Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/42 E. 2023/718 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/42 Esas
KARAR NO:2023/718
DAVA:Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ:17/01/2022
KARAR TARİHİ:01/11/2023

Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine başlatılan,—– Esas sayılı takibinden, ——– tarihinde haberdar olduğunu, Takip, Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi gereğince, davacı müvekkili şirketin gıyabında kesinleştiğini, takip dosyasının incelenmesinde, davalı——tarafından, davacı müvekkili—– aleyhine başlatılan takipte, takibe dayanak, ——– bedelli bir adet faturanın yer aldığı görüldüğünü, takibe dayanak fatura da, ————- açıklaması yer aldığını, Takibe dayanak fatura da yer alan açıklama, İngilizce chiller olarak adlandırılan ve ———– soğutma sistemleri olarak çevrilen, ısıyı bir kaynaktan alarak başka bir kaynağa transfer eden, enjeksiyon soğutma sistemi olarak adlandırılan sistemler olduğunu, fatura da, kurulduğu yazılı (iddia edilen) bu sistemin nereye ve ne şekilde kurulduğu ile ilgili bir ayrıntı yer almadığını, Malın alıcıya müessese de teslim edildiği için, sevk irsaliyesi düzenlenmediği yazılı ise de, fatura da yer alan açıklamadan da anlaşılacağı üzere, bir mal tesliminin değil, bir hizmetin faturalandırıldığı anlaşıldığını, müvekkili şirketin, davalı———— bir mal yada faturada yazılı hizmeti almadığını, Fatura da yazılı hizmet haricinde bir mal yada başkaca bir hizmet de almadığını, Taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, irsaliye olmadığını, Verildiği iddia edilen hizmetin teslim alındığına dair bir tutanak olmadığını, İş bitim belgesi olmadığını, Hiçbir ticari kayıt olmadığını, Bir geminin bu çapta bir hizmet alması ancak resmi izin ile mümkün olabilmektedir ve bu hizmet için mutlak surette bir tersane gerektiğini, Hiçbir izin, tersane giriş – çıkış kaydı da olmadığını, Olması da mümkün olmadığını, çünkü böyle bir hizmet alınmadığını belirterek toplanacak deliller ve yapılacak yargılama neticesinde, sabit olacak davaları gereğince, davacı müvekkili şirketin telafisi imkansız zararlara maruz kalmaması için, icra dosyasına yatırılacak paranın, davalıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalarının talepleri gibi kabulü ile davacı müvekkili şirketin, davalı ——- borçlu olmadığının tespitine, işletilen ve talep edilen faiz oranın fahiş olduğunun tespitine, davalı ———– % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu yöndeki iddiasının hukuken dinlenebilir bir yanı olmadığını, Zira eğer ki davacı taraf ticaret sicil adresinde son belirttiği adreste yoksa ve faaliyet göstermiyorsa ya da kapalıysa bu durum davacının kendi problemi olduğunu, zira davacı yanın zaten bir sürü borcu olan ve borçlarını ödeme gayreti içine de girmeyen bir şirket olup, adresinde bulunmaması, bu suretle alacaklılarından kaçması müvekkilini ilgilendirmeyeceğini, Usulüne uygun bir şekilde——- gelen cevaba göre —– yılında davacı şirkete TK madde’35 e göre de olsa yasal çerçeveler dahilinde tebligat yapıldığını ve kesinleştiğini, davacı yanın —- yılında takipten haberdar olduğuna dair iddiası hiçbir şekilde doğru olmadığını, Nitekim takip — yılından beri derdest olup, dosyada pek çok işlem yapıldığını, Örneğin —- yılında taşınmazlarına haciz konulduğunu ve daha sonrasında ise satış işlemleri yapılmaya başlandığını, hatta davacıya —- davetiyesi tebliğe çıkarıldığını, Ayrıca pek çok bankaya müzekkere yazılmış olup hesaplarda bakiye olmasa dahi blokeler konulduğunu, En önemlisi de davacı adına —– isimli gemiye haciz şerhi dahi eklendiğini, Ticari bir şirket olan davacının bunlarda yaklaşık 10 yıldır haberdar olmadığını dile getirmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, davacı yanın kötü niyetli olarak iş bu faturayı inkar ettiğini, davacı yanın fatura dışında herhangi bir belge olmadığını iddia etse de söz konusu iş ——- yılında yapılmış olup müvekkili ile o dönem için dostane ilişkiler kuran davacıya bu işi yapmış ve teslim edip faturasını kestiğini, O yıllarda gemilere yapılan bu gibi teknik işler için herhangi bir sözleşme, iş bitim belgesi vs yapılmamakta olduğunu, kaldı ki davacının 10 yıl sonrasında bu sebepleri ileri sürerek menfi tespit davası açması da dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, İİK 