Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/933 E. 2023/778 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/933 Esas
KARAR NO:2023/778
DAVA:5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak)
DAVA TARİHİ:18/11/2022
KARAR TARİHİ:22/11/2023

Mahkememizde görülen 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın —— müvekkili davacı—- gereği açıldığını ve bu hesaba bağlı — cihaz tahsilatları ve müşteri ticari ödemeleri toplandığı —– nolu hesap açılmış olduğunu, davacı banka bu hesaba gelen tahsilatların kullanımını hiçbir sebep ve neden göstermeden izin vermemekte ve bloke hesap işlemi yaparak davacının kullanımını engellemekte olduğunu, Muhatap bankanın bu eylemi üç yıldan fazla devam etmekte olup bugüne
kadar hiçbir açıklama yapmadıkları gibi mülkiyeti müvekkili şirkete ait bu paralar üzerinden yani mevduattan da haksız kazanç sağlamaya devam etmekte olduklarını, defalarca hesaptaki paranın serbest bırakılması talep edilmiş ise de şube ve banka yönetimi olumlu veya olumsuz hiçbir cevap
vermemekte bu hesapta her geçen gün bloke edilen tutar artmakta olduğunu, Banka kayıtlarında bu bloke edilen hesapta 15.7.2022 tarihi itibariyle 122.198,50 TL olduğu ekstre ile sabit olduğunu, Hem hesaptaki mevduatı bloke eden ve hem de her türlü kullanım ve tasarruf hakkı kendinde olduğunu ve dava şirketin parasını kullandırmayan muhatap bankanın birde hiçbir basiretli tacirden beklenmeyen bir şekilde müvekkili şirkete —–yevmiye ile ihtarname keşide ederek —–aykırı davrandıkları için İptal edildiğini ihbar ederek satış bedelleri —— ödenmesini ihtar etmiş olduğunu, —-hesaptan tahsil edilmesi gerekirken tahsil etmeyen muhatap bankanın haksız yere temerrüde
düşürme ve sözleşme feshi işlemi yasalara ve sözleşmeye açık aykırı olduğunu, banka üç yıldır bu hesaba gelen tahsilatları ödememekte ve rehin hakkı/bloke vb. bahaneler ile hesabı üzerinde davacı şirketin tasarrufunu engellemekte olduğunu, davalı bankanın ihtarına hemen cevap verilmiş ve son
kez blokenin kaldırılarak hesaptaki paranın ödenmesi talep edilmiş olduğunu, davalı bankanın bu tutumunun Konkordato Davası esnasında da devam etmiş olduğunu, davalı bankanın Konkordato davanın olduğu ve dosyasının celp edilmesini talep ettiklerini; ——– tarihli talep dilekçesine karşılık olmak üzere — Ara kararında davalı bankanın Davacının hesaplarına bloke konması talebini ret etmiş olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; davacının davalı banka ——–nolu hesabına uyguladığı yasal dayanaktan yoksun blokenin Kaldırılmasını ve davacının kullanımına açılmasına, Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 15.7.2022 tarihi itibariyle işbu hesapta birikmiş bulunan 122.198,50 TL nakit parasının davacı şirkete ödenmesine, davalı bankanın yasa ve mahkeme kararına rağmen davacının hesabındaki parayı gasp etmiş olması sebebiyle ve taraflar arasında imzalanan İşyeri Sözleşmesi Hükümleri gereği hesaba gelen bu tahsilatların geldikleri tarihten davacıya ödenecek tarihe kadar geçecek süre için işleyecek Ticari Reeskont faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; banka dava dilekçesi ile iddia edildiği üzere ilgili davacı hesabındaki bakiyeyi ödemeyeceği söylenmemiş olduğunu, derdest konkordato davası nedeniyle yapılacak ödemenin ceza hükümleri gereğince banka sorumluluğu doğurabileceğinden dolayı kayyım onayı alınması halinde ödeme yapılabileceği ifade edilmiş olduğunu, üye işyeri sözleşmesi’ nin 7. maddesi temerrüt hükümlerini düzenlemiş olduğunu Bu maddeler kapsamında , ” Aşağıdakilerle sınırlı olmamak üzere, işbu Sözleşme’ de yer alan edimlerinden, taahhüt ve borçlarından herhangi birini hiç yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yahut zamanında