Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1071 E. 2018/511 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1071 Esas
KARAR NO : 2018/511

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2015
KARAR TARİHİ : 07/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkiden ticari ilişkiden kaynaklı toplamda 560.000,00 TL gözüken ve ekteki listede yer alan çeklere bağlanan borç bulunmakta olduğunu, 560.000,00 TL’lık bu borcun karşılığı olan 110.000,00 TL’lık mal ve ayrıca yaklaşık 15.000,00 TL karşılığı davacıya ait hazır ürünün davacı tarafa gönderilmemiş olduğunu, bir başka deyişle 560.000,00 TL’lık çeke karşılık gerçekte davalı tarafa 435.000,00 TL borç bulunduğunu, davacılar borçlarını zamanında ödeyemeyince, ……’ün kefilliği şartıyla davalı alacaklının borç miktarını 350.000,00 TL’ye indirdiğini, yeni ödeme günleri belirlediğini ve borcun bir Tecdit Sözleşmesi ile yenilendiğini ve tarafların imzaları ile de sözleşmenin yürürlüğe girdiğini, bu Tecdit Sözleşmesine göre ödemelerin 30.08.2015 tarihinde başlayıp 30.09.2016 tarihinde sona erdiğini, taraflar arasında hal böyle iken davalı-alacaklı taraf Tecdit Sözleşmesine konu edilen ……. ait…., …..Nolu, 50.000,000 TL bedelli çek için İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün 2015/7624 esas sayılı dosyada İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/98 Değişik İş dosyasından aldığı ihtiyati haciz kararı alarak …… ……. hacze geldiğini, taraflar arasındaki Tecdit Sözleşmesine dayanılarak gerekli itirazların yapıldığını, Davalı Alacaklının bu defa da Tecdit Sözleşmesinde adı geçen ………. Bankası, …… vadeli … bedelli çeki yazdırarak ihtiyati haciz hazırlığına giriştiğini, bu çekte …’ün avali bulunmakta olup, davalının niyetinin bu defa ev haczi ve baskı ile sözleşmeye aykırı para tahsil etmek olduğunu, TBK.133 maddeye göre Tecdit Sözleşmesinin eski borcu ortadan kaldıran ve yeni bir borç doğuran sözleşme olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme tecdit sayılmasa bile, bu defa alacaklının iskonto ile borçlu davacı tarafa mehil verdiğini, sözleşme ile sabit olduğunu, davacıların yeni icra takipleri söz konusu olduğundan bu davayı açmada hukuki menfaatleri olduğunu, davanın kabulünü, taraflar arasında yapılmış Tecdit/Yenileme Sözleşmesi mucibince eski borcun sona ermiş olmasından dolayı, davacıların …….’ye ait İş ………. Şubesi, …… nolu, 75.000,00 TL bedelli çek nedeniyle öncelikle bugün için borcunun olmadığını, yeni borcun taraflar arasında imzalanan Tecdit Sözleşmesi çerçevesinde var olduğunun tespitini, sözleşme konusu çeklerin tahsile veya icraya konu edilmesi halinde, ileride telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlara uğranacağı açık ve muhtemel olduğundan, …….. ye ait…Modako Şb. …… Nolu, 75.000,00 TL bedelli çek için tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …. arasında akdedilen protokolün hukuki niteliği itibarıyla bir Tecdit Sözleşmesi değil, kefalet sözleşmesi olduğunu, her ne kadar sözleşme metninde Tecdit Sözleşmesi olduğu yönünde ifadeler yer alsa da mezkur sözleşmenin hukuki niteliği bakımından bir kefalet sözleşmesi olduğunu, bir tecdit sözleşmesinden bahsedebilmek için, ancak yenilecek borcun taraflarının açık iradesinin bulunmasının esas olduğunu, ancak mezkur sözleşmenin alacaklı davacı ile borca kefil olan 3. Kişi ….. arasında akdedildiğini, davacı tarafından mahkemeye sunulan Tecdid Sözleşmesine mahkemeyi yanıltmak üzere, sonradan davacı tarafından kaşe ve imza eklenmiş olduğunu, davacı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak gönderdiği fiyat farkı faturasının müvekkil tarafça kabul edilmediğini, Kadıköy …….Noterliği’nin 27.03.2015 Tarih,… yevmiye nolu ihtarnamesiyle yasal süresi içinde davacı şirkete iade edildiğini, davacı ile müvekkil davalı arasında herhangi bir Tecdit Sözleşmesi yapılmadığının da açıkça görüldüğünü, davalıların taraf olmadıkları bir sözleşmeyi delil olarak gösterip menfi tespit davasına dayanak göstermesinin hukuken mümkün olmadığını, davanın reddini, tedbir kararının kaldırılmasını, davacı tarafından yatırılan teminatın müvekkiline maddi ve manevi tazminat olarak ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu ……….Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/142 esas 2016/431 Karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış olan Tecdid-Yenileme sözleşmesi mucibince eski borcun sona ermiş olmasından dolayı davacıların ……….ye ait…….. Şubesi, …… nolu, 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle öncelikle borçlu olmadığının tespitini, borcun taraflar arasında imzalanan tecdid sözleşmesi çerçevesinde var olduğunun tespitini, sözleşmede adı geçen ve davaya konu olan çekin tahsili veya icraya konu edilmesi halinde davalıların ileride telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlara uğrayacağı açık ve muhtemel olduğunu ……..i’ye ait, …. …hesap nolu, … çek nolu, 50.000,00 TL bedelli çek için davalılar heline icra takibinin veya ihtiyati haciz kararlarının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …… arasında akdedilen protokol hukuki niteliği itibariyle bir Tecdid sözleşmesi değil “Kefalet Sözleşmesi” olduğunu, mezkur sözleşme metninde her ne kadar tecdit kelimesi yer alsa da hukuki niteliği bakımından bu sözleşme dava dışı …. borca kefil olduğu bir kefalet sözleşmesi olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olarak gönderdiği fiyat farkı faturası, müvekkili tarafça kabul edilmediğini, davacılar ile müvekkili arasında geçerlilik arz eden bir tecdid sözleşmesi bulunmadığını, davanın reddini, dosyanın İstanbul Anadolu ……Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1071 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu ……..Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/672 esas 2017/648 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı toplamda 560.000,00 TL görünen ve ekteki listede yer alan çeklere bağlanan borç bulunduğunu, 560.000,00 TL borcun 110.000,00 TL karşılığı malın ve ayrıca yaklaşık 15.000,00TL karşılığı 60 kupon hazır ürününde müvekkiline gönderilmediğini, davalı tarafa gerçekte 435.000,00 TL borç bulunduğunu, müvekkillerin borçlarını zamanında ödemeyince aralarında Tecdid Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeyle davalının borcu 350.000,00 TL’ye indirdiğini, yeni ödeme günlerinin belirlendiğini, ödemelerin 30/05/2015 tarihinde başladığını, 30/09/2016 tarihinde sona erdiğini, bu sırada davaya konu ……. Bankasına ait …. numaralı hesaptan keşideli,…. çek numaralı, … keşide tarihli, 35.000,00 TL bedelli”çeke ilişkin davalı tarafça ;İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, İstanbul Anadolu …..Asliye Ticaret Mahkemesinin …..Değişik iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, bu karara itiraz edildiğini, TBK. 133. maddeye göre tecdid sözleşmesinin eski borcu ortadan kaldıran, yeni bir borç doğuran sözleşmeleri olduğunu, bu surette davalının davacı aleyhine ihtiyati haciz kararı alması ve takip başlatmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, davacıların …. ait …, …. nolu, 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı tarafın kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği anlaşıldı.
Birleşen İstanbul Anadolu …….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/589 esas 2016/464 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile davacı müvekkilleri arasında ticari ilişkiden kaynaklı toplamda 560.000,00 TL gözüken ve dava dilekçesinin ekindeki listede yer alan çeklere bağlanan borç bulunduğunu, bu 560.000,00 TL toplam borcun, 110.000,00 TL karşılığında mal gönderilmemiş, ayrıca yaklaşık 15.000,00 bin TL karşılığı 60 kuponun davacıya ait hazır üründe, yine davalı yanca davacı tarafa gönderilmemiş olduğunu, eş değişle 560.000,00 TL çeke karşıyık gerçekte davalı tarafa 435.000,00TL borç bulunduğunu, davacıların borçlarını zamanında ödemeyince, … kefilliği şartıyla davalı alacaklı borç miktarını 350.000,00 TL’ye indirdiğini ve yeni ödeme günleri belirlenerek borç tecdid sözleşmesi ile yenilendiğini, tarafların imzaları ile de sözleşmenin yürürlüğe girdiğini, borç yenileme sözleşmesine göre, ödemelerin 30.08.2015 tarihinde başlayıp, 30.09.2016 tarihinde sona erdiğini, durum böyle iken; davalı-alacaklı tarafın, tecdid sözleşmesine konu edilen………. ait,…….Bankasının,… nolu, 50 bin TL bedelli çek ile … nolu, 75 bin TL bedelli çeki aldığı ihtiyati haciz kararı mücibince icraya koyduğunu ve haciz işlemi gerçekleştirdiğini, ancak gerekli itirazların yapıldığını, bu defa davalının yine tecdid sözleşmesinde adı geçen 30.05.2015 vadeli, 35.000,00 TL bedelli çeki bankada yazdırıp, ihtiyati haciz hazırlığına giriştiğini, sözleşmeye aykırı olarak, süresinden önce icra takiplerine girişilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, tecdid-yenileme sözleşmesi mucibinde, eski borcun sona ermiş olmasından dolayı, davacıların ………. ait…Bankasının, ……. nolu, 35.000,00 TL tutarlı çek nedeni ile öncelikle bugün için borcunun olmadığının, yeni borcun taraflar arasında imzalanan tecdid sözleşmesi çerçevesinde var olduğunun tespitine ve davalıların kötü niyetli olmasından dolayı % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili ile dava dışı ………. arasında akdedilen protokol hukuki niteliği itibariyle bir Tecdid sözleşmesi değil “Kefalet Sözleşmesi” olduğunu, mezkur sözleşme metninde her ne kadar tecdit kelimesi yer alsa da hukuki niteliği bakımından bu sözleşme dava dışı ……………ün borca kefil olduğu bir kefalet sözleşmesi olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olarak gönderdiği fiyat farkı faturası, müvekkili tarafça kabul edilmediğini, davacılar ile müvekkili arasında geçerlilik arz eden bir tecdid sözleşmesi bulunmadığını, davanın reddini, iş bu dava konusu icra takibinin durdurulması yolunda verilen hukuka aykırı tedbir kararının kaldırılmasını, davacı tarafından yatırılan teminatın müvekkiline maddi ve manevi tazminat olarak ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu …….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/409 esas 2016/254 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı ve dilekçe ekinde sundukları sözleşmede yer alan çeklere bağlanan 560.000,00 TL borç bulunduğunu, 560.000,00 TL toplam borcun 110.000,00 TL karşılığı malın gönderilmediğini, yine 15.000,00 TL karşılığı 60 kupon hazır ürünün de müvekkiline gönderilmediğini, 560.000,00 TL çek karşılığı gerçekte davalı tarafa 435.000,00 TL borçlarının bulunduğunu, bu borcun ödenmemesi üzerine borcun kefil alınarak yenilendiğini ve 350.000,00 TL’e indirildiğini, bu konuda tecdid sözleşmesi yapıldığını, yenileme sözleşmesi yapılmasına rağmen davalının ……. nolu 50.000,00 TL bedelli,…… nolu ve 75.000,00 TL bedelli çeklere ihtiyati haciz kararı alarak haciz işlemi yaptığını, her iki çeke dayalı icra takibi yapıldığını, 75.000,00 TL çek için İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1071 Es sayılı dosyası ile menfi tespit dosyası açtıklarını ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, aynı sözleşmeden kaynaklı 35.000,00 TL bedelli çek için de İstanbul Anadolu ……….