Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/998 E. 2023/145 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/998 Esas
KARAR NO : 2023/145

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/04/2010
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında 23.2.2006 tarihli “Üretim Sözleşmesi” imzalandığını, 9.4.2009 tarihinde üretim sözleşmesine dayanan cari hesap alacağı olan 32.029.53 TL nin tahsili amacıyla davalı aleyhine —–. İcra müdürlüğünün ——esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ise borca itiraz edildiğini, müvekkilinin üretim sözleşmesi kapsamında üstlenmiş olduğu tüm yükümlülüklerini yerine getirerek üretilen malları 13.5.2008 tarihli fatura ile davalıya gönderdiğini, davalının taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden bakiye 33.671.12 TL borcu olduğunun tespit edilip borcun ödenmesi hususunun davalıya gönderilen 26.9.2008 tarihli ödemeye çağrı mektubu ile ihtar edildiğini, davalının ise cari hesap borcundan 1.641.59 TL ödeyip, bakiye 32.029.53 TL yi ödemediğini, davalının icra takibine karşı yapmış olduğu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında cari hesap ile başlayan bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, sözkonusu ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında cari hesap mutabakatı ve cari hesap kati dahi yapılmamış olmasına rağmen davacı tarafından takip başlatıldığını, müvekkilinin 13.10.2008 tarihinde 1.641.59 TL yi ödeyerek borcu kapattığını, davacı tarafça talep ve iddia edilen borcun konusu olduğu ve detayları ödeme mektubu ile bildirilen faturanın müvekkiline iletilmediği gibi iddia edilen ve içeriği bilinmeyen faturaya mesnet ürünlerinde müvekkiline teslim edilmediğini savunarak davanın reddi ile % 40dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkindir.Dosya ilk olarak kapatılan—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Sırasına kaydedilerek açılmış, mahkemenin kapatılması nedeniyle—— Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiş, yargılama sonucunda —–Sayılı 18/04/2013 tarihli gerekçeli kararında açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı tarafın kararı temyiz etmesi üzerine mahkememiz dosyası —– Hukuk Dairesine gönderilmiştir.——Sayılı ilamında “…. Gerek taraflar arasında akdedilen sözleşmeden gerekse de sipariş formundan sözleşme konusu edimin yazar kasa üretimine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Fatura konusu malzemelerin sözleşme kapsamında üretilen ürünlerden olup olmadığı teknik bilgiyi gerektirmesine rağmen mahkemece hukukçu ve malî müşavirden alınan bilirkişi raporları ile yetinilmiştir. Yetersiz bilirkişi raporlarıyla hükme varılması doğru olmamıştır (6100 sayılı HMK’nın 266 ve 281/3. mad.). Bu nedenle mahkemece konunun uzmanı makine mühendisi teknik bilirkişiye malzemeler incelettirilerek faturadaki malzemelerin sözleşme kapsamında üretimi kararlaştırılan ürün ile ilgili olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, taraf itirazları da karşılanacak şekilde denetime elverişli rapor alınıp hüküm kurulmalıdır. Yetersiz bilirkişi raporları ve eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş…” diyerek kararın bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra dosya mahkememizin ——sayılı Esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.Mahkememizin —–. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda —— Sayılı 06/02/2017 tarihli kararı ile “Açılan davanın Kabulü ile ; Davalı Borçlunun—–. İcra müdürlüğü——Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 32.029,53 TL asıl alacak yönünden iptaline, —–İcra müdürlüğü ——Esas sayılı takibin 32.029,53 TL asıl alacak ve asıl alacağı takip tarihinden itibaren %27 ve değişen oranlarda Ticari Faiz işletilerek devamına, Asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Mahkememiz kararı Davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya yeniden temyiz incelemesi için ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmiştir.Yargıtay ——Hukuk Dairesinin ——- Sayılı 14/09/2017 tarihli ilamı ile “Bozma sonrası alınan 13.05.2016 tarihli teknik bilirkişi ek raporunda “…Tarafların elinde numune olarak bulunmasa dahi zamanında seri üretimi yapılarak piyasada satılıp kullanıldığı anlaşılan —— tipindeki yazarkasalardan birer adet numunenin—–firmasından, yetkili ——servislerinden veya piyasadan temininin mümkün olabilmesi ihtimali bulunduğundan temini halinde üzerinde uygun görülmesi halinde re’sen atanacak uzman bir teknisyen ile elektronik mühendisinin dahil edileceği bilirkişi heyeti gözetiminde sökülerek elektronik ağırlıklı —— detaylı incelemesinin gerçekleştirilmesi, fatura muhteviyatının sözleşme konusu yazar kasalarda kullanılıp kullanılmadığı hususunda net tespitler yapılabilmesi mümkün görünmektedir…” denilmek suretiyle kesin bir kanıya varılamadığı açıklanmış bulunmaktadır. Bu açıklamaya göre yeni bir inceleme yapılması gerekir iken bu rapor esas alınarak esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamış” “O halde mahkemece yapılacak iş; bilirkişi ek raporunda açıklanan olgular gözetilerek ispat külfetinin davacı tarafta olduğu hususuna da dikkat edilerek gerektiğinde davacı tarafa uygun süre verilerek numune temini yoluna gidilmesi ve temin edildiğinde 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman bilirkişiler kurulu aracılığıyla bilirkişi heyetinden mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak faturalardaki malzemelerin sözleşme kapsamında üretimi kararlaştırılan ürün ile ilgili olup olmadığı belirlenmeli ve sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır” açıklaması ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.Yargıtay bozma kararı üzerine dosya mahkememizin—– sayılı Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiş, yapılan yargılama sonunda 21/10/2020 tarihli karar ile “DAVANIN KABULÜ İLE, Davalı borçlunun —–İcra müdürlüğü —–esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 32.029,53 TL asıl alacak yönünden iptaline,—– esas sayılı dosyasındaki takibin 32.029,53 TL asıl alacak ve asıl alacağı takip tarihinden itibaren % 27 ve değişen oranlarda ticari faiz işletilerek devamına, Asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı Davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya yeniden temyiz incelemesi için ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmiştir.——- Sayılı 10/03/2022 tarihli karar ile “Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Davacı yüklenici, sözleşme uyarınca davalı iş sahibinin bildireceği üretim planına göre yazarkasa üretimini üstlenmiştir. Takibe konu fatura bedelinin, üretilen yazarkasa bedeline ilişkin olmayıp, bu yazarkasa üretiminde kullanılan değişik parça bedellerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İş bu durumda üretilen yazarkasaların üretim planını düzenleyen sözleşmenin 7. maddesinin değil, 11. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Söz konusu madde uyarınca, iş sahibi tarafından ürünlerde iptal ya da değişiklik yapılması durumunda yüklenicinin, üretmiş olduğu parçaları herhangi bir şekilde değerlendirememesi durumunda iş sahibinin bu malzemeyi satın alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahkemece, davacının ürettiği ürünleri adresinde teslim almasını bildirmesine rağmen teslim almayan davalının ürünleri kabul etmiş sayılacağından bahsedilmiş ise de, davalı iş sahibinin kabul yükümlülüğü sözleşmenin 7. maddesi uyarınca üretilen yazarkasalar için olup, fatura konusu yazarkasa parçaları için değildir. Ayrıca yine mahkemece, davalının alacaklı temerrüdüne düştüğü belirtilmiş ise de TMK’nın 6. maddesi uyarınca “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlü” olup, davacı fatura konusu parçaların sözleşme konusu yazarkasaya ait olduğunu kanıtlayamadığından, sözleşmeye uygun ifadan bahsedilemeyecek olup, alacaklı temerrüdünden ve doğal olarak davalının sözleşmenin 11. maddesi uyarınca satın alma yükümlülüğünden bahsedilemez. İş bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile mahkememiz kararının BOZULMASINA karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuş, yeniden yapılan inceleme sonunda —–.Hukuk Dairesinin ——Sayılı 19/10/2022 tarihli ilamı ile; HUMK’nın 440.madddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.Yargıtay bozma ilamından sonra dosya yeniden mahkememizin —– sayılı esasına kaydedilerek usulünce duruşma açılmıştır.
İlk celsede Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında 23.02.2006 tarihli üretim sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı, davalı tarafından gönderilen 18.04.2006 tarihli sipariş emrinde gösterilen ürünlerin üretildiğini, ancak davalı tarafından takibe konu olan bakiye iş bedeline ilişkin 13.05.2008 tarih ve —— nolu 32.141,64 TL tutarlı fatura bedelinin ödenmediğini iddia etmiş; davalı ise faturanın ve faturaya konu ürünlerin taraflarına teslim edilmediğini, ayrıca sözleşme süresinin bir yıl olduğunu, sürenin bitmesi nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı yüklenici, sözleşme uyarınca davalı iş sahibinin bildireceği üretim planına göre yazarkasa üretimini üstlenmiştir. Takibe konu fatura bedelinin, üretilen yazarkasa bedeline ilişkin olmayıp, bu yazarkasa üretiminde kullanılan değişik parça bedellerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İş bu durumda üretilen yazarkasaların üretim planını düzenleyen sözleşmenin 7. maddesinin değil, 11. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Söz konusu madde uyarınca, iş sahibi tarafından ürünlerde iptal ya da değişiklik yapılması durumunda yüklenicinin, üretmiş olduğu parçaları herhangi bir şekilde değerlendirememesi durumunda iş sahibinin bu malzemeyi satın alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Mahkemece, davacının ürettiği ürünleri adresinde teslim almasını bildirmesine rağmen teslim almayan davalının ürünleri kabul etmiş sayılacağından bahsedilmiş ise de, davalı iş sahibinin kabul yükümlülüğü sözleşmenin 7. maddesi uyarınca üretilen yazarkasalar için olup, fatura konusu yazarkasa parçaları için değildir. Ayrıca yine mahkemece, davalının alacaklı temerrüdüne düştüğü belirtilmiş ise de TMK’nın 6. maddesi uyarınca “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlü” olup, davacı fatura konusu parçaların sözleşme konusu yazarkasaya ait olduğunu kanıtlayamadığından, sözleşmeye uygun ifadan bahsedilemeyecek olup, alacaklı temerrüdünden ve doğal olarak davalının sözleşmenin 11. maddesi uyarınca satın alma yükümlülüğünden bahsedilemez. İş bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafça yapılmış 324,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 179,90 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 315,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.