Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/77 E. 2023/408 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/77 Esas
KARAR NO : 2023/408

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/02/2017
KARAR TARİHİ : 26/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREKÇE: Mahkememizin ——Karar sayılı dosyasında;
” Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortasıyla sigortalanan—– plakalı aracın —— tarafından alkollü olarak kullanıldığını; bu şahsın kaza yapıp öldüğünü;—–anne ve babasının sigorta tahkim kurumuna başvurduğunu; böylece müvekkilinin destekten yoksun kalma tazminatı ödemeye mahkum kaldığını belirterek; —–mirasçılarınca sigorta tahkim kurumunun kararı üzerine —–. İcra Müdürlüğünün—– sayılı dosya ile müvekkili aleyhine takip başlatıldığını takip sonunda müvekkilinin 21/10/2016 tarihinde 56.334,38 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını belirterek kazaya davalının murisinin alkollü araç kullanmasının sebep olduğunu, sigorta genel şartları B.4.d maddesinde alkollü araç kullanmanın rücu nedeni olması sebebiyle iş bu davayı açtıklarını belirtip, 56.334,38 TL’nin ödeme tarihi olan 21/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Davalılar vekili, —- vefat ettiğini, mirasçının anne—- ile babası—- kaldığını ancak bunların —–mirasını reddetmeleri üzerine —-Sulh Hukuk Mahkemesinin —– Esas —– Karar sayılı ve 24/12/2009 tarihli mirasın gerçek reddinin tespitine ilişkin kararıyla birlikte mirası reddetmiş sayıldıkları; dava dışı —– ve —– da mirası “borca batık olması” nedeniyle reddettiklerini, bunlar hakkında verilen kararında kesinleştiğini; bu hususlar nazara alınarak hazırlanan—– Sulh Hukuk Mahkemesinin—–Esas —- Karar sayılı veraset ilamı gereğince —-yasal mirasçılarının artık —– olduğunun belirlendiğini; ancak terekenin borca batık olmasından dolayı müvekkilleri aleyhine de hüküm kurulamayacağını; zaten—–. Asliye Hukuk Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyasında da bu yönde dava açtıklarını belirterek, müvekkillerinin üçüncü kişi olması ve ölenin kusurundan kaynaklı sorumluluklarının bulunduğuna dair Yargıtay İçtihatı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Daireleri kararı bulunduğundan davanın esastan reddi gerektiği aksi taktirde açılan ——. Asliye Hukuk Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesini savunduğu görülmüş,
Dava, sigorta şirketi tarafından açılan rücuen tazminat davasıdır.
Davacı sigorta şirketinin —– plakalı aracın zorunlu sigorta şirketi olduğu, bu aracın 17/10/2009 tarihinde kazaya karıştığı, kazanın tek taraflı olduğu ve sürücü—– kazada hayatını kaybettiği ve 117 promil alkollü olduğu hususları sabittir. Yine sigorta şirketinin —– anne ve babasına kaza nedeniyle 56.334,38 TL ödemek zorunda kaldığı da ihtilafsızdır. Davacı bu bedelin yasal mirasçıları rücu ederek onlardan tahsilini talep etmektedir.Mahkememizce deliller toplanmış, uzman kusur / trafik bilirkişisinden, nöroloji uzmanı ve hukukçu / hesap bilirkişisinden oluşan bir heyetten rapor alınmış olup; raporda kazanın tek taraflı bir kaza olduğu, sürücü —— münhasıran alkol etkisi altında kazaya neden olduğu ve %100 kusurlu olduğu; KTK’ 95/f.2 hükmü uyarınca sigorta mukavelesine aykırı davranışa dayalı sigortacının rücu hakkının sadece sigorta ettirene yönelik olduğu; dosyaya ibrazlı poliçe içeriğine nazaran sigorta ettirenin kazada ölen—– olmadığı, —– OLDUĞU; bu nedenle sigortanın ——isimli şahsa, bu ölüyse mirasçılarına gitmesi gerekirken iş bu davayı—— mirasçıları aleyhine açmış olduğu dolayısıyla pasif husumetin yanlış yönlendirildiği sebebiyle davanın mevcut davalılarımız aleyhine açılamayacağı;
Her ne kadar davalılarımız da —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasında terekenin borca batık olmasından kaynaklı dava açmışlar ise de bunun borçlu olup olmadıklarının belirlenmesi yönünden önem arz ettiği; taraf ehliyetlerini değiştirmeyeceği ve zaten davalılar vekilince de öncelikle davanın esastan reddinin talep edildiği; pasif husumetin resen ve öncelikle incelenmesi gerektiğinden; iş bu davanın davalılarımıza husumet düşmediği, —– husumet düşeceği sebebiyle reddine,

KARAR VERİLMİŞ;
Karar, davacı sigorta şirketi tarafından istinaf edilmiş,—–Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesinin —-Esas ——Karar sayılı hükmüyle;” Dosyada mübrez —– numaralı trafik sigorta (ZMMS) poliçesinde, sigortalı olarak gözüken—— yanında sigorta ettiren kişinin, davalıların murisi —– olduğu, kaza tespit tutanağında da yazılı olan poliçe numarasının, mezkur numara olduğu, davacı vekili tarafından sonradan sunulan ——numaralı poliçede ise sigorta ettiren bakımından herhangi bir bilgi bulunmadığı görülmektedir. O halde, kaza tarihi itibarıyla —–plaka sayılı araca ilişkin düzenlenen poliçenin sigortalısı olarak gözüken——-haricinde aracın sigorta ettireninin bulunup bulunmadığı, sigorta ettirenin varlığı halinde bu kişinin, davalıların murisi olan —– olup olmadığı araştırılarak—-olduğunun anlaşılması durumunda TMK’nın 612 ve 614. maddeleri uyarınca murisin en yakın mirasçıları olan anne baba tarafından mirasın reddedilmesi ve sonradan gelen mirasçılar yararına reddedilme halinin de söz konusu olmaması nedeniyle (anne baba tarafından yapılan reddi mirasın kesinleşmesi sonrasında) mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin gerektiği, bu minvalde olmak üzere sulh hukuk hakimine ihbarda bulunularak mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisi huzuru ile de davaya devam olunması (Yargıtay —– Hukuk Dairesi —– Esas——; aynı Daire —– Esas—— Karar sayılı kararları) gerektiği gözetilmek suretiyle yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.”
