Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/313 E. 2023/713 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/313 Esas
KARAR NO:2023/713
DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/03/2019
KARAR TARİHİ: 01/11/2023

Mahkememizde görülen Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalılardan —— tarihinde ilk iki ay deneme süreli, başlangıç tarihi ——- Belirli ——-yaptıklarını, sözleşmenin 3. maddesinde müvekkilinin çalışma yeri ve görevinin tanımlandığını, 3. maddeye göre; müvekkilinin diğer davalı —— işyerinde çalıştığını, —— ve —— yürüttüğünü, ——— olduğunu, müvekkilinin —— tarihinde işe başladığını, deneme süresinin sonunda tarafların karşılıklı fesih iradesi olmadığı için çalışmaya devam ettiğini, aralıksız olarak —— tarihine kadar çalıştığını, çalıştığı süre zarfında çalışma ve hizmetleri ile ilgili olarak müvekkiline herhangi bir şikayet ve olumsuzluk içeren bir olay iletilmediğini,———— tarihinde müvekkiline —— mesaj atarak iş akdini eylemli olarak feshettiğini, müvekkilinin dava tarihi itibariyle işsiz olduğunu, iş bulamadığı için çalışamadığını, müvekkilinin vekili aracılığı ile ——–yevmiye no’lu ihtarnamesini keşide etmiş olduğunu, sebep gösterilmeden haksız yere iş akdinin fesih edilmesi sebebiyle fazlaya ilişkin hakları ve talepleri saklı kalmak üzere —— tazminatın ödenmesini talep ettiğini, ihtarnamenin muhataplara—–tarihinde tebliğ edildiğini, davalıların herhangi bir ödeme yapmadığını, arabulucuya başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; 5.000.00 USD haksız fesih tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsil olarak tahsilini iddia ve talep etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3. maddesine bakıldığında davacının görev tanımında ——-yapmak olarak tanımlandığını, maddenin devamında yapacağı işlerin bunlarla sınırlı olmadığını belirttiğini, müvekkilinin çalıştığı dönemde fiilen ——-yapmadığını, işverenin talimatları çerçevesinde verilen işleri yaptığını, davalı tanığı —- belirttikleriyle ilgili yazılı bir belgenin mevcut olmadığını, sözleşmenin 4. Maddesinde çalışma sürelerinin iş Kanunu hükümleri çerçevesinde işverence serbestçe belirleneceğinin açık olarak hüküm altına alındığını, işverenin çalışma sürelerini ve çalışma yerlerini değiştirme yetkisini üzerine aldığını, yazılı sözleşmeye rağmen davalı tanığın beyanlarının dikkate alınamayacağını, işverenlerin işin gerektirmesi halinde—– günlerinde çalışmayı sözleşme hükmü ile kayıt altına aldığı gibi yetkiyi de kendi üzerine aldığını, bu konularda müvekkiline tanınmış yetki ve ayrıcalık olmadığını, taraflar arasında yazılı iş sözleşmesi var iken davalı işyerinde çalışan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini iddia etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :Dava haksız fesih tazminatının davalılardan tahsili talebinden ibarettir. Dosyanın,——- tarihli görevsizlik kararı ile geldiği anlaşılmıştır.———dinlenen davalı tanığı ———– beyanında “Ben davalı işyerinde —– tarihinden buyana en son kordinatör olarak çalışmaktayım, Davacı, davalı işyerinde ——– tarihleri arasında yönetim kurulu başkan yardımcısı ve icra kurulu başkanı olarak çalıştı. Davalılardan —– davalı şirketin —–başkanıdır, davacının iş akdinin ne şekilde ve ne sebeple sona erdiğini bilmiyorum. Davacının ne kadar ücret aldığını bilmiyorum, tanıklık ücreti istemiyorum, davacı çalışma saatlerini kendisi belirliyordu, davacı hafta sonları çalışmazdı, davacıya yönelik herhangi bir hakaret ve kötü muamele yapılmamıştır” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Yine davalı tanığı ———– da ” Ben davalı işyerinde —- tarihinden buyana en son hukuk müşaviri olarak çalışmaktayım, Davacı, davalı işyerinde Eylül —– tarihleri arasında yönetim kurulu başkan yardımcısı ve icra kurulu başkanı olarak çalıştı. Davalılardan——– davalı şirketin yönetim kurulu başkanıdır, davacının iş akdinin ne şekilde ve ne sebeple sona erdiğini bilmiyorum. Davacının ne kadar ücret aldığını bilmiyorum, tanıklık ücreti istemiyorum, davacı çalışma saatlerini kendisi belirliyordu, davacı hafta sonları çalışmazdı, davacıya yönelik herhangi bir hakaret ve kötü muamele yapılmamıştır,davacı işveren vekili olarak çalışmıştır, davacı tek başına sözleşme görüşmelerini yapabiliyordu, alım ve