Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/332 E. 2023/356 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/332 Esas
KARAR NO : 2023/356

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Açılması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREKÇE: Mahkememizin —- Esas —— Karar sayılı 30/12/2021 tarihli kararında;
Bu dosyanın ilk önce mahkememizin —- Esas ——Karar sayılı dosyasına kaydının yapıldığı bildirilerek ——Esas sayılı dosyasında ilandaki şirket adından dolayı kararın kaldırılmasıyla yapılan yargılama sonunda:”Davacı vekili, taraf şirketler arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin yakıt satıp, parasını alamadığını, bu nedenle—-İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası ile davalının da aleyhine icra takibini başlattıklarını, icra takibine davalının itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini; aynı dosya üzerinden bu kez davalımıza “iflas yoluyla takip ödeme emri” gönderdiklerini, davalının 7 günlük yasal süre içinde bu takibe de itiraz etmediğini ve iflas yoluyla takibinde kesinleştiğini belirterek; mahkememizce davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, Davalı vekili, müvekkili şirketin borca batık olmadığını, kaldı ki, davacı şirkete de borçlu bulunmadığını; ticari defter ve kayıtları incelenirse davacıya borçlu olmadıklarının ortaya çıkacağını savunmuş; bilahare yargılama sürecinde ayrıca depo emrinden rücu edilmesini talep etmiş; söz konusu borç gerçekse bundan sorumlu olan şirketin bir başka ticari şirket olan —–ait olduğunu; her iki şirketin farklı bulunduğunu; buna ilişkin yargı kararı da bulunduğunu belirterek, müvekkili yönünden davanın husumetten de reddi gerektiğini savunmuş,Dava, İİK’nun 155. Vd maddeleri gereğince açılan iflas yoluyla adi takibe dayalı iflas davası olduğu,Davacımızın—–. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasında genel haciz yoluyla başlattığı icra takibinde —– izafeten ve kendi adına asaleten ——ile davalımız olan —— aleyhine icra takibi başlatmış; iki adet fatura bedeli ve işlemiş faizleri olarak toplam 215.506,01 USD’nin takip tarihinden itibaren işleyecek sözleşmesel aylık faiz ile tahsilini talep etmiş; davalımız bu takibe itiraz etmemiş, takip davalımız yönünden kesinleşmiş, diğer davalı olan —– takibe itiraz etmiş, onun yönünden takip durmuş; davacımız takip süreci içinde İcra İflas Kanununun kendine verdiği yetkiye dayanarak ve bir kez takip yolunu değiştirebileceğinden davalımız olan şirkete bu kez iflas yoluyla adi takipte ödeme emri göndertmiş, davalımız bu ödeme emrine bir hafta içinde itiraz edebilecekken, itiraz etmemiş; iflas yoluyla takipte davalımız yönünden kesinleşmiş; iş bu davada hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu,
Davalı vekili her ne kadar borcun —– ait olduğunu kendilerinin farklı bir şirket olduğunu ileriye sürmüş ve buna ilişkin —-Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas—— Karar sayılı dosyasındaki hükmü ibraz etmişse de; o dosyadaki takibe itiraz ettiği, husumet yönünden itiraz ettiği; bu itirazın iptali için açılan itirazın iptali davasında elbette bu durumun incelenip, şirketlerin farklı şirketler olduğuna karar verildiği; oysa dosyamız için yapılan genel haciz yoluyla takibe ve iflas yoluyla yapılan takibe davalımızın herhangi bir itirazının söz konusu olmadığı; iflas yoluyla takip itiraz edilemeyerek kesinleşmişse; iflas davasında artık davalımızın gerçekten borçlu olup olmadığının incelenemeyeceği; davalı vekilinin talep ettiği o incelemenin yapılamayacağı; sadece takip talebindeki şirket ile davalımız olan şirketin aynı şirket olup olmadığının irdelenebileceği; takibinde davalımız olan şirket aleyhine yapıldığı nazara alınarak davalı tarafın bu savunmasına itibar edilemediği,Mahkememizce, takip kesinleştiği için, artık borcun gerçekten doğup doğmadığı konusunda bir inceleme yapılmamış; iflas davasının özelliğinden dolayı —–ilanı yaptırılmış ancak açılan davanın muvazaalı olduğunu iddia ederek başvuran herhangi bir şahıs ya da şirket bulunmamış; iflas masrafları depo ettirilmiş; gerekli usulü işlemler tamamlanmış olup;
