Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/904 E. 2023/205 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/904 Esas
KARAR NO : 2023/205

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; dava dışı —- davacı sigorta şirketi nezdinde sağlık sigortası poliçesi kapsamında sigortalı bulunduğu ve davalı sürücü —- diğer davalı——maliki bulunduğu ——plakalı aracın 22/11/2013 tarihinde —– plakalı araca çarpması sonucunda —— plakalı araç sürücüsü dava dışı —– yaralandığı ve sigortalının tedavisine ilişkin toplamda 18.152,10 TL. tedavi gideri ödendiği belirtilerek kusur durumu nazar alınmak suretiyle 13.614,07 TL.nin 01/04/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilinle karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP
Davalı —– ve/veya vekili davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalılar —–vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurun davacıya ait olduğunu, müvekkillerine ait aracın sigortası mevcut olup, kusur nispetinde tazminat taleplerinin poliçe kapsamında müvekillerinin sorumlu olmayacağı, manevi tazminat talebinin ise tamamen yasal şartları var olmayan kusur durumunun, olayın oluş şeklinin, uğradığı bedensel zararla (hayati tehlike içermeyen kırık) orantısız tamamen malvarlığını artırmaya dönük zenginleşme amacı güden talepler olduğunu belirterek manevi tazminat talepli davalarının reddini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yasal olmadığını, kaza tespit tutanağında adı geçen—— plakalı aracın ilgilillerinin de davacı tarafça davaya dahil edilmesini, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından geçerli belge ve delile dayanmayan, soyut ifadelere dayanan fahiş miktardaki maddi ve manevi tazminat davasının reddini, talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, 22/11/2013 tarihli trafik kazası nedeni ile davacının, davalılardan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- karar sayılı ilamıyla trafik kazası sonucunda dava dışı sigortalıya ödenen tedavi gideri bedelinin rücuen tahsili talepli işbu dava dosyasının mahkememizin ——-esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine dair karar verilmiş, yargılama aşamasında mahkememizce 06/08/2018 tarihinde işbu birleşen dosyanın tefrikine karar verilmiş ve tefrik olunan dosya —— esas sırasına kaydının sağlanması ile yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 02/07/2019 tarihli celsesinde davalılar vekilinin mahkememizin —- sayılı dosyasında ——tarafından maluliyet tazminatı, kazanç kaybı ile birlikte tedavi giderleri yönünden de maddi tazminat talepli davanın tefrik olunan dava dosyası ile birleştirilmesi yönünde talepleri de nazara alınarak her iki dava dosyası mahkememizce tekrar incelenmiş, mahkememizin ——- sayılı dava dosyasında da davaya konu haksız fiille ilgili olarak çalışma gücünün azalmasından doğan kayıplar, maluliyet tazminatı, kazanç kaybı, temizlikçi gideri, bakıcı gideri, belgeli ve belgesiz tedavi gideri ve yol gideri ile manevi tazminat taleplerinin bulunduğu, mahkememizin işbu dava dosyasında da davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı ——) ödendiği beilrtilen tedavi giderlerinin kusur oranına isabet eden 13.614,07 TL.sinin faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği anlaşıldığından usul ekonomisi nazara alınarak HMK 166 maddesi uayırnca her iki dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmiştir.Mahkememiz—– esas sayılı dosyasıyla birleşen —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyası tefrik edilmiştir.
