.228,56 TL’den mahsup edildiğinde davacının 12.520,63 TL alacağının kaldığı, davacının 159 hesapta davalıya olan 8.747,77 TL davalı alacağını bu alacağından mahsubu ile (12.520,63 TL – 8.747,77 TL) davacının 3.772,86 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalı tarafından rapora beyanda bulunulmamıştır.
Davacı tarafından sunulan 09/10/2012 tarihli ……altında davalının kaşe ve imzası bulunduğundan davalı şirkete kaşenin şirkete ait imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda isticvap davetiyesi tebliğ edilmesine rağmen davalı adına duruşmaya katılan olmamıştır.
Davalı şirket tarafından davacıya hitaben düzenlenen “Bildirim” başlıklı ihtarnamede; taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ek Protokol kapsamında 3 kişi ile birlikte özel …… oldukları, şirket borçları nedeniyle mali açıdan acze düşüldüğü, davacı şirketi zor durumda bırakmamak ve yeni bir güvenlik şirketi ile anlaşma için ihtiyaç duyulan süre de göz önüne alınarak 28/02/2015 tarihi saat 23.59’dan itibaren hizmet verilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı tarafından talep edilen bedelin ödemesi amacıyla davalıya Bakırköy ……. Noterliğinden keşide edilen 19/03/2015 tarihli ihtarname çekildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafın defterlerinin incelenmediğinden bahisle davalı defterlerinin incelenmesine ilişkin ara karar kurulduğu, davacı vekilinin bu ara karar itiraz ettiği ve bilirkişi ücretini yatırmayacaklarını beyan ettiği, davalı şirkete defterlerini sunması için muhtıranın tebliğ edildiği, ancak davacı taraf bilirkişi ücretini yatırmadığından inceleme yapılamamıştır.
Dava, alacak istemine ilişkin olup, yapılan yargılama, toplanan deliller, celp olunan kayıtlar, delil olarak dayanılan dosyalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı itibarıyla; taraflar arasında 09/10/2012 tarihli….. bulunduğu, bu hususta davalı şirkete isticvap davetiyesi tebliğ edildiği, şirket adına duruşmaya katılan olmadığı, dolayısıyla sözleşmeyi kabul etmiş sayıldıkları, sözleşmeye göre davalının yüklenici, davacının hizmet alan olduğu ve sözleşme kapsamında davalı şirketin davacıya 3 özel güvenlik personeli temin ettiği, sözleşmenin 14. Maddesinde personelin maaşları, SGK primleri, vergileri de dahil tüm yasal yükümlülüklerin yüklenici tarafından karşılanacağı, yemek giderlerinin ise hizmet alan tarafından karşılanacağının belirtildiği, tarafların kendi aralarındaki sözleşmede sorumluluğun kime ait olacağı belirtilmişse de işçiye karşı her iki tarafın alt işveren-asıl işveren olarak müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. Maddesi; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklinde ödenen miktarın ne şekilde rücu edilebileceğine ilişkin hüküm içerdiği, somut olayda taraflar arasında sözleşme bulunduğu ve sözleşmenin 14.maddesine göre işçilere ödenen tüm bedelden davalı firmanın sorumlu olacağının belirtildiği, dolayısıyla dava dışı işçilerin ödemelerini davacı yapmış olsa bile işçi alacak ve primlerinden asıl olarak davalının sorumlu olduğu ve davacının davalıya olan borçlarından bu alacağı mahsup edebileceği, davalının ihtarnamesiyle sözleşmeyi mali açıdan acze düşmesi nedeniyle 28/02/2015 tarihi saat 23.59’dan itibaren feshettiğini bildirdiği, Mahkememizce davacı defterleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla inceleme yaptırıldığı, davalının davacıya her ay fatura kestiği, raporda tespit edildiği üzere davacının davalı adına 2015 yılında banka ödemeleri, davalının çalışan personellerine 12/2014, 01-02/2015 dönemleri maaş ödemeleri, 02/2015 kıdem tazminatları, 12/2014, 01-02/2015 dönemleri SGK ödemeleri olmak üzere toplamda 29.228,56 TL ödeme yapıldığı, davalının davacıdan olan fatura alacaklarının bu bedelden mahsup edildiği ve davacının davalıdan 3.772,86 TL alacağının kaldığı, anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-3.772,86 TL’nin dava tarihi olan 30.04.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 257,73 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 64,44 TL’nin mahsubu ile bakiye 193,29 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 64,44 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 173,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi raporu olmak üzere toplam 801,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.