Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1082 E. 2018/450 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ E

ESAS NO : 2015/1082 Esas
KARAR NO : 2018/450

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …….. A.Ş……… Şubesinin kredi müşterisi olan dava dışı…….. Şti lehine yine dava dışı borçlu …………. ve davalı………. müteselsil kefaleti ile krediler kullandırıldığını, kredi kat ihtarında kullandırılan kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle borçluya ait kredi hesaplarının 12.0.3.2015 tarihi itibariyle kat edildiğini ve alacaklarının muaccel hale geldiğini, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarının Beykoz………..Noterliği’nin 13.03.2015 tarih ve ……. yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile borçluya gönderildiğini, borcun ödenmediğini, borçlu hakkında……… İcra Müdürlüğü’nün 2015/1540 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlu……. tarafından takibe konu borcun tamamına, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini, borçlunun itirazının iptalini, davalının Genel Kredi Sözleşmeleri’nin ilgili hükümleri gereğince yaptıkları faize ve faiz oranına yönelik itirazlarının yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, davalı/borçlunun Genel Kredi Sözleşmeleri imzalamak suretiyle faiz oranını açıkça kabul ve beyan ettiklerini, Genel Kredi Sözleşmesinin 10.9 maddesindeki kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğunu düzenlediklerini, hesabın kat edilmesiyle birlikte müvekkili banka alacağının muaccel hale geldiğini, davalı /borçlu tarafından hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmesi alacağın muacceliyetini etkilemediğini, itirazlarının iptalini, davalı bakımından takibe konu ……. Kalem nakit alacağının (……numaralı…. kart ve ………. numaralı ……… kaynaklanan) için ana paranın bir kısmı olan (…… numaralı ……..Kredisinden kaynaklanan) 77.614,46 TL asıl alacak, 313,56 TL hesap kart tarihinden temerrüt tarihine kadar yılık %24.24 akdi faiz, 586,77 TL temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yıllık % 30,24 temerrüt faizi ve 45,02 TL akdi ve temerrüt faizinin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 78.559,80 TL üzerinden takibin talep talebinde belirtilen şekilde devamını, davalı borçlu aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Hesabın kat edildiğini, imzalanan genel krediler sözleşmeleri uyarınca müvekkili şirketin kayıtlarının kesin delil olacağını, davalı tarafında hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmesinin alacağın muacceliyetini engellemediğini, hisse devrinin kefaleti sona erdirmeyeceğini davalının sorumluluğunun halen devam ettiğini beyan etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm iddialarının haksız, gerçek dışı ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkiline Beykoz ……Noterliğinin 13.03.2015 tarih ve 4917 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, davacı tarafından gönderilen bu ihtarnamede bankanın …..-……. şubesi nezdinde muhataplardan ……….. Şti lehine açılmış bulunan kredi hesabının katedildiğini, borcun ödenmesi bildirildiğini ve müteselsil kefi olarak da ihtarname müvekkilinin davalıya da gönderildiğini, yapılan bu işlemin tamamen hukuka aykırı olduğunu, borçlu …….. Şti ‘de müvekkilinin % 1 ortaklığı var iken, 29.11.2013 tarihinde ortaklıktan ayrıldığını, müvekkilinin ayrılış tarihi itibariyle de davacı bankaya herhangi bor borcunun bulunmadığını, müvekkilinin şirketten ayrıldığını banka şubesine bildirildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra müvekilinin imzaladığı kredi sözleşmesinde boş olan kısımların doldurulduğunu, limit olarak yazılı kısmın el yazısı ile doldurulduğunu, borç tutarının aynı gün yükseltildiğini, sözleşmenin doldurulduğunu, müvekkilinin şirketten ayrıldıktan sonra şirketin yeniden kredi müracaatı olduğunu, bu esnada kendisi banka tarafından arandığını, kredi sözleşmesini imzaya çağrıldığını, müvekkilin bankaya giderek ortaklıktan ayrıldığını gösterir ticaret sicil gazetesinin fotokopilerini sunduğunu, davacı bankanın kötüniyetli olarak…… İcra Müdürlüğünün 2015/1540 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ilamsız takibe giriştiğini, müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonra davacı banka ile kredi ilişkisine girdiğini, kullandırılan krediler için ayrı ayrı yeni Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini öğrendiğini, müvekkilinin ortaklıkta döneminde alınan tüm kredilerin ödendiğini, daha