Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1064 E. 2018/294 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1064 Esas
KARAR NO : 2018/294

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili; 09/09/2011 tarihinde davalı şirkete ZMMS ile sigortalı aracın kusurlu olarak müvekkilinin sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, davalının bir miktar tazminat ödemesi yaptığını, ancak ödenen tutarın yetersiz olduğunu, ayrıca müvekkilinin bakıma muhtaç olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107.maddesi uyarınca belirlendiği anda artırılmak üzere şimdilik 500,00 TL sürekli sakatlık tazminatı ile 500,00 TL bakıcı gideri tazminatının başvuru tarihi olan 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek %12 ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili yasal sürede davaya cevap vermemiş, yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, bu kaza nedeniyle davacıya 09/02/2015 tarihinde 99.907,00 TL ödeme yapıldığını, kusur tespiti ile maluliyet oranının tespitinin gerektiğini, ayrıca dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, bakıcı gideri talebinin ise teminat dışı olduğunu belirtmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle sürekli sakatlık tazminatı ile bakıcı gideri tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
Ceza soruşturma dosyası incelendiğinde, şikayet yokluğu nedeniyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Davalı şirketten hasar dosyası celp edilerek incelendiğinde, davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenmiş olan sürekli sakatlık tazminatı konulu 19/11/2014 tarihli dilekçe bulunduğu, ayrıca 09/02/2015 tarihli 99.907,00 TL bedelli ödeme belgesinin mevcut olduğu görülmüştür.
Kaza tespit tutanağı incelendiğinde, her iki sürücünün de kusurlu bulunduğu görülmüştür.
…..Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 04/03/2016 tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda, davacının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının %34 olduğu belirlenmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili 07/04/2016 tarihli duruşmada rapora itirazları olmadığını beyan etmiş, davalı vekili beyanda bulunmamıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile getirtilen hasar dosyası kapsamı birarada değerlendirilerek davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti bakımından bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Kök raporda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacının %25 oranında kusurlu oldukları, davacının sürekli maluliyetine ilişkin bakiye zararının 7.743,89 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora karşı beyan ve sürekli sakatlık tazminatı talebine ilişkin 10/06/2016 tarihli talep artırım dilekçesinde, kusur durumuna itiraz ettiklerini, ayrıca davalının dava önceside %48 maluliyet oranını esas alarak ödeme yaptığını, dolayısıyla bu durumun müvekkili lehine kazanılmış hak oluşturacağını, bakıcı gideri zararının da tespitinin gerektiğini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise 7.743,89 TL sürekli sakatlık zararı ile 500,00 TL bakıcı giderinin tahsilini talep ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili ise, dava öncesi ödeme tutarının yeterli olup olmadığının ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak tespitinin gerektiğini belirterek ek rapor alınmasını istemiştir.
Davacının bakım ve gözetimi gerektirecek bir maluliyetinin olup olmadığının tespiti için heyete doktor bilirkişi eklenmesine, ayrıca tarafların itirazlarını karşılayan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Doktor bilirkişi raporunda, davacının olay tarihinden itibaren 6 aya kadar bakıcıya ihtiyacı olacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 10/04/2017 tarihli ek raporunda, davacı vekilinin kusur durumuna ve esas alınacak maluliyet oranına ilişkin itirazlarının haksız olduğu, ayrıca ödeme tarihindeki veriler esas alındığında ödemenin yetersiz olduğunun kök raporda tespit edildiğini, bakıcı gideri zararının ise 4.050,72 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili, ek raporda da ödeme tarihi verilerinin esas alınmadığını belirterek yeniden rapor alınmasını istemiştir.
Davacı vekili 24/04/2017 tarihli bakıcı giderine yönelik talep artırım dilekçesinde ise, 4.050,72 TL bakıcı giderinin tahsilini talep etmiştir.
Ek raporda da ödeme tarihindeki veriler dikkate alınmadan bakiye sürekli sakatlık zararının tespit edildiği görülmekle bu eksikliğin giderilmesi için yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 05/03/2018 tarihli ek raporunda, ödeme tarihindeki veriler esas alındığında ödeme tarihi itibariyle davacı zararının 88.182,19 TL olduğu, davalının bu tutarın üzerinde ödeme yapmış olması nedeniyle davacının bakiye sürekli sakatlık zararının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, %34 maluliyet oranı esas alınarak yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, bu dosyada alınan rapor ile dava öncesinde alınan rapordaki oranlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek ATK’dan rapor alınmasını, aksi halde bakıcı gideri zararının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; 09/09/2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde motorsiklet sürücüsü olan davacının yaralandığı ve sakat kaldığı, davacının maluliyet oranın %34 olarak tespit edildiği, her ne kadar davacı vekilince bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarına itiraz edilerek dava öncesi alınan sağlık kurulu raporunda maluliyet oranın %48 olarak tespit edildiği ve davalının buna göre ödeme yaptığı, bu nedenle çelişkinin giderilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacı vekilinin 07/04/2016 tarihli duruşmada dosyamızda alınan maluliyet raporuna itirazı olmadığı yönünde beyanda bulunmuş olması, 04/03/2016 tarihli raporda dava öncesi düzenlenen sağlık kurulu raporunun da değerlendirilmiş olması ve her iki rapordaki oranlar arasındaki farkın fahiş olmaması nedeniyle mahkememizce alınan 04/03/2016 tarihli raporun hükme esas alındığı, bunun yanında dava dışı araç sürücüsünün %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu oldukları, davacı vekilinin kusur durumuna ilişkin itirazının haklı görülmediği, davacının sürekli maluliyeti nedeniyle zararına ilişkin olarak dava öncesinde ödeme yapılmış olduğu, kök rapor ve ilk ek raporda ödeme tarihindeki veriler yerine rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmış olması nedeniyle kök ve ilk ek rapora bu yönüyle itibar edilmediği(Emsal:Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 14/11/2016 tarihli 2015/7364 E., 2016/10411 K. sayılı kararı), ancak ilk ek raporda bakıcı gideri zararının 4.050,72 TL olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla 10/04/2017 tarihli ilk ek rapora bu yönüyle itibar edildiği,davacının bakıcı gideri talebinde haklı olduğu, 05/03/2018 tarihli 2.ek raporda ise ödeme tarihindeki veriler esas alınarak sürekli sakatlık zararının tespit edildiği ve buna göre dava öncesi ödemenin yeterli olduğunun tespit edildiği, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 05/03/2018 2.ek raporun sürekli sakatlık zararının tespiti yönünden hükme esas alındığı, buna göre davacı tarafın sürekli sakatlık zararı talebinde haksız olduğu, ayrıca davacı vekili başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiş ise de dava öncesi başvurunun yalnızca sürekli sakatlık zararına ilişkin olduğu anlaşılmakla bakıcı gideri alacağına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, ayrıca davalıya sigortalı aracın hususi olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın(artırılan hali ile) kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
b)Bakıcı gideri talebinin artırılan hali ile KABULÜNE, 4.050,72 TL bakıcı giderinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline,
2-Karar harcı 276,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 25,00 TL ile 20,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 204,00 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan toplam 72,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 31,80 TL ilk masraf, 213,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 80,00 TL talimat gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.825,50 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 625,95 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.