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/589 es sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve tedbir kararı aldıklarını, bunun dışında aynı sözleşmeden kaynaklı 75.000,00 TL bedelli çekten dolayı da İstanbul anadolu ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/363 es sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını belirterek 2058515 seri nolu 75.000,00 TL bedelli çeki icraya koyma ihtimallerinin bulunduğunu belirterek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı ……. arasında akdedilen protokol hukuki niteliği itibariyle bir Tecdid sözleşmesi değil “Kefalet Sözleşmesi” olduğunu, mezkur sözleşme metninde her ne kadar tecdit kelimesi yer alsa da hukuki niteliği bakımından bu sözleşme dava dışı …. borca kefil olduğu bir kefalet sözleşmesi olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olarak gönderdiği fiyat farkı faturası, müvekkili tarafça kabul edilmediğini, davacılar ile müvekkili arasında geçerlilik arz eden bir tecdid sözleşmesi bulunmadığını, davanın reddini, iş bu dava konusu icra takibinin durdurulması yolunda verilen hukuka aykırı tedbir kararının kaldırılmasını, davacı tarafından yatırılan teminatın müvekkiline maddi ve manevi tazminat olarak ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu ……….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/779 esas 2016/91 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı toplamda 560.000,00 TL gözüken sözleşmede belirtilen çeklere bağlanan borç bulunduğunu, bu 560.000,00 TL toplam borcun 110.000,00 TL karşılığı malın gönderilmediğini, ayrıca yaklaşık 15.000,00 TL karşılığı 60 kuponun davacıya ait hazır üründe, yine davalı yanca davacı tarafa gönderilmediğini, gerçekte davalı tarafa 435.000 TL borç bulunduğunu, sunulan borç yenileme sözleşmesinde ödemelerin 30.08.2015 tarihinde başlayacağını, 30/09/2016 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında durum böyle iken davalı tarafın sözleşmeye konu edilen ………. ait……. Bankası 31/03/2015 keşide tarihli, ….. nolu, 50.000,00 TL bedelli çeki ve ……. bankası 30/04/2015 keşide tarihli,………. nolu, 75.000,00 TL bedelli çeki ihtiyati haciz kararı alarak icraya koyduğunu, haciz işlemlerinin gerçekleştiğini, İstanbul Anadolu ……asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1071 esas sayılı dosyasında yine 30/04/2015 keşide tarihli, ….. nolu, 75.000,00 TL bedelli çek için 04/05/2015 tarihinde açılan menfi tespit davasında icranın tedbiren durdurulduğunu belitilerek davanın kabulü ile taraflar arasında yapılmış olan tecdid-yenileme sözleşmesine göre eski borcun sona ermiş olmasından dolayı davacıların………’ye ait ……… Şubesine ait ……..nolu, 75.000 TL bedelli çek nedeniyle borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili ile dava dışı ….. arasında akdedilen protokolün bir tecdid sözleşmesi değil kefalet sözleşmesi olduğunu, bir tecdid sözleşmesinden bahsedebilmek için ancak yenilecek borcun taraflarının açık iradesinin bulunmasının esas olduğunu, ancak mezkur sözleşmede davalı-borçluların açık iradesi yer almadığını, sözleşme alacaklı müvekkili şirket ile borca kefil olan 3.kişi …. arasında akdedildiğini, mezkur sözleşmenin aslı mevcut hali ile bir tecdit sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin alacağının geciktirmeye yönelik kötü niyetinin olamayacağınnı belirterek davanın reddini, dava konusu icra takibinin durdurulması yolunda verilen hukuka aykırı tedbir kararının kaldırılmasını, davacı tarafından yatırılan teminatın müvekkiline maddi ve manevi tazminat olarak ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu ………..Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1038 esas 2016/536 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili ile davalı firma arasında ticari ilişkiden kaynaklı 560.000 TL gözüken borç bulunduğunu, bu borcun 110.000 TL karşılığı malın gönderilmediğini, ayrıca yaklaşık 15.000 TL karşılığı 60 kupon davacıya ait hazır ürün de, yine davalı yanca davacı tarafa gönderilmediğini, eş değişle 560.000 TL çeke karşılık gerçekte davalı tarafa toplam 435.000 TL borç bulunduğunu, davacılar borçlarını ödemeyince … kefilliği şartı ile davalı alacaklı borç miktarını 350.000 TL ye indirdiğini, yeni ödeme günleri belirlendiğini, ve borcun yenilendiğini, taraflara arsında durum böyle iken, sonrasında davalı tarafın, tecdid sözleşmesinde konu edilen ………. ‘ye ait ….Bankası ….. nolu 50.000 TL bedelli çeki 17/04/2015 tarihinde ve …. Bankası …. nolu 75.000 TL bedelli çeki ……. tarihinde ihtiyati haciz kararı alarak haciz işlemi yaptığını, 50.000 TL bedelli çek için yapılan itiraz üzerine iptal kararı verildiğini, ancak 75.000 TL lik çek için ihtiyati haczin tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmasına karar verildiğini, İstanbul Anadolu …..Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1071 esas sayılı dosyasından verilen ilgili çek ile alakalı icranın önlenmesine ilişkin kararın dosyaya sunulup ancak davalı tarafa kararı görmezden gelerek İstanbul Anadolu …….