Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/488 E. 2023/840 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/488 Esas
KARAR NO: 2023/840
DAVA: Bankanın Taraf Olduğu Banka Teminat (Garanti) Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ: 24/06/2021
KARAR TARİHİ: 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Bankanın Taraf Olduğu Banka Teminat (Garanti) Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı murisi ve annesi —— tarihinde bulaşıcı olmayan hastalık nedeniyle vefat ettiğini, müteveffanın 26/03/2018 tarihinde davalı bankanın ——– tutarında işletme kredisi kullandığını, krediye bağlı olarak ——— poliçesini de imzaladığını, davacı murisinin vefat edene kadar tüm kredi taksitlerini ve primlerini ödediğini, davalı banka tarafından vefatı öncesinde davacının murisine ——— yenilenmesi gerektiği yönünde herhangi bir uyarının ve bildirimin bulunulmadığını, veraset işlemlerini tamamlamak isteyen mirasçıların murislerinden kalan kredi borcu nedeniyle icra tehdidi altında bulunmasından ötürü mirasçılardan davacı——– kredi borcunu başka bir kredi kullanarak ödemek zorunda kaldığını, murisin 26/03/2018 tarihinde imzaladığı kredi sözleşmesi ve ———poliçesi hükümleri, bireysel kredilerle bağlantılı sigortalar uygulama esasları yönetmeliği hükümleri uyarınca davalı bankanın ——– yenilemesi gerekirken yenilemediğini ve davacı müvekkilinin kredi borcunu ödemesine ve zarar uğramasına neden olduğunu, davalı bankanın acente sıfatıyla düzenlediği poliçede ” aksine bir talimat verene kadar ilgili dönem prim tutarlarının kredi kartımdan/hesabımdan tahsil edilmesi için ——– ——-veriyorum” hükmüne yer verildiğini, davanın kabulü ile davalı banka tarafından tahsil edilen bedele karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin talep ve dava açma haklarının saklı tutulmak üzere, şimdilik 5.000,00 TL ‘nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; banka ile davacı yan arasında, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Kefaletiyle İşletme kredisi imzalanmış, bu sözleşme TTK’nın 4. maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlık konusu olan hukuk davaları ticari dava olarak değerlendirilecek hükmü olduğunu, Huzurdaki davanın bankaya açılması haksız ve isabetsiz olduğunu, Davaya konu sigorta işlemlerinde banka şubesinin müdahalesi olmadığını, banka sigorta işlemlerine yalnızca aracılık etmekte olduğunu, sigorta poliçesi ——- davacıların murisi arasında düzenlenmiş, —– bankadan bağımsız ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğunu, Sigorta teminatında yer
alan şartların yerine gelip gelmediği, poliçeye konu teminatın ödenip ödenmemesi tamamen —–kendi inisiyatiflinde olan bir konu olduğunu, Davacı tarafa tazminat ödemesi yapılıp yapılmaması, davalı sigorta firmasının yetki ve sorumluluğunda ve bankamız iradesi dışında gerçekleşen bir işlem olduğunu, Bu nedenlerle davanın banka yönünden husumet nedeniyle reddini talep ediyor olduklarını, davanın mecburi dava arkadaşlığı nedeniyle tüm ortaklar tarafından açılması gerekmekte olduğunu, Bankanın dain-i mürtehin sıfatı ile öncelikli talep hakkı bulunmakta olduğunu, davanın açılmasından önce,
usul hukuku bakımından davacıların öncelikli alacaklı sıfatını haiz bankaya başvurarak, doğrudan sigorta
şirketine dava açılmasına muvafakat edipetmediğimizi sorması gerekir olduğunu, davanın konusunu
oluşturan sigorta poliçesinden meblağınkarşılanmaması kapsamında asıl zarara uğrayan banka olduğunu, konuyla ilgili yargıtay kararları da müvekkilin dain ve mürtehin sıfatı nedeniyle davalı olamayacağını, öncelikle
muvafakat alınması gerektiğini ifade etmekte olduğunu, davacı yan dava dilekçesinde “mirasçıların icra tehdidi altında bulunmalarından ötürü bakiye 105.000,00 TL kredi borcunu başka bir kredi kullanarak ödeme zorunda kalmıştır” bu iddialar afaki olup, kabul etmelerinin mümkün olmadığını, Bankanın yasal mevzuat kapsamında ——— yaptırma zorunluluğu olmadığı gibi —– uyarınca ———yaptırılması zorunlu tutulmamakta olduğunu, davaya konu kredi ilişkisinde de müteveffa müşterinin
talebi olmaması nedeni ile —- yenilenmemiş olduğunu, bankalarca kullandırılan kredileri
açısından müşterinin ——- yaptırması bankanın kullandırdığı kredinin bir nevi ek teminatı
niteliğinde olup, bu nedenle hem kredi müşterilerinin hem de bankaların menfaatine olan bir durum
olduğunu, Bu açıdan kredi sözleşmelerine sigorta yaptırılması ve yenilenmesi hususunda hükümler
konulmakta olduğunu, Ancak, kredi sözleşmelerinde mevcut bu hükümlerin bankaların sigorta yapmak
ve/veya yapılan sigortayı sürekli yenilemek zorunda oldukları, bunu taahhüt ettikleri şeklinde
değerlendirilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, —- istikrarlı bir biçimde kararlarında aynı noktaya
