Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/674 E. 2023/835 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/674 Esas

KARAR NO:2023/835

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

DAVA TARİHİ:08/09/2022

KARAR TARİHİ:06/12/2023

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davalı/borçlu aleyhine, müvekkili davacı şirkete ait kabloları koparmış olması sebebiyle; kabloların tamiri için gerekli malzeme ve işçilik bedellerine ilişkin olarak —— sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, müvekkili davacı şirket tarafından başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazın iptali gerektiğini belirterek davalı/ borçlunun filli neticesinde meydana gelen zararların tazminine yönelik icra takiplerine itirazların iptaline, davanın kabulüne, davalının asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra – inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davacının kendilerine ait olduğu iddia edilen kablolara müvekkili şirketçe hasar verildiği iddiasıyla kabloların tamirine ilişkin olarak —— esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, müvekkili şirketin itirazı sebebiyle takibin durdurulduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili —– kanuna dayalı yürürlüğe giren —-kapsamında,—- tarafından—— hususlarında yetkilendirildiğini, müvekkili şirket bu yetkilendirmelerden ——yetkilendirmesi kapsamında; tüm —— ulusal bir iletişim alt yapısı oluşturmak ve elektronik haberleşme altyapısı işletmeciliğine yönelik hizmetleri diğer elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmecilere, tüketicilere sunulmasına imkan sağlayan transmisyon altyapısını kurup işletmek amacıyla ——- niteliğinde hizmet vermek üzere usulü uyarınca yetkilendirilen bir işletmeci olduğunu, davacının, mesnetsiz iddiası neticesinde Müvekkil Şirket aleyhine haksız ve kötü- niyetli olarak işbu davayı ikame etmiş olup öncelikle iddiasını kanıtlamakla mükellef olduğunu, müvekkili şirketin taraf sıfatı (davalı sıfatı) (pasif husumet) bulunmamakta olup, davanın dava konusu bölgedeki müvekkili şirket tarafından bizzat bir çalışma yapılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; belirtilen mahalde müvekkili şirketin altyapı hizmetleri ile ilgili işleri bizzat yapmadığını, yüklenicileri aracılığıyla anahtar teslim götürü usulü yaptığını, dava konusu mahallerdeki çalışmaların ihbar edilen ——- tarafından yürütüldüğünü, müvekkili şirketin davacı tarafından varlığı iddia edilen hasardan sorumlu olmadığını, müvekkili şirket ile davayı ihbar ettikleri şirketler arasında sözleşme akdedildiğini ve dava konusu çalışmaların tamamının ihbar edilenler tarafından tüm sorumluluklar kendilerine ait olmak üzere yürütüldüğünü, ihbar olunanların çalışmalarından doğacak zarar ve ziyandan dava konusu adreste bizzat bulunmayan ve işveren sıfatı olmayan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının kabul edilemediği gibi dava konusu alacak için zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, hasarın varlığını iddia eden davacı şirketin, bu durumu farazi ve mesnetsiz iddialarla değil, mahkeme kanalı ile yaptıracağı bilirkişi incelemesi ile ispatlaması gerektiğini, T.M.K. 6. ve B.K. 41 maddesi hükümlerine göre zararın ve illiyet bağının ispatının davacıya ait olduğunu, davacının bizzat hasarın gerçekleşmesine sebebiyet verdiğini belirterek öncelikle davanın görevsiz mahkemede ikame edilmesinden sebep reddine, aksi durumda davanın yukarıda bilgisi verilen firmalara İHBARINA, Müvekkil Şirket yönünden öncelikle husumetten aksi durumda ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava —– ihbar edilmiş, ihbar olunan—– tarafından sunulan 14.02.2023 tarihli davaya cevap dilekçesinde; söz konusu alt yapı çalışmalarının bir kısmının müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, yapılan işlemler sırasında davacı tarafa herhangi bir zarar verilmediğini, davacı tarafın haksız menfaat elde etmek istediğini, kabul manasına gelmemek kaydıyla ayrıca davacı tarafından yapılan alt yapıların usulüne uygun yapılmadığını, davacı tarafça sunulan görsel delillerden anlaşılacağı üzere davacı tarafın yapmış olduğu yeraltı döşemelerinin yönetmeliğe aykırı olduğunu, bu sebeple davacının yapmış olduğu döşeme işlemlerinin yönetmeliğe uygun derinlikte olmadığı, yönetmelikte belirtilen uygun ikaz bandında bulunmadığı, yönetmeliğe uygun dolgu malzemesi bulunmadığı, yönetmeliğe uygun işaret belirtici kumlama ve koruyucu malzeme bulunmamasından dolayı meydana gelmiş zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yine aynı şekilde kabul manasına gelmemek kaydıyla müvekkili ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağının ağır kusur sebebiyle kesildiğini, davacı meydana gelen zararlara ilişkin tespit davası açmış olsaydı, meydana gelen zararlar ile bu zararlardan sorumlu olan kişilerin tespit edilmesinin mümkün olacağını, ayrıca tespit davası açılması durumunda davacının yeraltı döşemeleri usulüne uygun yapıp yapmadığının açıkça anlaşılacağını belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafça açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile haksız fiil hükümlerine dayalı olarak icra takibi yapılmıştır.