Mahkememizce takibe itiraz edilmediği de nazara alınarak ve bu sebeple inkar tazminatsız şekilde depo emrine konu olacak alacak uzman bilirkişiye hesaplatılmış,
Uzman bilirkişi raporunda;
2.162.747,95 TL asıl ve işlemiş faiz alacağı, 25.878,12 TL tahsil harcı ( peşin olarak yatırılmış 3.194,88 TL düşüldükten sonra kalan ) 39.509,00 TL kademeli avukatlık ücreti, 3.228,38 TL harç, 148,00 TL haciz yol masrafı, 14,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.231.525,45 TL’yi depo miktarı olarak tespit etmiş; bunun üzerine davalımıza bu depo kararını yerine getirmesi için 7 günlük süre verilerek; bu bedeli yatırmazsa iflasına karar verileceği ihtar olunmuş;Davalı depo emrinden rücu edilmesini celse arasında istemiş, talebi reddedilmiş ve tebliğ edilmiş ancak duruşma gününe kadar ziyadesiyle geçen süreye rağmen davalı vekilince depo kararı yerine getirilmemiş; son celsede de müvekkilinin depo süresi gibi kısa sürede bu bedeli ödeyecek maddi gücü olmadığını, zaten borçlarınında olmadığını beyan etmiş,Toplanan tüm bu deliller çerçevesinde; davalı aleyhine önce genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacının bunun üzerine İİK’nun verdiği imkan ile takip yolunu değiştirip, iflasa tabii olan davalımıza bu kez iflas yoluyla adi takibe ilişkin ödeme emri gönderdiği, davalının buna da itiraz etmediği ve iflas yoluyla takibinde kesinleştiği; davada yasal prosedürler gereği işlemlerin tamamlandığı; depo miktarının tespit ettirilip, davalıya tebliğ edildiği, davalının depo emrini yerine getirmediği görülmekle, yasal şartların gerçekleştiği nedeniyle iflasına karar vermek gerekmiş olduğu belirlenip;
DAVANIN KABULÜNE,
—-Ticaret Sicil Müdürlüğünde —- sicil nosu ile kayıtlı olan ——Şirketi’nin İİK’nun 158/2 maddesi uyarınca İFLASINA,İflasın 10/10/2019 tarihi saat 14:04 itibariyle AÇILMASINA,”
KARAR VERİLMİŞ; DOSYANIN MAHKEMEMİZİN —— ESAS SAYILI DOSYASINA KAYDINDAN SONRAKarar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş,—– Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesinin —- esas ——-Karar sayılı ilamıyla,
“…İİK’nın 158.maddesinin göndermesi ile İİK’nın 166/2 fıkrasında belirtilen usule göre mahkemece gerekli ilanlar yapılmış, iflas davası 11/02/2019 tarihinde —–, 08/03/2019 tarihinde —– gazetesinde ilan edilmiştir. Ancak davalı şirket unvanı ——ŞİRKETİ olmasına rağmen ilanlar —– olarak yapılmıştır. Bu nedenle ilandan beklenen sonuçlar doğmamıştır, yapılacak ilan kamu düzenini ilgilendirmekte olup, iflası istenen gerçek takip borçlusu kim ise ilanda da o kişinin / şirketin belirtilmesi gerekir. Ancak, ilanın uygun yapılması halinde iflası talep eden borçlunun alacakları iflas davasından haberdar olabileceğinden, aksi hak kaybına neden olur ” denilmek suretiyle mahkememiz kararı kaldırılmış;
Mahkememizce, yeni esas numarası olan davada, bu kez usulüne uygun ve borçlu şirketin ——ŞİRKETİ olarak ilan yenilenmiş; hak iddia eden kişiler davet edilmiş ancak yine herhangi bir başvuru olmamış,Ortaya çıkan bu durum nedeniyle mahkememizce verilen ilk kararın kaldırıldığı, ancak aradan geçen süre sebebiyle takip konusu miktarların arttığı, bu sebeple yeniden güncel borcun belirlenmesi gerektiği nazara alınmak suretiyle bilirkişi incelemesine gidilmiş, tayin edilen duruşma günü nazara alınmak suretiyle yapılan incelemede,Alınan bilirkişi raporuyla tespit edilen borç kalemleri yönünden ödeme emri oluşturulup;4.341.045,46 TL ( 466.718,86 USD karşılığı ) asıl alacak,
132.035,45 TL icra vekalet ücreti,197.517,57 TL %4,55’ten tahsil harcı ve
368,50 TL icra masrafı olmak üzere toplam 4.670.966,98 TL’yi iş bugünden itibaren 7 gün içinde depo etmesi yoksa hakkında iflas kararı verileceğinin ihtarına karar verilmiş, ihtar davalı vekilinin yüzüne karşı yapılmış,Davalı vekili süresi içinde yine ilk yargılamadaki itirazları ileriye sürerek müvekkili şirketin borçlu olmadığını beyan etse de; kaldırılan kararımızın bu yöndeki gerekçelerinin aynen devam ettiği, iflas yoluyla yapılan takip talebindeki ödeme emrinin davalımız olan şirkete tebliğ edildiği; davalımızın takibe itiraz etmediği için artık takibin kesinleştiği; bu nedenle bir başka şirketin borçlu olduğunu davalımızın ileriye süremeyeceği nazara alınarak ve ödeme emrinin de yerine getirilmediği belirlenerek, yeniden davanın kabulüne karar verilmiş ”