72 madde gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Mahkememizce, uyuşmazlığın davacı aleyhine başlatılan ———- dosyasından kaynaklı davacının İİK 72. Md. Gereğince borçlu olup olmadığının tespiti ve kötüniyet takip tazminatının da talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın 2009-2010 yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde Mahkememizce resen seçilen mali müşavir ve resen seçilecek eşliğinde inceleme günü verilerek bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiştir. Bilirkişiler 24/02/2023 tarihli raporunda; tarafların ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, ancak, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı tarafından davacıya tanzim edilen ————- açıklamalı,——— faturanın davacı şirketin kayıtlarında yer almadığı, bu fatura da teslim alan isim ve imzasının bulunmadığı, davalı kayıtlarına göre davacıya 1 adet fatura tanzim edildiği, davacının —-formunda bu faturanın beyan edilmemiş olduğu, hal böyle olunca, söz konusu faturanın HMK madde 190 uyarınca ispat yükünün davalı yanda olacağı, davalının, davacıya tanzim ettiği ——– tutarlı faturasını ispat etmesi halinde takip tarihi itibarıyla davalıdan — alacaklı olacağı, davalının icra takibinde ——- birikmiş faiz talebi olduğu, dosya kapsamında davacıya keşide edilmiş bir ihtarname bulunmamasına göre temerrüt oluşmadığı, davalının birikmiş faiz talebine iştirak edilmediği, takip tarihinden itibaren talebinin cinsi ile bağlı kalınarak faiz yürütülebileceği rapor edilmiştir.Davalı vekiline yemin için süre verilmiş, davalı vekili duruşmadaki beyanında “Her ne kadar tarafımıza yemin metni sunulması için süre verilmiş ise de; karşı tarafın aleyhimize olacak şekilde yanlış beyanda bulunacaklarını bildiğimizden ötürü yemin metni sunmadık. Bunun dışında davaya konu olan icra dosyası —– yılında açılmıştır.—— yılında davacının gemisinin üzerine haciz şerhi işlenmiş olup, iş bu dava takip açıldıktan 10 yıl sonra —- yılında açılmıştır. Bu sebeple karşı taraf bu davada kötü niyetlidir. Bunun dışında biz dosyaya servis kayıt formu sunduk. Aynı şekilde faturada neden sevk irsaliyesi de düzenlenmediği belirtilmiştir. Açıklanan sebeplerden ötür söz konusu fatura gerçek bir hizmete dayanmaktadır. Bu sebeplerle önceki beyanlarımızı tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı vekili davalarının kabulünü, davalı vekili de davanın reddini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; davanın, takipten sonra açılan menfi tespit davası olduğu, davalı alacaklının faturaya dayalı davacı aleyhine icra takibi başlattığı, davacı tarafından davalıdan bir mal ya da hizmet almadığını ileri sürdüğü anlaşılmış olup; davacı borçlunun borcun varlığını inkar etmesi karşısında ispat yükünün davalı alacaklıya düştüğü, tarafların ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, ancak, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı tarafından davacıya tanzim edilen —- açıklamalı,——– tutarlı faturanın davacı şirketin kayıtlarında yer almadığı, bu fatura da teslim alan isim ve imzasının bulunmadığı, davalı kayıtlarına göre davacıya 1 adet fatura tanzim edildiği, davacının ——-formunda bu faturanın beyan edilmemiş olduğu ve davalının alacaklı olduğu hususunu ispata elverişli yazılı delil sunmadığı, tarafların ticari defter kayıtlarının birbiri ile örtüşmemesi nedeniyle ticari defter kayıtlarına dayanılamayacağı ve davalının yemin delilini de kullanmadığı anlaşılmakla; davanın kabulüne; davacı —– dosyasında icra takibine konu —– bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından dolayı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE;
-Davacı ——–sayılı dosyasında icra takibine konu ———-bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından dolayı REDDİNE,
2-Kabule göre alınması gerekli 1.209,09 TL harçtan peşin alınan 832,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 376,14 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden davacı yararına taktir olunan 17.700,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 832,95 TL peşin harcın, 80,70 TL başvurma harcı ve 4.320,00 TL yazı giderleri, bilirkişi ücreti ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.233,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 01/11/2023