Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/432 E. 2023/344 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/432 Esas
KARAR NO : 2023/344

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 03/05/2023

Mahkememizde görülen 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlular tarafından müvekkili bankadan alınan —– ve —– risk numaralı—–Kredi Kartı ve Ek Hesaptan kaynaklanan işlemler nedeni ile ödenmeyen borçlardan dolayı davalılar aleyhine —– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlular haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ve bugüne kadar ödeme yapılmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile yapılan takibe itirazın iptali ile icra dosya hesabının ödenmesi için Arabuluculuğa başvurulduğunu ancak yapılan her iki toplantıda kendilerine çok uygun ödeme koşulları sunulmasına rağmen anlaşmanın sağlanamadığını, davalı borçluların yapmış olduğu itirazın tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek davalı borçluların haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itirazın iptali ile icra takibinin devamını ve borçlular aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı borçlulara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; —-İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasındaki ilamsız takibe mahsus taraflarınca 30/05/2019 tarihli dilekçeleri ile iddia edilen borca ve ferilerine karşı itiraz yoluna başvurulduğunu, süresinde yapmış oldukları itirazları üzerine de söz konusu takibin durduğunu, karşı tarafın ise huzurdaki davayı 30/05/2022 tarihli dava dilekçesi ile açtığını, söz konusu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süreden sonra haksız olarak açıldığını, her ne kadar davanın usulden reddi gerekiyor olsa da, davacı tarafın dava dilekçesinde, müvekkilinin kredi borcu taksitlerini ödemediği gerekçesi ile ihtar çektiğini ihtara rağmen ödeme olmayınca icra takibi başlattığını ifade ettiğini, ancak davacı tarafın müvekkiline göndermiş olduğu —–Noterliğinin 03.05.2019 tarih ve——- yevmiye numaralı ihtarnamesinin içeriğinin tamamen haksız olduğunu, nitekim davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkilinin herhangi bir kredi borcunun bulunmadığını, dolayısı ile müvekkilinin olmayan bir borcun ödemesini yapmasının da söz konusu olmadığını, bunun aksinin ispatının da davacı tarafa ait olduğunu, bununla birlikte davacı tarafın, müvekkilinin borcunu ödememesi nedeniyle hesap kat ihtarı keşide ettiğini ve vadesi gelmeyen taksitlerin de muaccel hale geldiğini ileri sürdüğünü, borcun varlığını kabul etmemekle birlikte, 4822 sayılı Kanun ve 4077 sayılı Kanun’un 10. Maddesi gereği, muacceliyet şartının gerçekleşmesi için öncelikle bunun sözleşmede kararlaştırılmış olmasının, ardından tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksitinin ödememesi ve son olarak en az bir hafta süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulmasının gerekmekte olduğunu, ancak huzurdaki olay değerlendirildiğinde, bu şartların hiçbirinin gerçekleşmediğinin sabit olacağını, dolayısıyla davacı tarafın göndermiş olduğu ihtarnamenin yok hükmünde olduğunu ve muacceliyet şartı yerine getirilmediği için vadesi gelmeyen taksitlerin de istenilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı bankanın, tüketici kredisi ile birlikte diğer alacak kalemlerine ilişkin alacağını ayrı ayrı göstererek ihtar düzenlemişse de, icra takibinde tüm alacak kalemlerini topluca göstererek, aynı icra takibine konu etmesinin iyi niyetli olmadığını açıkça göstermekte olduğunu, böyle bir davranışın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve korunamayacağını savunarak, arz ve izah edilen nedenlerden ötürü taleplerinin kabulü ile haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddini, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahküm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Dava ilk olarak ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——Esas sayılı dosyası ile açılmış olup, ilgili mahkemenin 02/06/2022 tarih, —–Esas, ——- Karar sayılı gönderme kararı üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilmiş olup, ——-Esas sayılı dosya numarasına kaydedilmiştir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Celp edilen —–İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacağına istinaden davalılar aleyhine 11.324,43 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattıkları, davalının süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacı banka tarafından davalılara kullandırılan ——-kredi kartı ve ek hesaptan kaynaklanan işlemlerden dolayı ödenmeyen borcun tahsili amacı ile icra takibi yapıldığı, icra takibine itiraz edildiği anlaşılmakla davacının takip anında muaccel alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez 07/04/2023 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.Dosyada mübrez bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; Davacı——. İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı, 27.05.2019 takip tarihi itibariyle, davalı – asıl borçlu —— ve davalı – müteselsil kefil——–numaralı ticari kredili mevduat hesabı ve —— numaralı ticari kredi kartından kaynaklanmış, 10.111,69 TL asıl alacak, 826,66 TL akdi faiz, 140,91 TL temerrüt faizi, 8,98 TL BSMV ve 236,19 TL ihtarname masrafı olmak üzere; toplam 11.324,43 TL alacağının olduğu, Davacının, “takip tarihi itibariyle hesaplanan alacağı” (KMH + KK)
Asıl Alacak Akdi Faiz Temerrüt f. B.S.M.V İhtarname Toplam
(%25,80) (%31,80) (%5) Masrafı
10.111,69 TL 826,66 TL 140,91 TL 8,98 TL 236,19 TL 11.324,43 TL
Davacının icra ödeme emrinde yazılı alacak talebinin, 10.111,69 TL asıl alacak, 826,66 TL akdi faiz, 140,91 TL temerrüt faizi, 8,98 TL BSMV ve 236,19 TL ihtarname masrafı olmak üzere; toplam 11.324,43 TL olduğu,Davacının, “icra ödeme emrinde yazılı” alacak talebi
Asıl Alacak Akdi Faiz Temerrüt f. B.S.M.V İhtarname Toplam
(%25,80) (%31,80) (%5) Masrafı
10.111,69 TL 826,66 TL 140,91 TL 8,98 TL 236,19 TL 11.324,43 TL
Davacının hesaplanan alacağının, taraflar arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesi’nin kapsamına uygun olduğu ve Kredi Genel Sözleşmesi’nin “Delil” başlıklı 16. maddesine göre Banka kayıtlarının yerinde incelenmesi suretiyle tespit edildiği, Davacı —–ile davalı —— ticari işletmeler olduğu, diğer davalı —— ise davalı şirketin ortağı ve yönetici olduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin de Kredi Genel Sözleşmesi olduğu, bu nedenle 4822 sayılı Kanun ile Değişik ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un bu davada uygulanmasının mümkün olmadığı, Tahsilde tekerrür oluşturmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca; kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu sağlanmak kaydıyla, —— numaralı ticari kredili mevduat hesabı ve ——numaralı ticari kredi kartından kaynaklanmış, 10.111,69 TL asıl alacak tutarına, takip tarihinden asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, yıllık %31,80 gecikme faiz oranı üzerinden ve “kredi kartlarına uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranlarının belirlenmesi görevi verilen——- üçer aylık dönemler itibariyle kamuoyuna duyurduğu azami gecikme faiz oranlarını geçmemek üzere davacı Banka’nın ticari kredili mevduat hesapları ve ticari kredi kartı borçlarına uyguladığı, dönemler itibariyle değişen oranlardaki gecikme faiz oranları üzerinden, temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; Davacı banka ile davalı——.arasında 18.10.2018 tarihli Genel Kredi sözleşmesi ile Hizmet Paketi Sözleşmesi imzalandığı, davalının ise bu sözleşmelere müteselsil kefil olarak imzaladığı, borcun ödenmediği, davacı bankanın ihtarı sonrası alacağın ödenmediği, davacı bankanın vermiş olduğu kredi alacağının tahsili için icra takibi başlattığı, davalı yanca ödeme emrine itiraz dilekçesinde asıl alacağa, faize, faiz oranına ve ferilerine ayrı ayrı itiraz ileri sürdüğü anlaşılmıştır.Bu nedenle mahkememizce banka kayıtları üzerinden uzman bilirkişiye inceleme yaptırılmış, rapor alınmıştır. Bankacı bilirkişi hazırladığı raporunda, davalıların imzaladığı sözleşme nedeniyle kullandırılan kredinin bir süre sonra ödenmediği bu nedenle bankaca hesabın kat edildiğini, ödenmeyen takip konusu alacağın 11.324,43 TL olduğunu rapor edilmiş ve mahkemece hükme esas alınmış olup, borçlu şirketin firma kaydının çıkarıldığı, davalı ——-sözleşmenin akdedildiği tarihlerde şirket yöneticisi ve ortağı olduğu; bu nedenle kefil olması için eş rızasının aranmayacağı; şirket ortak ve yöneticilerinin şirket için çekilen krediye eş rızası olmaksızın verdikleri kefaletlerin geçerli olduğu; keza kefaletnamelerinde sözleşme tarihindeki meri yasaya uygun olarak alınmış olduğu; davalıyı bağlayıcı olduğu mahkememizce belirlenmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf, inkar tazminatı da talep etmiş olup; banka kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacakların likit olduğu, hükme esas alınan miktar yönünden de davalının itirazında haksız olduğu nazara alınarak asıl alacak üzerinden inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının—–.İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
2-Davalının İİK 67/2.maddesi gereğince 10.111,69 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 854,27 TL(Karar Harcı:773,57 TL+Başvurma Harcı:80,70 TL) harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen 2.408,00 TL (Bilirkişi Ücreti: 2.300,00 TL + Posta/Teblgat gideri: 108,00 TL) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 840,00 TL ara buluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.