Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/437 E. 2023/493 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/437
KARAR NO : 2023/493

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

Mahkememizde görülen alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili tarafından sunulan 09.06.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin sağladığı internet hizmeti ve alt yapı faaliyetleri çerçevesinde davalı şirketin talebi üzerine söz konusu şirket ile —- Abonelik Sözleşmesi/—-Sözleşmesi” akdedildiğini, ancak davalı şirketin ilerleyen zaman içerisinde sözleşmeden kaynaklanan fatura borçlarını kanuni süreler içerisinde ödememiş olduğunu, belirtilen faturalara yönelik herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin bahsi geçen hizmetlerinden doğan alacağını tahsil etmek için —- no.lu,31.05.2019 tarihli, 2.375,25 TL bedelli faturayı, —– no.lu, 30.06.2019 tarihli, 2.340,50 TL bedelli faturayı, —– no.lu, 31.07.2019 tarihli, 2.309,50 TL bedelli faturayı, —– no.lu, 31.08.2019 tarihli, 2.352,25 TL bedelli faturayı ve —– no.lu, 30.09.2019 tarihli, 47.863,80 TL bedelli faturayı tanzim ederek davalı şirkete gönderdiğini, ancak davalı şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak söz konusu hizmetten doğan borcunu ödemediğini ve temerrüde düştüğünü, müvekkili şirketin hizmet bedelini gösteren faturaları her zaman olduğu gibi usulüne uygun olarak düzenleyerek davalı şirkete göndermesine rağmen borcunu ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalının, borcunu ödeme konusunda temerrüde düştüğünden —- Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi Merkezi Takip Sistemi —–. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından işbu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini, itiraz haksız ve kütü niyetli olduğundan %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı 27/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davasını alacak davasına dönüştürmüştür.

CEVAP:Davalı vekili tarafından sunulan 04/07/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ibraz edilen dava dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 318. maddesine uygun olarak tanzim edilmediğini, basit yargılama usulünde delillerin ikamesini düzenleyen 318. Maddede; “Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.” düzenlemesi yer aldığını, bu sebeple tarafların söz konusu gereği yerine getirmediğini, dayandıkları belgeleri dilekçelerine eklememiş yahut başka yerden getirtilecekler hakkında gerekli bilgiyi vermemiş olmaları halinde tarafların o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının kabul edileceğini, somut ihtilafta davacı yanın, huzurdaki davaya ilişkin iddialarını ispatlayacak delillerin okunaklı suretlerinin dava dilekçesi ekinde taraflarına tebliğ edilmediğini, tüm bunlar davacı yanın huzurdaki basit yargılama usulüne tabi davada, somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini gösterdiğini, davacı yanın sonradan sunacağı delillere dayanmaktan vazgeçtiğinin kabulüne karar verilmesini, davacı yanın yeni delil sunmasına muvafakat etmediğini, davanın görevli mahkemede ikame edilmediğini, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tanımlandığı üzere “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlandığını, somut olayda ise abonelik sözleşmesi mevcut olduğunu, TKHK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, müvekkili şirketin adresinin—–olduğunu ve yetki kuralları gereğince davanın borçlunun yerleşim yerinde açılması gerektiğini, işbu sebeple —— Adliyesi Mahkemelerinin söz konusu davada yetkili olduğunu, Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren iki yıl içinde haciz talep edilmezse takibin düşeceğini, davaya konu itirazın yapıldığı icra dosyası incelendiğinde davacının iki yıl içinde herhangi bir haciz talebi olmadığını, dolayısıyla itirazın iptaline başvurulacak bir icra takibi bulunmadığını, ayrıca borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davalının ödeme emrinde alacaklı olarak görünen tarafa ödeme emrinde belirtildiği gibi bir borcu bulunmadığını, fazlaya dair hak ile alacaklarının saklı kalması kaydıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, masraf ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :Dava alacak davasıdır.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 13/04/2023 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir. Dosyada mübrez 13/04/2023 bilirkişi raporunda özetle; Tarafların e-defter kullanıcı mükellef olduklarını, 2019-2020 yıllarına ilişkin Envanter defterlerinin noter tasdikleri ile, GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir, e-defter beratlarının süresinde alındığını, T.T.K’ nu ve V.U.K’ nu hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunu, tarafların kendi ticari defterlerinin birbirini doğruladığı görüldüğünü, davacının Merkezi takip sistemi ile 15.12.2020 tarihinde —— sayılı dosyasında davalı adına takip başlattığını, davalı borçlunun 22.02.2021 tarihinde takibe itirazı ile takibin durduğunu, akabinde davacı vekilinin 27.12.2022 tarihli ıslah talebi ile hakları saklı kalmak kaydıyla “Alacak” davasına dönüştüğün görüldüğünü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin akdedilen “Abonelik Sözleşmesi” kapsamında davacının davalı şirkete internet hizmeti sunduğunu, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen dava konusu faturaların abonelik sözleşmesi kapsamında düzenlendiğini, her iki tarafın incelenen ticari defter kayıtlarında, davacı şirketin davalı taraftan 09.06.2022 dava tarihi itibariyle 57.267,46 TL tutarında alacaklı gözüktüğünü, davalının ise kendi defter kayıtlarında davacı açık hesabında 58.975,08 TL tutarında borçlu gözüktüğünün tespit edildiğini, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağından işbu fatura içeriği hizmetin davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğunu, bu kez ispat yükünün davalı tarafa geçtiğini, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiğinin değerlendirildiğini, tüm bu tespit ve incelemeler çerçevesinde davacının alacak talebine ilişkin 57.267,46 TL tutarında ispat karinelerinin oluştuğunu rapor etmiştir.

Davacı vekili 27/12/2022 tarihli dilekçesi ile; dava değeri 67.677,69 TL olarak belirtilmiş olup dava değeri üzerinden harç yatırıldığını, taraflarınca yapılan ıslah ile dava değeri taleplerini arttırmayıp yalnızca davanın nev’ini değiştirmeleri nedeni ile taraflarınca ıslah harcı yatırılmadığını beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; tarafların tacir olduğu, tarafların tacir olması sebebiyle her iki tarafın ticari kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme günü verildiği, her iki tarafın ticari kayıtları usulüne uygun olarak tutulduğu kendileri lehine delil kabul edilmiştir. Davacının kayıtlarına göre takip anında davalıdan 57.267,46 TL alacaklı olduğu, davalının kayıtlarına göre 58.975,08 TL davacıya borçlu gözüktüğü, davalının kendi kayıtları ile davacı tarafından kesilen faturaların davalı tarafından BA kayıtlarında bildirildiği ve davalının bu miktarı ödemediği ve davacının davalıdan 57.267,46 TL alacaklıdır. Davanın kabulüne karar verilerek 57.267,46 TL’nin icra takip tarihi olan 15/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN KABULÜ ile;
57.267,46 TL’nin icra takip tarihi olan 15/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 3.911,94 TL harçtan, peşin alınan 1.155,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.756,17‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 1.155,77 peşin harç toplamı 1.236,47‬ TL ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 91,00 TL posta giderleri olmak üzere toplam 3.327,47‬ TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
6-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.