İcra Müdürlüğünün dosyasında haciz işlemi yaptığını, taraflara arasında yapılmış olan tecdid-yenileme sözleşmesi mucibinde, eski borcun sona ermiş olmasından dolayı davacıların …………’ye ait,…….. Şubesi, ……. nolu, 75.000 TL bedelli çeki nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, yeni borcun taraflar arasında imzalanan tecdid sözleşmesi çerçevesinde var olduğunun tespitini, 75.000 TL bedelli çek için teminat karşılığında ihtiyati haciz kararlarının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkil ile dava dışı …….. arasında akdedilen protokolün hukuki niteliğinin tecdid sözleşmesi değil kefalet sözleşmesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde konu ettiği 75.000 TL bedelli çekin iş bu dava ile herhangi bişr alakası olmadığını, müvekkil aleyhine ikame edilmiş derdest davalar olduğunu, İstanbul Anadolu………asliye ticaret mahkemesinin 2015/1071 esas sayılı dosyasının neticesinin bekletici mesele yapılmasını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu ………Asliye Ticaret Mahkemesinin …….. esas 2016/535 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili ile davalı firma arasında ticari ilişkiden kaynaklı 560.000 TL gözüken borç bulunduğunu, bu borcun 110.000 TL karşılığı malın gönderilmediğini, ayrıca yaklaşık 15.000 TL karşılığı 60 kupon davacıya ait hazır ürün de, yine davalı yanca davacı tarafa gönderilmediğini, eş değişle 560.000 TL çeke karşılık gerçekte davalı tarafa toplam 435.000 TL borç bulunduğunu, davacılar borçlarını ödemeyince…… kefilliği şartı ile davalı alacaklı borç miktarını 350.000 TL ye indirdiğini, yeni ödeme günleri belirlendiğini, ve borcun yenilendiğini, taraflara arsında durum böyle iken , sonrasında davalı tarafın, tecdid sözleşmesinde konu edilen …… ‘ye ait…. Bankası… nolu 50.000 TL bedelli çeki 17/04/2015 tarihinde ve… Bankası … nolu 75.000 TL bedelli çeki, 07/05/2015 tarihinde ihtiyati haciz kararı alarak haciz işlemi yaptığını, 50.000 TL bedelli çek için yapılan itiraz üzerine iptal kararı verildiğini, ancak 75.000 TL lik çek için ihtiyati haczin tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmasına karar verildiğini, Anadolu …..asliye ticaret mahkemesinin 2015/1071 esas sayılı dosyasından verilen ilgili çek ile alakalı icranın önlenmesine ilişkin kararın dosyaya sunulup ancak davalı tarafa kararı görmezden gelerek Anadolu ……icra müdürlüğünün dosyasında haciz işlemi yaptığını, taraflara arasında yapılmış olan tecdid -yenileme sözleşmesi mucibinde , eski borcun sona ermiş olmasından dolayı davacıların,………ye ait, …… Bankası, …… Şubesine ait,…. nolu, 75.000 TL bedelli çeki nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, yeni borcun taraflar arasında imzalanan tecdid sözleşmesi çerçevesinde var olduğunun tespitine, 75.000 TL bedelli çek için teminat karşılığında ihtiyati haciz kararlarının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkil ile dava dışı ……. arasında akdedilen protokolün , hukuki niteliğinin tecdid sözleşmesi değil kefalet sözleşmesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde konu ettiği 75.000 TL bedelli çekin iş bu dava ile herhangi bişr alakası olmadığını, müvekkil aleyhine ikame edilmiş derdest davalar olduğunu, İstanbul Anadolu…….asliye ticaret mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının neticesinin bekletici mesele yapılmasını, açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu……Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/363 esas 2017/815 karar sayılı dosyada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı toplamda 560.000,00 TL görünen ve ekteki listede yer alan çeklere bağlanan borç bulunduğunu, 560.000,00 TL borcun 110.000,00 TL karşılığı mal gönderilmediğini, ayrıca yaklaşık 15.000,00TL karşılığı 60 kupon hazır ürünün de (davacıya ait) yine davalı yanca davacıya teslim edilmediğini , 560.000,00 TL toplam çeke karşılık gerçekte davalıya 435.000,00 TL borç bulunduğunu, müvekkillerin borçlarını zamanında ödemeyince, davacı …’ün babası ……..kefilliği şartı ile tarafların borcu yeniledikleri, tecdid sözleşmesi yaptıkları, buna göre davalının borç miktarını 350.000,00 TL’ye indirip, yeni ödeme günleri belirlendiğini, davaya ve icra takibine konu edilen senette nakden kaydının mevcut olduğu, oysa davalı…… hem davacılardan alacaklı olduğu halde borçlulara nakit para vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, tacir olan taraflar arasında imzalanan ve kabul edilen tecdid sözleşmesinde borcun ne şekilde ödeneceğinin açık olduğu, davalının elinde kafan ve mükerrer olan bedelsiz senedi icra takibine konu ederek suç işlediği, TBK. 133. maddeye göre tecdid sözleşmesinin eski borcu ortadan kaldıran, borcu yenileyen ve yeni bir borç doğuran sözleşme olduğunu, alacaklının ıskonto ile müvekkile mehil verdiğinin imzalanan sözleşme ile sabit olduğunu , bu nedenle alacaklı tarafın sözleşmeye aykırı olarak, süresinden önce ve bedelsiz kalmış bir senedi icra takibine konu yapmasmın hukuka aykırı olduğunu,bu nedenlerle, cezai müracaat ve her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, …… ait olan …’ün kefil olduğu, takibe konu senedin bedelsiz olduğunun ve müvekkillerin bu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, ………’ye ait ……. tarihli ve 75.000,00 TL bedelli senet için, öncelikle teminatsız veya Mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığında icra takibine konu edilmemesine, edilmiş ise durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkile olan borcuna istinaden davaya konu senedi tanzim edip, ancak