Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/877 Esas
KARAR NO: 2023/578
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/11/2022
KARAR TARİHİ: 20/09/2023
Mahkememizde görülen Değer Kaybı Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 27.05.2020 tarihinde, müvekkiline ait—— plakalı araç arasında, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sigorta şirketine reel değer kaybı talebi için başvuru yapıldığı fakat herhangi bir dönüş olmadığını, davaya konu 27.05.2020 tarihli trafik kazası neticesinde müvekkiline ait —– plakalı araçtaki reel değer kaybı tazminatının belirlenmesinin mümkün olmadığını kusur oranına göre değer kaybı hesaplamasının yapılmasını, hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumunu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde hesaplanan aracın hasar miktarı belirlenerek hesaplanmasını, şimdilik 100,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan bankaların uyguladığı en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının değer kaybı taleplerine istinaden müvekkili şirket tarafından tespit edilen değer kaybı bedeli olan 1.169,00 TL başvuran vekili —– hesabına 05.05.2022 tarihinde ödendiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından başvurunun usulden reddine, faize ilişkin talebin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvuran tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, hasar dosyası, trafik tescil kayıtları, tramer kayıtları ve bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı yan trafik sigortacısından bakiye değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.Delil olarak dayanılan —- plakalı aracın—- poliçesinde sigorta şirketinin davalı şirket olduğu, sigorta ettirenin ise araç maliki olduğu görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacıya ait —— plakalı araç ile davalı —- tarafından — sigortası ile sigortalı —- tarihinde karıştığı kazada tarafların kusurlarının bulunup bulunmadığı, kusur oranları ve davacının araçta meydana gelen değer kaybını davalı … şirketinden talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.———- Dolayısıyla, trafik kazası nedeniyle davacının zararından davalı … şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğunu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı — üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.———- sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve —- uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. —– Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının ———yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle —— iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra değer kaybı tazminatının yeni genel şartlara göre hesaplanması mümkün değildir. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınarak belirlenmelidir. ——-Sigorta şirketi poliçeden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yide zarar görene ödemek zorundadır. ——-Yine, hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir.—–Dosyada mübrez 24/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Sürücü —– sevk ve idaresinde bulunan——- plakalı aracı ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için 8/8 oranında % 100 kusurlu olduğunu, sürücü—- sevk ve idaresinde bulunan —— plakalı aracı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmelikte Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kazasının oluşmasında alabileceği herhangi bir tedbirinin bulunmadığını, kendisine kusur izafe edilmesinin uygun olmadığı için atfı kabil kusurunun bulunmadığını, 27.05.2020 tarihinde meydana gelen kaza da trafik kazası tespit tutanağındaki bilgiler ve dosya içeriğinde bulunan — plakalı araca ait hasar bilgilerinin, —– plakalı araç üzerinde oluşan hasarlı parçalar ile uyumlu olduğunu, —— uygulamaları doğrultusunda aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının ne olduğunun, daha önce aracın karıştığı kazaların neler olduğunun ve bunların değer kaybına etkisinin olup olmadığı hususları çerçevesinde yapılan teknik incelemede ——– araçta oluşan değer kaybı bedeli için, davaya konu ve davalının tazmin etmesini istediği toplam zararının, değer kaybı bedelinin 7.000,00 TL olduğunu dosya içeriğine sunulmuş ——- Ödeme dekontlu 05.05.2022 tarihli 1.169,00 TL tutarın mevcut olduğunu, bakiye tutarın 7.000,00 TL -1.169,00 TL = 5.831,00 TL olarak hesaplandığını, maddi hasarlı kazada işleten, sürücü, sigortacı gibi birden çok sorumlu varsa aynı zarardan her birinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, zarar görenin/görenlerin, dilediği borçluya başvurup zararın tazminini isteme hakkı olacağını, müteselsil borçlulardan biri tarafından yapılan ödeme tüm borçluların ödeme oranında borçtan kurtulması sonucunu doğuracağını rapor etmiştir.Davacı vekili dava dosyasına sunmuş olduğu bedel arttırım dilekçesi ile; 100,00 TL talep ettikleri maddi tazminat taleplerini 5.731,00 TL arttırarak 5.831,00 TL olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamı ve deliller birliktedeğerlendirildiğinde; 27/05/2020 tarihinde yaşanan trafik kazası nedeni ile davacıya ait— plaka sayılı aracın zarar gördüğü, yaşanan kazada davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, davalı — sigorta şirketi tarafından davacıya kısmi ödemenin yapıldığı, davalı tarafça süresinde yapılan zamanaşımı definin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyada mübrez 24/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacı araçtaki değer kaybı bedelinin 7.000,00 TL olduğu, davalı şirket tarafından yapılan ödeme sonunda davacıya ödenmesi gereken bakiye 5.831,00 TL’nin kaldığı tespit edilmiştir. Yasal düzenleme uyarınca davalı —şirketinden değer kaybı bedelinin talep edileceği sabit olup, — uygulamaları ile de istikrarlı bir şekilde sabit olduğu üzere; sigorta şirketi tarafından gerçek zararın giderilmesi esas olup, dosya kapsamında alınan raporda, aracın kaza öncesi 2.el rayiç değeri ile onarımı sonrası rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı belirlendiği görülmüş olup, bu hali ile dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun Yasal düzenlemelere, hükme ve denetime elverişli olduğu mahkememizce kabul edilmiş, davacının bedel arttırım talebi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan davada davacının avans faizi talep edebileceği kabul edilmiş olup, davalı ——tarafından davacıya kısmi ödeme yapıldığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan; Yargı içtihatları uyarınca sigorta şirketinin kısmi ödeme tarihi itibari ile temerrüde düştüğü kabulü ile; hüküm altına alınan alacağa davalı— kısmi ödeme tarihi olan 05/05/2022’dan itibaren faiz başlatılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın KABULÜ İLE, Bakiye araç değer kaybı bedeli olan 5.831,00 TL ‘nin 05/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 398,32 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın ve 97,89 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 219,73 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 5.831,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harcı ve, 97,89 TL tamamlama harcının ile 2.096,50 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 2.355,79 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 3.120,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar nedeniyle kesin olarak karar verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 20/09/2023