Mahkememizin —– Esas ve —- Karar sayılı ilamı—–Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesince 18/04/2022 tarih ——sayılı kararı ile ”Ana dosyada davacı tarafından karşılanmayan belgesiz masraflar tedavi giderinin talep edildiği, birleşen dosya kapsamında ise davacı sigorta tarafından sağlık sigortası kapsamında ödenen tedavi giderinin talep edildiği, her iki talebin farklı olduğu görülmekle mükerrer olduğuna ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. —– Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce ve halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih,—– sayılı kararında; “2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden —— yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde; 14.10.2014 tarih, ——sayılı kararında ise “Geçici iş göremezlik zararı bedeni zarar teminatı ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca tedavi gideri kapsamında değerlendirilemez” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalılar vekilinin tedavi giderleri tazminatına ilişkin istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, ve yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminatın bir miktar az olduğu kanaatine varılmıştır. Birleşen dosya yönünden kararın kaldırılma gerekçesine göre esas yönden istinaf talepleri değerlendirilmemiştir”Denilerek kararın kaldırılarak dosyanın mahkememize geldiği ve Mahkememiz esas defterinin ——- Esas sırasına kaydı yapılmıştır.Mahkememizin—– esas sayılı dosyasından yapılan 09/11/2022 tarihli duruşmasında mahkememizin —- esas, ——karar sayılı dosyasının dosyamızdan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmekle mahkememizin —– esasına kaydı yapılmıştır.Davacı vekilinin 25/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin her türlü talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile; bedel artırım / ıslah taleplerinin kabulüne ve talep miktarının 18.152,10- TL’nin davalılardan tahsili ile taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yanlar tahmiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava hukuki niteliği itibariyle, 22/11/2013 tarihli trafik kazası nedeni ile davacının, davalılardan maddi tazminat talebine ilişkindir.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, Davacının sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile 22/11/2013 tarihinde seyir halinde iken davalı —- sevk ve idaresindeki diğer davalı ——maliki olduğu, diğer davalı sigorta şirketinin de olay tarihi itibariyle ZMSS kapsamında sigorta teminatı sağladığı, ——plakalı minibüsün çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza nedeniyle—–Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —— soruşturma sayılı dosyası ile tahkikat yapıldığı ve—–Asliye Ceza Mahkemesi’nin ——- Esas sayılı dava dosyası ile ceza yargılamasının devam ettiği, davacının bu kaza nedeniyle yaralandığı, bu hususlarda ihtilaf bulunmadığı, davacının meydana gelen trafik kazasından dolayı geçici ya da kalıcı iş gücü kaybı oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise bu nedenlerle zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarı, yaralanma nedeniyle yapılan ve yapılması zorunlu olan tedavi ve diğer giderlerinin bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, tespit edilecek miktarlardan ve kaza nedeniyle davacının manevi zararı bulunup bulunmadığı varsa takdiri ile trafik kazasındaki tespit olunacak kusurlar oranında davalıların sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler ne kadarlık kısımlardan sorumlu oldukları hususlarının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
02/01/2018 tarihli —— raporunda özetle; Mevcut belgelere göre;
“Her ne kadar 01/09/2013 sonrası yaralanamalar için Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılması istenmiş ise de; bu yönetmelikte malulen emeklilik esasları belirtilmiş olup, çalışma gücü kaybına ilişkin Ek1 bölüm hastalık ve arazlar ancak arıza ağırlık listesi oranlarıyla ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını içermediği, bu nedenle halen yönetmelikte olan ve Ek3 bölümünün yer aldığı 11.10.2008 tarih ve ——yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanarak kişinin maluliyeti hesaplanmıştır.10/11/1982 doğumlu—– 22/11/2013 tarihinde geçirmiş olduğu araç içi trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve —– yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” denilmiştir.27/06/2019 tarihli —– raporunda özetle; “—— kızı, 10/11/1982 —– doğumlu doğumlu, ——- 22.11.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve —– yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında engellilik oranının % 0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” denilmiştir.
07/10/2019 tarihli—— raporunda özetle; Mevcut tıbbi belgelere göre;
—–kızı, 10/11/1982 doğumlu, ——- 22.11.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasınının; 03.OB.2013 tarih,—–yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve——- yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden farklı olarak sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60*ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %6û’ inin kaybına neden olacağı) , bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, —— İhtisas Kurulunun 25.12.2017 tarih, —–nolu kararı ile —– İhtisas Kurulunun 22,05.2019 tarih ve ——- nolu kararına eklenecek veya değiştirilecek bir husus bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” denilmiştir.
