Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/655 E. 2022/758 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/655 Esas
KARAR NO : 2022/758

DAVA : Özel Denetici Atanması
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Özel Denetici Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, davalı şirketin halka açık bir şirket olduğunu, —— ve Bankacılık Kanununa tabi olduğunu belirterek; davalı şirketin kötü yönetildiğini, karlılık oranının azaldığını, kullandırdığı fonların hatalı olduğunu, toplam fonlardan aldığı payların azaldığını, batık kredilerinin arttığını, çok ciddi kayıplarının bulunduğunu, sermaye desteği alamadığını belirterek; müvekkilinin davalı şirkette %9,5 oranında hissedar olduğunu, özel denetici tayinine ilişkin TTK’daki 439. Maddede aranan pay oranı ve pay tutarını taşıdıklarını belirtmek suretiyle bir özel denetici atanmasını, 3.783.000.000,00 TL olduğu iddia edilen batık kredilerin oluşturduğu banka zararının mevcut olup olmadığı, bu kredilerin şeffaf olup olmadığı ve gerek tahsis gerekse takiplerinde banka yöneticilerinin görevlerini kötüye kullanıp kullanmadıklarının tespiti gerektiğini; bu amaçla davalı şirketten 16/05/2022 tarihli genel kurulunda talepte bulunduklarını, söz konusu talebin reddedildiğini belirterek, mahkemece TTK 439. Madde gereğince şirkete özel denetici atanmasını ve bu iş için ödenmesi gereken avans ve giderlerin belirlenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, davacı ve dava dışı —— birlikte hareket eden şirket ortakları olduklarını,—— birçok bankaya hissedar olduğunu, hissedar olduğu bankalardan avantajlı krediler istediğini, alamayınca aynı bu davadaki gibi ihtilaf çıkardığını; 16/05/2022 tarihli genel kurulda da bu iki hissedarın özel denetici atanmasını genel kuruldan talep ettiklerini, talebin reddedildiğini; ——dahi özel denetici atanması talebinden ümidi olmadığı için dava yoluna gitmediğini; kendilerinin —–denetimine tabi bir şirket olduğunu; ——Kuruluşlarının tüm denetimlerinden başarıyla geçtiklerini; şirketin faaliyet raporunun son derece açık olduğunu;——-Şirketinin 2021 yılına ait faaliyet raporlarının son derece açık olduğunu; davacının özel denetici atanma talebinin sadece halka açık bir şirket olan müvekkili şirketin kamuoyu önünde zor duruma düşürmek olduğunu, şirkete özel denetici atanmasının duyulması halinde bunun kamuoyunda yanlış intibalara neden olabileceğini; davacının da amacının bu intibayı sağlamak hususunda şirketi sıkıştırmak olduğunu; davacının talebinin şirketin kötü yönetilmesine ilişkin olduğunu, oysa bu iddianın soyut bir iddia olduğunu, 2021 yılı için sorunlu kredilerinin %84,1 olduğunu, bu yıl için bankaların ortalama oranının %85,7 olduğunu, oranların birbirine çok yakın olduğunu, 2022 yılının ilk yarısında da kredi verimliliğinin sektör ortalamalarına çok yakın olduğunu; esasen söz konusu ödenmeyen kredi ve kredi verimliliğinin ülkemizin ekonomik koşulları ve pandemi koşulları ile bağlantılı olduğunu; bunların sektördeki tüm bankaların ortak sorunu olduğunu; TTK 439/2 maddesi gereğince davanın kabulü için davacının ” ikna edici ” derecede haklı olması gerektiğini; somut davada böyle bir durumun söz konusu olmadığı sebebiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK 439 madde gereğince açılan özel denetici atanmasına ilişkindir.Mahkememizce iddia ve savunma incelenmiş, tarafların sundukları delilleri incelenmiş, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.TTK 439. Maddesine göre, halka açık şirketlerde, şirketin 1/20 ya da daha çok hissesine sahip olan hissedarların özel denetici talep edebilecekleri, özel denetici tayininin TTK 438. Maddeye göre şirketten isteyebilecekleri, şirketçe talebin reddi halinde TTK 439 maddeye göre şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetici atanmasını isteyebilecekleri düzenlenmiştir.Davacımız şirkette %9,5 oranında hissedar olduğundan özel denetici talep etme hakkında sahip olduğu ihtilafsızdır. Davacımız, bu talebini 16/05/2022 tarihli genel kurulda dile getirmiş olup, talebi oy çokluğuyla reddedilmiştir. Bu nedenle iş bu davayı açma hakkı mevcuttur.Davanın kabulü için, davacıların, kurucuların veya şirket organlarının kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları gerekir. Davamızda da, şirketin yönetim kurulunun kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi ve dolayısıyla pay sahiplerini zarara uğrattıkları iddia edilmekte; özellikle şirketin kötü yönetildiği, karlılığın azaldığı, batık kredilerin arttığı, kredi verilmesinde ve takip işleminde yeterli özenin gösterilmediği, kullandırılan fonların hatalı olduğu, toplam fonlardan bankanın aldığı payların azaldığı iddia edilmiştir.Ancak, davalı tarafça ibraz edilen ve dosya kapsamına giren 2021 yılının olağan genel kurulunun toplantı tutanağına ekli olan faaliyet raporunun son derece açık olduğu, ——-tarafsız denetim şirketince hazırlanan raporunda son derece açık olduğu; bu çerçevede özel denetici atanmasına gerek bulunmadığı; gerek şirketin yıllık faaliyet raporlarının gerekse —— şirketi tarafından hazırlanan raporlarda şirketin verdiği kredilerin, tahsil ettiği bedellerin, yıllık faaliyetlerinin, kar ve zarar durumlarının açık açık yer aldığı; şirketin faaliyet durumu ve mevcut hali belli olduğu için davacının, davalı şirket yöneticileri aleyhine TTK 555 maddesi çerçevesinde şirket zararının giderilmesi için dava açma yoluna gidebileceği ancak şirketin faaliyetleri ve ekonomik durumu yönünden müphem bir durumun bulunmaması nedeniyle özel denetici talebinin yerinde olmadığı, TTK 439/2. Maddede aranan ” ikna edici ” halin gerçekleşmediği nazara alınarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Dava maktu harca tabi bulunduğundan ve maktu karar harcı da dava açılırken karşılandığından yeniden harç alınmasına mahal olmadığına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,Karar tarihindeki ——maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, oy birliğiyle ve TTK 440/2 madde gereğince kesin olarak verildi. Açıkça okundu usulen tefhim olundu.