Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/880 E. 2023/650 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/880 Esas
KARAR NO:2023/650
DAVA: 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak)
DAVA TARİHİ:31/10/2022
KARAR TARİHİ:11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasısının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili tarafından sunulan 31/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı ——— imzalandığını, kapsamda kredi kartı/krediler açılarak kullandırıldığını, Davalı ——-müvekkil banka ile imza ettikleri kefalet sözleşmesi ile bahse konu sözleşmeden kaynaklı nakdi veya gayri nakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm alacaklardan müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalı/borçlunun eşi dava dışı ——–davalının müteselsil kefil sıfatı ile sorumluluk altına girmesine açıkça rıza göstererek dava dışı —- tarafından eş rıza belgesi de imzaladığını, kredi borcunun vadesinde ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından davalı/borçluya ——– Yevmiye No’lu ihtarname keşide edilerek, ödenmeyen borç bakiyesinin ödenmesi aksi halde temerrüt gerçekleştiğinden yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalı ——müşterek müteselsil kefil sıfatı ile işbu borçtan sorumlu olup, ihtarnamede açıkça asıl borç ile ferileri belirtilmesine ve bunlara bağlı masraflar ile birlikte ödeme yapılması belirtilmesine rağmen davalı/borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı ve dava dışı diğer borçlu hakkında —– sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiş ve banka alacağının tahsili için———– dosyasından icra takibi başlatıldığını, dava dışı borçlu tarafından borca itiraz edilmediğini, icra takibinin devam ettiğini,davalı/borçlunun haksız itirazı neticesinde takip durdurulduğundan tahsil edilemeyen alacak için işbu alacak davasını ikame ettiklerini, arabuluculuk aşamasından sonuç alınamadığını belirterek davanın kabulü ile dava tarihi itibari ile 25.000,00-TL (kefaletle sınırlı olarak) olan müvekkil banka ticari asıl alacağının, temerrüt tarihinden(ihtarnamenin davalı tarafından tebellüğ tarihi) itibaren de işlemiş/işleyecek akdi faiz ve gecikme faizi ile fon, —— masraf ve diğer tüm ferileri ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Borca dayanak yapılan kefalet ilişkisinin geçerli bir şekilde kurulmamış olduğunu, davalı müvekkilin söz konusu borç nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde, kefalet sözleşmesinin kurulabilmesi için gerekli olan şekil şartlarının açıklandığını somut olayda bu şekil ve şartların sağlanmadığını, geçerli olarak kurulmuş bir kefalet ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceğinden, davalı müvekkilin kefil sıfatı ile icra takibine konu edilen borçtan sorumlu tutulması suretiyle kendisine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, icra takibine konu edilen Kredi Sözleşmesi incelendiğinde, kefil olarak imza attırılan bölümde eş rızasına yönelik imza bulunmadığını, şekil şartlarının yanı sıra kanunda ayrıca ve özel olarak aranan “eş rızası” da mevcut olmadığından bu yönüyle de usulüne uygun olarak kurulmuş, geçerli bir kefalet ilişkisi söz konusu olmağını ve işbu davaya konu edilen borç nedeniyle hukuki sorumluluğu bulunmadığını, davada davalı müvekkilinin taraf sıfatı haiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kefalet borcunun kural olarak ikincil (tali) bir borç olduğunu, bu ilke uyarınca alacaklının borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağını, halihazırda devam eden bir icra takibi varken ve alacaklı taraf, asıl borçludan borcunu tahsil edebilecekken müvekkiline yönelik işbu alacak davasını ikame ederek müvekkili ——– üzerinden tahsil etmeye çalışması hukuken kabul edilemeyeceğini, Kredi Sözleşmesinin asıl borçlusunun —— olduğunu, icra takibi sürecinden önce bankanın borçlulara karşı tamamlaması gereken adımlar olduğunu, borçluya vadesi gelen borcu ödemediğini bildirip belirtilen sürede ödenmezse tüm borcu muaccel kılıp tamamını talep edileceğinin bildirilmesi için hesap kat ihtarnamesi; borçluları temerrüde düşürmek adına muacceliyet ihtarnamesi keşide edilip tebliğ edilmesi gerektiğini, müvekkiline usule uygun olarak hesap kat ihtarnamesi, muacceliyet ihtarnamesi tebliğ edilmediğini, söz konusu ihtarnamede hangi kredi sözleşmesinin dayanak gösterildiğini, sözleşmenin bedelini, müvekkilin sorumlu olacağı bedeli, hangi alacak kalemlerinin istendiğinin açıkça belirtilmediğini, müvekkiline tebliğ edilmediği hususunun—- kayıtları ile de sabit olduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ödeme dekontu, taraf beyanları.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ticari kredi sözleşmesine istinaden açılmış alacak davasıdır.
Davalı vekili tarafından sunulan 07/09/2023 tarihli dilekçe ile; dava dışı borçlu ——- tarafından davacı tarafa ait tüm borcun kapatıldığını, dava ve takibin konusuz kaldığını, taraflar arasındaki borç ilişkisi kapanmış olduğundan karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda bir talep olmaması hususunda mutabık kalındığını, davanın konusuz kalmasına yargılama gideri ve vekalet ücretinin taraflara yükletilmemesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.Davacı vekili tarafından sunulan 19/09/2023 tarihli dilekçe ile; davaya konu icra müdürlüğü dosyasında borçlularca yapılan itirazdan feragat edildiğini ve borç ödemesi yapıldığını, bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını, davanın konusuz kaldığına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 331/1 maddesinde “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmü düzenlenmiştir. Davanın konusuz kalması halinde HMK’nın 331/1 maddesine göre mahkeme davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedecektir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça yapılan ödeme sonunda davanın konusuz kaldığı anlaşılmış, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiş, hükümde tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığı gözetilmiş, davalının ödeme yapması nedeni ile davacının dava açılışında haklı olduğu kanaati ile suçüstü ödeneğinden karşılanan ara buluculuk ücreti davalı tarafa yükletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 426,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 157,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yargılama gideri talep edilmediğinden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333. Maddesi uayrınca kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 11/10/2023