Bu kararda 21/10/2021 tarihinde yapılacak duruşmaya göre hesaplamanın yapıldığı ancak bilirkişi raporunun 21/10/2021 tarihli duruşmadan hemen önce gelmesi ve tarafların rapora karşı itiraz süreleri devam etmesi sebebiyle o celse karar verilemediği, depo kararının 02/12/2021 tarihli duruşmada verilebildiği; her ne kadar depo emrinin depo kararı verileceği duruşma gününe göre hesaplanan bedel üzerinden verilmesi gerekiyorsa da, ülkedeki enflasyonun pozitif olduğu, 02/12/2021’e göre hesaplanacak depo emrinin daha yüksek olacağı aşikar iken, davacı vekilinin rapora itiraz etmediği, iflas kararının verilmesini talep ettiği, bu haliyle depo emrinin davalının lehine olacağı nazara alınarak mahkememizce 02/12/2021 tarihli duruşmada depo kararına karar verilmiş; ödeme gerçekleşmeyince iflasa hükmedilmiş olup; Söz konusu karar davalı vekili tarafından yeniden istinaf edilmiş, — Bölge Adliye Mahkemesinin—–. Hukuk Dairesi tarafından—– Esas —— Karar sayılı hükmünde;
Depo emri esas olacak hesabın 21/10/2021 tarihinde yapılacak duruşmaya göre hesaplandığı, depo emrinin ise, 02/12/2021 tarihli duruşmada verildiği oysa depo kararının verildiği gün için hesaplanan alacağı içermesi gerektiği sebebiyle mahkememiz kararı yeniden kaldırılmış;
Dosya mahkememizin —–esasına kaydedilmiş;
Davalı tarafın husumet yönünden yaptığı itirazların yukarıdaki açıklanan gerekçelerle incelemesi yapılamamış;
Mahkememizce depo emrinin verileceği 30/03/2023 tarihine göre alacak kalemleri güncelletilmiş, alınan rapora göre;
” 10.226.156,79 TL ( 537.209,39 USD karşılığı ) asıl alacak,
340.261,57 TL icra vekalet ücreti,
465.290,13 TL %4,55 tahsil harcı,
368,50 TL icra masrafı olmak üzere toplam 11.032.076,99 TL’yi mahkememiz veznesine depo etmesi için 7 gün kesin süre verilmesine ”
KARAR VERİLMİŞ;
Davalı taraf depo emrini yeniden yerine getirmediğinden tekrar iflasına karar verilmiştir.
Dava, 2018 tarihli olup, davalı şirketin ticaret sicil kaydının kapalı olduğu, esasen —–Asliye Ticaret Mahkemesinin—— Esas sayılı dosyasında 13/01/2021 tarihinde hakkında iflas kararı verildiği ve —– İflas defteri üzerinden iflas işlemlerinin devam ettiği, —– İcra Dairesi İflas Müdürlüğü tarafından verilen 31/12/2021 tarihli müzekkereden de belli ise de;
İflasın sonuçları sebebiyle mahkememiz tarafından da iflas kararı verilmek zorunda kalınmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
—–Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olan—– Şirketi’nin İİK’nun 158/2 maddesi uyarınca İFLASINA,
İflasın 08/05/2023 tarihi saat 13:54 itibariyle AÇILMASINA,
İflas kararının derhal yazı işleri müdürünce —–İcra ve İflas Müdürlüğüne bildirilmesine ve tasfiye işlemlerinin yapılması için iflas avansınında iflas dairesine aktarılmasına, iflas idaresince avansın yetmemesi halinde HMK’nun 325. Maddesi uyarınca masrafların resmi ödenekten karşılanıp iflas tasfiyesi sırasında bu hususun dikkate alınmasına,
İflas müdürlüğünce iş bu kararın ilan ettirilmesine,
İFLAS KARARININ MASRAFI PEŞİN YATIRILAN POSTA GİDERLERİNDEN KARŞILANARAK İİK’NUN 164. MADDESİ UYARINCA TARAFLARA RESEN TEBLİĞİNE,
Dava maktu harca tabi olduğundan 144,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,Tamamı davacı tarafından karşılanan, mahkememizin —–Esas sayılı dosyası üzerinden gerçekleşen 3.962,70 TL yargılama giderine, bu dosyada yapılan 6 adet elektronik tebligat gideri 33,00 TL ve 600,00 TL bilirkişi ek ücreti eklenerek 4.025,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,Karar tarihindeki AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İŞ BU KARARIN —-TİCARET SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE VE —- ODASINA AYRI AYRI BİLDİRİLMESİNE, Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, e-duruşmayla bağlanan davalı vekilinin varlığında, vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 10 gün içinde ——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.