alınan borcu zamanında ödemediğini, bunun üzerine senedin müvekkilce İstanbul Anadolu …… İcra müdürlüğünün 2015 – 11933 E. Sayılı dosyası ile takibe konulduğu, davacılara ödeme emrinin tebliği üzerine, yasal süre İçerisinde 22.06.2015 tarihinde davacılar tarafından dosya borcunun tamamının ödenerek, dosyanın kapandığını, buna rağmen davacı tarafça ödemenin yapıldığı tarihten önce 16.06.2016 tarihinde ihtiyati tedbir talebi ile birlikte menfi tespit davası ile ikame edildiğini, İİK 72-3 maddesi gereği davacının bu ahvalde dava konusu senet hakkında tedbir talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle tedbir talebinin 19.06.2015 tarihli ara kararı ile reddedildiğini, davacının davasının reddedildiğine karar verildiğini, kararın temyiz edilmediğinden red edildiğini, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan toplamda 560.000,00 TL gözüken bir borç olduğunu, 110.000,00 TL karşılığı mal gönderilmediğini, ayrıca 15.000,00 TL karşılığı 60 kuponun müvekkiline ait hazır ürün de yine davalı yanca müvekkili tarafa teslim edilmediğini, eş değişle 560.000,00 TL toplam çeke karşılık gerçekte davalı tarafa 435.000,00 TL borç bulunmakta olduğunu , müvekkillerinin borçlarını zamanında ödeyemeyince … kefilliği şartı ile tarafların borcu yenilemediğini, tecdid sözleşmesi yaptıklarını, davalı alacaklı borç miktarını 350.000 TL ‘ ye indirildiğini, yeni ödeme günlerinin belirlendiğini, davaya ve icra takibine konu edilen senette nakten kaydının mevcut olduğunu, oysa davalının hem davacılardan alacaklı olduğunu, hemde borçluya nakit para vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, Tecdid sözleşmesinin eski borcu ortadan kaldıran, borcu yenileyen ve yeni bir borç doğuran sözleşme olduğunu, alacaklının iskonto ile borçlu müvekkili tarafa mehil verdiğinin imzalanan sözleşme ile sabit olduğunu, alacaklı tarafın sözleşmeye aykırı olarak, süresinden önce ve bedelsiz kalmış birsenedi icra tasibine konu yapmasının hukuka aykırı olduğunu, ….ye ait …’ün kefil olduğu, takibe konu senedin bedelsiz olduğunun ve müvekkilinin bu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dosyalarda dava, davacının çekler ve bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
İstanbul Anadolu ……. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/422 E. Sayılı dosyasından sözleşme asılları celbedilmiş, yapılan incelemesinde 2 adet sözleşme aslının bulunduğu, 1 tanesinde diğerinde farklı olarak …….’nin kaşesi ve kaşe üzerinde imza bulunduğu görülmüştür.
İstanbul Anadolu……… İcra Müdürlüğünün 2015/11933 E. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; …… Şti tarafından davacılar …… ve … aleyhine 31/05/2015 vade tarihli ……. bedelli senet hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür.
İstanbul Anadolu…….. İcra Hukuk Mahkemesinin …… Sayılı kararında; davalı tarafın İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyasından 31/05/2015 vade tarihli ………… bedelli senet için başlatılan takibin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle takibin iptalinin talep edildiği, Mahkemece senedin kambiyo niteliğinde olup olmadığı değerlendirilerek takipte bir usulsüzlük bulunmaması nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu ………. İcra Müdürlüğünün 2015/8836 E. Sayılı dosyasında; davalı …….i.’nin, davacılar … Ve … aleyhine …. nolu … bedelli çek hakkında takip başlattığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün 2015/7624 E. Sayılı dosyasında; davalı…….nin, davacı ……. aleyhine …. nolu 50.000,00 TL bedelli çek hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığı, takibin kesinleştiği, davacı ……. bu takibin iptali için İstanbul Anadolu…. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/432 E. 2016/627 K. Sayılı dosyasında şikayet yoluyla takibin iptali talep ettiği, takip talebinin usule uygun olması dayanak senet unsurları itibariyle çek vasfında olup kambiyo takibi yapılmasına engel bulunmadığı ve icra müdürlüğünce örnek 10 ödeme emri düzenlemesi yasal olduğundan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/422 E. 2016/565 K. Sayılı dosyasının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2017/267 E. 2017/622 K. Sayılı dosyası ile istinafa konu edildiği, İstinaf kararında borç yenileme sözleşmesi başlıklı sözleşme ile taraflar arasında yapılmış yenileme iradesini gösteren bir anlaşmanın mevcut olduğu, tarafların açık iradesinin yenileme yönünde birleştiği, borcun yenilendiğinin anlaşıldığı şeklinde açıklamada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesi suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın ve davalı tarafın ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenmiş faturalardan ….. seri numaralı 672,88 TL bedelli fatura hariç diğer faturaların taraf ticari defterlerinde karşılıklılık içerecek şekilde yer aldıkları, bahsi geçen fatura dışında defterlerde uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davalı tarafından davacı şirkete keşide edilen çeklere ilişkin kayıtların her iki tarfında ticari defterlerindeki haliyle itibar edilebilir nitelikte olmadığı, borç yenileme sözleşmesinde yer alan çeklerin bir kısmının cari hesaba mahsuben bir kısmının ise vadesinde ödenmeyen çeklere ilişkin olarak verildikleri, davacı tarafından düzenlenen 13/03/2015 tarihli 186923 seri nolu KDV dahil 202.854,87 TL’lik fiyat faturasının her iki tarafın defterlerinde de yer almadığı, “Borç