Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/481 E. 2023/141 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/372 Esas
KARAR NO : 2023/83

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacılar vekili, davalı şirketin —–olarak kurulduğunu, davacıların dışında bir de dava dışı olup, aynı zamanda — yetkili temsilcisi ve —- şirket ortakları olduğunu; davalı şirketin — tarafından kötü yönetilmesi, şirketin amacı dışında faaliyetlerde bulunup, şirketi zarara uğratması ve şirketin işleyişi hakkında, mali durumu hakkında davacılara hiç bir şekilde bilgi vermemesi ve davacıların bu bilgilere erişmesinin engellenmesi sonunda; davacılarla dava dışı ortak arasının bozulduğunu, davacılar yönünden durumun artık çekilmez bir hal aldığını, ortaklık yapısının geriye dönük düzelemeyecek bir şekilde zarar gördüğünü,—- hatalar nedeniyle şirketin mevcut borçlarını ödeyemez hale geldiğini ve bir çıkmaza sürüklendiğini;—- ödemeler yapan ——– bulunan davalı —- müşterilerinin ödemelerini müvekkillerinin izni olmadan —— aksamasına neden olunduğunu, vasıflı çalışanların istifasına sebep olunduğunu, ——yapılamadığını, —- basiretli tacir gibi davranmadığını, şirketin amacına aykırı ve —- şirketi zarara soktuğunu, şirketin borca batık hale geldiğini, müvekkili—- defalarca —- toplantı çağrısı yapıldığını ancak dava dışı —–tarafından bunların dikkate alınmadığını; tüm ihtarlı çağrılara ve uyarılara rağmen —– süre içinde yapılmaması nedeniyle davacıların yönetim kurulu üyeliğinden istifa edip, ——–kanalıyla bildirdiklerini, buna rağmen gerekli işlemlerin yine zamanında yapılmadığını; ayrıca davacı —– hisse devir protokolü imzalandığını, bununla %33,33 oranındaki şirket hisselerinin %28,33’ünün ——— devrinin kararlaştırıldığını, — dayalı ilişki nedeniyle müvekkilinin aynı gün hisse bedelleri ödenmemesine— devir sözleşmesini yaptığını ancak devir karşılığı üzerine düşen edimlerin —– yerine getirilmediğini, bu nedenle devrin tamamlanmadığını; kar payı ödemelerinin gerçekleşmediğini belirterek, amacı dışına çıkan ve amaç dışı faaliyetlerde bulunan şirketin müvekkillerinin pay bedellerini ödemesi koşuluyla davacıların ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesini, aksi taktirde şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili,————– davacıların ve ——- olduğunu, iddia edilen işlemlere hep —– zaten genel —- olarak atandığını, —- devam ettiğini; —-ayında ise —- yöneticilikten istifa ettiğini, —- müdürlük görevinden de istifa ettiğini; söz konusu istifalar sonunda şirketin tek yetkilisi olarak kendisinin kaldığını; o tarihe kadar alınan tüm kararların—- toplanmadığı iddia ediliyor ise de, toplandığını, bu toplantıda konkordatoya başvurma kararı alındığını; — tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemde davacıların iddia ettiği gibi şirketin———— söz konusu olmadığını; davacılara şirket faaliyetleri ve durumu yönünden bilgi verilmediği iddialarının ise, şirketin fesih sebebi ya da şirketten payın bedeli karşılığında çıkma sebebi teşkil etmediğini; TTK gereği ortakların mahkemeden özel denetim ya da bilgi alınması için dava haklarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK 531 madde gereğince açılan şirketten pay akçesi karşılığında çıkma, bu talep kabul edilmezse şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiye davasıdır.
Mahkememizc—–kaydı getirtilmiş, şirketin ana sözleşmesi incelenmiş, davacı tanıkları dinlenmiş, taraf delilleri toplanmış,—–üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmış, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı —- olup, —– hisseye sahiptirler. Şirket—– yetkisi ile—— ayına kadar şirketi temsil ettikleri, —- sonra ise, davacı ——— üyeliğinden istifa ettikleri,—— tarihine kadar da dava dışı —— temsilcisi olarak görev yaptığı belirlenmiştir.
Davacı taraf tek tanık göstermiş olup, davacı tanığı ——- ancak davacı tanığı, —— davacılara şirket hakkında bilgi verip vermediğini, şirketle üçüncü şahıslar arasında yapılan sözleşmelerde davacıların rızasını alıp almadığını, onlara haber verip vermediğini, dava dışı yöneticinin —-çekmediğini de bilmediğini,—– ortaklarının uzun süre iyi geçindiklerini ancak şirketin — çok hızla büyüdüğünü, şirket çalışanlarının bazılarının istifa ettiğini, yerine çalışan alındığını ancak istifa edenlerin—– davranışlarıyla mı istifa ettiğini bilmediğini; şirket yöneticisinin hangi işlerini yaptığını da bilmediğini ancak davacılarında — olduklarını bildiğini beyan etmiştir. Tanık beyanlarıyla davacıların iddia ettiği fesih nedenlerinden teyit edilebilen olmamıştır.
