Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/827 E. 2023/540 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/827
KARAR NO : 2023/540

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2016
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

Mahkememizde görülen Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin gıda işi ile iştigal ettiğini, davalı üretici firmanın distribütörü ve yetkili satıcısı —-ile 1 adet —— Makinası alımı konusunda 05/08/2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, firmanın nakliye ve ithalat işleri birbirleriyle bağlantısı olan —— tarafından yapıldığını, sözleşmeye göre gümrük-ithalat-nakliyat bedellerinin satıcı firma olan davalıya ait olacak şekilde anlaştıklarını, teslimat süresinin 45 gün olarak belirlendiğini, müvekkilinin sözleşmeye istinaden 8.000 ABD doları karşılığı 22.500 TL’yi sözleşmenin imzalandığı tarihte —— aracılığı ile gönderdiğini, bakiye kalan miktar için 3 eşit senet verdiğini, söz konusu makinenin teslim süresi 45 gün olmasına rağmen 60 gün geçmesine rağmen teslimatın yapılmaması üzerine davalıların arandığını. Aradan geçen 6 ay’lık süre sonunda davalı —– şirketi yetkililerinin müvekkilini arayarak makinenin getirilebilmesi için makine bedeli adı altında 4.380 TL para talep ettiklerini, müvekkilinin talep edilen bu meblağı havale ile gönderdiğini, makine bedelinin ödenmesine rağmen teslim edilmediğini, müvekkilinin tekrardan araması üzerine —–bulhunan üretici firmaya para gönderilmesi istenmiş, müvekkilinin —-havale ile —- bulunan—–şirketine davalı ——Adına 5.180 ABD doları gönderdiğini, bunun üzerine üretici firma tarafından dava konusu makinenin 20/05/2016 tarihinde ——- gönderildiğini, müvekkilinden talep edilen yük teslim taşıma bedeli olan 974,55 ABD dolarının banka havalesi ile gönderildiğini, sözleşmede gümrük-ithalat-nakliyat bedelleri satıcıya ait olduğu kararlaştırılmasına rağmen müvekkilinin bir an önce makinenin eline ulaşması amacıya kendisinden talep edilen 8.954,76 TL gümrük bedelini de ödediğini, makinenin müvekkilinin bulunduğu —-iline gönderildiğini—–nakliye için 250 TL nakliye bedelinin de yine müvekkili tarafından ödendiğini, söz konusu makinenin çalıştırıldığında istenilen performansı göstermediğini ve makinenin ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduklarını, sözleşmeden dönme beyanını, hatalı ve ayıplı makinaların iade alınmasını, bundan dolayı meydana gelen tüm zararların toplamı 55.000 TL’nin iadesini talep etmelerine rağmen müvekkiline sadece 11.800 TL ödeme yapılhdığını bakiye bedelin bu güne kadar ödenmediğini, ayıplı makinenin halen——müvekkiline ait işyerinde bulunduğu, çalışmadığını ve korunaklı bir şekilde saklandığını, müvekkilinin işlerini getiştirmek için makineyi satın aldığını ve bunun için 80.000 TL bankadan kredi kullanmak zorunda kaldığını, makinenin ayıplı olması nedeniyle iş yapamadığını bu nedenle maddi ve manevi olarak çöküntüye uğradığını idida ile ayıplı makinenin iade alınmasını ve zararının şimdilik 40.000 TL’sinin temerrüt tarihi olan 23.06.2016 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili ——Arasında yazılı yada sözlü herhangi bir anlaşma bulunmadığından —– hukuki ilişkinin tarafı olmadığını, bu sebeple bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, diğer müvekkil taraflarca imzalanmamış olan 5.8.2015 tarihli sözleşmede her ne kadar satıcı olarak tesmiye edilmiş ise de sözleşme münderecatından ve özellikle de maddi vakıaların cereyanından anlaşılacağı üzere—— şirketi sadece mümessil olarak hatta belki de