Gerekçesiyle kararımız kaldırılmış ve mahkememize iade edilmiş olup;
Mahkememizce yapılan yeni yargılamada sigorta poliçesi yeniden getirtilmiş, sigortalının gerçekten—– olduğu görülmüş,
Dava dilekçesinde, davalı olarak —– MİRASÇILARI ” yazdığı, bu mirasçıların kim olduğunun tek tek yazılı olmadığı ancak dava dilekçesindeki anlatımdan davacı sigorta şirketinin davaya konu ettiği 56.334,38 TL’yi —- anne ve babası olan —– ve —– ödediği, söz konusu ödemenin de sigorta tahkim komisyonunun 29/03/2016 tarihli ve ——Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonunda verilen —– karar sayılı hükme dayalı olarak gerçekleştiği görülmüştür.
Davanın ——mirasçıları aleyhine açılmasının bir önemi olmayacağı, bu nedenle anne – babasının ve diğer yakın mirasçılarının—— mirasını reddetmelerinin de bir öneminin bulunmadığı; bu çerçevede BAM kararında bahsedildiği gibi terekenin resmi tasfiyesinin beklenmesine de gerek olmadığı; zira,—— mirasçılarından olan anne ve babasına yapılan bir ödemenin söz konusu olduğu; bu ödemenin kaza anında— alkollü olmasından dolayı geri istendiği; yani terekeye giren bir ödemenin söz konusu olmadığı, ölenin mirasçısı olması sebebiyle anne ve babasına yapılan bir ödemenin söz konusu olduğu ve bu ödemenin alkollü araç kullanımından dolayı HAKSIZ BİR ÖDEME niteliği ile gerçekleştiği; dolayısıyla eldeki davanın haksız ödemenin iadesi niteliğinde bir dava olarak görülmesi gerektiği; hal böyle olunca, terekeden kaynaklı bir davanın söz konusu olmayıp, ödeme alan anne – babanın kaza anında oğulları alkollü olduğundan dolayı haksız aldıkları bir parayı iade etmeleri gerektiği; mahkememizce verilen ilk karardan önce ——tek taraflı olan bu kazada sırf alkolün etkisiyle kazaya neden olup olmadığının araştırıldığı; nöroloji uzmanı ve trafik bilirkişisinin müşterek hazırladıkları raporda kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana geldiği hususunun ortaya çıktığı; mahkememizce bu raporun kabule şayan bir rapor olduğu ve hükme esas teşkil edeceğinin belirlendiği; bu rapora göre kazada alkollü olan sürücünün mirasçıları tarafından herhangi bir tazminatın hak edilemeyeceği, bu husus bilinmeden yapılan ödemenin de haksız bir ödeme niteliğinde olup iadesi gerektiği kabul edilerek mahkememizce hüküm oluşturulmuş; her ne kadar davanın yukarıdaki açıklamalar çerçevesince—– ilk yasal mirasçıları olan anne ve babası —- ve ——davalı olarak kaydedilip, bilahare onlar mirası reddettikten sonra diğer mirasçıları davalı olarak kaydedilmiş ve ilk kararda da onların ismi yazılmış ise de, kararımız kaldırıldıktan sonra ve poliçenin —— adına kayıtlı olduğu ortaya çıktıktan sonra davalı olarak sadece haksız ödemeyi alan —- ve —— davaya muhatap olacakları kabul edilerek karar başlangıcı bu şekilde hazırlanmış, diğer mirasçılara çıkarılan tebligat giderleri davalı —– ve ——üzerinde bırakılmamış, onun dışındaki yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden de bu davalılar sorumlu tutularak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
56.334,38 TL’nin 21/10/2016 olan sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar —–ve—— müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine,
Alınması gereken 3.847,68 TL ilam harcından 962,06 TL’nin mahsubuyla eksik 2.885,62 TL harcın davalılar —– ve —— müteselsilen tahsiline, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 993,40 TL başvuru harcı ve peşin harç toplamı ile 6 adet normal 2 adet elektronik tebligat gideri 103,50 TL’nin ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 4.096,90 TL yargılama giderinin davalılar —– ve —— müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,Karar tarihindeki AAÜT gereğince davacı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar—- ve——müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine,Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.