03/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Sürücü —–yönetimindeki —– plakalı minibüsü ile kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı; hızını aracının teknik özelliklerine, görüş ve yol şartlarına göre ayarlamadığı; tek yönlü yolda ters yönde seyrettiği; —— plakalı otomobil ile kazaya karıştığı ve —— yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 52/a-b, 84/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/a-b, 157/a/2 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 kusurlu olduğu; sürücü —– yönetimindeki —— plakalı otomobili ile kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı; hızını aracının teknik özelliklerine, görüş ve yol şartlarına göre ayarlamadığı; —— plakalı minibüs ile kazaya karışarak yaralandığı için Karayolları Trafik Kanununun 52/a-b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/a-b maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde tali ve %25 kusurlu olduğu; iş bu rapordaki kusur değerlendirmesinin, —–Asliye Ceza Mahkemesi’nin —–sayılı kararı ve —– Kurumu’nun 05.01.2015 tarihli raporu ile uyumlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
16/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile ÎİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; Yukarıda Sayın Mahkemeye takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Sayın Mahkemece tarafımıza verilen görev çerçevesinde; dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 22.11.2013 tarihinde meydana gelen olayda; KUSUR; 03.04.2017 tarihli Makine Yüksek Mühendisi- Trafik Kusur Hasar – Sigorta Uzmanı Sayın Bilirkişi ——tarafından düzenlenen raporda; Davalı —–plakalı araç sürücüsü —— kazanın meydana gelmesinde asli ve % 75 (yiizdeyetmişbeş) kusurlu olduğu, Davacı —— plakalı araç sürücüsü—— kazanın meydana gelmesinde tali ve % 25 (yüzde yiirmibeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, GECİCİ İS GÖREMEZLİK SÜRESİ: Her ne kadar ——- İhtisas Kurulları tarafından düzenlenmiş raporlarda, davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiş ise de; iyileşmenin olabileceği en uzun sürenin kastedilmiş olduğu; dosya içerisinde mevcut olan —— Esas sayılı dosyasının 13.05.2014 tarihli oturumunda, davacmm vermiş olduğu ifadesinde, 45 (kırk beş) gün raporlu kaldıktan sonra işe başladığını beyan etmiş olduğu ve dosya içerisinde 45 günlük istirahat raporu dışında başkaca bir istirahat raporu bulunmadığı dikkate alındığında, geçici iş göremezlik süresi 45 (kırk beş) gün olarak kabul edilebileceği, GECİCİ İS GÖREMEZLİK ZARARI: davacının ücret bordroları incelendiğinde herhangi bir kesintinin bulunmadığı, bu bağlamda; kaza nedeni ile kazanç kaybına uğradığından söz edilemeyeceğinin takdir ve hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, BAKICI GİDERLERİ ZARARI: Heyetimiz tarafından lay süre ile davacının bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı Sayın Mahkemece kabulü durumunda; 22.11.2013 kaza tarihi dikkate alındığında 2013 yılı 2. Dönem brüt asgari ücret üzerinden bakıcı giderleri zararı hesaplanabileceği ve bu tutarında 1.021,50 TL olduğu, davacının kazanın meydana gelmesinde % 25 kusurlu olduğunun kabulü ile davalılardan talep edebileceği bakıcı gideri zararının 766.13 TL olabileceği hesaplanmış olup, takdiri elbette Yüce Mahkemeye aittir. FATURALANAMAYAN MUHTELİF TEDAVİ GİDERLERİ TALEBİ: Davacı tarafından herhangi bir belge sunulmamış olmakla birlikte, davacının yaralanmasının niteliği dikkate alındığında, muayene katkı payı, ilaç katlım payları ve tıbbi sarf malzemesi gibi giderler ve tedavisi ve kontrolleri sırasında sağlık kuruluşuna ulaşım için yapılacak harcamalar için 1.000,00 TL tedavi ve yol gideri olabileceği, davacının davalılardan % 25 kusur tenzili sonrası 750,00 TL talep edebileceği, ——Karan, —–Hukuk Dairesinin 01.04.2013 tarih —— Sayılı kararı ve——-tarihli kararında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin bakıcı giderleri ve ——- tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen sağlık harcamalarından (yol, yemek, tıbbi malzeme vs) sorumluluğundan söz edilebileceği ve tedavi giderleri ytfeminatmdan karşılanabileceğinin hukuki münakaşasının Yüce Mahkemeye ait olduğu, BİRLESEN DAVA: Dava konusu tedavi giderlerine temel oluşturan trafik kazasının 22.11.2013 tarihinde meydana gelmiş olması dikkate alındılında, bu kaza sonucu oluşan yaralanmanın tedavisi için yapılmış olan sağlık hizmeti bedellerinin tümünün mü. voksa Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında tespit edilen kısmının mı ——- sorumluluğunda olduğu hususu, yasalar, yönetmelik ve Danıştay kararlan çerçevesinde hukuki bir değerlendirme olup mahkemenin takdirinde bulunan bir husustur. Bu baElamda; 22.11.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu özel Sağlık Sigortası kapsamında Toplam : 18.152,10 TL tazminat ödemesi yapan karşı davac—– ödemiş olduğu bu tutardan SUT kapsamında —- talep edebileceği bir tutarın bulunup bulunmadığının hukuki takdiri elbette uzmanlık alanımız dışı olması sebebi ile öncelikle Yüce Mahkemenin takdirlerinde ve değerlendirmesinde olduğu, akabinde davacı —— ödemiş olduğu tazminat tutarını davalılardan sigortalı araç sürücüsünün % 75 kusuru oranında, ödeme tarihi olan 01.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edebileceği (halefiyet ilkesi dahilinde TTK 1472 ‘ye göre) kanaatine ulaşılmış olup, hukuki tüm değerlendirmenin elbette Sayın Mahkemeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.