Yenileme Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede ” bu yeni ödemeler yapıldıkça, alacaklı taraf geriye tarihli çekleri …. miktarla orantılı iade edecektir…” ifadesinden taraflar arasında borcun yenilenmesi sözleşmesinin yapılmadığı, eski borcun sona erdiği yönündeki ifadenin açıkça anlaşılamaması nedeniyle borcun yenilendiği sonucuna ulaşılamadığı, söz konusu sözleşmenin …. bakımından kefalette olduğu gibi feri bir nitelikte borç doğurmadığı, asli nitelikte borçlu olduğu, ….. borçlarıyla birlikte müşterek borçlu olarak kabul edildiği ve ödemeler yapıldıkça çeklerin ….. iade edileceğinin kararlaştırılması nedeniyle sözleşmenin borca katılma sözleşmesi niteliğinde olduğu, borca katılma sözleşmesinin de kefalet sözleşmesinin şartlarını taşıması gerektiği, katılan borcun miktarının, katılım tarihinin, hatta müteselsil kefalet yazısının el yazısı ile yazılması gerektiği ayrıca eş rızası alınması gerektiği ancak sözleşmede bu şartlar gerçekleşmediğinden borca katılma niteliği taşıyan dava konusu sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu, şekle aykırı olarak yapılan teminat sözleşmesinin hukuk düzeninde hiç doğmamış kabul edileceğinden bu teminat karşılığında üstlenilen vaade ertelenmesi ve borçtan indirim yapılacağı sorumluluğunun da doğmadığı, takiplerin geçerli olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde özetle; söz konusu sözleşmesinin tecdit sözleşmesi olup eski borcu ortadan kaldırarak yeni borç doğurduğunu, tecdit sayılmasa bile bu defa alacaklının iskonto ile borcu davacı tarafa mehil verdiğinin sabit olduğunu, davanın kabulünü talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde özetle; raporda sözleşmenini hukuki niteliğinin tartışılmadığını, İstanbul Anadolu ….. ATM’nin 2015/363 E. Sayılı dosyasında alınan rapordan sözleşmenin yenileme sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğinin belirtildiğini, davacının iddialarını ispatlayamadığını, sözleşmenin tecdit sözleşmesi olmadığını beyan etmiştir.
Davacılar vekili yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; tarafların itirazlarını değerlendirilerek kök rapordan ayrılmayı gerektirir bir hususun bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekili ek rapora yönelik itiraz dilekçesi sunmuştur.
Davacılar vekili tarafından borç yenileme sözleşmesidir başlıklı sözleşmede belirtilen 13 adet toplam 350.000,00 TL ödemeye ilişkin makbuz ve dekont asılları dosyaya sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamından; asıl ile birleşen dosyalarda dava, davacının takibe konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup uyuşmazlığın dayanak sözleşmenin (Tecdit veya Kefalet sözleşmesi) niteliği ile davaya konu çekler bakımından davacının borçlu olup olmadığına ilişkin olduğu, davacı tarafın taraflarca “Borç Yenileme Sözleşmesi” olarak isimlendirilen sözleşmede belirtilen çeklere konu borcun sona erdiğini, “Borç Yenileme Sözleşmesi”nin bir tecdit sözleşmesi olduğunu, borcun yenilendiği iddiasıyla huzurdaki davayı açtığı, davalı yanın ise çeklere konu borcun sona ermediği, “Borç Yenileme Sözleşmesi” olarak isimlendirilen sözleşmenin kefalet sözleşmesi olduğu savunmasında bulunduğu, dava konusu, “Borç Yenileme Sözleşmesi” olarak isimlendirilen sözleşme metninde hem tecdit hem yenileme hem müteselsil kefil hem de müşterek borçlu kavramlarının bir arada yer aldığı, kanunda düzenleme altına alınan bir sözleşme türünün adının taraflarca imza altına alınan metne derç edilmesi ya da metnin başlığına bir sözleşmenin isminin verilmesi tek başına o sözleşmenin kanunda düzenlenen sözleşme türü olduğunun kabulü için yeterli olmadığı, sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi için taraflarca imzalanan metnin tamamının birlikte değerlendirilmesi, taraflara tanıdığı haklar, yüklediği borçların incelenmesi, sözleşmenin unsurlarının göz önünde bulundurulması ve sözleşmenin türünün bu şekilde tespit edilmesi gerekir.
Yenileme yeni bir borç meydana getirerek önceki bir borcun sona erdirilmesidir. Yenileme tarafların anlaşması ile olur. Bu anlaşma da, diğer sözleşmelerin tabi olduğu ehliyet ve sair şartlara tabidir. Bu anlaşma bakımından önem taşıyan bir unsur da yenileme niyetidir. Ancak bu niyetin varlığıdır ki, yapılmak istenen değişikliğin önceki borcu sona erdirip yeni borç doğurma tarzında olacağını gösterir. Aksi halde tarafların borcu sona erdirmeden değişiklik yapmak istedikleri kabul edilir. Bu hususta TBK. m. 133/1 “Yeni bir borçla mevcut borcun sona erdirilmesi ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur” demekle, bir borçta değişikliği öngören bir anlaşmanın karine olarak yenileme sayılamayacağını, yenileme niyetiyle anlaşma yapıldığının sabit olması gerektiğini ifade etmek istemiştir. Taraflar eski borç yerine geçecek yeni bir borç kurma iradesine sahip olmalıdır. Bu irade yeni bir borç kurmak suretiyle eski borcu ortadan kaldırma, onu sona erdirme iradesidir. Yenileme iradesi sözleşmeden açık bir şekilde anlaşılmalıdır. Yenileme niyeti ispat edilmedikçe borcun, yapılan değişiklik esaslarına göre devam ettiği kabul edilecektir. TBK’nın 133/2. maddesi, özelikle yenileme sayılmayacak bazı işlemleri belirtmekte, fakat aksinin kararlaştırılabileceğini de kabul etmektedir. Bu hükme göre “Özelikle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni alacak senedi ya da yeni kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz”.