satımla ilgili pazarlıkları yapabiliyordu, ayrıca bu konu ile ilgili raporlamaları ben kendisine sunuyordum, toplantıları da —- olmasına rağmen kendisi organize ediyor, kendisi başkanlık ediyordu, gündemi kendisi belirliyordu, taraflar arasında belirli iş sözlemesine ilişkin bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. ——- tarihli raporunda; “Haksız Fesih Tazminatı” TBK.md.438/lll’te düzenlendiğini, 438. maddenin 1ll. Fıkrası “Hakim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir; ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık Ücretinden fazla olamaz.” şeklinde olduğunu, TBK madde 438/l1l’te düzenlenen bu ikinci tazminat türü (haksız fesih tazminatı), haksız fesih yapan İşverenin, hukuka aykın olan davranışının yaptırımı niteliğinde olduğu, Haksız fesih tazminatı TBK md. 438/1’de öngörülen tazminattan tamamen farklıdır ve hakimin bütün durum ve koşulları dikkate alarak miktarını belirleyeceği bir tazminattır. Haksız fesih tazminatının Üst sınırı, İşçinin altı aylık Ücreti kadardır. Durumu değerlendirecek olan hakimin takdirine bağlı olarak, haksız fesih tazminatının ödenmemesi de Mümkün olduğunu, haksız fesih tazminatının hak edildiği yönünde karar vermesi için davacının ücretine göre 6 aya kadar hesaplama yapılacağını rapor etmiştir.
Yine aynı bilirkişiden alınan ———- tarihli ek raporunda; haksız fesih tazminatının 1 aylık ——- net olduğu, dava dilekçesinde davacı tarafça ücret alacağına ilişkin beyan ve talepte bulunulmadığını, yalnızca haksız fesih tazminatı talep edildiğinden bu hesaplama yapıldığını, davacının ücret alacağı olduğu yönünde karar vermesi durumu için sözleşmenin —- tarihinde bitecek olmasına göre —- tarihinden itibaren—— ücret alacağı hesaplanacağını, ücret alacağının toplam — olduğu rapor edilmiştir. Davacı vekilinin——tarihli dilekçe ile dosyaya sunulan bilirkişi raporunda sözleşmenin fesih tarihi itibariyle —— olduğunu, bilirkişi raporunda belirlenen bedel üzerinden taleplerinin arttırılıp da talep üzerinde dava harcıda ikmal edildiğini, HMK 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açmış olduğukları davadaki —- taleplerinin dava tarihi itibariyle — arttırılarak ——– tazminatın ödeme tarihindeki ——tazminatın, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davanın ticari bir dava olduğu işçi alacağı davası olmadığı, işçi alacağı gibi hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar vermenin mümkün olamayacağı mahkemenin öncelikle davacının mesleki niteliğinin tespiti gerektiği; bunun içinde davacının diplomasının suretinin mahkemeye sunması ve şimdiye kadar çalıştığı işler ve işyerleri ve yer aldığı projelere ilişkin tüm delillerin davacı tarafından sunulması gerektiği, bu aşamadan sonra bu nitelikte çalışanın davalı şirket tipinde bir işi piyasa koşullarında ne sürede bulabileceği daha az kazançlı bir işe girse dahi o taktirde hem o işi bulma hemde bir süre o maaş farkını karşılayacak şekilde tazminat hesabı yaptırılması gerekeceği nazara alınarak; hesap bilirkişisine verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi 30/05/2023 tarihli raporunda; feshin haklı nedene dayandığının ispat yükünün davalı işverende olmasına, şirketin mali durumunun iddia edildiği gibi bozuk olması halinin haklı nedene dayalı fesih nedeni oluşturmadığı, TBK.m. 438/f.3 uyarınca 6 aylık ücret miktarını geçmeyecek tazminatın istenebileceği sonucunun nihai taktirinin mahkemeye ait olacağı 13/09/2018 tarihli 85 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 32 sayılı kararda değişiklik yapan 4/g maddesi uyarınca iş sözleşmelerinin yabancı para olarak kararlaştırılmamasına göre, aylık net 4.000,00 USD ücretin tebliğdeki dönüşüm esaslarına göre karşılığının aylık 18.332,12 TL olduğu, tazminatın 6 aylık tavan tutarının 18.332,12 TL X 6 ay= 109.992,72 TL olduğu taraflar arasındaki hizmet akdinin toplam 4 ay sürdüğü, bilirkişi görüşünün uygun görülmemesi halinde 4.000,00 USD aylık tutar üzerinden 6 ayı geçmeyecek tazminatın takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacının talep artırım dilekçesinin 24.000,00 USD talep ettiğinin görüldüğü, davada yaslanılan sözleşmenin davalılardan —— tarafından imzalandığı, diğer davalı şirket adına imzalandığı hususunun içeriğinden anlaşılamadığını, davacının ihtarnamesinin 24/01/2019 günü tebliğ edilmesine göre tanınan 3 günlük atıfet mehline nazaran 28/01/2019 tarihinin temerrüt için ilk gün olduğu rapor edilmiştir. Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 10/09/2018 tarihinde belirli süreli bireysel iş sözleşmesi akdedilmiş olup, işe başlama tarihi 10/09/2018 olarak belirlendiği ve 31/12/2019 tarihinde hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceği kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Ancak deneme süresinin sonunda tarafların karşılıklı fesih iradesi olmadığı için çalışmaya devam ettiği fakat davalı —–tarafından ” çalışmaya devam etmenizi üzülerek istemiyorum, malum maaşları ödemekte bile zorlanıyoruz, bugünden sonra sizden günlük danışmanlık hizmeti alalım, bugün gelip yüz yüze görüşelim istedim ama gelemedim, gribi çok ağır geçiriyorum ” şeklinde davacıya mesaj göndererek işine son verdiği ve davacı yanca sözleşmenin süresinden önce fesih nedeniyle maaş ödemesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Feshin haklı nedene dayandığının ispat yükünün davalı işverende olduğu, şirketin mali durumunun iddia edildiği gibi bozuk olması halinin haklı nedene dayalı fesih nedeni oluşturmadığı, bu nedenle TBK.m. 438/f.3 uyarınca 6 aylık ücret miktarını geçmeyecek tazminatın istenebileceği ancak 13/09/2018 tarihli 85 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 32 sayılı kararda değişiklik yapan 4/g maddesi uyarınca iş sözleşmelerinin yabancı para olarak kararlaştırılmaması gerektiği, taraflar arasında yapılan sözleşme tarihinden 3 gün sonra 32 sayılı karar yayınlanmış olup tarafların —– üzerinden belirlenen aylık hizmet bedelini derhal TL’ye çevirmeleri gerekir. Çevirmeyince —- olarak istenmiş ancak söz konusu çevirmeyi mahkemece yapılması yasal zorunluluk arz etmiştir. Aylık net 4.000,00 ——-ücretin tebliğdeki dönüşüm esaslarına göre karşılığının aylık 18.332,12 TL olduğu, tazminatın 6 aylık tavan tutarının 18.332,12 TL X 6 ay= 109.992,72 TL olduğu taraflar arasındaki hizmet akdinin toplam 4 ay sürdüğü, davacının talep artırım dilekçesinin 24.000,00 USD talep ettiğinin görüldüğü, davacının ihtarnamesinin 24/01/2019 günü tebliğ edilmesine göre tanınan 3 günlük atıfet mehline nazaran 28/01/2019 tarihinin temerrüt için ilk gün olduğu tespit ve kabul edilmekle; davalılardan —- borçlarından şahsi sorumluluğu bulunmadığından davalı —– yönünden davanın husumetten reddine, davalı ——- Yönünden davanın Kısmen Kabulü ile; 109.992,72 TL’nin temerrüt tarihi olan 28.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek olan bankaların uyguladığı yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesine hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davalı —– yönünden davanın husumetten REDDİNE,
2-Davalı —— Yönünden davanın Kısmen Kabulü ile; 109.992,72 TL’nin temerrüt tarihi olan 28.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek olan bankaların uyguladığı yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı ——- tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 7.513,60 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 460,82 TL harcın ve 1.743,18 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.309,60 TL harcın davalı ——— tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı———– alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden davalı ——-Kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılmış 460,82 TL peşin harcın, 44,40 TL başvurma harcının ve 1.743,18 TL ıslah harcının yargılama giderine katılmaksızın davalı—— alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafça yapılmış tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 3.006,95 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 2.562,95 TL’nin davalı ——– alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Hakkındaki dava husumetten reddilen —– yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davalı —–tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,00 TL’den davanın reddine isabet eden 32,50 TL nin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davadan önce gidilen ara buluculukta devletçe karşılanan 680,00 TL ara buluculuk ücretinin davalı ——– tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
12-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 01/11/2023