19/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; KÖK RAPORDAKİ GÖRÜŞLERİMİZE SADİK KALINARAK: Yukarıda Sayın Mahkemeye takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Sayın Mahkemece tarafımıza verilen görev çerçevesinde; dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 22.11.2013 tarihinde meydana gelen olayda; KUSUR; 03.04.2017 tarihli Makine Yüksek Mühendisi- Trafik Kusur Hasar – Sigorta Uzmanı Sayın Bilirkişi ——tarafından düzenlenen raporda; Davalı ——- plakalı araç sürücüsü ——kazanın meydana gelmesinde asli ve % 75 (yüzdeyetmişbeş) kusurlu olduğu, Davacı —— plakalı araç sürücüsü ——-kazanın meydana gelmesinde tali ve % 25 (yüzde yürmibeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, GECİCİ İS GÖREMEZLİK SÜRESİ; Her ne kadar —–İhtisas Kurulları tarafından düzenlenmiş raporlarda, davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden İtibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiş ise de; iyileşmenin olabileceği en uzun sürenin kastedilmiş olduğu; dosya içerisinde mevcut olan ——Esas sayılı dosyasının 13.05.2014 tarihli oturumunda, davacının vermiş olduğu ifadesinde, 45 (kırk beş) gün raporlu kaldıktan sonra işe başladığını beyan etmiş olduğu ve dosya içerisinde 45 günlük istirahat raporu dışında başkaca bir istirahat raporu bulunmadığı dikkate alındığında, geçici iş göremezlik süresi 45 (kırk beş) gün olarak kabul edilebileceği, GECİCİ İS GÖREMEZLİK ZARARI; davacının ücret bordroları İncelendiğinde herhangi bir kesintinin bulunmadığı, bu bağlamda; kaza nedeni ile kazanç kaybına uğradığından söz edilemeyeceğinin takdir ve hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, BAKICI GİDERLERİ ZARARI; Heyetimiz tarafından lay süre ile davacının bir başkasının bakımına İhtiyaç duyacağı Sayın Mahkemece kabulü durumunda; 22,11.2013 kaza tarihi dikkate alındığında 2013 yılı 2. Dönem brüt asgari ücret üzerinden bakıcı giderleri zararı hesaplanabileceği ve bu tutarında 1.021,50 TL olduğu, davacının kazanın meydana gelmesinde % 25 kusurlu olduğunun kabulü ile davalılardan talep edebileceği bakıcı gideri zarannın 766.13 TL olabileceği hesaplanmış olup, takdiri elbette Yüce Mahkemeye aittir. FATURALANAMAYAN MUHTELİF TEDAVİ GİDERLERİ TALEBİ; Davacı tarafından herhangi bir belge sunulmamış olmakla birlikte, davacının yaralanmasının niteliği dikkate alındığında, muayene katkı payı, ilaç katlım paylan ve tıbbi sarf malzemesi gibi giderler ve tedavisi ve kontrolleri sırasında sağlık kuruluşuna ulaşım için yapılacak harcamalar olabileceği, davacının davalılardan % 25 kusur tenzili sonrası için 1.000,00 TL tedavi ve yol gideri 750,00 TL talep edebileceği, —— Kararı, —-Hukuk Dairesinin 01.04.2013 tarih —– Sayılı kararı ve ——. 03.04.2013 tarihli kararında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin bakıcı giderleri ve —— tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen sağlık harcamalarından (yol, yemek, tıbbi malzeme vs) sorumluluğundan söz edilebileceği ve tedavi giderleri teminatından karşılanabileceğinin hukuki münakaşasının Yüce Mahkemeye ait olduğu, BİRLESEN DAVA; Dava konusu tedavi giderlerine temel oluşturan trafik kazasının 22.11.2013 tarihinde meydana gelmiş olması dikkate alındığında, bu kaza sonucu oluşan yaralanmanın tedavisi için yapılmış olan sağlık hizmeti bedellerinin tümünün mü, yoksa Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında tespit edilen kısmının mı —— sorumluluğunda olduğu hususu, yasalar, yönetmelik ve Danıştay kararları çerçevesinde hukuki bir değerlendirme olup mahkemenin takdirinde bulunan bir husustur. Bu baklamda; 22.11.