“Yenilemenin (tecdidin) varlığını kabul için yeni bir alacak olmalı ve yenilemenin ıskat etmesi lazım gelen eski bir alacak da mevcut olmalıdır. Yenileme daima, aslında, sözleşmenin taraflarını teşkil eden kimseler arasında yapılmaz. Alacaklı ya da borçlunun değişmesi olanaklıdır. Her iki halde de yenileme alacağın temliki ve borcun naklinden ayrılır, zira eski alacak sükut etmiş yerine başka bir borçluya karşı veya diğer bir alacaklı lehine bulunan ve çoğunlukla mücerret olan yeni bir alacak kaim olmuştur” şeklinde açıklanmaktadır (………..1-2 …….çevirisi Ankara,……….).
Yenileme (tecdit) ile yenilenen borç ilişkisi değil, bu ilişkiden doğmuş borç veya borçlardır. Objektif yani konuda değişiklik ya da sübjektif yani taraflarda değişiklik olarak da kendini gösterebilir. Yenilemede borç ilişkisi eski olmakla birlikte doğan yeni borç söz konusudur …… Hukuku, Cilt I Genel Hükümler, İstanbul, ……. vd.)
Taraflarca varlığı kabul edilen “Borç Yenileme Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede; öncelikle yerine ödeme verilecek (tecdit edilen) toplam 560.000,00 TL bedelli 9 adet çekin belirtildiği (1 nolu liste), daha sonra ………….kefil olacağı (tecdit edilen) çekler yerine verilecek toplam …… olan, taksit ve vade tarihleri belirtilen ödeme listesinin (2 nolu liste) gösterildiği ve bu listelerin altında 1 nolu listede…….. ve …’ün borçlusu olduğu çekler yerine bu defa alacaklı………. ……. Şti’ye 2 nolu listedeki……kefili olduğu ödemelerin verileceği, aradaki farkın alacaklının iskontosu olduğu, yeni ödemeler yapıldıkça, alacaklı taraf geriye tarihli çekleri…… miktarla orantılı iade edeceği, iş bu anlaşma ile borcun yenilendiği, yenilenen miktara ve ödeme günlerine ….. kefil olduğu, buradaki kefaletin müteselsil kefalet olduğu, …… müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunun belirtildiği, sözleşme ile taraflar arasında yapılmış yenileme iradesini gösteren bir anlaşma olduğu, zira 1.listede mevcut olan çek borcu yerine 2. listede taksitler halinde belirtilen ödemelerin belirlendiği, borç konusunun değiştirildiği, her iki borç arasında 210.000,00 TL fark olmasına rağmen bu farkın alacaklının iskontosunun olduğunun belirtildiği, alacaklı davalının indirim yaptığının, böylece eski borcun sona erdirilerek yeni bir borcun meydana geldiğinin anlaşıldığı, kaldı ki sözleşmede borcun yenilendiği hususunun da açıkça belirtildiği, taraflar arasında yapılmış yenileme iradesini gösteren bir anlaşmanın mevcut olduğu, davalı alacaklı her ne kadar sözleşmeye borçlunun taraf olmadığını, sonradan borçlunun kaşe ve imzasını eklemiş olduğunu ileri sürmüşse de, TBK’nın 133. Maddesi kapsamında tecditte alacaklı ve borçlunun değişmesinin olanaklı olduğu, bu sözleşmenin her zaman akdin taraflarını teşkil eden kimseler arasında yapılmasının gerekmediği, alacaklı ya da borçlunun da değişmesinin mümkün olması kapsamında davalı alacaklının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, yenilenen borcun ödenmesi halinde borcun sona ereceğinin kararlaştırıldığı, bilirkişi raporunda söz konusu sözleşmenin borca katılma sözleşmesi olup TBK’nın 603. maddesi göndermesiyle kefalete ilişkin TBK’nın 583. maddesindeki şartların mevcut olmaması nedeniyle sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu belirtilmiş olsa da söz konusu sözleşme yalnızca ………ün kişisel teminatı kapsamında borca katılmasına ilişkin olsaydı aynı nitelikteki ve miktardaki borcu …… de teminat sağlaması şeklinde olacağı, oysaki sözleşmede eski borcun yerine tamamen yeni bir borç şekli ve miktarı belirlendiği, ayrıca bu yeni belirlenen borca …. de kişisel teminat sağladığı, yeni belirlenen borcun davacı tarafın sunduğu belgeler incelendiğinde tamamının ödendiğinin anlaşıldığı, böylece borcun ödendiği, borcun yenilenmesi sözleşmesiyle yeni belirlenen borcu …. ödemesi karşısında davalının eski borçtan kaynaklanan çeklerden dolayı icra takibi başlatmasının mümkün olmadığı, kaldı ki bahsi geçen sözleşme borç yenilenme sözleşmesi olarak nitelendirilmese dahi söz konusu sözleşmede 1 nolu listede belirtilen çekler yerine 2 nolu listede ödeme listesinde belirtilen ödemelerin yapılması halinde borcun sona ereceği, aradaki farkın davalı alacaklının iskontosu olduğunun belirtilmesi ve ………. tarafından da 2 nolu listede belirtilen ödemelerin tamamının vadelerle uyumlu şekilde davalıya yapılması karşısında 1 nolu listede belirtilen çeklerin davalı tarafından takibe koyulmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğu ve hakkın açıkça kötüye kullanılması kapsamında olduğu, zira bu durumda bile borcun sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiği dikkate alınarak İstanbul Anadolu ……… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/363 Esas sayılı dosyası dışındaki birleşen tüm dosyalar ve asıl dava dosyasındaki çeklerin borç yenileme sözleşmesinde 1 nolu listede belirtilen çeklere ilişkin olduğu anlaşıldığından asıl dava, birleşen İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. Sayılı, birleşen İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı, birleşen İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. Sayılı, birleşen İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. Sayılı, birleşen İstanbul Anadolu….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2…… E. Sayılı, birleşen İstanbul Anadolu ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1038 E. Sayılı, birleşen İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1039 E. Sayılı dosyalarındaki dava konusu çekler yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/672 E. Sayılı dosyasında davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin davalının borç yenileme sözleşmesinin varlığı, davacı tarafın borç yenileme sözleşmesi uyarınca borcunu ödemesi karşısında haksız ve kötüniyetli olarak takip yaptığı (İstanbul Anadolu ………… İcra Müdürlüğü’nün 2015/7624 Esas sayılı dosyasında) anlaşılmakla takip tutarının % 20 ‘si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, asıl davada davacılar vekilinin dava dilekçesinde ve diğer aşamalardaki beyan dilekçelerinde kötüniyet tazminat taleplerinin olmadığı, İİK’nın 72/5 fıkrasına göre kötüniyet tazminat talebinin yanında alacaklının haksız ve kötüniyetli olmasının yanında davacı borçluların da talebi olması gerektiğinden davacılar lehine asıl davada kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir. Diğer dosyalarda icra takibi olmadığından davacıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/363 E. Sayılı dosyasında; davaya konu 31/05/2015 vade tarihli 75.000,00 TL bedelli senedin borç yenileme sözleşmesinde 1 nolu listede belirtilen çeklerden olmadığı, dava konusu senet incelendiğinde; keşidecinin davacı ……. Şti ve …, lehtarın davalı. Şti olduğu ve senette nakden ibaresinin yer aldığı, davacı tarafın bu bono bedelini davalı alacaklıya ödediğine ilişkin herhangi bir ödeme makbuzu, dekont vs sunmadığı, kaldı ki buna yönelik bir iddiasının da bulunmadığı, bu senedin borç yenileme sözleşmesi kapsamında belirtilen senet ve çeklerden olmadığı, sözleşme dışında kaldığı, dolayısıyla sözleşmede 2 nolu listede belirtilen ödemelerin yapılmasıyla bu senede ilişkin borcun sona ermeyeceği anlaşıldığından birleşen İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/363 E. Sayılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememiz asıl …. E. Sayılı dosyası,