vurgu yapmakta ve ——– banka ile müşterisi için ek bir teminat teşkil ettiği, bu nedenle bankanın sigorta yapılmamış ve/veya yapılan sigortanın yenilenmemiş olmasından sorumlu tutulamayacağı, bankaların sigorta yapma veya sigortayı her sene kendiliğinden yenileme gibi bir yükümlülüğü bulunmadığı görüşüne yer vermekte olduğunu, banka kredi kullandırmış nihayetinde de karşılığında verdiği meblağ tahsil edilmiş olduğunu, Bu kredinin sigortalanması ya da bankanın alacağının poliçe ya da mirasçılar tarafından karşılanıp karşılanmadığının bankanın kredi alacağını tahsil etme hakkına dair bir etkisi bulunmamakta olduğunu
müşterinin kendi ihtiyari ile sigorta poliçesini yenilemeyerek muhtemel riski göze aldığı ve bu hususta bankanın hiçbir kusuru yada mesuliyeti bulunmadığı gözetildiğinde davacının davası tamimiyle haksız olduğunu belirterek; Davanın görev, husumet ve zorunlu dava arkadaşlığı itirazlarımız yönünden usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

DELİLLER:Dava dilekçesi, cevap dilekçesi,——– sayılı dosyası, kredi sözleşmesine ait hesap ekstreleri, hesap katı, kat ihtarı aslı, bilirkişi raporu.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLEMESİ VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.Dava ilk olarak; —— sayılı dosyasında verilen —— tarihli karar ile dosyaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın —— görevsizlik kararı verilerek gönderildiği, ——görevsizlik kararı ile mahkememize geldiği mahkememiz esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; Davacının murisinin davalı bankadan kredi kullandığı ve kredinin tamamı ödenmeden vefat ettiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın bankaca yaptırılan ——–kalan krediyi ödemekle yükümlü olup olmadığı, ——— yenilenmemiş ise bankanın aydınlatma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya öninceleme duruşmasında dosyanın Bankacı bilirkişi ve hesap bilirkişisine tevdine karar verilmiştir.
Dosyada mübrez heyet bilirkişi raporunda özetle; Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığında; konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin
yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararı Yüksek Mahkemenize ait olmak üzere ayrıntıları
aşağıda verilen inceleme ve tespitlerimiz sonucunda,
Davalı Banka ile Muris —- arasında ——-imzalandığı, Yapılan yargılama toplanan delillere göre, Sözleşme kapsamında 200.000,00 TL , 60 ay vadeli ticari nitelikli işletme kredinin kullanıldığı tespit edilmiş olduğu, Davalı Banka ile Muris ———– arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin ‘’ Sigorta ile ilgili Hükümler ‘’ başlıklı bölümünde; ‘’Müşterinin anılan sigortaları yaptırmaması veya süresinde sigortaları yenilememesi halinde, Banka söz konusu sigortayı re’sen yaptırmaya/yenilemeye
yetkilidir. Ancak bu husus, Banka için bir mecburiyet teşkil etmeyecektir.’’ Hükmünün bulunduğu tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığında konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararı Yüksek Mahkemenize ait olmak üzere;bankanın davaya konu —— yenilenmemesi hususunda bankanın aydınlatma yükümlülüğü bulduğu/ bulunmadığı yönünde nihai takdir Sayın Mahkemenindir şeklinde kanaatlerini bildirmişlerdir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının murisi ——— tarihinde vefat ettiği, muris ile davalı banka arasında 26/03/2018 tarihinde 200.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, ——–yenilenmemesi nedeni ile —–bulunmadığı ve kredi borcunun mirasçılar tarafından ödenmesi gerektiği gerekçesi ile kredi borcunun davacı tarafından kapatıldığı, davalının kusuru nedeni ile poliçenin yenilenmediği iddiası ile borcun davalı banka tarafından kapatılması talebi ile eldeki davanın açıldığı tespit edilmiştir. Öncelikle mirasçılardan davacının borcu kendisinin kapatması nedeni ile eldeki davayı tek başına açmasında hukuka aykırı bir durum yoktur. Yine borcun tamamının ödenmiş olması nedeni ile davanın dain-i mürtehine ihbarına da lüzum yoktur. Bununla birlikte, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; Davalı Banka ile Muris ——— arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin ”Sigorta ile ilgili Hükümler” başlıklı bölümünde; “Müşterinin anılan sigortaları yaptırmaması veya süresinde sigortaları yenilememesi halinde, Banka söz konusu sigortayı re’sen yaptırmaya/yenilemeye yetkilidir. Ancak bu husus, Banka için bir mecburiyet teşkil etmeyecektir.” düzenlemesinin yer aldığı, bu sebeple davalı bankaya poliçenin yenilenmesine ilişkin bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden, kredi borcundan davalının sorumlu olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 85,39 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 184,46 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 680,00 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 06/12/2023