sadece ticari tellal olarak vasıflandırılabileceğini, zira davacının ödemeyi doğrudan yurt dışındaki üretici firmaya yaptığını, ayrıca ithalat masraflarını da kendisinin karşıladığını, bu nedenle satılanda bir ayıp var ise bu ayıptan üretici ve satıcı olarak isimlendirilemeyeceğini, —— firmasının sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça delil olarak sunulan protokolde tarafların imzasının bulunmadığını ortada her iki tarafı bağlayan bir protokol bulunmadığından davacının davasının reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarakda dava konusu makinede herhangi bir ayıbın bulunmadığını, müvekkilinin her ne kadar imzasız da olsa sözleşme gereği edimini hakkıyla yerine getirdiğini, makinada müvekkilinin sorumluluğunu doğuracak herhangi bir ayıp bulunmadığını, müvekkilinin makinayı davacının adresinde kurduğunu, çalışır vaziyete getirip davacıya teslim ettiğini, makina ayıplı olmamakla beraber iddia edilen ayıpların üretimden kaynaklı olmayıp, tamamen kullanımdan kaynaklı ayıplar olduğunu, ayrıca süresi içerisinde ayıp bildiriminin yapılmadığını savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacının %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, satım sözleşmesine konu makinenin ayıplı olduğundan bahisle TBK’nın 227. maddesi uyarınca alıcının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı çerçevesinde, uğranılan zararın tazmini ve makinenin davalı tarafa iadesi taleplerine ilişkindir. Mahkememizin —– Sayılı ve 12/11/2019 tarihli kararında açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş, Davalılar vekilince kararın istinaf edilmesi üzerine,—-Bölge Adliye Mahkemesinin —- Hukuk Dairesinin —-. sayılı karar ilamı ile; ” Somut davada, davalılar vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında davalı —- yönünden husumet itirazında bulunulduğu, mahkemece bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınmakla dava konusu makinenin gizli ayıplı olduğunun ve iadesinin gerektiği kabul edilerek, tespit edilen değeri üzerinden taleple bağlılık ilkesi uyarınca 40.000 TL’nin davalılarca, davacıya ödenmesine karar verildiği ancak davalı —– yönünden yapılan husumet itirazının yargılamada ve karar gerekçesinde değerlendirilmediği gibi hüküm fıkrasında, davacının makinenin iadesi talebi ile ilgili olarak herhangi bir karar verilmediği ve bu şekilde kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmıştır” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

—- Bölge Adliye Mahkemesinin —–Hukuk Dairesinin —–. sayılı kaldırma kararından sonra dosya mahkememizin —– sayılı Esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında —– makinası satın alınması için satım sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafça satım bedelinin ödenmiş olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın dava konusu makinanın ayıplı olup olmadığı, davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmekte, haklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki davacının alıcı, davalı—– Şirketinin ise satıcı olarak gösterildiği, 05/08/2016 tarihli imzasız satış sözleşmesine göre, davacı tarafından davalıdan bir adet—– makinesinin satın alındığı, sözleşme bedeli ile nakliye ücretlerinin ödendiği, 23/06/2016 tarihli Noter ihtarnamesi ile davalılara, makinenin ayıplı olduğundan bahisle iade alınması ve 55.000 TL’nin 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 27/06/2016 tarihinde davalılara tebliğ edildiği, yine dava konusu makineye ilişkin faturanın davalı —-tarafından kesildiği görülmüştür.