yerine getirmemesi; İflasının istenmesi yahut konkordato ilan etmesi; Banka’ nınalacaklarının ödenmesini tehlikeye düşürecek miktarda hacze veya icra takibine maruz kalması; Banka’ dan kredi kullanması halinde, kullanmış olduğu kredilerden herhangi birinin kat edilmesi halinde, başkaca bir merasime gerek olmaksızın temerrüde düşmüş olacağını kabul ve beyan eder. Üye İşyeri, bu sözleşme uyarınca açılmış ve açılacak hesaplarının herhangi bir nedenle borç bakiyeye dönüşmesi durumunda, Sözleşme’ de ayrıca hüküm bulunmayan hallerde, borç bakiyesini oluşturan işlem tarihinden itibaren, borç tutarına ilaveten, Banka alacağının tamamen ödeneceği tarihe kadar geçecek günler için, Banka’ nın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faizi oranlarından işlem tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %&50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile bunun fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. ” hükmünün olduğunu, uyuşmazlıkların çözümlenmesinde; Banka’ nın defter, kayıt ve belgeleri ile ses kayıtlarının Üye İşyeri tarafından Bankaya gönderilecek yazılı veya faks talimatlarının, işlemle ilgili oldukları ölçüde kredi
kartı sistem kuruluşları ve Bankalararası —– defter, kayıt ve belgelerinin HMK’ nun 193. maddesi gereği münhasır delil olacağını, herhangi bir hususun ispatı için birbirlerine yemin teklif etmeyeceklerini, yemin teklif haklarından feragat ettiklerini kabul ve beyan ederler.” Hükümlerinin olduğunu belirterek; davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, davacı şirketin bankadaki mevduat hesabına banka tarafından konulan blokenin kaldırılması ve paranın iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemece uyuşmazlığın; davanın banka müşteri ilişkisi çerçevesinde açılan alacak davası olduğu, davacı şirket ile davalı banka arasında davacının iş yerindeki faaliyetlerinden dolayı pos cihazından tasfiye edilen paraların iadesinin talep edildiği, banka müşteri ilişkisi ihtilafsız olduğu, ihtilafın paranın banka tarafından davacıya verilmemesinin haklı olup olmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir. Dava dosyasının bankacı ve borçlar hukukçusu bilirkişiye tevdi ile; davacının davalı bankadaki tüm hesapları, bu hesaplar çerçevesinde bankaya borcu olup olmadığı, davaya konu poslardan dolayı davacının bankadaki hesabı ve konkordoto dosyasından verilen tedbir ve diğer kararlar incelenmek sureti ile bankanın dava konusu olan alacağı mevcut hali ile ve konkordato komiseri onayı olmaksızın verilip verilmeyeceği hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiştir. Bilirkişiler 16/10/2023 tarihli raporunda; davacı bankanın alacak iddiasına dayandığı kredi sözleşmesinin ve borcun başladığı tarihin geçici mühlet önce olmasına ve alacak iddiasının
konkordato projesine dahil olmadığını ileri sürülmemesine göre, bloke işleminin yasal olmadığı sonucuna varıldığı; 05.11.2022 ve dava tarihi itibari ile 133.094,82 TL bakiye olduğu ve tüm bakiyenin blokeli olduğu tespit edilmiş olduğu; (Talep : 122.198,50 TL) davacının davalı bankaya 10.10.2022 günü pos tahsilatların ödenmesi yönünde dilekçesi bulunduğu; miktar içermediği; buna göre temerrüt tarihinin 10.10.2022 olarak kabulü gerekip-gerekmediğini takdirinin Mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirket tarafından konkordato başvurusunun 23 Temmuz 2019 günü yapıldığı; 29.07.2019 günü geçici mühlet verilerek tedbir kararları verildiği; 28.12.2019 tarihinde kesin müddet verildiği; 24 Ocak 2022 tarihinde konkordato projesinin tasdikine karar verildiği; uyuşmazlık konusu post tahsilatlarını aktarıldığı hesaba konkordato süreci içinde herhangi bir bloke konulmadığı; esasen de bu yönde tedbir kararı bulunduğu;konkordatonun 