Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/348 E. 2023/723 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/348 Esas
KARAR NO:2023/723
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 11/05/2023
KARAR TARİHİ: 08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/06/2022 olay tarihinde —- sokaktan gelen—- plakalı aracın ön kısımları ile—- sokaktan —— istikametinde seyir halindeki davacı şirket —— dava dışı —- sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın sol yan kısımları ile çarpıştığını, çarpışma etkisiyle —— plakalı araç sağ ön çamurluk kısımlarıyla——ikametin bahçe duvarına çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası davacı şirket tarafından ——— 22.07.2022 tarihinde hasar bedeli olan 165.000 TL ödemenin yapıldığını, davalının ———– tarafından karşılanmayan 40.000 TL’nin, sorumluluğu nedeniyle teminat kapsamı dışında kaldığından ve TTK.1472.maddesi gereğince; ödendiği tazminat miktarı kadar sigortalısının haklarına halef olan müvekkil şirketin kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu hakkı olduğu dikkate alınarak sigortalı/davalı —– başvurulduğunu, işbu başvuruya dönüş alınamadığını, araç maliki —–karşı işbu itirazın iptali davasına konu ——————Sayılı icra takibini başlattığını, davalı —— tarafından borca “Kazaya karıştığı iddia edilen araç davacı şirket tarafından ———- tarihli sözleşme ile kiralandığı gerekçesiyle itiraz ettiğini,———-yapılan başvuru sonucunda da herhangi bir dönüş alınamadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde kimin fiili hakimiyetinde olduğu bilinmediğini bu nedenle araç maliki ———- karşı işbu davayı açma zaruretlerinin doğduğunu, davalı tarafın tacir olduğunu, dava TTK’nin 1483 ve devamı maddeleri uyarınca işbu dava ticari dava niteliğinde olduğundan isteyebileceğimiz faiz türü 3095 sayılı Kanun’un 2. Maddesinde belirtilen şekilde ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi olan avans faizinin olacağını, davaya konu alacak miktarı belgeye dayalı olduğunu, davalı/borçlu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, davaya konu alacak miktarının davalı tarafın kolayca belirlenebilir olduğunu, davalının bu hususu bildiğini ve kötü niyetli olarak borca ve icra takibine itiraz ettiğini, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tarihinde dava konusu ——– plakalı aracın ———–adlı şirkete kiralandığını, ——— işleten sıfatıyla kendi hesabına ve tehlikesi şirketine ait olacak şekilde çalıştığını, dava konusu kazanın 09/06/2022 tarihinde olduğunu fakat davacının davasını 11/05/2023 tarihinde açtığını, davalı şirketin işleten sıfatına haiz olmadığını, araç mahrumiyet bedelinden sorumlu tutulamayacağını, davacının ——- plakalı aracın sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının bulunmadığını, gerek doktrinde gerekse——–uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunmasının gerekeceğini, hiçbir şekilde sorumluluğu bulunmayan davalı şirkette icra inkar tazminatının talep edilmesinin mümkün olmayacağını ve hukuka aykırı olacağını beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELLİLLER:Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra dosyası, araç tescil kayıtları.

DELLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, davacı —– tarafından kendi sigortalısına ödenen bedelinin davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekir. ————— Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.Öte yandan, TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Öte yandan, TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.Bu durumda, davacının sigortalısının tacir, aracın ise ticari araç olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ———- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere————- Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2.maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 08/11/2023