Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/228 E. 2023/320 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/228 Esas
KARAR NO: 2023/320
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/09/2022
KARAR TARİHİ: 19/04/2023

—–sayılı dosyası yetkisizlik kararı ile mahkememizin esas defterinin —– sırasına kaydı yapılmış Mahkememizde görülen Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin, çeşitli alanlarda kullanılan kumlama tesis ve ekipmanlarını kendi geliştirdiği üstün —- imâl etmekte ve satmakta olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında manuel kumlama tesisinin imâl ve satımı konusunda 15.06.2021 günlü 97.500 Euro bedelli sözleşme akdedildiğini, davalı yanca sözleşmenin imzalanmasından 1 hafta sonra (22.06.2021 günü) 29.250 Euro tutarında avans ödemesi yapıldığını, manuel kumlama tesislerinin kurulumunun, satıcıdan hariç olarak alıcının da sahanın hazırlanması başta olmak üzere birçok şart ve yükümlülüğünü yerine getirmesi ile başarıya ulaşabileceğini, bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1 maddesinde açıkça “Taraflar işbu sözleşmenin konusuna dair mümkün olan en üst düzeyde işbirliği içerisinde çalışacaklarını beyan, kabul ve taahhüt eder.” şeklinde bir ibareye yer verildiğini, yine bu kapsamda tarafların yükümlülüklerinde belirsizlik oluşmasının önüne geçmek üzere Teklif Formunun “ 3-Teklif Kapsamı Dışında Kalan Konular” başlıklı maddesinde ve buna paralel olarak Satış Sözleşmesi 5- Minimum Gereksinimler, Teslimat Esasları ve Tarafların Diğer Yükümlülükleri ” başlıklı maddesinde son derece yalın biçimde müvekkilinin sözleşme maddeleri haricinde hiçbir taahhüdü olmadığı belirtildikten sonra özellikle nelerin kapsam dışında kaldığı hususu bir kez daha olası tereddütlere yer vermeyecek şekilde açıkça sıralandığını, hâl böyle iken, davalı yanca sahanın tesliminden tutun da kumlama tesisinin montajına kadar kendilerince ifa edilmesi gereken yükümlülüklerin neredeyse hiçbirisi yerine getirilmemiş ve ayrıca sözleşme hükümleri uyarınca yapılması gereken ödeme borcunu ifa etmediğini, davalı yanın bütün bu olumsuz tavrına karşılık, müvekkili tarafından olumsuz referanstan kaçınmak ve iş etik değerleri uyarınca yapıcı davranılarak uhdesinde bulunan işler tam ve eksiksiz biçimde tamamlanarak davalı yana teslim edildiğini, dolayısı ile, davalı yanın sözleşmeden kaynaklı olarak 97.500 Euro sözleşme bedelinden kendilerince ödenen 29.250 Euro’luk avans ödemesinin mahsubu sonrası bakiye 68.250 Euro tutarında borçları bulunduğunu, bu hususta sözleşme bedelinin tamamının davalı yana fatura edilmiş ise de, davalı tarafından asılsız iddialar ile faturanın iade edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bakiye kalan 68.250 Euro’dan şimdilik 3.000 Euro’su talep ve dava edildiğini, detayları verilen sözleşme dışı işlerin, müvekkili tarafından ifa edildiği ve fakat bedelinin (5.000 + 2.000 + 4.000 Euro olmak üzere toplamda 11.000 Euro) ödenmediği için her üç kalem alacak için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000’er TL’den 30.000-TL talep edildiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik davalı yanın sözleşmeden kaynaklı olarak 97.500 Euro sözleşme bedeli borcundan, kendilerince ödenen 29.250 Euro’luk avans ödemesinin mahsubu sonrası bakiye kalan 68.250 Euro’dan şimdilik 3.000 Euro’sunun fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının ———- tarihli kararında “özellikle tacirler arasındaki ilişkilerde, süresinde ödenmeyen mal ve hizmet bedeli dolayısıyla, alıcının faiz dışında ödemek zorunda kaldığı ve sözlü akdin inikadı sırasında taraflarca kararlaştırılmış ek bir miktar” şeklinde tanımlanmasından ötürü taraflar arasındaki sözleşmenin 4.1 maddesi uyarınca aylık %5 oranındaki vade farkı ve ek olarak TTK 1530/2 maddesi uyarınca belirlenecek olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TTK 1530/7 maddesi uyarınca hesap edilecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müvekkili tarafından sözleşme dışı işler olarak yerine getirilen ve fakat karşılığı ödenmeyen zemin imalatına ait gerekli statik hesaplamalar dan ötürü şimdilik 10.000-TL, çukur açma işlemi için gerekli çizim &modellemeden ötürü