24.01.2022 günü tasdikinden sonra hesapta para çekme işlemi gözükmediği; gelen tutarların hesapta tutulduğu; bilahare bankanın 05.11.2022 günü bloke kaydı koyduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı Banka’nın ———-ile davacıya ve kefillere kat ihtarnamesi mevcut ise de, konkordato projesine dahil olan bir kredi alacağını artık takip konusuyapılamayacağı; konkordato sürecindeki en önemli husus alacaklıların eşitliği ilkesidir. Bu bağlamda, mühlet içerisinde “çok özel bir durum” olmadan hiçbir alacaklıya mühlet öncesine ait alacakları için ödeme yapılmaz. Konkordato (geçici veya kesin) mühletinin sonuçları, yalnızca alacaklı ve borçlu bakımından geçerli olup, borçtan birlikte sorumlu olan kefiller bakımından geçerli değildir. Buna göre, konkordato geçici mühleti kararından konkordatonun tasdik edilmesine kadarki süreçte borçtan birlikte sorumlu olan kefillere karşı alacağın tamamı hakkında alacaklıların başvuru (müracaat) hakkı vardır; alacaklı bu süreç içerisinde kefile karşı icra takibi yapılmasını veya başlamış olan icra takibine devam edilmesini sağlayabilir. Hal böyle olunca anılan ihtarnamenin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği; öte yandan davalının cevap yazısında kayyımın onayı gerektiğini ileri sürülmüş ise de, konkordatonun tasdikinden sonra, komiserlerin görevinin sona erdiği; atanan kayyımın ise sadece konkordato projesindeki ödemelerin yapılıp yapılmadığı ve taahhütlerin yerine getirip getirilmediğini denetlemekle sınırlı görevi bulunduğu: bankadaki mevduatlar üzerinde talimat verme yetkisi bulunmadığı nazara alırak davacı bankanın alacak iddiasına dayandığı kredi sözleşmesinin ve borcun başladığı tarihin geçici mühlet önce olmasına ve alacak iddiasının konkordato projesine dahil olmadığını ileri sürülmemesine göre bloke işleminin yasal olmadığı sonucuna varılmıştır. Her ne kada——— karar sayılı ilamıyla bozulmuş ise de; her dava, dava tarihi itibariyle değerlendirilmiş olup, dava tarihi itibariyle onaylanmış bir konkordato projesi ve konkordato kesin mehili vardır. Davalı banka bloke koyduğu zaman da bunlar mevcut olup bankanın konkordato tasdikinden sonra hesaba bloke koyması hatalıdır. Sonradan Mahkeme kaldırılmasının sonuca etkisi yoktur. Dava devam etmektedir. Konkordato tedbirleri nihai kaldırılsa dahi devam eder. Bu nedenle Mahkememizce hatalı yapılan bloke kararından dolayı kabul kararı verilmiştir. Davacı vekili alacak yönünden faizi bloke tarihlerinden itibaren istemiş ise de; taraflar arasında akdi ilişki vardır. Ortada haksız fiil yoktur. Bu nedenle fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren faiz başlatılmamış olup; akdi ilişki nedeniyle de temerrüt şarrtır. Davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği nazara alınarak; davanın kabulü ile; davacının davalı banka——— hesabına uyguladığı blokenin kaldırılarak hesapta biriktiği tespit edilen 122.198,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacının davalı banka——–iban nolu hesabına uyguladığı blokenin kaldırılarak hesapta biriktiği tespit edilen 122.198,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 8.347,38 TL harçtan, peşin alınan 2.086,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.260,53 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 19.551,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 2.086,85 TL peşin harcın ve 4.065,00 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 6.232,55 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.560,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Kullanılmayan gider avansı varsa karar hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde———–Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 22/11/2023