Mahkememizce toplanan deliller çerçevesinde artık ticari defter ve kayıtlar üzerinde şirketin haklı nedenle feshinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelemesine geçilmiş olup, bu hususta görevlendirilmiş 5 kişilik bilirkişiden oluşan heyet tarafından hazırlanan —- tarihli raporda, davacının haklı nedenle fesih sebebi olarak ileriye sürdüğü sebepler raporun —– incelenmiş olup;
” 1-Dava dışı diğer ortak —- tarafından şirket amacı haricinde faaliyetlerde bulunup şirketin zarara uğratılması ve şirketin işleyişi hakkında ve mali durumlar açısından davacılara hiçbir şekilde bilgi verilmemesi ve erişmesinin—– taraf olduğu veya olacağı sözleşmelerden haberdar olunmadığı iddiası yönünden;
Davacı pay sahiplerinin———–işbu davanın da —– açıldığı dikkate alındığında, geçen | — şirketin faaliyetlerine ilişkin hangi bilgilerin verilmediği hususunun ispata muhtaç olduğu düşünülmektedir.
—— düzenli ödemeler——– davalı şirket müşterilerinin ödemelerinin —— çekildiği ve firmanın işlerinin aksamasına neden olduğu, vasıflı çalışanların istifalarını verdiği ve şirketin hak edişlerini dahi hazırlayamaz duruma geldiği iddiası yönünden;
Davacı pay sahiplerinin yönetimde bulunduğu dönemde alınan ticari kararların TTK m.531 anlamında haklı sebep oluşturmayacağı kanaatindeyiz. Davacıların kendilerinin farklı yönde taleplerine rağmen söz konusu işlemlerin gerçekleştirildiğini ispatlaması durumunda konu ayrıca değerlendirilebilecektir.
3——– süreci dışında davacı —— tarafından defalarca—– toplantı çağrısı yapıldığı ancak dava dışı—– tarafından uyulmadığı, tüm ihtarlı çağrılara ve uyarılara rağmen— içinde yapılmadığı iddiası yönünden;
—– özetlenmiştir. Buna göre; —- —- —— tarihinde,——– olağan——— toplantıları yapılmıştır. Davacılar bu toplantılara asaleten iştirak etmiş, alınan kararlarda —– sermaye artırımı, bağımsız —- seçilmesi gibi bir takım kararlar alınmıştır.——- kurul toplantıları ise dava tarihine kadar yapılmadığı, şirket muhasebesinden elde edilen bilgilere göre,—– toplantısı —– tarihinde yapıldığı, tescile tabi işlem olmadığından —— edilmediği görülmüştür.
Davalı şirketin ——- incelendiğinde —– bu şekilde pay sahiplerinin —- haklarının kullanılmasının engellenmesi durumunun somut olayda gerçeklemediği anlaşılmaktadır.
4—–arasında —– hisse devir protokolü akdedildiği, aradaki güvene dayalı ilişki nedeniyle müvekkilinin aynı gün hisse devir bedeli ödenmediği halde hisselerin ———— hissesini devrettiği, ancak devir karşılığı üzerine düşen edimlerin —- tarafından yerine getirilmediği iddiası yönünden;
Davacılar ile davalı diğer —- tarihinde hisse devir protokolü imzalanmış, bu protokolde davalı şirket ortağı —– oranındaki şirket———— almıştır. Davacı şirket ortağı aradaki —- binaen sonradan karşılığını almadığı halde noterden de devir sözleşmesi imzaladığını, devire ilişkin verilen çeklerin ödenmediğini beyan etmiştir. Bu hususta —–tarihinde de vekili aracılığıyla ——- ihtarname keşide etmiştir.
Şirket pay sahipleri arasında pay devir sözleşmesine ilişkin edimlerin yerine getirilmemesi sözleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gereken hukuki bir meseledir.
Davacıların şirketin —- vardır. Zira bu tarihte davacıların ——– şirkette imza yetkileri de bulunmaktadır. Davacıların şirketin konkordatoya başvurması için —– tarihinde almış oldukları karardan tam —— istifa ettikleri anlaşılmaktadır. Yine dosya kapsamındaki belgelerden davacıların istifa ettikleri tarihe kadar şirketin ——ikisi olarak —- sahip oldukları, şirkette temsil ve ilzam yetkilerinin bulunduğu, şirketin faaliyetlerini idame ettirebilmesi için alacaklarını şirketten almayarak sermaye artışına katılmasına, geçmiş yıl kârlarının sermayeye ilavesine, bankalardan kullanılan kredilerin — imzaları bulunmaktadır. —- davacıların tüm kararlarda onayı bulunmakta, karşı oy şerhi bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, yönetim kurulundan istifa ettikleri —- tarihine kadar şirketin idaresinde bulundukları görülmektedir.
Sonuç olarak; davacı pay sahiplerinin kendilerinin de kontrolünde bulunduğu dönemde şirkette gerçekleşen işlemlere ilişkin taleplerinin haklı sebep oluşturmayacağı, sonrasında yaşanan pay devir sözleşmesi gibi anlaşmazlıkların ise TTK m.531 anlamında haklı sebep teşkil etmediği kanaatine varılmaktadır.”