sonra yeni sözleşme akdetmek suretiyle şirkete yeni krediler kullandırıldığını, bunlar ticari kredi, iskonto kredisi, esnek ticari krdei, kredi kartı, çek karnesi v.s işlemleri olduğunu, tüm bu krediler daha sonra kullandırıldığını ve her bir kredi için davacı banka tarafından ayrı kredi sözleşmeleri akdedildiğini, müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında olduğunu, borçlu şirket ile davacı banka arasındaki bu işlemler müvekkili ilgilendirmediğini, ödemeleri bitmiş olan sözleşmeyi, daha sonra kullandırıldığı kredilere dayanak yapmaya bu yolla müvekkili kefil olarak sorumlu göstermeye çalıştığını, müvekkilinin imzaladığı kredi sözleşmesinden sonra borçlu ile davacı banka arasında yeni kredi anlaşmaları yapıldığını, eski sözleşme ortadan kalktığını, davacı bankanın takip yapması, kötüniyetini gösterdiğini, davanın reddini, haksız takip nedeniyle dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 2. Cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin % 1 ortağı bulunduğu dava dışı borçlu şirketten 29/11/2013 tarihinde ayrıldığını, müvekkilinin bu durumu derhal ilgili banka şubesine bildirdiğini, ancak müvekkili tarafına keşide edilen hesap kat ihtarnamesi ile imzaladığı kredi sözleşmesindeki boş kalan kısımların ve limit olarak yazılı kısmın el yazısı ile dolduruldğunu, şirketi tanımlanan borç tutarınında yükseltilmiş olduğunu farkettiğini ve bu durumu davacıya keşide ettiği İstanbul …… Noterliğinin 23/03/2015 tarihli 3670 yevmiye nolu cevabı ihtarnamesiyle itiraz ettiğini, davalının şirket ortaklığının sona ermesinden sonra şirketin kredi kullanımlarının devam ettiğini, ve bu sözleşmelerin hiçbirisinde imzasının bulunmadığını ve kendisinin bu tarihten sonra banka nezdinde herhangi bir imza atmadığını, davalı tarafından imzalanan sözleşmeden sonra yeni sözleşmelerin imzalandığını, bu nedenle daha önce imzalanan sözleşmelerin ortadan kalktığını, daha sonra imzalanan sözleşmelerde davalının imzasının olmadığını beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, dava dışı şirket ile aralarında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmede kefil olduğunu, borcun ödenmemesi, ihtarın da sonuçsuz kalması üzerine davalı hakkında başlattıkları takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamı ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesi talebiyle dava açmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
……. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1540 sayılı takip dosyasında; davacının davalı ve dava dışı şirket ve şahıslar hakkında icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalının imza ve yazı örnekleri, genel kredi sözleşmesi, hesap ekstresi sözleşmeye ilişkin tüm kayıtlar, icra dosyası dosyamız arasındadır.
Davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişilerden 11/02/2016 havale tarihli rapor alınmış ise de bu rapora davalı vekilinin itirazları ve davacı vekilinin hesaplamaya yönelik itirazı sonucu bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, bilirkişi heyeti 13/05/2016 havale tarihli ek raporda taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirildiği ve davacı vekilinin hesaplamaya yönelik itirazları doğrultusunda yeniden hesaplama yaptıkları, ancak yine davacı tarafın faiz hesaplamasını kredili hesabın hiç hareket görmediğini varsayarak hesapladığını oysa 01/01/2015-12/03/2015 tarihleri arasında hesabın borçlu cari hesap şeklinde hareket ettiği yani kredi ana parası artıp azaldığı için adat hesaplama yoluyla faiz tutarının hesaplandığını, bu nedenle hesabın davacı tarafın beyan ettiğinden farklı çıktığını belirttikleri, taraf vekillerinin ek raporada itiraz ettikleri, itirazların değerlendirilmesi için mahkememizce 2. Kez ek rapor alındığı, bilirkişi 01/06/2017 havale tarihli 2. Ek raporunda; genel olarak ek raporu tekrar ettikleri, davalı vekilinin kefalet sözleşmesindeki “miktar, kefalet tarihi ve müteselsif kefil” yazıları ile imzaya itirazı bulunduğundan sözleşmedeki yazıların ve imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi ……… tarafından hazırlanan 15/01/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda sözleşmedeki davalıya ait yazı ve imzaların incelendiği ve kefalet sözleşmesindeki imza, miktar, kefalet tarihi ve müteselsif kefil yazılarının davalının eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının belirtildiği, dava vekilinin davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin imza incelemesine yönelik