Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/737 E. 2023/762 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/737 Esas

KARAR NO:2023/762

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ:26/09/2022

KARAR TARİHİ:22/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
25/12/2020 tarihinde Müvekkiline ait —– plaka No’lu araç ile davalı sigortalı tarafından sigortalı olan —— plaka no’lu aracın sebep olduğu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yaptığını, sigorta şirketinin kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilinin haklarını sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, davalı tarafça sigortalanan aracın kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilini zarara uğratmak maksadıyla herhangi bir ödemenin yapılmadığını, —- sayılı dosyası ile değer kaybı bedeli tazminatının talep edildiğini, dosya —- tarihinde—– numarasıyla karar verildiğini, ”Başvuru sahibinin ıslah ile yükseltilen talebinin kabulü ile; 6.125,66.-TL’nin 30/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine, Başvuru sahibi tarafından ödenmiş olan 100,00.-TL başvuru ücreti, 400,00.-TL bilirkişi ücreti ile 150,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplamda 650,00.-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine, Başvuran kendini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT’e göre 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine” üzere karar verildiğini, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karşı hüküm kurulduğunu, müvekkilinin borcu tahsil etmek amacıyla 29/12/2020 tarihinde borçluyu temerrüde düşürüldüğünü ancak borcunu 10/12/2021 tarihinde icra kanalı ile tahsil edebildiğini, müvekkilinin davalıdan talep ettiği değer kaybı bedelinin tazminatının temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edeceği tarihteki alım gücünün de aynı olmayacağını, müvekkilinin zarara uğrayacağını, dosyada tahsil edilen faiz oranı ile alacaklı müvekkilinin zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını, Müvekkilinin alacağını zamanın da tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; başvuru konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinde hukuki yararın bulunmadığını, bu nedenle başvurunun usulde reddine karar verilmesini talep ettiği, dava dilekçesinde bahsi geçen 25/12/2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen —- plakalı aracın müvekkili şirkette ——- geçerli olmak üzere ——olduğunu, Trafik poliçesinden dolayı sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlardan araç başına azami 41.000,00.-TL ile sınırlı olduğunu, konu kaza sebebiyle müvekkili sigorta şirketi nezdinde —-nolu hasar dosyası açıldığını, davacıya 15.02.2021 tarihinde 20.250,00-TL tazminat, 16.3.2021 tarihinde 2.124,34-TL değer kaybı, 13.110,93- TL değer kaybı, 7.743,01-TL olmak üzere toplam —-hasar tazminatı ödemesinin yapıldığını, ——- Plakalı aracın daha önce hasara uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi gerekeceğini, zira işbu davaya konu aracın daha önce hasara uğramış olması halinde, aracın tekrar değer kaybına uğramayacağından değer kaybına ilişkin talebin reddinin gerekeceğini, aynı aracın aynı bölgeden almış olduğu hasar neticesinde, birden fazla kez değer kaybına uğraması mümkün olmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini bu nedenle haksız faiz talebinin ve haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, sigorta poliçe ve hasar dosyası, trafik tescil kayıtları, icra dosyası çıktıları, —— dosyası, tramer kayıtları.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
:Dava, davalı tarafın sigortalısına ait aracın davacıya ait —– plakalı araca çarpması sonucu araçta meydana gelen değer kaybı alacağının zamanında tahsil edememesinden kaynaklı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın davacı tarafın alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklı munzam zararının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Celp edilen—-sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine ———— karar tarihli ilamının, 6.125,66 TL maddi tazminat, 650,00TL yargılama gideri, 4.080,00 TL ilam vekalet ücreti, 357,97 TL işlemiş faiz, 0,64 TL işlemiş faiz, 4,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.218,29 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre; Dava, TBKnın 122.maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir.Hukukumuzda alacaklıya, zararın varlığını, miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın temerrüt faizini talep edebilme hakkı tanınmıştır. Ayrıca temerrüt faizi yükümlülüğünün doğumu için borçlunun alıkoyduğu paradan yarar sağlaması şart olmadığı gibi bu yararların iadesi amacı da bulunmaz. Temerrüt faizi talep edebilmek için borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olması şart değildir. Borçlu, bu konuda kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ileri sürerek ve bunu kanıtlayarak faiz ödeme yükümlülüğünden kurtulamaz. Bunun yanında temerrüt faizi, sözleşmeden doğan para borçlarının yanı sıra, sözleşme dışı hukukî ilişkiden kaynaklanan para borçlarında da uygulama alanı bulur ———Munzam zarara ilişkin düzenleme TBK’nın 122. Maddesinde yapılmış olup, anılan madde “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Dördüncü koşul ise borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir.——– kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194. maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır. Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Başka bir anlatımla yüksek enflasyon, dolar kurundaki artış, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, davacıyı ispat yükünden kurtarmayacağı gibi herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz. Bu itibarla ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan hareketle ileri sürülen soyut ve varsayıma dayalı zarar iddiaları hükme esas alınamaz ——Ayrıca bir para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesinden dolayı alacaklının zarara uğrayacağı kabul edilerek bu zararın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum dikkate alınarak belli bir oranda olacağı benimsenmiş ve TBK’nın 120. maddesi yollaması ile 3095 sayılı Kanun’un hükümleri çerçevesinde temerrüt faiz oranları belirlenmiştir. Uğranıldığı iddia olunan zararın, yetkili merciin belirlediğinden fazla ve bu nedenle TBK’nın 122. maddesine dayanılarak munzam zarar istenilmesi hâlinde ise artık açılmış olan davaya özgü somut vakıalara dayanılması gerekir. Bunlar da yasal, elverişli ve geçerli delillerle, geçerli ispat kuralları dairesinde kanıtlanmalıdır. Burada kanıtlanacak olgular geç ödeme ile davacının maruz kaldığı zararı doğuran vakıalar ve bu vakıalar nedeniyle uğranılan fiili zarardır.———-Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafından, davacıya ait —- plakalı araç ile davalı tarafından sigortalı olan —- plakalı aracın —- tarihinde trafik kazası meydana geldiği, bu kaza nedeni ile davacının aracının hasar gördüğü, yaşanan kazada davalının sigortalısı olan aracın tam kusurlu olduğu, araçtaki değer kaybının tazmini için sigorta şirketine başvurulduğu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmaması nedeni ile—— başvurulduğu, kararın icra yoluyla tahsil edilebildiği iddia edilmiştir. Davacının davaya konu tazminat talebi, davacının kaza sonrası davalıya yaptığı müracaat esnasında ödeme yapmamış olması, ödemenin —– kararı neticesinde yapılmış olması, süreç içerisinde döviz kurunda yaşanan artış nedeni ile alım gücünün azalmasından ileri gelmektedir. Davacı munzam zarar talebinde bulunmuştur.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TBK’nun 122. maddesinde “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder” düzenlemesinin yer aldığı, düzenleme uyarınca munzam zararı talep edebilmek için alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekeceği açıktır. Somut uyuşmazlıkta —— kararı neticesinde davacı tarafa hasar bedelinin faizi ile ödenmesine karar verildiği, davalı sigorta şirketi tarafından icra kanalı ile gerekli ödemenin yapıldığı, davacının aşkın bir zararının bulunduğunu ve bu durumun davalının kusurundan ileri geldiği hususunu ispat edemediği görüldüğünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.560,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ————- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 22/11/2023