Tarafların delilleri toplanarak, dava kousu makinanın bulunduğu —– Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle dava konusu makinanın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın üretimden mi ya da kullanımdan mı kaynaklandığı, ayıbın gizli olup olmadığı, ayıbın malın iadesini mi yoksa semenden indirim yapılmasını mı gerektiği, makinanın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti hususlarında bilirkişi rapor aldırılmıştır.Talimat mahkemesince alınan usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; yapılan incelemede hem makineden çıkan seslerin normal olmadığı, hem de kesme işlemi yapan bıçakların dönmediği hemde çıkan ürünün olması gerektiği gibi olmadığının tespit edildiğini, söz konusu makinenin ayıplı olduğu, ayıbın gizli olduğu, ayıbın makinenin iadesini gerektirdiğini, makinenin dava tarihi olan 05/10/2016 tarihi itibariyle değerinin 44.890,19 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı vekilince sunulan itiraz dilekçesi ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak davaya konu makinenin bilirkişi incelemesi yapıldığı esnada makine üzerinde kalan veya kurumuş malzemelerin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde bunun davacının kusuru nedeniyle oluşup oluşmadığı ve tespit edilen ayıpta bu malzemelerin etkisinin bulunup bulunmayacağı hususlarının değerlendirilmesi ve aynı zamanda makine mühendisince makinede normal olmayan şekilde çıkan seslerin bu sebepten kaynaklanıp kaynaklanmayacağı hususları ile davalı vekilince sunulan itiraz dilekçesi de incelenmek suretiyle talimat mahkemesinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.Talimat mahkemesince alınan bilirkişi Ek Raporda; Makine keşif günü 3-4 saniye çalıştırılabilmiş, daha büyük bir arızaya sebep olmamak ve güvenlik açısından makinenin kapatıldığını, hem makine garanti kapsamından çıkmaması hem de davacının sökülmesine yönelik bir talebi olmadığı içinde makine kapatları sökülerek makinenin asıl çalışma sebebiyle ilgili bir durum tespiti yapılmadığını, davacının davalı şirkete daha önceden gönderdiği video ve fotoğraflar incelendiğinde çıkan ürünün olması gereken gibi olmadığı, dolayısıyla makinenin işlevini yerine getirmediği kanısının oluştuğunu, hazırlanan hamurun bıçaklardan tam olarak kesilmeyerek çıktığı, çıktıktan sonra da tam yuvarlak hale gelmeden işlemin bittiğinin görüldüğünü, bu durumun ise tüketicinin (davacının) beklediği faydaları azaltan ve maddi zarara uğramasına neden olan bir durum olduğu için ise makinenin ayıplı sayıldığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talimat mahkemesince alınan usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; yapılan incelemede hem makineden çıkan seslerin normal olmadığı, hem de kesme işlemi yapan bıçakların dönmediği hemde çıkan ürünün olması gerektiği gibi olmadığının tespit edildiği, söz konusu makinenin ayıplı olduğu, ayıbın gizli olduğu, ayıbın makinenin iadesini gerektirdiği, makinenin dava tarihi olan 05/10/2016 tarihi itibariyle değerinin 44.890,19 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirilmiş olup davalı vekilinin itirazı üzerine talimat mahkemesinden ek rapor alınarak makinenin işlevini yerine getirmediği kanısının oluştuğunu, hazırlanan hamurun bıçaklardan tam olarak kesilmeyerek çıktığı, çıktıktan sonra da tam yuvarlak hale gelmeden işlemin bittiğinin görüldüğünü, bu durumun ise tüketicinin (davacının) beklediği faydaları azaltan ve maddi zarara uğramasına neden olan bir durum olduğu için ise makinenin ayıplı sayıldığı ve iadesi gerektiği kanaatine varılarak taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davanın kabulü ile 40.000,00 TL ‘nin ihtarnamenin tebliğ tarihi de dikkate alınarak 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticaret temerrüt faizi ile birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ile davalı——Arasında düzenlenen 05/08/2015 tarihli sözleşmeye konu —— makinasının davalıya iadesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı —– her ne kadar husumet itirazında bulunmuş ise de; davaya konu makinanın faturasının bu şirketçe kesilmesi gözetilerek husumet itirazı reddedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın kabulü ile,1-40.000,00 TL ‘nin 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı ile davalı——Arasında düzenlenen 05/08/2015 tarihli sözleşmeye konu—–makinasının davalıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılmış, 29,20 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 253,80 TL keşif harcı olarak toplam 970,40 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere, talimat 757,50 TL ve bilirkişi ücreti 750,00 TL olmak üzere toplam 1.507,50 TL masraf olmak üzere toplam 2.477,9‬0 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 2.732,40 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Davacının fazladan yatırmış olduğu 221,80 TL keşif harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.