rapora karşı itirazda bulunduğu yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, mahkememizce imza ve yazı incelemesine yönelik alınan rapor açıklayıcı, yeterli görüldüğünden davalı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verildiği, sözleşmedeki yazı ve imzanın davalıya ait olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davalı …… şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra imzalanan kredilerden sorumlu olmadığını, o tarihten sonraki kredilere imza atmadığını savunmuş olsa da bilirkişilerce yapılan inceleme sonucunda dava dışı asıl borçlu şirket ile kefiller ………… imzalı 2 adet genel kredi sözleşmesi daha bulunduğu ve hepsinin meri olduğu, davalı bankanın yalnızca davalı …… şirkette ortaklığının devam ettiği günden beri devam eden esnek kredi hesabı ile ilgili olarak ilgili yazılı sözleşme kapsamında davalı aleyhine icra takibi yaptığını belirttikleri, dolayısıyla davalının şirket ortaklığından ayrıldığı tarihten sonra imzalanan kredilerle ilgili herhangi bir talep olmadığından bu konuda inceleme yapılmasına gerek olmadığı, her ne kadar davalı şirket ortaklığından ayrılmış olsa da söz konusu kredi cari hesap şeklinde sürekli hareket gördüğünden ve davalının şirketten ayrılış tarihi itibariyle resmi olarak kefaletinin sona erdiğini gösteren herhangi bir belge ibraz etmediğinden davalının şirket ortaklığından ayrıldığı tarihten sonraki kredi borcundan da sorumlu olacağı, bu nedenle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, 13/05/2016 havale tarihli Ek raporda yapılan hesaplama yeterli ve denetlenebilir nitelikte olup, davacı taraf, takip talebinde işlemiş faize yönelik taleplerini ayrıştırmadıkları, dava dilekçesinde ise faize ilişkin taleplerine ayrıştırarak 313,56 TL hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar yılık %24.24 akdi faiz, 586,77 TL temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yıllık % 30,24 temerrüt faizi olarak talep ettikleri, bilirkişiler tarafından da bu şekilde hesaplama yapıldığı, ek raporda belirtildiği üzere 01/01/2015-12/03/2015 tarihleri arasında hesabın borçlu cari hesap şeklinde hareket ettiği yani kredi ana parası artıp azaldığı için adat hesaplama yoluyla faiz tutarının hesaplandığı beyanına itibarla ek rapor doğrultusunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 77.531,17 TL asıl alacak, 313,23 TL işlemiş akdi faiz, taleple bağlı kalınmak süretiyle 586,77 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 900,00 TL işlemiş faiz ve 29,43 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 78.460,60 TL talep edebileceği kanaatine vararak takibin belirtilen miktarlar üzerinden iptali ile bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 30,24 temerrüt faizi ve %5 BSMV yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, alacağın likit ve davalının itirazında haksız oluşu gözönünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı ……. …… İcra Müdürlüğü’nün 2015/1540 esas sayılı takip dosyasında itirazının, 77.531,17 TL asıl alacak, 313,23 TL işlemiş akdi faiz, taleple bağlı kalınmak süretiyle 586,77 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 900,00 TL işlemiş faiz ve 29,43 TL %5 BSMW olmak üzere toplam 78.460,60 TL üzerinden iptali ile bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 30,24 temerrüt faizi ve %5 BSMV yürütülmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan toplam 78.460,60 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 5.359,64 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.331,94 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 55,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 416,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.300,00 TL (3 farklı bilirkişi) bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 2.716,00 TL yargılama giderinin kabul red oranları gözetilerek 2.712,57 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 46,60 TL yargılama giderinin kabul red oranları gözetilerek 0,60 TL’sinin davacıdan tahsili ile davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ……’deki esaslara göre belirlenen ve kabul edilen miktarı geçmemek üzere 8.980,67 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Davalı kendisi vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …..deki esaslara göre belirlenen reddedilen miktarı geçmemek üzere 99,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
10-Dosyada gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .