Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/743 E. 2023/190 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/743 Esas
KARAR NO : 2023/190

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/09/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
Mahkememizde görülen Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- Şubesi ile dava dışı—-imzalandığını ve adı geçen firmaya kredi kullandırıldığını, bu kredilere —— müşterek müteselsil kefil olduğunu, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine davalı borçlulara—– Noterliği’nin 18.10.2021 tarih, —–yevmiye no’lu ihtarnamesi gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine——Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız takibe geçildiğini belirterek borçlu davalıların haksız ve kötü niyetli olarak—— Esas, sayılı dosyasından yapmış olduğu tüm itirazların iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle itiraz olunan kısım üzerinden en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin geçici mühlet kararı alan ve takibe konu kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olan ——- yetkili olduğunu, müvekkilleri hakkında ——- Esas sayılı dosyası ile 01/06/2021 tarihinden itibaren 3 aylık geçici mühlet kararı verildiğini, asıl borçlu yönünden ise 01/09/2021 tarihinden itibaren 3 aylık geçici mühlet kararı verildiğini, asıl borçlu yönünden ise 01/09/2021 tarihinde ise asıl borçlu yönünden 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini ve bu kararın 12/10/2022 tarihinde 3 ay daha uzatıldığını, asıl borçlu için geçerli olan takip yasağının kefillerinin de kapsamakta olduğunu, asıl borcun ve kefalet borcunun muaccel olmadığını, hesap kat ihtarının konkordato mühleti aldıktan sonra yapıldığını, konkordato ilke ve amaçlarına göre konkordato sürecine giren asıl borçlu için yapılan ihtarın sonuçsuz kalmasının imkansız olduğunu, asıl borçlunun konkordato mühleti aldığından, ödeme güçsüzlüğünden bahsedilemeyeceğini, mühlet kararı alındıktan sonra asıl borcun muaccel hale getirilmesi veya getirilmeye çalışılmasının yasak olduğunu, muaccel olmayan bir borç için kefiller hakkında icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsedebilmek için kefillerin sorumlu olduğu tutarın belirli olması gerektiğini, kredi sözleşmelerinden kaynaklı muayyen, kesin ve muaccel olmayan alacakların kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle davacı bankanın talep ettiği ana paranın gecikme cezası,——-, masraf ve her türlü ferileri ile gayri nakdi kredilerin, çek depo bedeli ve kar payı kalemleri yönünden hiç bir şekilde alacağı bulunmadığını, ——- Sayılı dosyasında yapılan itirazlarının kabulü ile haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak açılan işbu davanın reddini, müvekkillerinin mevcut olmayan borç üzerinden cebri icra işlemlerine maruz kalmaları nedeniyle haksız ve kötü niyetle açılan icra takibinde takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı aleyhine icra müdürlüğünde başlatılan icra takibine, İİK 67. maddesi uyarınca davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.Davalılar vekili 13/02/2023 tarihli dilekçeleri icra takibinde, borçlular adına yaptıkları itirazın geri çekilmesini talep ettiklerini, dosyaya ilişkin herhangi bir vekalet ücreti ile yargılama harç ve masraf talepleri olmadığını, beyanları gereğince işlem yapılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili de 08/03/2023 tarihli duruşmada davalıların icra dosyasına itiraz dilekçelerini geri çektiklerini, bu nedenle davalarının konusuz kaldığını, dosyanın karara çıkarılmasını talep etmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacının ve davalının beyanı itibarı ile davanın konusuz kaldığı, ayrıca davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden vekilin feragat ve sulh yetkisinin olduğu anlaşılmakla; konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan 608,01 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 428,11 TL fazla harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT tarifesi uyarınca davacı yararına taktir olunan 4.600,00 TL (ön inceleme duruşması yapılmadığından) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 80,70 TL başvurma harcı, 179,90 TL peşin harç, 118,00 TL tebligat ve yazı giderleri olmak üzere toplam 378,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6- Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.