şimdilik 10.000-TL, yönlendirme saçlarına ait gerekli iki adet çizim & modellemeden ötürü şimdilik 10.000-TL olmak üzere sözleşme dışı işler nedeniyle şimdilik toplamda 30.000-TL’sının ayrı ayrı temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücreti karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı, davasını yetkisiz mahkemede ikame ettiğini, taraflar arasındaki ——– Müvekkil arasında doğabilecek tüm uyuşmazlıklar bakımından —- Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkilidir.” dendiğini, davacı, bu durumun bilincinde olduğunu, nitekim bahse konu Sözleşme, tek taraflı olarak Davacı tarafından düzenlenmiş olduğunu ve bu nedenle işbu davaya dair arabuluculuk başvurusunu da —-Arabuluculuk Bürosu’na yaptığını, bu yönden de, işbu davanın —— Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından görülmesi gerektiğini, müvekkili Şirket tarafından davacı aleyhine ikame edilen davanın, bu nedenle —— Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının kendi düzenlediği Sözleşme hükümlerine bu aşamada itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirtmiş, davacının üstlendiği işi ayıplı ve eksik olarak ifa ettiğini, ayıpların yanı sıra, davacının, işi süresinde teslim etmediğini ve halen geçerli bir teslim/kabul işlemi yapılmadığını, davacının, teklif, sözleşme ve mevzuatını ihlal ettiğini, müvekkilinin, tespit raporunun düzenlenmesinin ardından davacının üstlendiği işteki ayıpların tamirini üçüncü kişilere davacının nam ve hesabına yaptırmak durumunda kalmış ve zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin, davacının üstlendiği işin ayıplı ve eksik olması nedeniyle, tamir işleri yaptırılana kadar üçüncü taraflardan kumlama hizmeti satın almak durumunda kalmış ve bu nedenle de zarara uğradığını, davacının iddialarının aksine, taraflar arasında düzenlenen geçerli kabul belgesi bulunmadığını, davacının, sözleşme ve teklif kapsamında üstlenmediği işlerin kendisinden talep edildiğini ve sözleşme dışı ifada bulunduğuna dair iddiaları, somut olayın gerçeklerine aykırı olduğunu, davacının, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmediğine yönelik iddiaları ile, ayıplı ve süresinde olmayan ifasına dair sorumluluğu müvekkile yüklemeye çalıştığını, davacının vade farkı talebinin de reddedilmesi gerektiğini, döviz türünden alacak talebinin de reddedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın yetkisizlik ve zamanaşımı nedeniyle reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davanın —–Sayılı davası ile birleştirilmesine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE: Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağı 15/06/2021 tarihli Satış Sözleşmesinin 12. maddesinde; “….İş bu sözleşmenin uygulanmasından, icrasından veya bu sözlemeden kaynaklananan veya bu sözleşmeyle ilişkili olan tüm uyuşmazlıkların —– Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” şeklinde düzenleme yapıldığı, tarafların ise tacir olduğu görülmüştür.Davacı vekilinin 31/03/2023 tarihli dosyanın tensiben —— esas sayılı dosyası ile arasında hukuki ve fiili irtibat nedeniyle HMK 166. Md. kapsamında birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
—– sayılı dosyasının Uyap üzerinden gönderildiği; huzurda görülen davanın tarafları ile —– esas sayılı dosyasının taraflarının aynı olduğunu ve ilk davanın —– sayılı dosyası ile açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası ve —– Sayılı dosyasının incelenmesinden; dosyalar arasında fiili irtibat bulunduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmakla; Mahkememiz dosyasının HMK 166/1 md. Gereğince —- dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın —– esas sayılı dava dosyası üzerinden Yürütülmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-HMK 166/1 maddesi gereğince, mahkememiz dosyasının —- esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememizin —– Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra —— esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin esas kararla birlikte hüküm altına alınmasına,
Dair; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda esas hüküm ile birlikte kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/04/2023