Davanın KABULÜNE,
a-)Davacıların davaya ve İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/8836 E. Sayılı takip dosyasına konu ……. Bankası Modoko/İstanbul Şubesine ait keşidecisi .. …olan 2…… nolu … bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-Alınması gerekli 5.123,25 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harcın mahsubu ile 3.842,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 1.280,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.308,52 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 131,00 TL tebligat ve müzekkere, 1.200,00 TL bilirkişi (2 farklı bilirkişi) ücreti olmak üzere toplam 1.331,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
e-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …. deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Karar kesinleştiğinde teminatın ve gider avansın davacı tarafa iadesine,
2-Birleşen İstanbul Anadolu ……….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/142 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a-)………..İstanbul Şubesine ait keşidecis………. olan …… nolu 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-)Alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile 2.561,62 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvuru ve 883,08 TL peşin harç olmak üzere toplam 881,58 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 60,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
e-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …. deki esaslara göre belirlenen 5.850,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
f-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
3-Birleşen İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/672 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a-)Davaya ve İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğü’nün 2015/7624 E. Sayılı takip dosyasına konu … Modoko/İstanbul Şubesine ait keşidecisi … …. Dış Ticaret Ltd. Şti. olan ……nolu 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-)Davalının icra takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla takip tutarı olan 54.042,99 TL’nin % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
c-)Alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile 2.561,62 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
d-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 853,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 881,58 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
e-Taraflar arasında yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …….. deki esaslara göre belirlenen 5.850,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Birleşen İstanbul Anadolu ………….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/589 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a-) ……….. Bankası ………./İstanbul Şubesine ait keşidecisi ……… olan ……. nolu 35.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-)Alınması gerekli 2.390,85 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 597,72 TL harcın mahsubu ile 1.793,13 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
d-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 597,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 625,42 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
e-Davacı tarafından 68,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …… deki esaslara göre belirlenen 4.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Karar kesinleştiğinde teminatın ve gider avansın davacı tarafa iadesine,
5-Birleşen İstanbul Anadolu ……….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/409 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a- İstanbul Şubesine ait keşidecisi …………… olan ………… nolu 75.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-Alınması gerekli 5.123,25 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harcın mahsubu ile 3.842,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 1.280,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.308,52 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 49,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
e-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ………. deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Karar kesinleştiğinde teminatın ve gider avansın davacı tarafa iadesine,
6-Birleşen İstanbul Anadolu ………. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/779 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a-) ……….İstanbul Şubesine ait keşidecisi ………. olan ……… nolu 75.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-)Alınması gerekli 5.123,25 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harcın mahsubu ile 3.842,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 1.280,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.308,52 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 77,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
e-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ……. deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Karar kesinleştiğinde teminat ve gider avansının davacı tarafa iadesine,
7-Birleşen İstanbul Anadolu ……….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1038 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a-…………… Şubesine ait……….nolu 75.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-Alınması gerekli 5.123,25 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harcın mahsubu ile 3.842,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 1.280,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.308,52 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 73,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
e-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …… deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Karar kesinleştiğinde teminat ve gider avansının davacı tarafa iadesine,
8-Birleşen İstanbul Anadolu ………….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1039 E. Sayılı dosyasında açılan davanın KABULÜ ile;
a-) …………… Şubesine ait keşidecisi ……………. olan ……… nolu 75.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine,
b-Alınması gerekli 5.123,25 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harcın mahsubu ile 3.842,43 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
c-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvuru ve 1.280,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.308,52 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
d-Davacılar tarafından yapılan 94,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
e-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli…….deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Karar kesinleştiğinde teminat ve gider avansının davacı tarafa iadesine,
9-Birleşen İstanbul Anadolu ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/363 E. Sayılı dosyasında açılan davanın REDDİNE;
a-Davacıların tazminat taleplerinin reddine;
b-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.244,92 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli……………. deki esaslara göre belirlenen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
f-Karar kesinleştiğinde dosyada gider avansı olması halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.