ŞEKLİNDE RAPOR HAZIRLANMIŞ;
Raporda her iki ihtimale binaen mahkemece payı karşılığında şirketten ayrılmaya karar verilirse———— hesaplanmış olup;
Rapor taraflara tebliğ olunmuş, davalı taraf ayrılma akçesi yönünden rapora itiraz etmiş, davacı taraf raporun bütününe itiraz etmiş;
Taraf itirazlarına karşı mahkemece aynı heyetten ek rapor alınmış,— vekillerine tebliğ edilmiş; taraf vekilleri buna karşı da beyanda bulunmuşlardır.
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Davacıların—- kendilerinin de yönetim kurulu üyesi oldukları, o tarihten davanın açıldığı tarihe kadar yaklaşık bir yıllık bir sürenin geçtiği, bu süre içinde şirketin faaliyetlerine ilişkin hangi bilgileri istedikleri ve elde edemediklerinin ispatının davacı tarafta olduğu, buna ilişkin yeterli bir ispat bulunmadığı gibi söz konusu durumun şirketin tek başına haklı nedenle fesih sebebini oluşturmadığı, TTK 437 madde gereğince mahkemeden bilgi alma ve inceleme hakkı isteme yetkilerinin bulunduğu ancak böyle bir davayı açtıklarına dair de beyanlarının bulunmadığı,
——–bulunan davalı şirket müşterilerinin —- yılında bu ödemelerin —–çekildiği ve firmanın işlerinin aksamasına neden olduğu, bu nedenle vasıflı çalışanların istifa ettikleri ve şirketin hak edişlerini dahi hazırlayamadığına ilişkin iddiaları yönünden o tarihte davacılarında şirket yöneticisi olduğu, dava dışı ortak kadar kendilerinin de bu hususta yetkili oldukları nazara alınarak, bu dönemde alınan ticari kararların müştereken alınmış olması karşısında bunun haklı nedenle fesih ve tasfiye sebebi olamayacağı,
Davacı taraf her ne kadar——süreci dışında——çağrısını defalarca yapmalarına rağmen dava dışı——– alınmadığı ve —– kurul toplantısının süresinde yapılmadığı iddialarına karşılık şirketin —– toplantısının 29/06/2016 tarihinde,— ——kurulunun —– tarihlerinde toplandığı —– — yapılamadığı ancak —— kurul toplantılarına davacıların asaleten iştirak ettikleri, alınan kararlarla yönetim kurulu üyeliklerinin seçimi, sermaye artırımı, bağımsız denetim şirketinin seçilmesi gibi kararlar alındığı; davalı şirketin —- incelendiğinde —— yapmama ve bu şekilde pay sahiplerinin mali ve idari haklarının kullanılmasının engellenmesi durumunun gerçekleşmediğini —– yapıldığı ve bu duruma engel kararların alındığı / alınabildiği;
Her ne kadar davacı — arasında hisse devir sözleşmesi yapılmasına rağmen hayata geçirilmemesi de dava nedeni gösterilmiş ise de, pay devir sözleşmesine ilişkin edimlerin yerine getirilmemesinin sözleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu; bunun şirketin fesih ve tasfiye sebebi sayılamayacağı;
Davalı şirketin amaç dışı faaliyetlerde bulunduğu ve zarar edip borca batık hale geldiğine ilişkin iddiaları yönünden ise; şirket her ne kadar konkordatoya başvurmuşsa da,——– Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporuyla şirketin borca batık durumda olmadığının açıkça tespit edildiği, faaliyetlerinin şirketin iştigal konusu çerçevesinde devam ettiği hususunun belirlendiği, bunun üzerine davacı şirketin —–talebinden feragat ettiği ve davanın feragat nedeniyle ret ile sonuçlandığı; şirketin mali durumu yönünden — hesaplanması kısmında ortaya çıkan değerlere nazaran şirketin —– artış ile toplam net varlığının —- yükseldiğinin belirlendiği, şirketin belirli bir karlılık oranında faaliyetlerine devam ettiği, dava tarihinde de şirketin borca batık olmadığı ve bilançolarına göre ( + ) mali değerde oldukları hususunun belirlendiği;
Tüm bu delillerin birlikte değerlendirilmesinde şirketin kötü yönetildiğine dair iddiaların ispat edilemediği, ileriye sürülen diğer fesih ve tasfiye sebeplerinin de yukarıda izah edilen çerçevede yerinde olmadığı, bu nedenle TTK 531. maddede düzenlenen haklı nedenle fesih ve tasfiye talebi şartlarının oluşmadığı; hal böyle olunca davacı tarafın haklı bir neden yokken şirketten payı karşılığında çıkma isteyemeyeceği; ancak şirketteki hisselerini üçüncü şahıslara devretmek suretiyle şirketten çıkmalarının mümkün olduğu ancak TTK 531 madde çerçevesince rayiç payları karşılığında hükmen şirketten çıkmalarına izin de verilemeyeceği nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Maktu ret harcının mahsubuyla eksik 135,50 TL maktu harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacılar tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına;
Karar tarihindeki —– vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.