Davacı firma, yer altından geçen kablolarına zarar verildiğini iddia etmektedir. Davalı şirkete ait alt yapı çalışmaları esnasında bu zararın meydana geldiği hususunda ihtilaf olmayıp; taraflar arasındaki ihtilaf bu zarardan kimin sorumlu olacağı ve zararın miktarı hususunda toplanmıştır.Davalı şirket alt yapı çalışmalarını götürü usulü ile ihbar olunana taşere ettiğini, bu nedenle hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesini savunmuştur.Gerçekten eser sözleşmesi niteliğinde verilen işlerde, eseri yapan yapım esnasında gerçekleşen zarardan sorumludur. Ancak eser sözleşmesinin tarafı olan işverenin sözleşmeye nazaran güçlü bir denetim hakkı varsa, ortada esere sözleşmesinden bahsedilemez ve işi yaptıran işi yapan ile birlikte zarardan sorumlu olur. Bunu ayırt edebilmemiz için taraflar arasındaki sözleşmenin ibraz edilmesi gerekmekte iken, davalı ve ihbar olunun böyle bir sözleşmeyi ibraz etmemişlerdir. Bu durumda mahkememizce konunun TBK 66. Md. Girdiğini, adam çalıştıranın özel sorumluluğu çerçevesinde, olayın incelenmesi gerektiği belirlenmiş, davalının husumet savunmasına itibar edilmemiştir. Davacıya ait muhtelif yerlerde bulunan alt yapı hatları üzerinde davalı ——- tarafından kazı yapıldığı, kazı nedeniyle davacıya ait kabloların zarar gördüğü, davacı tarafından oluşan elektrik kesintisinin giderilmesi için oluşan hasarı giderdiği, Mevcut hasar tutanakları, hasar süreci bilgilendirme formu, fotoğraflar ve diğer yazışmalar üzerinde inceleme yapılmak, iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamına göre dosya alanında uzman Elektrik Mühendisi, İnşaat mühendis ve Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış rapor rapor dosya muhteviyatı ile uyumlu ve denetime elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmıştır. Davacı ——— kablo tesis şartnamesinde ” kablo kanalın açılması, kanal dibine kum serilmesi, kablonun üzerine kum serilmesi, kumun üzerine tuğla yerleştirilmesi, üzerine tuvanen malzemenin doldurulması, ikaz bandının serilmesi, zeminin eski hale getirilmesi” hükmü olmasına rağmen dosya kapsamına göre davacının kablonun üstüne ve altına kum sermediği, kablonun üzerine koruyucu tuğla koymadığı, ikaz bandı olmadığı, bu suretle —- şartnamesine uygun olarak tesis etmediği anlaşıldığından davacının hasarın oluşmasında yüzde otuz kusurludur. Davalı —– kazı çalışmalarına başlanılmadan önce ——- müsaderesi alınmasının zorunlu olduğu, izin almadığı, almış olsa bile kazı yapılacak bölgede alt yapısı bulunan davacı kuruma uyarı yapılmadan, kurumdan gözcü talep etmeden ve alt yapı araştırması yapmadan kazıya başladığı ve davalı firma ve veya taşeron şirketin personelinin tedbirsizliği ve gerekli özeni göstermemesi sebebiyle hasara sebebiyet verdiği bu sebeple davalının hasarın oluşmasında yüzde yetmiş kusurludur.Davacının arızanın gidermesi için yapmış olduğu harcamaların kadri maruftur. Bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davalı taraf icra inkar tazminat talebinde bulunmuş ise de asıl alacağın haksız fiilden kaynaklanıyor olması sebebiyle likit değildir. Bu sebeple icra inkar tazminatı reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının ——- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 400,61 TL asıl alacak, 3,45 TL işlemiş faiz , 0,61 TL KDV olmak üzere takip başlangıcında belirtilen şartlar altında aynen devamına,
3-Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
4-Davalının ——— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 13.201,25 TL asıl alacak, 362,25 TL işlemiş faiz, 62,20 TL KDV olmak üzere takip başlangıcında belirtilen şartlar altında aynen devamına,
5-Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
6-Davalının ——-esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 644,21 TL asıl alacak, 14,13 TL işlemiş faiz, 2,54 TL KDV olmak üzere takip başlangıcında belirtilen şartlar altında aynen devamına,
7-Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
8-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
9-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.003,56 TL harçtan peşin alınan 261,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 741,73 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile 261,83 TL peşin harç olmak üzere toplam 342,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.560,00 TL ara buluculuk ücretinin red/kabul oranına göre 1.089,61 TL’sinin davalıdan; 470,39 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
12-Davacı tarafından yapılan 15.000,00 TL bilirkişi gideri ile tebligat ve müzekkere gideri 257,70 TL olmak üzere toplamda 15.257,70 TL. yargılama giderinin red/kabul oranına göre 10.657,05 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca kabul edilen dava yönünden 14.691,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca reddedilen dava yönünden 6.342,21 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden ilgili tarafa iadesine,
Miktar yönüyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekili, davalı vekili ile ihbar olunan vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 06/12/2023