Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/504 E. 2022/723 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/504 Esas
KARAR NO : 2022/723

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/07/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 27/10/2021 tarihinde sürücü —-plakalı aracı ile —- giriş yaptığı sırada aracının ön kısımları ile sağından — istikametinden gelen sürücü müvekkilİ—- idaresindeki—-çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin geçirdiği bu kaza sebebiyle ağır şekilde yaralandığını, kaldırıldığı —-tedavi görmek durumunda kaldığını, işbu trafik kazası neticesinde müvekkilinin, sürekli sakatlık geçirdiğini, geçici olarak maluliyet yaşadığını ve kendisine ailesi tarafından bakılmak durumunda kaldığını, ayrıca kaza sonucunda vücudundaki ağır yaralanmaların etkisiısı hala devam ettiğini, müvekkilinin eskisi gibi yaşam fonksiyonuna sahip olamayıp tabiri caizse işbu trafik kazasının hayatını alt üst ettiğini belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve yeni beyanlarda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla: trafik kazası sonucu davacı —- yaralanması sebebiyle şimdilik; sürekli sakatlık için 500,00 TL, geçici sakatlık için 500,00 TL, geçici bakıcı gideri için 500,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 1.500,00 TL maddi tazminat bedelinin kaza tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mahkemeye başvurudan önce müvekkili şirkete usule uygun başvuru yapmadığını, davacının, müvekkili şirkete yaptığı başvurunun geçerli kabul edilebilmesi için gerçek zararın tespitine yarar ve gerekli görülen tüm belge ve bilgilerinde müvekkili şirkete göndermiş olması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitleri dâhilinde tazminattan sorumlu olduklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur durumunun bilirkişi aracılığıyla tespitini talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitleriyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusuru ve davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminata hükmolunması halinde müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararından sonra da asıl amacın gerçek zarar tespit etmek olduğunun aşikar olduğunu, davacı tarafından geçici iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talep edilmiş ise de geçici giderler teminat dışı olup 6111 sayılı kanun ile bu talepleri karşılama yükümlülüğünün —-aktarıldığını, müvekkili şirketin—- ile teminat verdiği hususlar sürekli iş gücü kaybı ve bu bağlamdaki tazminat talepleri olup “geçici” zararlar ve buna bağlı talepler teminat kapsamı dışında olduğunu—- tarafından karşılanmasının beklenen bakıcı, tedavi ve geçici iş göremezlik giderlerinin müvekkilinden talep olunmasında hukuka uyarlık bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığına ilişkin itirazlarımız baki kalmakla birlikte, aksi kanaat halinde dahi—- Genel Şartları uyarınca, bakıcı gideri tazminatı hesaplamalarında bakıcı tutulduğunun belgelenmesi durumunda bakıcı gideri tazminatı için brüt asgari ücret kullanılarak hesaplandığını, aksi durumda ise net asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini, işbu dosya kapsamında bakıcı tutulduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığından hesaplamanın net asgari ücret üzerinden değerlendirme yapılmasını talep ettiklerini, aksi kanaat halinde, geçici bakıcı gideri için hesaplanan tazminattan, ülkemizde aile içi bakımın fiili mevcudiyeti ve medeni hukuka göre aile bireylerinin birbirlerine karşı bakım yükümlülüğü gözetilerek TBK md.51-52 uyarınca %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasını talep etiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sayın mahkeme aksi kanaatteyse davacının geçici iş göremezlik talebine ilişkin, davacının kaza tarihinden sonra fiilen çalışıp çalışmadığı, maaş ödemesi ile —– ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasını, itirazları baki kalmak kaydıyla sürekli iş göremezlik tazminatı hesabı yapılması halinde dahi sürekli iş göremezlik tazminatının davacının geçici iş göremezlik süresinin sona erdiği tarihten başlamak üzere yapılması gerektiğini, gelir ve tazminat yönünden cevapları ve kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat hesabında esas alınacak gelir, devamlılık gösteren ve kazanılması için fazla efor sarfına gerek olan ücretler olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirkete sigorta poliçesi ile bağlı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde tazminat hesabı için davacı gerçek gelirinin tespiti gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminata hükmolunması halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek aleyhteki tüm hususları reddetmek suretiyle, fazlaya ve başkaya ilişkin hakları, ihbar, dava, talep ve şikayet hakları saklı tutarak; müvekkili şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesine, müvekkili şirket adına vekaleten arz ve talep ederi olamayacak kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle trafik kazasından kaynaklı maddi tazminata hükmedilmesine ilişkindir.Davacı vekilince sunulan 07/11/2022 tarihli dilekçe ile; davalı ile sulh olmaları sebebiyle davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.Davalı vekilince sunulan 07/11/2022 tarihli dilekçe ile; davacı tarafın tüm alacak ve haklarından sulh ve ibraname protokolü gereği feragat ettiğinden işbu davaya ilişkin olarak herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada mübrez —- yevmiye numaralı vekaletnamenin incelenmesinde davacı vekilinin ”davadan feragat etmeye” yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.Feragat 6100 sayılı HMK nun 307. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada feragatin dilekçe ile de yapılabileceği, feragatin hüküm ifade etmesinin karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayacağı belirtildikten başka HMK 311. maddesinde feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağına yer verilmiştir.Feragatin varlığı nedeniyle, davanın feragat nedeniyle reddine dair takdiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin olarak alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.560,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça talep edilmediğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına
6-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere karar verildi.