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu Özel Sağlık Sigortası kapsamında Toplam : 18.152,10 TL tazminat ödemesi yapan karşı davacı—— ödemiş olduğu bu tutardan SUT kapsamında —— talep edebileceği bir tutarın bulunup bulunmadığının hukuki takdiri elbette uzmanlık alanımız dışı olması sebebi ile öncelikle Yüce Mahkemenin takdirlerinde ve değerlendirmesinde olduğu, akabinde davacı ——- ödemiş olduğu tazminat tutanm davalılardan sigortalı araç sürücüsünün % 75 kusuru oranında, ödeme tarihi olan 01.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edebileceği (halefiyet ilkesi dahilinde TTK 1472 ‘ye göre) kanaatine ulaşılmış olup, hukuki tüm değerlendirmenin elbette Sayın Mahkemeye ait olduğu, ——HUKUK DAİRESİNİN 04.10.2018 TARİH——-SAYILI KARARI) Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.09/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı —— 22.11.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda oluşan sağ radius distal şaft ve ekleme ulaşan dıstal metafız fraktürü nedeniyle ——Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüğü ve ameliyat edildiği, bu tedavisine ait belgeli tedavi giderleri toplamının 18.152,10 TL olduğu; bu miktarın Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında ödenebilecek miktarının 4.927,10 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
22/11/2013 tarihinde Davacının sevk ve idaresindeki—— araç ile sürücüsünün davalı —– sahibinin Davalı —– olan ve davalı sigorta şirketine ZMSS sigortalı ——plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazasında keşif sonrası alınan kusur raporuna göre sürücü —— %75 oranında davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu, kusur oranının hukuka uygun ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.Davacı vekiline 25/05/2021 tarihli celsenin ——nolu ara kararı gereğince HMK 107/2 md. Uyarınca bedel artırım dilekçesi sunması için ihtarlı süre verilmiş verilen süreye rağmen harç tamamlanmamıştır.Alınan —— bilirkişi raporuna göre kusur oranı indirimi yapıltıktan sonra davacının 13.614,07 TL’nin ilk 4.927,10 TL’lik kısmının sadece —— alınmasına, 8.696,97 TL’lik kısmının da diğer 3 davalıdan müteselsil tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Birleşen mahkememiz —– esas sayılı dosya yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-13.614,07 TL’nin ilk 4.927,10 TL’lik kısmının sadece —— alınmasına, 8.696,97 TL’lik kısmının da diğer 3 davalıdan müteselsil tahsiline, bu alacağa 01/04/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 929,98 TL harcın, peşin alınan 232,50 TL harç ile 77,50 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 619,98 TL harcın davalılardan müteselsil alınarak hazineye gelir kaydına, ——224,37 TL’sinden sorumludur).
4-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 232,50 TL peşin harç, 77,50 TL ıslah harcının yargılama giderine katılmaksızın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak istinaftan önce 2.220,40 TL bilirkişi ücreti, posta gideri, 69,00 TL istinaftan sonra olmak üzere toplam 2.289,40‬ TL’nin kabul ve red oranı nazara alındığında 1.717,05 TL’sinin davalılardan müteselsil alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,——621,42 TL’sinden sorumludur).
6-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf yararına maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ——3.329,59 TL’sinden sorumludur).
8-Davalılar yararına, reddedilen kısım yönünden AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Miktar yönüyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalılar—-ve —— vekilinin yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda açıkça okunup anlatıldı.